20 Aralık 2018 Perşembe günü Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen “Cumhuriyet Döneminde Edebiyat” konulu panelin konuğu olan şair Ahmet Telli, 30-35 kişilik bir öğrenci grubunun tehditleri üzerine salondan ayrılmak zorunda kaldı.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a yaşananları anlatan Telli, “Çok naif ve keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Çok memnun olduklarını söyledi öğrenciler. Söyleşi devam ederken bölüm sekreteri içeriye girdi. ‘Salonu boşaltın, tutamıyoruz kapıdakileri’ dedi. Sonrasında etkinliği düzenleyen gençleri tehlikeye atmamak için tek başıma salondan çıktım. Kapıda bekleyen 30-35 kişilik grubun arasından geçtim. Arkamdan slogan atmaya, tehdit etmeye başladılar. ‘Hacettepe sana mezar olacak’ diyerek bağırdılar. Taksiye gidene kadar sloganları devam etti” dedi.
Bugün şair Ahmet Telli ile Hacettepe Üniversitesi’nde yaşanan olay üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Ülkemizde simgelerle politika yapıldığını belirten Telli, “İnsanlar sokakta portakal bıçaklıyor. Bu ise hayal güçlerini kullanamayan simgesel düşünüşün ta kendisidir. Yıllarca imgesel değil, hayalleri geliştiren değil sadece simgelerle politika yapılan, simgelerle düşünülen bir toplumda doğaldır ki onların simgelerine sempatiyle yaklaşılmazsa karşı oluyorlar” diye konuştu.
Ülkemizde buna benzer olayların daha önce de yaşandığını söyleyen Telli, “Bu, güruhtur. Bu, birey olamayan insanların bir araya getirilişidir. Gelişleri demiyorum. Getirilişleridir. Bu, Sivas’ta da böyle oldu, Maraş’ta da, Çorum’da da” dedi.
Sanat, birey ve iktidar konularında da yorumlarda bulunan ve sanata bir görev biçilmemesi gerektiğini belirten Telli şöyle devam etti: “Birey olabilme olgusunu durmadan hatırlatan, insanın kendisini keşfetmesine giden yol, sanat yoludur. İnsan kendini keşfederse insan olduğunun farkına varır, kim olduğunu, hakikat denen şeyin ne olduğunu bilir. Bu yüzden sanat bir göz açıcı, ufuk açıcı işlevdedir. Sanata görev verenler sadece iktidarlardır, egemenlerdir.”
Şair Ahmet Telli ile söyleşimiz:
