Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

CHP-İYİ Parti işbirliği yerel seçimleri nasıl etkiler?

CHP ile İYİ Parti arasında 31 Mart yerel seçimlerinde işbirliği için mutabakat nihayet sağlandı. Buna göre 10, İYİ Parti ise 11 ilde aday göstermeyip diğer partinin adaylarını destekleyecek. Peki bu işbirliği seçimleri nasıl etkileyebilir?

Yayına hazırlayan: Şükran Şençekiçer

Merhaba, iyi günler. Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti arasında nihayet 31 Mart yerel seçimleri için işbirliği noktasına varıldı. Tam ittifak denemiyor. İşbirliği daha çok kullanılıyor. İster ittifak diyelim ister işbirliği diyelim, birlikte hareket etmenin kesinlikle 31 Mart’ta bayağı bir etkisi olacaktır. Birazcık bunu irdelemek istiyorum. Nasıl etkiler, ne şartlarda etkiler? Bu konuda görüşlerimi dile getirmek istiyorum. Ama öncelikle şunu söylemek lâzım: Niye bu kadar sancılı oldu? Niye bu kadar gecikti? Bence aslında bu ittifak ya da işbirliğinin temelinin çok da güçlü olmamasından kaynaklanıyor bu. Burada, siyasî iktidara karşı olmanın dışında birçok açıdan iki partinin birbirine yakın olduğu aslında söylenemez. Bence esas sorun burada.

Bu bir siyasî işbirliği değil; tamamen –nasıl söyleyelim?– akılla yapılan, karşılıklı ihtiyaca dayalı bir işbirliği. Yoksa birbirine birçok konuda yakın olan siyasî partilerin güçlerini birleştirmesi değil, tek başlarına iktidarı yeterince hırpalayamayacaklarını bildikleri için güçlerini bu anlamda birleştirme ihtiyacı hissediyorlar. Dolayısıyla burada esas olarak mesele bir pazarlık meselesi oluyor. Bir uzlaşmadan ziyade bir pazarlık oluyor ve pazarlık da belediye başkanları, yerel seçimler olduğu için daha karmaşık oluyor. Birçok faktör bir araya geliyor. Ama sonuçta yapıldı, bir işbirliğine, mutabakata varıldı.

İşbirliğinin ayrıntıları

İlginç bir şekilde CHP bazı illerde, İYİ Parti de bazı illerde aday göstermeyecek. Diğer partiyi destekleyecek. CHP’nin göstermeyeceği yerler Balıkesir, Denizli, Manisa, Kocaeli, Konya, Samsun, Trabzon, Kayseri, Sakarya ve Gaziantep. İYİ Parti ise İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın, Muğla, Tekirdağ, Eskişehir, Hatay, Antalya, Bursa ve Adana’da göstermiyor. En ilginç yerlerden birisi olan Mersin’de mutabakata varılmadı. Dolayısıyla Mersin’de her iki parti de kendi adayları ile çıkacak. Mersin’de İYİ Parti’nin adayı şu anki belediye başkanı; MHP’den seçilmişti, ama aday gösterilmeyince İYİ Parti’ye yöneldi — onu gösteriyor İYİ Parti. CHP’nin kimi göstereceği henüz belli değil.

Peki bu seçimleri nasıl etkiler? Öncelikle tabii ki İYİ Parti – CHP ittifakının karşısında bir başka, çok daha güçlü ve köklü bir ittifak var. O da Cumhur İttifakı olarak tanımlanan AKP ile MHP’nin ittifakı. Bunun hangi illerde olacağı tam şekillenmedi; ama üç aşağı beş yukarı tahmin ediliyor. Bir kere İstanbul, Ankara, İzmir’de MHP aday göstermedi. Bunun dışında Adana’da, Aydın’da, Denizli’de, Manisa’da da ittifak yapacakları söyleniyor. Dolayısıyla 8 ilde iki ayrı ittifak adayı yarışacağa benziyor. Yani 8 ilde 4 aday değil de bu 4 partiden, iki adayın çıkması bekleniyor. Böyle bir olayla karşı karşıyayız.

