Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ümmühan Güllü – Belma Çınar cinayeti davasında ilk duruşma yarın: “Evin her tarafı kan içindeydi”

“Ben Seyfullah’a güvenmiyorum. Onun silahı var, kızıma zarar vermesinden korkuyorum.”

Bu cümle, kızının başına bir şey gelmesinden korkan Ümmühan Güllü’ye ait. Fakat takvimler 28 Ekim 2019’u gösterdiğinde Güllü’nün bu korkusu gerçek oldu. Polis memuru Seyfullah Çınar, kendisi gibi polis olan eşi Belma Çınar’ı ve kızı için endişelenen kayınvalidesi Ümmühan Güllü’yü tabancayla vurarak öldürdü. Davanın ilk duruşması yarın, 5 Şubat 2020 tarihinde Mardin’de görülecek. Belma Çınar’ın evliliğini, annesinin endişelerini Belma’nın kardeşleri Banu Akalın ve Hüseyin Güllü Medyascope’tan Sahra Atila’ya anlattı.

“Annem Seyfullah’a güvenmiyordu”

Gıda mühendisi olan Belma Çınar, kendi mesleğini yapmak yerine polis olmayı seçmişti. Nisan 2017’de Belma, bir ay sonra evleneceği Seyfullah Çınar ile başbakanlıkta çalışırken tanıştı. Polis olan çift, iki senelik evliliklerinin ardından boşanma kararı aldı. Anne Ümmühan Güllü ise hiçbir zaman açıklamadığı bir nedenden dolayı damadına güvenmiyor, kızına bir şey yapmasından korkuyordu. O günleri Belma Çınar’ın ablası Banu Akalın, şöyle anlattı:

“Belma evlenmeden önce annemle birlikte Ankara’da yaşıyordu. İzmirliyiz, annem de zaten Belma tek kalmasın diye Ankara’daydı. Belma’nın mecburi görevi Mardin’e çıkacak gibiydi, onun için bir ay içinde – Mayıs 2017’de – evlendiler, düğünü ise ağustosta yaptılar. Daha sonra ikisinin de mecburi görevi Mardin’e çıktı. İzmir’de, benim yanımda kaldılar bir süre. O zaman annem de yanımızdaydı. Hatırlamadığım bir nedenden dolayı kavga ettiler. Biz bunları barıştırdık, hiçbir sorun da yoktu. Daha sonra Mardin’e taşındılar, ben de anneme ‘Artık orada kalmana gerek yok, İzmir’e gelebilirsin’ dedim. Annem de gelmek istemediğini söyledi ve ‘Ben Seyfullah’a güvenmiyorum, onun silahı var. Belma’ya zarar vermesinden korkuyorum. Bir şey olursa Ankara’dan gitmek daha kolay’ dedi.”

Katil zanlısı Seyfullah Çınar

“Abla çok seviyorum, her şey düzelir diye düşünüyorum”

Abla Banu Akalın, çiftin sürekli kavga etmesinden ve annesinin Seyfullah’a güvenmemesinden dolayı kardeşine sürekli “Şiddet görüyor musun?” diye soruyor, “Eğer görüyorsan ayrıl” telkininde bulunuyordu. Belma ise şiddet görmediğini söyleyerek, “Abla çok seviyorum nasıl ayrılayım, her şey düzelir diye düşünüyorum” diyordu. Belma eğer evli olduğu erkek tarafından katledilmeseydi pilot olmak için çalışıyordu.

“Belma’ya soruyordum ‘Şiddet gösteriyor mu?’ diye, fakat bana ‘yok öyle bir şey’ dedi. Komşularının ifadelerinde de sürekli annemin Seyfullah’a güvenmediğine dair ifadeler yer alıyor. Nedenini sorduklarında annem ‘Bilmediğiniz şeyler var’ diyormuş. Nedenini hiçbir zaman söylemedi. Biz bir sır olduğunu düşünüyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz, kendileriyle birlikte bir sır olup gitti. Genel bir anlaşamama durumu vardı. Beni de kavga ettikleri zaman arıyordu, ben de ‘Belli ki anlaşamıyorsunuz, ayrılın’ dediğim zaman ‘Abla çok seviyorum nasıl ayrılayım? Her şey düzelir diye düşünüyorum’ dedi. Ama hiçbir şey düzelmedi.”

