Akademisyenler AYM’nin hak ihlali kararını değerlendirdi: “Barış istemek suç değildir, devleti ve uygulamalarını eleştirmek her insanın hakkıdır”

Anayasa Mahkemesi, “Bu Suça Ortak Olmayacağız bildirisini imzalayan akademisyenlerin cezalandırılmasının hak ihlali olduğuna hükmetti. “Terör örgütü propagandası yapmak”tan cezalandırılan akademisyenlerin yaptığı bireysel başvurular sonucunda mahkeme ihlalin kaldırılması ve yeniden yargılanmalarına karar verdi.

OHAL kapsamında yayınlanan KHK’ler ile görevlerinden ihraç edilen Dinçer Demirkent, Sevilay Çelenk, Mühdan Sağlam ve Can Irmak Özinanır kararı Özgür Özdemir’e değerlendirdi.

“Acilen bu karara uyulmalıdır”

OHAL KHK’si ile ihraç edilen Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin eski hocası ve Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, “Endişem kararın konjonktürel olması” derken sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalete ve hukuka dayanan kararlara öncelik verilmesi gerekiyor. Ayşe Öğretmen kararı sonrası bu kararı bekliyorduk. Karara hayır diyen yargıçların gerekçelerini merak ediyorum. Hukuktan ve adaletten bahsediyoruz fakat hiçbir barış akademisyeni halen neyle suçlandığını bile bilmiyor, ne YÖK ne de OHAL komisyonu bize neyle suçlandığımızı söylemedi. 3 yıl boyunca hocalarımız mahkeme koridorlarını birer akademiye dönüştürdü. Hâkimlere, onları dinleyen dinlemeyen herkese savunmalarıyla akademik haysiyetlerinin ne kadar büyük olduğunu gösterdi. Barış akademisyenleri bu siyasi davada akademiyi onurlarıyla taşıdılar.”

“Dayanışmayla, hak hukuk ve adalet talebinden hiç vazgeçmeksizin mücadeleyi sürdürdük”

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nde öğretim üyesi iken barış imzacısı olması nedeniyle 6 Ocak 2017 tarihinde 679 sayılı KHK ile görevinden ihraç edilen Sevilay Çelenk, AYM kararını beklediklerini, bunun kendileri için sürpriz olmadığını dile getirdi. Çelenk şöyle devam etti: “AYM kararını bekliyorduk. Sürpriz olmadı. Çünkü Allah’ın lütfu olarak değerlendirilen süreçlerde fırsatçılıkla tasfiye ettikleri yüzlerce barış akademisyeni bu hukuksuzluğu hiçbir şekilde kabul etmedi. Mağduriyet dilini seçmedi. Dayanışmayla, hak hukuk ve adalet talebinden hiç vazgeçmeksizin mücadeleyi sürdürdü. Akademisyenliği yazarak, çizerek, konuşarak sürdürdü. Sokakları, parkları, kafeleri dersliğe dönüştürdü. OHAL süreçlerinde korku duvarını yıkan ilk sesler bizlerden, Eğitim-Sen üyesi onurlu öğretmenlerden ve ihraç edilmiş soldan yükseldi. Sözlerini tüketip itibarsızlaştırdıkları noktada bu hukuksuzluğun sürdürülemez olduğu gerçeği ile yüzleştiler. Bu karar böyle değerlendirilmeli. Bütün haklarımızı geri alacağımız günün gecikmemesini bekliyoruz.”

“Belki geri döneceğiz fakat ne biz yaşadıklarımızı ne Türkiye içinden geçtiği süreci unutmayacak”

686 sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Mühdan Sağlam ise şu değerlendirmeleri yaptı: “İnsanların hayatında telafisi olmayan yaralar açıldı, bir arkadaşımız yaşadığı sorunlar yüzünden yaşamına son verdi. Bazı arkadaşlarımız yurtdışında zor koşullarda yaşıyor. AYM kararı sonrası üniversitelere dönmenin kendisi önemli, fakat hiçbir şey eskisi gibi değil, onu bilerek döneceğiz. Davaların hepsi politik davalardı, hiçbir hukuksal kanıtları olmadığı için bizleri KHK ile üniversitelerden ihraç ettiler. Kararın konjonktürel bir karar olduğunu düşünüyorum, hükümet hem içeriye hem de dışarıya yönelik yargı reformu öncesi bir karar verdi. Belki geri döneceğiz, fakat ne biz yaşadıklarımızı ne Türkiye içinden geçtiği süreci unutmayacak.”

“Barış istemek suç değildir devleti ve uygulamaların eleştirmek her insanın hakkıdır”

7 Şubat’ta yayımlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edilen Can Irmak Özinanır ise kararla ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Barış istemek suç değildir, devleti ve uygulamaların eleştirmek her insanın hakkıdır. Beklediğim bir karar değildi ama eninde sonunda bu olacaktı. Üniversitelerin tekrar düzelmesi zor olacak. Biz bu süreçte başka bir akademinin mümkün olduğunu gösterdik.”

Birçok akademisyen gibi hakkında ceza davası açılan Özinanır 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası almıştı. Karar sonrası cezayı da değerlendiren Özınanır “Ceza artık yok hükmünde” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler