Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İranlı iki doktor yazdı: “İran koronavirüs ile mücadelesinde nasıl çuvalladı?”

Kamiar Alaei ve Arash Alaei 2008 yılına kadar İran’da doktorluk yapmış iki sağlık sistemi uzmanı. Şu an New York’taki Uluslararası Sağlık ve Eğitim Enstitüsü’nde başkanlık görevini üstlenen iki kardeş, 6 Mart günü New York Times için İran’ın koronavirüs ile nasıl mücadele ettiğine ilişkin bir yazı kaleme aldı. Yazıyı özet olarak aktarıyoruz.

Arash Alaei ve Kamiar Alaei

Alaei kardeşlere göre aslında İran, Ortadoğu’daki en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip. Merkezî olmayan bu sağlık sisteminde binlerce tıbbî tesis var ve buralarda birincil, ikincil ve üçüncül tedavi yöntemleri uygulanıyor. Kamiar Alaei ve kardeşi Arash Alaei, bu sistemin oldukça verimli sonuçlar verdiğini belirtiyor. İki isim de bu sistem uygulanırken İran’da doktor olarak görev yapıyorlardı.

İran’a sıçrayan koronavirüs salgınıyla birlikte üst üste ölüm haberleri gelmeye başladı. Çok sayıda siyasetçi de hastalıktan etkilendi. Örneğin Dışişleri Bakanı başdanışmanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Virüse yakalanan 3,513 kişi arasında cumhurbaşkanı danışmanları ve 23 parlamento üyesi var. En az 107 İran vatandaşı hayatını kaybetti ve İran ölümle sonuçlanan koronavirüs vakalarının en çok görüldüğü ülkelerden biri.

Alaei kardeşler bunun en büyük nedeninin sağlık sisteminin siyasete itaat edecek hale getirilmesi olduğunu öne sürüyor. Doğru politikalar uygulanmış olsaydı bu ölümlerin büyük kısmının önüne geçilebilirdi.

Kamiar Alaei ve kardeşi Arash Alaei, İran’da görev yaptıkları dönemde HIV‘in gözetlenmesi ve yayılmasının önlenmesi ile ilgili çalışmalar yapıyorlardı. İkili o günleri şöyle anlatıyor: “2000’li yılların başında hükümet bizi destekliyordu. AIDS ile mücadele için geliştirdiğimiz programda ileri aşamaya geçmiştik ve her şey iyi gidiyordu. 2005 sonbaharında reformist Muhammed Hatemi yerine ülkenin başına Mahmud Ahmedinejad geçti. Ahmedinejad, İranlılar’ın yabancı ortaklarla iş yapmalarından memnun değildi ve İran’da eşcinsel bulunmadığı düşüncesinde ısrarcıydı. Kısa zaman sonra çalışmalarımız üzerindeki kısıtlamalar ve baskılar da artmıştı. Haziran 2008’de ise tutuklandık.”

Kısa bir duruşmanın ardından “düşman hükümet ile iletişime geçmek” suçundan Kamiar Alaei üç, Arash Alaei ise altı yıl hapse mahkum edilmişti. Hapisten çıktıktan sonra iki kardeş ABD’ye taşındı. Kamiar Harvard’dan yüksek lisans derecesi aldı.

“İran virüsü yeterince önemsemedi”

Kamiar ve Arash, İran yönetiminin virüsü yeterince önemsemediğini öne sürüyor. Onlara göre Türkiye, 31 Ocak’ta Çin’e uçuşları durdurup havaalanındaki yolcuları gözetlerken İran aynı çabayı göstermedi ve Şiiliğin merkezi olarak görülen Kum şehrine Çin’den yüzlerce öğrencinin ve din görevlisinin gelmesine müsaade etti. 

İran’daki ilk ölüm vakası 19 Şubat günü Kum’da yaşanmıştı. İlk kurbanın Vuhan’dan İran’a gelen İranlı bir iş insanı olduğu düşünülürken ikinci kurbanın ise bu kişinin doktoru olduğu düşüncesi hâkim. Arash ve Kamiar’a göre bu insanların ölümlerinden önce virüsü yakınlarına bulaştırmış olma ihtimalleri oldukça yüksek. 

