Esad sonrası yeniden şekillenen Suriye’de aktörler HTŞ’yi dengelemek için sahaya iniyor

Sivil toplum kuruluşları yeniden şekillenen Suriye’de nasıl adım atacaklar, rolleri ne olacak, önerileri ne? Göksel Göksu ve Kaya Heyse, Medeniyet Topluluğu’ndan Bakri Zeynettin’le konuştu.

Esad sonrası yeniden şekillenen Suriye’de aktörler demokrasi için sahaya iniyor (Fotoğraf: Kaya Heyse, 22.12.2024)
Fotoğraf: Kaya Heyse (22.12.2024)

İç savaştan çıkan Suriye’de yeni yönetimi şekillendirme arayışları hız kazandı. HTŞ liderliğindeki 36 parçadan oluşan koalisyonun lideri Golani, Esad’ı devirdikten sonra devlet kurumlarını yıkmayacağı ve ülkenin etnik ve dini çeşitliliğine saygı göstereceğini vaat etmesinin ardından kurumların başına İdlib’den gelen ekip geçti. İçinden geçilen hassas süreçte onlar da yeni sürece ayak uydurmaya çalışıyor, bu kesimin İdlib’de sergilediği yönetim biçimini bilenler de.

Suriye’de aktörler sahada: STK’lar söz sahibi olabilecek mi?

Yeni Suriye hükümetinin kurulması aşamasında Suriye’deki iç dengeleri ortak paydada buluşturma arayışı var. Talepler demokrasinin yerleşmesi, dini dayatmalardan uzak, kadın ve azınlık haklarının garanti altına alınması, bölünmemiş bir Suriye’nin inşa edilmesi başlıkları etrafında şekilleniyor.

Bu süreçte Golani ile Bağdadi’nin birlikte çalıştığını akıllarının bir köşesinde tutarak ülkenin yeniden şekillenmesi aşamasında söz sahibi olmak isteyen geniş bir kesim var. Adı: Medeniye Topluluğu.

Topluluk 2023 Haziran’ında Fransa’da kuruldu. 205 STK’yı bünyesinde barındıran bu çatı örgüt, Suriye’nin her noktasında varlık gösteriyor.

Beşar Esad devrilene dek Şam, Hama gibi rejimin etkili olduğu yerlerde faaliyetlerini gizli yürüten kuruluşların bir kısmı ağırlıklı olarak Halep ve İdlib’de varlık gösteriyordu. YPG bölgesinde olanlar da var. Çatışmalı yıllarda yurtdışına gidenlerin başını çektiği yapılanmalar da bu toplulukta yer alıyor. Ürdün, Lübnan, Türkiye, İngiltere, ABD gibi pek çok ülkede dağınık haldeydiler.

2015’te kabul edilen 2254 sayılı Birleşmiş Milletler kararına kadar eli kolu bağlı halde çalışmalar yürüten STK’lar bu tarihten itibaren harekete geçti. O güne dek kimi acil yardım, kimi mülteci, kimi sığınmacı, kimi hukuki yardım üzerine çalışmalar yürüten 205 STK, Medeniye Topluluğu adı altında birleşti ve beraber hareket etmeye başladı. Üyeleri de Suriyeli, bağımsızlıklarını korumak adına özellikle altını çizdikleri gibi onları finanse eden kuruluşlar da.

STK temsilcileri demokrasi için Suriye’de

BM kararlarının hayata geçirilmesi için birlik oldular ve Suriye hükümeti ile muhalefet kimliğiyle müzakere masasına oturmak, geçici yönetimin kurulması aşamasında yer almak, yeni anayasa yazılmasına katkı sunmak ve BM gözetiminde yapılacak seçime zemin hazırlamak için çalışmalara başladılar.

Ancak Esad rejiminin düşmesi ve Heyet Tahrir eş-Şam’ın yönetimi ele geçirmesiyle hem denklem değişti hem de karşılarındaki muhatap… Yeni dönemde bu kuruluşlar bulundukları yerden çıkarak harekete geçti. Önceden gizli kapaklı yürüttükleri çalışmaları artık aleni yapıyorlar. Eskiden hükümet karşıtı bir çalışma içindelerken, şimdi yeni idareyle işbirliği içindeler.

Ancak farklı coğrafyalarda olmalarına rağmen insan hakları ve demokrasi ve herkesi kapsayan bir anayasa yapılması ortak paydasında buluştular.

Bu oluşumda yer alanların bir kısmı 8 Aralık sonrası uzun bir ayrılığın ardından hemen ülkesine döndü. Bir kısmı da geri dönmek ve sürece katkı sunmak üzere geçici hükümetten davet bekliyor. Üçüncü bir grupsa kararını gelişmelere göre vermeyi tercih ediyor, süreci uzaktan izliyor. Hep birlikte ülkelerinin yeni dönemine yön verecek ve ortak bir amaç için çabalayacaklar.

Bu gruplar Baas rejiminin devrildiği 8 Aralık öncesi, hayalini bile kuramayacakları bir işe imza attı, Şam’da gizlenip saklanmadan herkesin gözü önünde bir toplantı düzenlediler.

Karşılarındaki koltukta Esad değil, Golani oturuyor. Onlar görüşme taleplerini Golani’ye çoktan iletti, cevap bekliyorlar. Gelir gelmez de görüşecekler.

Medeniyet Topluluğu yöneticisi Bakri Zeynettin bu süreçte yaşananları Medyascope’a anlattı, birlikte geleceğini yeniden şekillendiren Suriye’yi konuştuk.

 Bakri Zeynettin
Bakri Zeynettin (Fotoğraf: Kaya Heyse, 22.12.2024)
  • Suriye’nin geleceğinde STK’lara yer verilecek mi?

Önceliğimiz, bu süreçte tüm kuruluşların söz sahibi olması. Suriye Geçici Hükümeti’nin “askeri operasyonlar idaresi” birimi, ülkedeki tarafların tamamının katılımıyla bir toplantı düzenleneceğini duyurdu. Bu çok önemli bir adım. Biz de bu toplantıda yer almak istiyoruz. O masada siyasi taraflar da yer almalı STK’lar da. Toplantının tarihi henüz açıklanmadı ama ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak isteyenler arasında STK’lar da var. Toplantının şubat – mart aylarında gerçekleşmesi bekleniyor, henüz taraflara davet gitmedi.

  • Toplantıda kimler olacak, ya da sizin olmasını beklediğiniz isimler var mı?

BM kararı gereği Katar’da koalisyon kuruldu. O koalisyon geçiş sürecini yönetecekti. Esad karara uymadığı için hayata geçmedi. O plan doğrultusunda tüm aktörler masada olmalı. Bu toplantı aktörler değişse de o sürecin ilk adımı, yani müzakere masası. Üç aylık geçiş sürecinin ardından yeni anayasayı yazmak ve ülkenin yönetim modelini belirlemek üzere 18 ay süren yeni bir aşama başlayacak. Biz geçici yönetimin kurulması aşaması ve yeni anayasa yazılmasına katkı sunmak üzere de masada olmak istiyoruz. O heyetlerde rejime karşı savaşan silahlı gruplar da yer alacak, Rusya’da, Kahire’de yaşayan rejimden kaçan siyasetçiler de… Aralarında Esad döneminde Deyrizor ve Lazkiye Valiliği, 2011’de Tarım Bakanlığı, 2012’de başbakanlık yapan Riyad Farid Hijab gibi isimlerin de yer alması gündemde.

Hijab başbakan olduktan kısa süre sonra da görevinden ayrılarak ülkeden kaçtı ve ardından muhalefet saflarına geçtiğini duyurdu. Hijab aynı zamanda 2015’te BM anlaşması gereği kurulan müzakere komisyonuna da başkanlık etti.

Bakri Zeynettin, eşit ve özgür bir Suriye için çalışacaklarını söyledi. (Fotoğraf: Kaya Heyse, 22.12.2024)
Bakri Zeynettin, eşit ve özgür bir Suriye için çalışacaklarını söyledi. (Fotoğraf: Kaya Heyse, 22.12.2024)
  • Nasıl bir Suriye için çalışıyorsunuz?

Bu konuyla ilgili daha yeni toplantı yaptık hem de kendi ülkemizde. Geçiş sürecinde nasıl yer alabileceğimizi, hedeflerimizin, üzerimize düşen görevlerin ne olduğunu konuştuk. Ortak talebimiz eşit, özgür, çeşitliliğini koruyan, demokrasiyle yönetilen bir sistem inşa edilmesi. Tüm dinleri, mezhepleri, etnik kökenleri kapsasın. Ve Suriye’nin bütünlüğü bozulmasın. Bu noktada kuzeydoğunun YPG kontrolünde olması, İsrail’in 8 Aralık sonrasındaki ilerleyişi ve işgali kritik önemde. İki tarafla da sorunların siyasi kanallarla çözülmesini istiyoruz, artık savaş olmasın. Yeter…

“8 Aralık’tan sonra her şey mümkün”

  • Siyasi kanallarla bu sorunların çözüleceğine inanıyor musunuz?

Artık her şey mümkün, 8 Aralık’tan sonra her şey mümkün. Mesela YPG’nin Esad rejimi döneminde bir sebebi vardı, Esad gidince elinde sebep kalmadı. Diğer taraftan İsrail için de aynı şeyler geçerli. Onların da ellerinde bir sebepleri kalmadı. Bütün bunların siyasi kanalları devreye sokarak çözmenin mümkün olduğu bir dönemdeyiz.

  • Bir tarafta radikal İslamcı bir grup diğer tarafta protest tutum sergileyenler var. Bu noktada “Tampon bölgeye ihtiyaç var” diyerek size güveniyorlar. Böyle bir işleviniz olacak mı?

Biz kesinlikle iki kutup arasında tampon görev üstleneceğimize inanıyoruz, böyle bir misyonumuz var. Kutuplaşma dünyanın her yerinde var, bu nedenle bizim gibi kuruluşların varlığı çok önemli. Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz? İki tarafı da çok iyi bildiğimiz için iki tarafın da düzenlenecek toplantıda temsil edilmesi çok önemli. İki uçtakilerin kullandığı dil, duygu ve düşüncelerini söylemek için sergiledikleri davranış bazen tepkisel bir şekilde ortaya çıkabilir. İki tarafın düşüncelerinin en doğru şekilde muhatabına ulaştırılmasını sağlamak çok önemli bu süreçte. Örneğin bizim için kadınlar toplumun vazgeçilmez parçası. İç savaş sırasında en ağır yük onların omzundaydı. Ölen ya da yurtdışına kaçan erkeklerden kalan görevi kadınlar üstlendi, ayrıca zaten bu onların en doğal hakları. Öte yandan masaya oturacak taraflardan bazıları kadınların olmasına karşı çıkabilir. Bu açıdan da içinde bulunduğumuz üç aylık dönemde varlığımız çok önemli. Hassaslığın bir nedeni de bu çünkü bunlar olmazsa istikrar sağlanamaz. Her şey sıfırdan inşa edildiği için çok hassas bir dönemden geçiyoruz.

  • Ülkenin yönetiminde ismi 2013’ten beri terör listesinde yer alan Golani ve El-Kaide bağlantısı nedeniyle 2014’te terör listesine giren HTŞ var. Şeriat dayatmasıyla karşılaşabileceğinizi düşünüyor musunuz?

İdlib’deki durum ortada. Yalan söyleyemeyeceğim. Biz iyi niyetli davranmaya özen gösteriyoruz. İdlib örneğinden yola çıkarsak orayı tek taraf olarak yönettiler ve insanların özgürlüğünü kısıtlıyorlardı. Ama Şam’da yaptığı açıklamalar bununla örtüşmüyor. Zamana ihtiyaç var anlamak için. Geçen yıllarda radikal İslamcı gruplar ele geçirdikleri yerlerde kadınları başlarını örtmeye zorladı. 2016’ya kadar Halep’te yaşadım. Orayı o dönem bir tık ılımlı denilebilecek bir silahlı grup yönetiyordu. Ona rağmen Müslüman olmayan kadınlara bile başörtüsü zorunluluğu getirdiler. Bu gruplar şu an hala aktif olarak sahada. Ve Esad’ın devrilmesiyle son bulan operasyonda yer alan 36 gruptan biri de onlar.

Bizler ise gerçek demokrasi arıyoruz. Herkesin bir oyu olduğunda güç dengesi eşitlenir. Zamana bırakmak gerekiyor biraz. Çünkü sıfırdan bile değil, sıfırın altından başlıyoruz ülkemizi yeniden inşa etmeye.

  • Sizce geçiş döneminde 18 ay süreyle ülkeyi Golani mi yönetecek?

Bu konu yapılacak toplantılarda şekillenecek. Ama Şam’a Golani geldi ve herkes durumdan memnun. Neden olmasın? Tabi radikal İslamcı bir devlet dayatmaması koşuluyla.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.