Depo İstanbul’un güncel sergisi “Paylaşılan Kutsal Mekânlar”, Akdeniz, Ortadoğu ve Balkanlar’da üç semavi dinin paylaştığı mekân ve pratiklere bakıyor. Yıllar süren antropolojik ve tarihsel araştırmaya dayalı, çok yönlü bir projenin sonucu olan sergi Fransa’dan Fas’a, Türkiye’den Mısır’a dinlerin birlikte yaşadığı çeşitli bölgeleri ele alıyor ve günümüzü niteleyen özcülük, içe kapanmacılık ve nefret politikalarının ötesinde kültürler arası bir çoğulculuğun tarihte ve günümüzde yaşandığını ve mümkün olduğunu gösteriyor.
Sergi 14 Temmuz 2019 tarihine kadar ziyaret edilebilir.
Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, yüzyıllar boyu yapageldikleri gibi bugün de başka bir dine ait mabetlerde ibadet ediyor. Dinî topluluklar arasındaki sınırların geçirgenliğini gösteren paylaşılan kutsal mekânlar, Akdeniz coğrafyasında oldukça yerleşik bir hadise.
Bu üç din, teolojik farklılıklarına rağmen, inanışlar, ayinler, kutsal figürler ve mekânlar bakımından birçok ortak unsura sahip. Öte yandan, bu kesişmeler muğlaklıktan tamamen uzak olmadığı gibi kimi zaman da çatışmalara yol açabiliyor. Akdeniz dünyası paylaşımın birçok örneğini sunduğu gibi, bölünme ve ayrışmayı da içeriyor.
“Paylaşılan Kutsal Mekânlar” bu hadiseyi, farklı bağlamlara sahip çeşitli örnekler vasıtasıyla konumlandırarak ve iç içe geçmiş mekân ve pratikleri, sembol ve figürleri öne çıkararak araştırıyor.
İstanbul “Paylaşılan Kutsal Mekânlar”ın hikâyesini anlatmak için ideal bir konuma sahip; bunun tek sebebi, üç tektanrılı dinin tarihsel olarak burada gelişmiş olması değil, aynı zamanda Bizans ve Osmanlı dönemlerinde yüzyıllar boyu bir arada var olmayı sürdürmeleri.
Akdeniz coğrafyasında bir çeşit “hac yolculuğu” olarak tasarlanan sergi, “kutsalı paylaşma”nın tarihsel ve güncel yönlerini ortaya koyuyor. Dionigi Albera ve Manoël Pénicaud’un küratörlüğünde hazırlanan sergi, ziyaretçilere, antropolojik araştırmayla güncel sanatın bir araya geldiği bir deneyim önerirken, onları, Akdeniz’deki kutsal mekân coğrafyalarında görsel bir yolculuğa katılmaya davet ediyor.
Yıllar süren antropolojik ve tarihsel araştırmaya dayalı, çok yönlü bir proje olan “Paylaşılan Kutsal Mekânlar”, her bir tekrarında yeniden yazılmasıyla sergiyi kendi içinde bir “hac yolculuğu”na çıkarıyor. Genel tema aynı kalmakla beraber biçim, içerik ve bağlam her şehirde yeniden değişiyor.
Bu serginin farklı versiyonları, Marsilya Avrupa ve Akdeniz Medeniyetleri Müzesi (Mucem) (2015), Tunus Bardo Müzesi (2016), Paris (2017), Selanik (2017), Marakeş (2018) ve New York’ta (2018) düzenlendi.
Serginin İstanbul’dan sonraki durağı ise Ankara olacak.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.