Bilgehan Uçak yazdı: Açlık grevi, yayın lisansı ve düğün telaşı

Bilgehan Uçak, bu haftaki yazısında Ümit Özdağ’ın açlık grevi, tutukluluğunun doğurduğu hukuksuzluklar, RTÜK’ün Fatih Altaylı kararı, düğün telaşı konularını ele alıyor.

Ümit Özdağ'ın açlık grevi
Bilgehan Uçak, Ümit Özdağ’ın açlık grevi, RTÜK’ün Fatih Altaylı kararı, evlilik telaşı konuları üzerine yazdı

İçim kıyım kıyım kıyılıyor

Aslında kıpır kıpır olacağım günlerdi bunlar.

Yok, sadece bahar geldiği ve laleler, papatyalar çıktığı için değil; bu kez özel bir sebebi de var: bir sonraki yazım yayımlanana kadar ben evlenmiş olacağım.

Ama öyle olaylar, öyle sahneler, öyle fotoğraflar görüyorum ki içim kıyım kıyım kıyılıyor.

Hukuksuzluk alıp başını giderken birilerinin acımasızlık ve gaddarlıklarıyla övündüğünü görmek geleceğe dair binbir güçlükle korumaya çalıştığım umutlarımı da paramparça ediyor.

Bu baharı kaçırmaktan korkuyorum.

Smokinli, fraklı, jaketataylı bir yazı yazmak yerine yine siyasetin kapkaranlık dehlizlerinde tıkılıp kalıyorum.

Entelektüel tutarlılığın gereği Özdağ’ın hukukunu savunmaktır

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, mahpusluk günlerinde bir tür açlık grevine başlayacağını duyurmuş.

Ümit Özdağ ile hayata çok farklı pencerelerden bakıyoruz; ben onun saldırgan ırkçılığına, manipülatif haberler paylaşmasına, mancınık şakası yapmasına, insan haklarını tümden yok saymasına tümden karşıyım.

Ama bir o kadar da Ümit Özdağ’ın siyasi görüşleri yüzünden hukuksuzluklara muhatap kalmasına karşıyım.

Bugünün konusu ikincisidir, entelektüel tutarlılığın gereği Özdağ’ın hukukunu savunmaktır.

Fikirleriyle, siyaset yapış tarzıyla hiçbir yakınlığım olmasa da Özdağ’ın tutuklanmasından mutlu olacak, bunu görmezden gelecek değilim.

Özdağ’ın fikirlerinin taraftar bulmaması için elimden geleni yaparım ama onun hukuk dışı bir yolla susturulmasını da kabul edemem.

Ümit Özdağ, iddianamesinin hala yazılmamış olmasına haklı olarak isyan ediyor ama bu hukuksuzluk ilk kez görülmüyor.

Özdağ’ın iddianamesi bir an önce yazılmalı

Siyaseten hiç anlaşamayabiliriz ama hukuka sahip çıkmak zorundayız.

Türk olsun Kürt olsun, sığınmacı olsun yabancı olsun hepimiz evrensel hukuka tabi olmalıyız.

Özdağ, ne yazık ki, hukuksuzluğa başkaları maruz kaldığında hiç isyan etmedi.

Ben bugün Ümit Özdağ’ın yanında olduğumu ifade ediyorum, Özdağ’ın iddianamesinin bir an önce yazılmasını ve tahliye edilmesini istiyorum -çıkar çıkmaz karşısında olacağımı bilerek.

Bir şey daha: Fatih Altaylı, son programında, Silivri’de ziyaret ettiği Özdağ’ı hayli zayıflamış gördüğünü söyleyince daha da üzüldüm.

Akademisyenine, siyasetçisine, aydınına bu muameleyi reva görmekten ne zaman vazgeçecek bu ülke?

Aynı programda, Altaylı, RTÜK’ün kendisine yönelik lisans alma yaptırımına da haklı olarak isyan ediyordu.

RTÜK, verdiği her kararda “kamu yararı” üretmek zorunda olan bir kurum.

Son kararlarında kıyamet gibi ceza yağdırdı; Sözcü’ye on gün ekran karartma, Halk’a, Now’a, Tele1’e en üstten ceza…

Nerede burada kamu yararı?

Bu kanallar kapanınca ne gibi bir kamu yararı ortaya çıkıyor?

Mesela ben, Fatih Altaylı’nın programında Ümit Özdağ’ın sağlık durumunu öğrendim.

Benim haber alma özgürlüğüm anayasal bir güvence altında, kamu yararı da budur, ben Altaylı sayesinde merak ettiğim bir konuya dair bilgi edindim.

Şimdi düşünün, RTÜK, Fatih Altaylı’yı da susturursa ne elde edecek?

Ben size söyleyeyim: Hiç.

Altaylı’nın kişiliği, fikirleri hiç önemli değil; onun konuşma hakkını savunmak, ifade özgürlüğünün kriterlerinde AİHM standartlarını hatırlatmak ve nereden geldiğine, kimi etkilediğine bakmaksızın hukuksuzluğa sadece hukuksuzluk olduğu için karşı çıkmamız gerekiyor.

Hayata ve hukuka kamplaşmalar üzerinden bakmak bizi içten içe kemirilen bir ahşap heykel gibi yıkılmanın eşiğine getirdi.

Ama müsaadenizle burada keseyim, çünkü artık evlenmem lazım.

Baharı, bayramı ve hayatı ıskalamayacağımız; hukuk yerine çıkış parçalarını, dans şarkılarını, gelin buketinin çiçeklerini, smokinle frakın farklarını ve tabii düğün telaşının verdiği mutluluğu konuşacağımız, kısacası hayattan zevk alacağımız, kaygı duymadan özgürce yaşayacağımız…

Daha oyalanmayayım, gidip yemeklerin tadımını yapayım.

Herkese iyi bayramlar dilerim, tebrik eden olur ise de, peşinen teşekkür ederim.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.