Belma Çınar (solda) ve annesi Ümmühan Güllü

“Kardeşim düşük yaptı, Seyfullah onu bırakıp kardeşini görmeye gitti”

Belma Çınar, bir buçuk aylık hamileydi. Ölmeden bir hafta önce bebeğini düşük sonucu kaybeden kadını, Seyfullah Çınar evde tek başına bırakıp Ankara’ya gitti. Belma ise ağrılarının artmasından dolayı 22 Ekim 2019 tarihinde annesi arayarak “Anne çok kötüyüm, lütfen gel” dedi. Belma bunu söylerken, bir hafta sonra evli olduğu erkeğin hem annesini hem de kendisini öldüreceğinden habersizdi.

“Belma da 22 Ekim akşamı annemi arıyor ‘Anne çok kötüyüm, lütfen gel’ diyor. Annem de çarşamba sabahı erkenden Mardin’e gidiyor. Annem giderken Seyfullah’ı da aramış ve ‘Karın bu durumdayken, neden Ankara’ya geldin?’ demiş. Belma ve annem aslında öldüğü gün İzmir’e gelecekti, bebeğin bir parçası içinde kalmış tekrar kürtaj yapılması gerekiyordu. O gün de boşanma davası açacaktı. Annem Mardin’e gittikten birkaç gün sonra da Seyfullah yanlarına gitmiş. Annemi ve kardeşimi öldürmeden bir gün önce aralarında kavga çıkmış.”

“Annen, Pringles ve mataramı çaldı”

Sanık Seyffullah Çınar ise ifadesinde kayınvalidesinin kendisini sevmediğini, hakaret ettiğini ve eşinin de kendisini eleştirdiğini, bu yüzden evlilikleri boyunca psikolojik bunalıma girdiğini söyledi. Çınar, Banu Akalın’ın da bahsettiği kavgayı anlatırken kayınvalidesinin kendisine taktığını öne sürüyor:

“En son dün – 27 Ekim 2019 – kavga ettik. Eşim ve annesi komşuya sohbete gitmişlerdi. Ben evde eksiklikler fark ettim. Evi kontrol etmeye başladım. Kullanmadığımız odayı da kontrol ettim. Bu odayı kontrol ettiğimde misafirlerin getirmiş olduğu hediyelerle, Pringles kutuları vardı. Bir bavul içerisinde mataramı gördüm. Sırt çantam falan vardı. Bunları görünce eşimi aradım ve eve çağırdım. Kendisi hemen eve geldi. ‘Mataram falan nerede?’ diye sordum. Halbuki yerini önceden biliyordum, mutfakta dolaptaydı. Ben sadece onun yapıp yapmadığını öğrenmek için sordum. ‘Bilmiyorum’ dedi. Ben de ‘Gel göstereyim’ diyerek kullanmadığımız odaya götürdüm. Valizi açıp gösterdim. ‘Bilmiyorum’ dedi. Ben de Komiserimiz B’yi aradım. Hoparlörü de açtım. Onu eve çağırdım. O da geldi. Eşimin annesinin hırsız olduğunu, şikayetçi olacağımı söyledim. Eşim ne dedi hatırlamıyorum. ‘Daha yeni düşük yaptım’ dedi. Komiser gelmeden önce kaynanam kapıyı çaldı. Bağırdı çağırdı. Kadın bana takmıştı. Kapıda ben sadece onu seyrettim. B. komiser geldi. Birlikte emniyete yürüdük. Ben evi terk ederken daha önce B. komisere durumu anlatmıştım. Her ikisinin de sinsi şeytanlar olduğunu söyledim.”

Bu kavganın ardından Belma bayılıyor, Seyfullah ise evi terk ederek kendisi gibi polis olan karşı komşularına gidiyor. İfadesinde olay günü saat 07.00’de kalktığını, saatlerce yatakta geçmişi düşündüğünü belirtti. Sanık, Belma’ya sürekli boşanalım dediğini fakat eşinin bunu kabul etmediğini, eşinin ve kayınvalidesinin üzerinde psikolojik baskı kurduğunu söyledi.

