Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kayıp oğlunun peşinde geçen 39 sene: Elmas Eren’in öyküsü

Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Elmas Eren, 19 Ağustos’ta hayatını kaybetti. Hayatını cezasızlıkla mücadeleye adayan Eren, 12 Eylül Askerî Darbesi sürecinde gözaltında ilk kaybedilenlerden Hayrettin Eren’in annesi. 

Gençliğinde Cibali Tekel Fabrikası’nda çalışan Elmas Eren’in dört çocuğu vardı; Cemile, Hayrettin, İkbal ve Faruk. Büyük oğlu Hayrettin, kendisinin ve arkadaşlarının deyimiyle Hayri, 1970’li yıllarda sosyalist hareketin içindeydi, Dev-Genç’liydi. 12 Eylül Askerî Darbesi, Eren Ailesi’nin de hayatını değiştirdi. Üniversite öğrencisi 24 yaşındaki Hayrettin Eren, 21 Kasım 1980’de gözaltına alındı. Ailesi, arkadaşları bir daha kendisinden haber alamadı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Seblâ Arcan’la Elmas Eren’i konuştuk. Arcan, Elmas Eren’in oğlunu ararken yürüttüğü mücadele için şunları söyledi: 

“Oğlunun emniyette işkencede olduğuna tanıklık eden kişilerin izlerine ulaştı. Bir avukat gibi bütün hukukî süreçleri takip etti, araştırdı ama ne yazık ki 39 yıllık mücadelesine rağmen oğluna ulaşamadı.”

Elmas Eren oğlu gözaltında kaybedildikten sonra aktif mücadele yürüttü. Anne Eren, 12 Eylül Askerî Darbesi’nden sonra işkenceye maruz kalanlar ve onların yakınları ile bir araya gelerek Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği’nin (TAYAD) kuruluşunda yer aldı. Eren ayrıca, İHD’nin de kurucularındandı.

90’lı yıllarda, gözaltında kayıp vakaları artarak devam etti. 21 Mart 1995’te Hasan Ocak’ın kaybedilmesiyle birlikte Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybetmelere karşı Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemine başladı. 27 Mayıs 1995’teki ilk oturma eyleminde kaybedilenlerin fotoğraflarını tutarak meydana çıkan ailelerin arasında Elmas Eren de vardı. Hasan Ocak’ın kız kardeşi Maside Ocak, Elmas Eren ile aynı semtte oturmalarına rağmen ilk defa Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldiklerini anlattı. Medyascope’a konuşan Ocak, Elmas Eren hakkında şunları söyledi:

“Elmas Anne çok direngen bir insandı ve hiçbir zaman umutsuzluğa yer bırakmazdı. En ağır şartlarda Elmas Anne bize umut aşılardı. Bizi öyle bir sevgiyle kucaklardı ki hepimizi Elmas Anne’yi kendi annemiz gibi gördük. Annelerimize kardeşti, biz Elmas Anne’nin çocuklarıydık. Elmas Anne hiçbir zaman vazgeçmedi, inançla bekledi, ısrarla bekledi, yetkililerin ona açıklama yapmasını ve evladına kavuşmayı bekledi. Bunun için de çok fazla şey yaptı.” 

“Çiçeklerle donatacağım bir mezar peşindeyim”

Cumartesi Anneleri, 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Elmas Eren’in de bulunduğu görüşmede Seblâ Arcan da vardı. Eren’in “Çiçeklerle donatacağım bir mezarın peşindeyim” sözünü Erdoğan’a da söylediğini aktardı:

“Erdoğan’a, ‘Sen başbakansın, oğlumu bul’ dedi. Ama o günden bugüne Erdoğan’dan hiç ses çıkmadı. Oysa Erdoğan, Elmas Eren’i dinlerken çok duygulanmıştı, çok ilgilenmişti çünkü Hayrettin ile aynı semtte büyümüştü Erdoğan. Elmas Anne ona bunu hatırlatmıştı. ‘Siz aynı mahallenin çocuklarısınız’ demişti.”

Elmas Eren, Cumartesi Anneleri’nin 600. buluşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerini şöyle anlatmıştı: 

Video: Ersoy Tan

Seblâ Arcan, Elmas Eren’in naif, sevgi dolu, son derece kibar bir kadın olduğunu, herkesin derdini kendi derdi olarak gördüğünü söyledi: 

“Bize kim olursa olsun düşene el uzatmamız gerektiğini, hiç kimsenin acısına kayıtsız kalmamamız gerektiğini öğreten annelerimizdendi. Oğluna bağlılığı, direnci, vazgeçmeme kararlılığıyla aslında hepimize örnek oldu. Tek  tesellisinin öldüğünde çocuklarının, torunlarının ve bizlerin Hayrettin’i aramaktan vazgeçmeyeceğimizi bilmesi olduğunu söylerdi. Ona yaşatılan 39 yıllık işkencenin tanığı olarak çok üzgünüm, çok acı içindeyim. Biz de acımızı kalbimize gömüp ayaktayız diyoruz, zulmünüze karşı ayaktayız, susmuyoruz, vazgeçmiyoruz. Elmas Anne bizim mücadelemiz için çok büyük bir kayıp. Onun yokluğunu doldurmamız mümkün değil ama bunun için çok çaba harcayacağız. Son gününe kadar Hayrettin’den bahsetti, onun nasıl iyi bir insan olduğundan bahsetmekten vazgeçmedi, biz de vazgeçmeyeceğiz.” 

88 yaşındaki Elmas Eren, oğlu Hayri’den haber alamadan yaşamını yitirdi. Maside Ocak, Elmas Eren’in bıraktığı yerden mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi:

“Biz Elmas Anne’nin evlatları olarak bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Elmas Anne için ve kaybettiğimiz tüm annelerimiz için, babalarımız için kardeşlerimiz için Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz, bu mücadeleyi sürdüreceğiz.” 

Seblâ Arcan ve Maside Ocak ile söyleşimizin tamamını dinleyebilirsiniz: 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.