CHP’nin Düzce mitingi, partinin son dönemde Cumhur İttifakı’nın güçlü olduğu bölgelerde kurmaya çalıştığı yeni siyasi dili gözler önüne serdi. Düzce’deki mitingi değerlendiren gazeteciler Ruşen Çakır ve Kemal Can, hem miting atmosferine hem de güncel siyasi gelişmelere dair gözlemlerini paylaştı.
Ruşen Çakır, Düzce’nin artık CHP’nin güçlü olduğu bir yer olmadığını hatırlatarak, “CHP’nin buralarda miting yapması başlı başına bir mesaj içeriyor” dedi. Çakır, Özgür Özel’in miting konuşmasının özellikle sabah saatlerinde gerçekleşen beşinci dalga operasyonlarının gölgesinde geçtiğini, bu nedenle konuşmanın beklenenden kısa tutulduğunu ifade etti. Buna rağmen Özel’in sahneye çıkmasının ve isimleri açık açık anmasıyla bir mesaj verdiğini vurguladı.
“Direnci sürdüren, liderlikten çok toplum”
Kemal Can ise 1970’lerde çocuk yaşta izlediği Bülent Ecevit mitinginden sonra, aynı meydanda 52 yıl sonra bir kez daha bir CHP mitingi izlediğini hatırlatarak duygusal bir bağ kurdu. Düzce mitingine gelen kalabalığın yalnızca meraktan değil, “varlığını göstermek için orada bulunma” isteğiyle hareket ettiğini söyledi. Can, “Bu kalabalık meraklı değil, kararlı bir kalabalıktı” diyerek miting atmosferinin karamsar değil, direngen bir ruh taşıdığına dikkat çekti.
Ruşen Çakır ise CHP’nin, son operasyonlarla birlikte yeniden bir savunma pozisyonuna çekildiğini, bunun ise 19 Mart sonrası yükselen muhalefet enerjisini zorladığını ifade etti. “CHP kurmayları bir yandan içeridekileri savunmakla uğraşırken, öte yandan yeni dalga operasyonlarla başa çıkmak zorunda kalıyor. Bu, siyaseti savunma pozisyonuna sıkıştırıyor” dedi.
“Kurultay süreci ayağa dolanıyor, tartışmalar Özel’in dışındaki isimlerle sürüyor”
CHP içinde süren kurultay ve adaylık tartışmalarının da miting atmosferinde bir gerilim yarattığına değinen Çakır ve Can, bu tartışmaların meydanlara taşınmamasının doğru bir strateji olduğunda hemfikir.
Çakır, Özgür Özel’in bu konulara girmemeyi tercih ettiğini, meydanlarda birliğin korunması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Ancak kamuoyunda, özellikle CHP’liler arasında bu sessizliğin merak ve rahatsızlık yarattığını da ekledi.
Can ise “Bu tartışmayı sonlandıracak olan kişi Özgür Özel değil, Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bu sürecin siyasi bir operasyon olduğunu yüksek sesle ifade etmeden tartışmaların önü kesilmeyecek” görüşünü dile getirdi.
Her iki gazeteci de CHP’nin bundan sonraki stratejisinde toplumsal dinamizmi diri tutmanın belirleyici olacağı görüşünde birleşti. İstanbul’da yapılan CHP MYK toplantısından çıkacak sonuçların, muhalefetin önümüzdeki süreci nasıl yöneteceğini göstereceği belirtiliyor.