İhtimaller

Peki buradan CHP – İYİ Parti işbirliğinin sonucunda ne olabilir, seçim sonuçları nasıl etkilenir? Açıkçası her iki parti, MHP ile AKP’nin de ittifak yapıyor olması nedeniyle bu ittifakın kazanma ihtimali biraz daha düşüyor. Eğer MHP ve AKP ayrı ayrı girmiş olsaydı, bu ittifak, bu işbirliği çok ciddi bir şekilde birçok yerde belediye başkanlığını kazanabilirdi. Ama diğer iki partinin de ittifak yapıyor olması ve iktidarda olmaları tabii, çok güçlü imkânları olmaları nedeniyle bunu söylemek çok fazla mümkün değil.

Burada İstanbul, Ankara, İzmir’e baktığımız zaman İzmir’i zaten CHP’nin alması çok yüksek bir ihtimal. Ama İYİ Parti burada bir aday göstermiş olsaydı, bir de iyi bir aday, güçlü bir aday göstermiş olsaydı, CHP’nin oylarının azalmasını bekleyebilirdik. Buna karşılık AKP ve MHP’nin birlikte AKP adayında birleştikleri de görüldüğü zaman CHP’nin işi belki zor olabilirdi. Ama bu haliyle İzmir’i CHP büyük ihtimalle tekrar kazanacağa benziyor, İYİ Parti’nin de desteği ile birlikte.

Ama şunu özellikle vurgulamak lazım: İYİ Parti seçmeni olan kişilerin önümüzdeki 31 Mart seçiminde kendi partilerinin, oy vermeyi düşündükleri İYİ Parti’nin adayı olmadığı yerde İYİ Parti CHP’yi işaret ediyor diye CHP’ye oy vereceklerinin hiçbir garantisi yok. Çünkü İYİ Parti yeni bir parti, tabanını daha yeni yeni oluşturmakta olan bir parti ve ilk girdiği seçimde bence başarılı bir sonuç aldı, ama beklentilerinin gerisinde kalmış da bir parti. Ve belli anlamlarda bir hayal kırıklığı da yaşayan bir parti. Dolayısıyla bunun tam oturmamış tabanının, seçmen tabanı ve parti tabanının, parti merkezinin göstereceği adaylara yöneleceği, kesinlikle yöneleceğini söylemek çok gerçekçi olmaz. Örneğin İstanbul’da Binali Yıldırım Cumhur İttifakı’nın adayı olarak çıkacak. Diyelim ki İYİ Parti kurulmadan önce MHP’ye oy vermiş olan bir seçmen daha sonra MHP – İYİ Parti ayrışmasında İYİ Parti’ye doğru kaymış olan bir seçmenin önümüzdeki seçimde İstanbul’da CHP adayını sırf İYİ Parti öyle istiyor diye, İYİ Parti Merkezi bu yönde açıklama yaptı diye CHP adayı –ki henüz kim olduğu belli değil– ona verip Binali Yıldırım’a vermeyeceğinin garantisi pek fazla yok.

Buna karşılık aynı şey CHP için pek söylenemez. Çünkü CHP’nin tabanı zaten belli, üç aşağı beş yukarı kemikleşmiş bir tabanı da var. Ve bu tabanın da temel reflekslerinden birisi AKP ve Erdoğan karşıtlığı. Dolayısıyla CHP seçmeninin, örneğin Balıkesir’de, Denizli’de, Manisa’da, Kocaeli’de Cumhur İttifakı adayının karşısında kendi partisi aday göstermediği için İYİ Parti’nin adayına oy vermesi çok kuvvetle muhtemeldir. Ben öyle tahmin ediyorum. Ama aynı şeyi mesela bir Aydın’da, Eskişehir’de, Hatay’da normalde İYİ Parti’ye oy vermeyi düşünen bir seçmenin muhakkak CHP’ye oy vereceğini beklemek bana çok gerçekçi gelmiyor.

Adaylar çok önemli

Bu noktada adaylar çok önemli olacak. Partilerin, CHP’nin İYİ Parti’nin girmediği yerlerde göstereceği aday, İYİ Parti’nin CHP’nin girmediği yerlerde göstereceği aday o kadar değil bence. Ama özellikle CHP’nin göstereceği adaylar çok önemli. Tabii bu arada Cumhur İttifakı’nın göstereceği adaylar da çok önemli. Cumhur İttifakı eğer adaylarını daha az politik, ama daha çok teknokrat yönü öne çıkan kişilerden seçerse, bu sefer İYİ Parti seçmeninin içerisinde bazılarının Cumhur İttifakı’na yönelme ihtimali daha yüksek olabilir. Bu anlamda önümüzdeki seçimde adayların çok daha belirleyici olacağını tahmin ediyorum, özellikle büyük şehirlerde çok daha belirleyici olacağını tahmin ediyorum.

Şu âna kadar adı geçen, gerek Cumhur İttifakı’nın gerekse CHP – İYİ Parti ittifakının aday adayları ya da saptanmış adaylarına baktığımız zaman, politik yönü çok güçlü isimler ortaya sürülmemişe benziyor. Özellikle İstanbul’da CHP’nin göstereceği söylenilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da aynı şekilde az politik bilinen bir isim ve bildiğim kadarıyla kendisi de zaten merkez sağ geçmişi olan bir isim. Çok politik, CHP’nin kemikleşmiş militanı ya da parti üyesi profiline sahip olan bir isim değil.

Ankara hâlâ bir muamma. Ama bu gelinen noktadan sonra CHP’nin Mansur Yavaş’ı kendi adayı olarak gösterme ihtimalinin arttığını tahmin ediyorum; ama yine de henüz netleşmiş değil. Eğer öyle bir şey olursa, Mansur Yavaş’ın aday olması durumunda İYİ Parti seçmeninin oraya oy verme ihtimali daha fazla olacaktır. Hatta tahminimce MHP’den de, normalde MHP’ye oy vermeyi düşünen seçmen içerisinden de Mansur Yavaş’a oy verenler olabilir. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

HDP’nin tutumu

Burada şöyle bir husus var: Geçen gün HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’yi burada konuk ettik. Kendisi ile söyleşi yaptım. Orada HDP’de muhalefet partilerinin gösterecekleri adaylara, kazanma ihtimali olan gösterecekleri adaylara bakacaklarını ve bunların içerisinden kendi fikirlerine yakın takdir ettikleri birtakım isimler görmeleri halinde kendilerinin aday çıkarmayabileceklerini söylemişti. Özellikle ülkenin batısında ve büyük şehirlerde HDP kendisinin kazanma ihtimali olmayan yerlerde böyle bir kapıyı aralık bırakmıştı. Şimdi baktığımız zaman, İstanbul, Ankara, İzmir’de CHP aday çıkartacak ve normal şartlarda CHP’nin adayları HDP’yi çok rahatsız etmeyen isimler olursa, HDP’nin bu adayları destekleme ihtimali yüksektir.

Aydın’da CHP aday gösteriyor ve anladığım kadarıyla mevcut belediye başkanını gösteriyor. Ama bildiğim kadarıyla HDP mevcut CHP’li belediye başkanından memnun değil. Ve Aydın’da HDP’nin çok güçlü bir tabanı var, milletvekilliğini zorlayacak kadar bir seçmen tabanına sahip olduğunu biliyoruz. Aydın’da CHP’nin tekrar aynı belediye başkanı ile girmesi durumunda HDP’den oy alabilir mi? Açıkçası çok emin değilim. Antalya’da, Mersin’de CHP adaylarına belki HDP verebilir; ama örneğin bir Manisa’da? Manisa’da CHP seçimlere girmeyecek, ya da CHP Denizli’de ve Kocaeli’de, en önemlisi Gaziantep’te İYİ Parti’nin adaylarını destekleyecek, ama bu şehirlerde –Gaziantep başta olmak üzere– İYİ Parti adayının Cumhur İttifakı adayına karşı kazanabilmesi için HDP’den çok ciddi bir şekilde destek alabilmesi lazım. Bu nasıl olacak? Gerçekten bu bir soru işareti, bunu özellikle vurgulamak lazım.

