Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (6) – Fatma: “Ailesi de evdeyken beni bir buçuk ay alıkoydu, sonumun Şule Çet gibi olacağını söyledi”

Fatma, 22 yaşında, Hacettepe Üniversitesi öğrencisi genç bir kadın.

Fatma, bir süre birlikte olduğu, kendisiyle aynı okulda öğrenimini sürdüren A.K. tarafından uzun süredir fiziksel ve psikolojik şiddet görüyor. Fatma şiddet gördüğü için ilişkisini bitirmek istiyor fakat bu kişiden kurtulamıyor.

A.K., genç kadını bir buçuk ay boyunca alıkoyarak şiddet uyguluyor ve “Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun, benim babam diplomat, sonun Şule Çet gibi olacak” diye tehdit ediyor. A.K.’nin ailesi evde olmalarına rağmen Fatma’ya yardım etmiyor. Fatma bu olaydan sonra A.K.’yi şikayet ediyor.

Fatma, yaşadıklarını Medyascope’a anlattı.

Fatma’nın anlattıklarına göre A.K., kendisine ilk olarak sözlü şiddet uygulamaya başlamış. İlişkilerinin ilk zamanlarında her şeyin güzel gittiğini söyleyen Fatma, “Zamanla beni kıskanmaya, hayatıma müdahale etmeye başladı. İnsan bazen yaşarken göremeyebiliyor, alttan alabiliyor. Benim de öyle oldu. Ancak A.K. asla durmadı” diyor.

“Kimi, kime şikayet edeceğim?” 

A.K., 24 Ocak’ta Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’ndeki kütüphanede Fatma’ya fiziksel şiddet uyguluyor. Genç kadın darp edildikten sonra okul güvenliğine A.K.’yi şikayet ediyor. Bir güvenlik görevlisi kendisini polise gitmesi için ikna etmeye çalışıyor ancak Fatma korktuğu için gidemiyor. A.K.’nin arkadaşı olduğunu bildiği başka bir güvenlik görevlisi ise “Barışırsınız bir şey olmaz, sen de çocuğu biraz üzmüşsün” diyerek olayı görmezden geliyor. 

Fatma, A.K.’nin Ankara’da üst düzey bir bürokratın oğlu olduğunu söylüyor. Bu yüzden, okul güvenliği ve polislerle de arası oldukça iyi olan A.K.’yi şikayet etmeye çekiniyor çünkü sonuç alamayacağını düşünüyor: “Kimi, kime şikayet edeceğim?”

“Yaptıklarının bedelini ödemeyeceğini anlamıştım”

Fatma, onu şikayet ederse A.K.’nin daha çok sinirlenmesinden ve kendisine zarar vermesinden de korkuyor: “Onu okul güvenliğine şikayet ettiğimde, ‘Sen bana bunu nasıl yapabilirsin’ diye sinirlendi. O beni dövse de onun gözünde suçlu hep bendim. Ben, ona hiçbir zarar veremeyeceğimi, onun yaptıklarının bedelini ödemeyeceğini anlamıştım.”

Fatma’yı “Seni öldüreceğim, leşini bile buldurtmam” diye tehdit ediyor

Kütüphanede yaşanan darp olayından sonra Fatma, “nedense bir daha böyle bir şey olmayacağını” düşünüyor. A.K., yaşananları unutturmak için bir süre Fatma’ya iyi davranıyor ancak Fatma kendi evine gitmek istediğinde telefonuna el koyuyor.

A.K., Fatma’yı Ankara’da ailesiyle birlikte yaşadığı evde, üstelik ailesi de evdeyken, zorla tutuyor ve ona bir buçuk ay boyunca şiddet uyguluyor. Fatma, o günleri şöyle anlatıyor: 

“Bu süre içinde hiç şikayette bulunamadım, sürekli onunlaydım. Telefon numaramı zorla değiştirip beni ailem dışında kimseyle görüştürmedi, onda da başımda durarak telefonu dinledi. Ben o evde her gün dayak yedim, ölümlerle tehdit edildim ve boğazımı sıkarak beni öldürmeye teşebbüs etti. Daha önce çok fazla gündem olan Şule Çet davasına gittiğim için ‘Sen nasıl bunları savunabilirsin, senin sonun ne olacak sanıyorsun? Seni öldüreceğim, senin leşini bile buldurtmam ben’ diye tehdit ediyordu beni. Beni her darp ettiğinde ‘Sen bana zarar veremezsin, halam büyükelçi, babam diplomat, bana hiçbir şey olmaz’ diyordu.”

