DSÖ raporuna göre her beş çocuktan dördü yeterince hareket etmiyor – Prof. Dr. Şükrü Hatun: “Hareketsizlikle video oyunları ve sınav sistemi arasında çok yakın bir bağ var”

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) yaptığı bir araştırmaya göre her beş çocuktan dördü yeterince hareket etmiyor. Örgüt, hastalıkların önlenmesi için günde bir saat fiziksel aktivite öneriyor. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun araştırma sonuçlarının Türkiye’yle de paralellik gösterdiğini, çocukların en büyük problemlerinden birinin hareketsizlik olduğunu söylüyor.

DSÖ’nün 2001–2016 yılları arasında, 146 ülkede 1,6 milyon öğrenciyle yaptığı araştırmaya göre her beş çocuktan dördü yeterince hareket etmiyor.  Araştırmaya göre bu hareketsizlik hali, tüm gelir gruplarından çocukları etkiliyor. Yine aynı araştırma, kız çocuklarının erkek çocuklarından daha hareketsiz olduğunu ortaya koyuyor. DSÖ hastalıkları önlemek ve sağlığı geliştirmek için günde en az bir saat fiziksel aktivite öneriyor. Kız çocuklarının yüzde 85’i, erkek çocuklarının yüzde 78’i bu tavsiyeyi yerine getirmiyor.

Prof. Dr. Şükrü Hatun, hareketsizliğin yol açtığı en önemli sorunun şişmanlık olduğunu, onun dışında mutlu edici ev dışı aktivitelerden uzak durmak, arkadaşlık ilişkilerinin azalması, herkesin içe dönük olması ve bunun getirdiği çocuk çağı depresyonu gibi sorunlar yaşandığını belirtiyor:

“Dünyada çocukların sorunları diye bir liste yapılsa sanırım, ilk beşe girebilecek sorunlardan bir tanesi hareketsizlik ve ona yol açan faktörler. Hareketsizlik bir bakıma önemli bir şişmanlık sebebi ama onun ötesinde ruhsal olarak da çocukları durgunluğa iten, halk arasında ‘bitkinlik’ olarak adlandırdığımız hareketsizliğe eşlik eden diğer davranış örüntülerini de tetikleyen bir problem. O yüzden üzerinde gerçekten ciddi bir şekilde durulması gerekiyor.”

“Hareketsizlikle video oyunları arasında çok yakın bir bağ söz konusu”

Hatun‘a göre hareketsizlik sorununda video oyunlarının da payı büyük: “Video oyunları meselesi çok önemli bir konu. Özellikle savaş oyunları gibi, çocukları ciddi şekilde adrenaline boğan oyunlar çok yaygınlaşmış durumda. Hareketsizlikle bunlar arasında çok yakın bir bağ söz konusu. Eylül ayında Avustralya’da video oyunları oynarken kalp ritmi bozukluğu gelişen ve bu yüzden baygınlık geçiren çocuklar rapor edildi. O kadar fazla miktarda adrenalin deşarjı oluyor ki bu kalp ve ritim bozukluğuna yol açıyor. Dramatik bir problemle karşı karşıyayız.”

“Hareketsizliğe neden olan bir diğer faktör de Türkiye’deki sınav sistemleri”

Şükrü Hatun’a göre Türkiye’deki sınav sistemleri çocukları hareketsizliğe itiyor. Bu yüzden de eğitim sisteminin bir reforma ihtiyacı var: “Türkiye’deki okul sistemi çok fazla ders ve oturma odaklı, sporu alt sıralara iten bir anlayışa sahip. Türkiye’nin aslında egzersize ve okul sporuna odaklanan bir reforma ihtiyacı var. Herkes aslında eğitim reformu deyince daha çok eğitim programlarını düşünüyor. Oysa insanın zihinsel performansıyla düzenli spor arasında çok yakın bir bağ söz konusu.”

 “Anne babalar sorumluluk almalı, şehirler yeniden dizayn edilmeli”

Prof. Dr. Hatun, anne babaların çocuklarındaki hareketsizliği önleme konusuna özen göstermeleri ve önlem almaları gerektiğini de sözlerine ekliyor: “Çocuktan birinci derece sorumlu olan anne babanın kendisidir. Anne babanın çocuklar için nasıl zararlı alışkanlıklara kapılmaması için dikkat ve özen içindelerse benzer emeği ve tutumu spor ve sağlıklı beslenme, hareketsizliği önleme konusunda da göstermeleri gerekiyor.”

Çocukların oyun alanlarının kısıtlı olmasının da hareketsizliğe yol açtığını belirten Hatun, şehirlerin bu ihtiyaç doğrultusunda yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söylüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.