“Yüzde yüz vuracağım diye düşünmüyordum”

Sanık, Seyfullah Çınar saat 12.00’da evinin önündeki arabasına gidip ön yolcu koltuğuna oturuyor ve arabadaki silahını alıyor. Silahının çalışıp çalışmadığını kontrol eden Seyfullah, kendi evine giderek Belma ile konuşmak istiyor. 14 dakika içinde iki kadını katleden sanık, olaydan sonra cama çıkıyor ve evlerinin karşısındaki emniyet müdürlüğüne seslenerek olay yerine polisleri çağırıyor:

“Eve gittiğimde valizlerimi ortaya çıkartmışlardı ve evi terk etmemi bana söylediler. Daha sonra kaynanam benim üzerime geldi. Ben Belma’yla da konuşmuştum. Kaynanam gelince sonrası kötü oldu. Belimden silahımı çıkarttım şarjör bitene kadar hepsini boşalttım. Önce annesine iki tane sıktım. Sonra Belma’ya doğrudan ateş ettim. Ona kaç tane sıktığımı hatırlamıyorum. Sonra şarjör bitene kadar her ikisine sıktım. Sonra silahı yere koydum. Camdan dışarı baktım. Emniyetin bahçesinde Murat’ı gördüm. Camı açıp ona ‘gel’ dedim. Geldiğinde kapıyı açtım. Ellerimi uzattım ve ‘Beni tutukla’ dedim. O içeriye girdi. Telsizle anons geçti. Bana da kelepçe taktı. Sabah düşündüm, sabah karar verdim. Fakat yüzde yüz vuracağım diye düşünmüyordum.”

“Babam ‘Çaresine bak işte’ dedi”

Sanık Seyfullah Çınar ifadesinde, Belma Çınar ve Ümmühan Güllü ile cinayetten bir gün önce yaşadıkları kavgayı babasına anlatmıştı. Babası ise oğluna “Çaresine bak işte” demişti:

“Babamla cinayeti işlemeden 09.00’da gibi konuştum. Ona bir gün önce yaşadıklarımı anlattım. ‘Kadın çığırından çıktı’ dedim. Babam da bana ‘Çaresine bak işte’ dedi. Babam öldüreceğimi bilmiyordu ama halimden anlamış olabilir.

“Belma ölmeden önce oğluma ‘Psikolojik şiddet altındayım’ demiş”

Belma Çınar, kendisine yönelik fiziksel şiddet olmadığını fakat evli olduğu erkek tarafından psikolojik şiddete uğradığını, ablası Banu Akalın’ın oğluna da anlatmış:

“Belma ölmeden bir hafta önce oğluma psikolojik şiddet altında olduğunu söylemiş. Ölmeden bir gece önce de komşularıyla gece saat 03.00’e kadar oturuyorlar, Belma orada da psikolojik şiddet altında olduğunu söylüyor.”

Komşular da ifadelerinde, Belma Çınar’ın kendilerine “Seyfullah çocuğu istemediği için bana psikolojik şiddet uyguladı, düşük olayı bu yüzden gerçekleşti” dediğini anlatıyor.

“Çok öfkelendiyse kapıyı çarpıp gitseydi, onlara nasıl kıydı anlamıyorum”

28 Ekim gününden sonra hayatı tamamen değişen Banu Akalın, cinayetin ardından gittiği evde karşılaştığı tabloyu şöyle anlatıyor:

“Ben olayı duyduğumda şoke oldum. Annem ve kardeşim ölmüştü. Neticede Seyfullah ailemizden biri olmuştu. Fiziksel şiddete karşıyım ama çok öfkelendiyse ittirip, kapıyı çarpıp gitseydi. Onlar, Seyfullah’a ne yapabilir ki? Annem ameliyatlıydı, o mu şiddet gösterecekti Seyfullah’a? Olay olduktan sonra Ömerli’ye gidip, evi biz kapattık. Evin her tarafı kan içindeydi. Yatak odası, giriş… Eşyaları bağışladık. Sonra da ifademizi verdik. Annem 60 yaşında, Belma ise 34 yaşındaydı. İkisi de kadın, onlara nasıl kıydı anlamıyorum?”

“Ortada bir gizem var”

Babalarını da 2017’de kaybeden Banu ve Hüseyin’in artık anne ve kardeşi de yoktu. Adaletin yerini bulacağına inanan kardeşler, iki kadını ölüme sürükleyen kavganın boşanma yüzünden çıkmadığını, arkasında bir gizemin yattığını düşünüyor. Tanık beyanlarında da anne Ümmühan Güllü’nün komşulara “Bilmediğiniz şeyler var” dediği kaydedildi. Abla Banu Akalın, kavganın boşanma olayından çıkmadığını, iki tarafın da ayrılmak istediğini belirtiyor ve “Kavga nedenini hâlâ bilmiyoruz. Ortada bir gizem olduğunu düşünüyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz” diyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.