Hastalığın etkileri İran’daki 31 vilayete de yayılmış durumda. Arash ve Kamiar’ın dikkat çektiği bir başka konu ise yetkililerin verdikleri istatistiklerde çelişkiler olması. 24 Şubat gününde Sağlık Bakanlığı ülke genelinde 64 vaka tespit edildiğini ve 12 kişinin hayatını kaybettiğini söylemişti. Ancak Kum Milletvekili Ahmad Amirabadi sadece kendi seçim bölgesinde 50 kişinin öldüğünü açıklamıştı. Bunu yalanlayan açıklama ise İran Sağlık Bakan Yardımcısı Iraj Harirchi’den gelmişti. Harirchi eğer ölümde sonuçlanan vaka sayısı kendi açıkladığının çeyreğinden fazla olsa bile istifa edeceğini söylemişti. Bir gün sonra test yaptıran Harirchi’nin de koronavirüse yakalandığı anlaşıldı ve şu an kendisi karantina altında.

Kum’dan Tahran’a

Arash ve Kamiar, Kum ile Tahran arasındaki uçuşların denetlenmemesi sonucunda parlamentodaki milletvekillerine de virüsün geçmiş olabileceğini söylüyor. Onlardan da hükümetteki diğer yetkililere geçmiş olma ihtimali yüksek. Bir diğer faktör ise İranlılar’ın selamlaşırken birbirlerini yanaklarından öpmeleri. Siyasette özellikle birbirlerine yakın düşüncelerdeki insanların bunu sıklıkla yaptığını belirten Alaei kardeşler, bu durumun da salgının hızını artırmış olabileceğini söylüyor.

İki kardeş, hükümetten bu kadar insanın etkilenmiş olduğunun hemen anlaşılmasının nedeni olarak ise yaratılan elit zenginliği sayesinde hükümettekilerin bu testi daha kolay yaptırabilmeleri olarak görüyor. Zira pek çok küçük devlet hastanesinde virüsten etkilenen insanların sayıları hızla artmadan önce acil önlemler alınmamıştı. Pek çok kişi Covid-19 testi yapılamadan koronavirüs yüzünden hayatını kaybetti. 

Ancak Arash ve Kamiar bunun sebebinin de siyasî olabileceğini düşünüyor. Bu konuda ise şunları söylüyorlar: “İran, Kum’daki ölümleri milletvekili seçimlerinden iki gün önce ilan etti. Kasım’aki protestolara şiddet ile cevap verilmesi ve Kasım Süleymani suikastının ardından Ukrayna uçağının düşürülmesi hükümete olan desteği azaltmıştı. Seçimlere katılımım yüksek olması hükümetin meşruiyetini de artırabilirdi. Tahran katılımın düşmemesi için virüsün yayıldığını söylemek istememiş olabilir.”

Yine de seçimlere katılım yüzde 42,57’de kaldı ve bu 1979 yılından beri görülen en düşük oran. Alaei kardeşlere göre Kum şehri karantinaya alınabilirdi. Farklı önlemler de geliştirilebilirdi ancak hastalığın yayılmasını önlemek adına kayda değer adımlar atılmadı.

Arash ve Kamiar’a göre şu an yapılması gereken ise hastalığa yakalananların yakınlarına güvenilir testler uygulamak. Kum şehri karantina altına alınmak zorunda. Bunun yanında uluslararası toplum da İran’a yardımcı olmalı. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası organizasyonlar Covid-19 testi için İran’a donanımlı ekipmanlar göndermeli. ABD de İran’a karşı olan düşmanca tavrını bir kenara koyup bu sürecin bir parçası olmalı.

Arash ve Kamiar için bu krizden alınması gereken ders ise sağlık politikalarının asla siyaset aracı olarak kullanılmaması gerektiği. Özellikle de acil önlemler alınması gereken durumlarda. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.