Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasının sürecin inandırıcılığı için önemli olduğunu söyledi. Girasun, “O yüzden Öcalan’ın tarihsel liderliğinin yanında Demirtaş’ın toplumsal liderliği de önemli” dedi.
Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun, Hafta Başı programında Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı. Girasun, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yeni süreçte nasıl rol oynayabileceğini değerlendirdi.
Girasun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan süreçte henüz güven verici bir noktaya gelinmediğini söyledi. Roj Girasun, “Örgütün açıklaması başka bir şeye işaret ediyor. ‘Henüz aramızda bir ateşkes hali yok, o sebeple de bağlantı kurulamaz’ diyor. Saldırının zamanlaması Kürt toplumunda da genel anlamda Türkiye toplumunda da ciddi kaygı hali yarattı” diye konuştu.
Roj Girasun: “Saldırı sonrası yapılan açıklamalar süreci güçlendirdi”
Saldırı sonrası siyasilerin tutumunun süreci güçlendirdiğini söyleyen Girasun, “Bahçeli’nin açıklamasında milli birlik vurgusu vardı. DEM Parti’nin yaptığı açıklama saldırının zamanlamasının manidarlığı ile ilgiliydi. Demirtaş da uzun zaman sonra konuşmuş oldu. Öcalan’ın muhtemel bir silahsızlanma çağrısının arkasında duracağını söyledi” dedi.
“Demirtaş’ın serbest kalması süreci inandırıcı kılar”
Demirtaş’ın süreçte yeniden gündeme gelebileceğini söyleyen Girasun, “Demirtaş’ın serbest bırakılması süreci inandırıcı kılacak gelişmelerin başında geliyor. Eğer Türk-Kürt birlikteliğinin yeni bir tarihsel evreye geçişinden bahsedeceksek sürecin inandırıcılığı artırılmalı. O yüzden Öcalan’ın tarihsel liderliğinin yanında Demirtaş’ın toplumsal liderliği de önemli. Aksi durumda bu sürecin hem etkisi hem de inandırıcılığı zayıf olacaktır” diye konuştu.
Bahçeli ne dedi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin” dedi.
Türkiye ve Türk milleti için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduklarını söyleyen Bahçeli, “Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi. Bahçeli, “Ne Kandil, ne Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız” diye konuştu.
“Gövdemizi koymaya hazırız”
Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı’ndan PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıya ilişkin şunları söyledi:
“TBMM’de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün ve hatta mecburidir. Eğer terörsüz siyaset, hususunda herkes ittifak halindeyse, değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız. Geçen haftaki grup konuşmamda demiştim. Türkiye’ye getirilirken, ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen terörist başı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.”
“Yeni bir çözüm sürecine değil, kardeşliği kuvvetlendirmeye ihtiyacımız var”
Bahçeli, Meclis’in açılış töreninde DEM Partililerle el sıkışması sonrası başlayan yeni çözüm süreci tartışmalarına da değindi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Bahçeli, Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine ihtiyacı olmadığını söyledi. Ayrıca Bahçeli, “Bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacımız var” dedi.
Bahçeli, Türkiye’nin terörle mücadelesinde çok fazla kaynak harcandığını dile getirdi. Ayrıca Bahçeli, işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliğinin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
“Terör örgütünün taleplerini kabul etmek tehdide boyun eğmek demektir” karmaşası
Bahçeli, Meclis kürsüsünde “Terör örgütünün taleplerini kabul etmek tehdide boyun eğmek değildir” dedi.
Bahçeli, konuşmasında “Meselenin can alıcı noktası şudur” diye tarif ettiği bölümde ise şunları dile getirdi:
“Terör örgütünün taleplerini kabul etmek tehdide boyun eğmek demektir. Üstelik yeni saldırıları kışkırtmaktan başka bir netice de vermeyecektir. Ancak silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlış ise,.terörü yaratan ortamın iyileştirilmesi amacıyla demokratik adımları atmaktan imtina edilmesi o ölçüde hatalıdır.”