“Annesi bana vücudumdaki ve yüzümdeki morluklar için krem veriyordu”

A.K.’nin ailesinin, oğullarının kendisine şiddet uyguladığından haberdar olduğunu söyleyen Fatma, hiçbir şekilde kendisine yardım edilmediğini söylüyor: “Ailesi asla müdahalede ve yardımda bulunmadı. Hiçbir şey demiyorlardı. Annesi bana vücudumdaki ve yüzümdeki morluklar için krem veriyordu. Annesinin yaptığı en büyük yardım, morluklarım için krem vermesi oldu. Bir keresinde üç gün boyunca beni odadan çıkartmadı. Yemek bile yemedim. Üçüncü günün sonunda, babası gelip kızdı. Ancak o kapıyı kilitleyip babasının içeri girmesine izin vermedi. O gün o kapıyı açmak için ne polis çağırdılar ne de kendileri kapıyı kırıp içeri girdiler.”

A.K.’nin ailesi, “sorunlarını çözmeleri” için, A.K. ile Fatma’yı, A.K.’nin halasının evine gönderiyor. Fatma, halanın duruma müdahale etmesi sayesinde memleketine dönebiliyor: “Halasına hiçbir şey anlatmamam için beni tehdit etti. Söylemem gerekenleri tembihledi. İlk başta onun dediğini yapsam da sonrasında kapıyı dinlemesinden çekindiğim için kollarımdaki morlukları halasına gösterdim. O da sadece ‘kimse bunu yapamaz’ dedi. Sonrasında halası A.K. ile konuştu ve memleketime gidebildim”.

“Görüntülü konuşma yaparken pompalı tüfekle havaya ateş açtı”

Fatma, memleketi Hatay’a döndüğünde de polise gitmekten çekiniyor çünkü A.K.’nin kendisini takip ettirebileceğini düşünüyor: “Burada da beni takip ettirebilirdi. Birçok kişiyi tanıdığını ve bunu çok rahat yaptırabileceğini biliyordum. Daha önce Ankara’dayken bunu yapmıştı. Hiç tanımadığım insanlar sürekli ona, benimle ilgili haber veriyorlar, beni takip ediyorlardı. Ondan çok korkuyordum. 15 Mayıs’ta beni yine görüntülü aradı ve görüntü açıkken bir arkadaşından pompalı tüfek ve 50 mermi alıp ‘Şimdi oraya geliyorum, bana böyle davranmak ne demek sana göstereceğim’ gibi sözler söyledi. Tüfeğin sahte olmadığını anlamam için de havaya ateş açtı.”

“A.K. ifade verdikten sonra serbest bırakıldı, silahı bulunamadı”

Görüntülü aramanın ekran kaydını alan Fatma, yaşadıklarını daha fazla gizleyemeyeceğini anlıyor. Yaşadıklarını ilk önce ailesine anlatıyor, ardından jandarmaya şikayette bulunuyor. A.K.’nin, “pompalı tüfekle Hatay’a geliyorum” dedikten sonra evinin kapısına kadar geldiğini söyleyen Fatma, “Onu evimin kapısından aldılar. İfade verdikten sonra serbest bıraktılar. Ne silahı bulundu ne de silah aldığı çocuğun peşine düştüler. Aramada polis silahını bulamadı” diyor.

14 Mayıs’ta iki aylık koruma tedbiri aldıran Fatma daha sonra altı ay daha koruma kararı talep ediyor ancak sadece bir aylık koruma daha aldırabiliyor: “Ne yapacağımı bilmiyorum, başıma bir şey gelirse sorumlusu A.K.”

*Fatma, dava süreci devam ettiği için failin ismini paylaşmadı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.