PKK, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayıp fesih ve silahları bırakma kararı aldı. Ancak PKK’nın bu kararının Suriye’yi ne derece etkileyeceği tartışması sürüyor. Yeni çözüm sürecinin Suriye ayağı tartışılmaya devam ederken Öcalan SDG’ye “Devlet istemiyoruz, demokratik Suriye birliğini savunuyoruz” mesajını gönderdi.
Medyascope’un edindiği bilgilere göre Abdullah Öcalan başından itibaren Türkiye’deki süreci Suriye ile koordineli bir şekilde ele aldı ve yürüttü. Medyascope’un güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre Öcalan, Suriye’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava) adı verilen bölgesindeki PYD/YPG/SDG yapılanmalarının önde gelen isimleriyle temas içinde oldu ve onlara “Devlet istemiyoruz, demokratik Suriye birliğini savunuyoruz” dedi.
“Demokratik entegrasyon”
Öcalan, PKK kongresi öncesi “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu” başlığı taşıyan 160 sayfalık metinde hedeflerinin “demokratik entegrasyon” olarak tanımlayıp şöyle demişti:
“Entegrasyon, demokratik toplumun, ulus devletle birliğini ifade eder. En doğru tanımı budur. Toplum kendini bir devlet olarak örgütleyip, diğer devlete bağlamıyor. Kendini demokratik toplum olarak, demokratik cumhuriyete entegre ediyor. Entegrasyon aynı zamanda eşitliği de içerir. Demokratik müzakere ile tesis edilir. Entegrasyon demokratik müzakereyi zorunlu kılar. Demokratik müzakere, demokratik toplum ile ulus devletin bütünleşmesini sağlar.”
Öcalan burada “toplum” derken esas olarak Kürtleri kastediyor. Yani Kürtlerin “devletleşme”ye gitmeden demokratik bir şekilde mevcut ulus-devletle bütünleşmesini (entegrasyonunu) savunuyor.
Üstelik Öcalan bunu sadece Türkiye’dekilere değil, diğer üç ülkede yaşayan Kürtlere de öneriyor:
“Entegrasyon önemlidir. Çünkü birlikte yaşanılacak ulus devletlerle bağı ifade eder. Kürdistan ile doğrudan ilgili dört ulus-devlet var. Dört devletle entegrasyona dayalı bir yaklaşımla bütünleşeceğiz.”
“Devlet istemiyoruz”
Medyascope’un güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre Öcalan, PKK kongresinden birkaç gün önce PYD/SDG’nin üst düzey bir ismine şöyle dedi:
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Yaptığım çağrı önemlidir ve daha da açayım. Biz tüm sözlerimizi ifade ettik. Yeni dönem çok önemlidir. Yeni dönem demokrasi dönemidir. Yeni dönemde devlet yoktur. Devlet istemiyoruz. Demokratik Suriye birliğini savunuyoruz. PYD’nin yaptığımız çağrı esasları çerçevesinde yerel demokraside kendini büyütmesi daha önemlidir. Buna ne bir başkası ne de Ahmed eş-Şara yönetimi karşı durabilir. Suriye tarafını Ahmed eş-Şara yönetimi temsil etmektir. Ahmed eş-Şara da yeni programımızı anlayacaktır. Bu çerçevede anayasa yapılmalıdır. Ülke demokratikleşirse silah sorun olmaktan çıkacaktır.”
Öcalan aynı kişiye silahsızlanma konusunda da şunları söyledi:
“Demokrasi inşa edildiğinde zaten silahlar devre dışı kalacaktır. Silah düşmanlıktır. Silah ortadan kalktığında düşmanlık da ortadan kalkacaktır. İçerde kendi müdafaanızı sağlayın. Dış gümrük sınırları devlete bağlı olmalıdır.”
Sorunlar henüz çözülemedi
Aradan geçen üç ayı aşkın süre içerisinde SDG ile Şara yönetimi arasındaki sorunlar tam olarak çözülebilmiş değil fakat SDG adına konuşan Mazlum Abdi ve İlham Ahmed gibi isimler Öcalan’a bağlılıklarının altını çiziyor, bu arada hem Şam hem Ankara ile diyalog halinde olduklarını vurguluyorlar.