Sonuçta ittifaklar şekillendi, Saadet Partisi bütün hepsinin dışında kaldı. Muhtemelen onlar hemen hemen her yerde aday gösterecekler. Kendi adayları ile girecekler, öyle anlaşılıyor. Ama çok ciddi bir varlık gösterme ihtimalleri yok. Onun dışında HDP’nin CHP – İYİ Parti ittifakının çıkarttığı adaylara bakıp kendisine bir strateji –özellikle ülkenin batısında– belirlemesi gerekecek. Hangi adaylara destek verecekler ve orada aday göstermeyecekler? Bu gerçekten, özellikle Ege, Akdeniz, İstanbul, Ankara ve Marmara’nın bazı bölgelerinde çok önemli olacak. Ama bir Trabzon’da, Kayseri’de o kadar önemli olacağını söyleyemeyiz. Ama bir Denizli’de, Manisa’da, Kocaeli’de, Antep’te herhalde bayağı bir önem arz edecektir. Buralarda kendi adaylarını çıkarırlarsa bu adaylar belli bir oyu, yine HDP’nin oyunu alacaklardır. Ve bir bakacağız, belki de bazı şehirlerde HDP oyları gerçekten seçimin kaderini etkileyecek bile olabilir. Bu nedenle İYİ Parti – CHP işbirliği önemliydi ve bu illerin dağılımı önemliydi.

Kampanya stratejileri

Şimdi iller dağıldı. Bundan sonra adayların kimler olacağını beklememiz gerekiyor. Duyduğumuz kadarıyla İYİ Parti – CHP birbirlerine aday dayatması içerisinde olmayacaklarmış. İlleri aralarında paylaştıktan sonra o parti, aday gösterecek olan parti kendi iradesiyle diğer partiye danışmadan kendi adayını gösterecekmiş. Dolayısıyla şimdi önümüzdeki dönemde o adayların belirlenmesi lazım. Ama tekrar başa dönecek olursak, İYİ Parti ve CHP’nin birlikte hareket ediyor olması –ortak aday gösterme denemez buna–, bazı illerde birinin adayını diğerinin desteklemesi gibi bir olay. Bir adım belli ki; ama gerçek anlamında bir ittifak değil.

Tabii önümüzdeki seçim döneminin en önemli sorusu kampanyanın nasıl yürüyeceği meselesi olacak. Şu âna kadar gördüğümüz kadarıyla iktidar partileri –partileri diyorum–, sadece AKP değil, MHP de ülkede yeniden bir seçime kutuplaşma ortamda girilmesini arzuluyorlar. Son günlerde Fransa’dan hareketle dile getirilen Sarı Yelekliler meselesi ya da daha öncesinde Gezi soruşturmasının tekrardan açılmış olması, bu gerginliği, toplumdaki kutuplaşmayı seçim atmosferinde tekrar tırmandırmak istediklerini gösteriyor. Siyasî bir atmosferde geçmesini istiyorlar ve siyasî bir atmosfer ortamında, özellikle ekonomide yaşanan krizin seçimi çok fazla etkilememesini istiyorlar.

Aynı şekilde Fırat’ın doğusunda yapılacağı ilan edilen operasyonu da bu anlamda seçim perspektifinde okumamız kaçınılmaz. Bu noktada tabii şöyle bir mesele var: Özellikle Fırat’ın doğusu meselesine baktığımız zaman, HDP dışındaki diğer partilerin Fırat’ın doğusu konusunda zaten iktidara karşı çok sert eleştiriler getirmesi diye bir şey olmayacak, beklenmiyor — özellikle İYİ Parti’nin. Belki CHP’nin birtakım detay eleştirileri olabilir, Afrin olayında olduğu gibi. O çok fazla iktidarın işine yaramayabilir, ama diğer Sarı Yelekliler, Gezi vs. gibi hususlar üzerinden, Danıştay’ın başörtüsü kararı gibi hususlar üzerinden tekrar ortamı bir yerel seçim ortamından bir genel seçim ortamına ve o klasik, hep kullandıkları “devletin bekası” meselesine taşımak isteyeceklerdir. Bu noktada da adaylar, özellikle CHP’nin ve İYİ Parti’nin göstereceği adaylar ve onların sergileyeceği performans çok önemli olacak. Dolayısıyla adayların saptanmasından sonra yeniden bu meseleyi değerlendirmek üzere diyelim. Şimdilik bu kadar.

Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.