Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) batısındaki Oregon eyaletinin Portland kentindeki ırkçılık karşıtı protesto gösterileri tam 100 gündür devam ediyor. Mayıs ayında siyah Amerikan vatandaşı George Floyd’un polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan gece eylemlerine 100 gündür aralıksız devam eden Portland sakinleri, kasım ayında sandık başına gitmeye hazırlanan ABD toplumundaki kutuplaşmanın geldiği noktayı da açıkça gözler önüne seriyor.
Nüfusunun ancak yüzde 6’sını siyahların oluşturduğu Portland’da eylemciler, ırkçılığın son bulmasını ve Floyd gibi siyah vatandaşların ölümüne neden olan ABD polislerinden hesap sorulmasını talep ediyor.
46 yaşındaki siyah Amerikan vatandaşı George Floyd, 25 Mayıs’ta ABD’nin Minneapolis kentinde, kendisini gözaltına almak isteyen polis memuru Derek Chauvin tarafından boğularak öldürülmüştü. Floyd’un öldürülmesinin ardından başlayan ırkçılık karşıtı eylemler, ABD genelinde birçok kente yayıldı. Seattle, Oakland, San Francisco gibi şehirlerde eylemciler evlerine çekildi ve gösteriler sonra erdi fakat Portland’daki protestolar 100 gündür aralıksız devam ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın kamu malına verilen zararı önlemek gerekçesiyle federal kolluk kuvvetlerinin Portland’daki eylemlere müdahale edeceğini söylemesi, gösterilerin daha da şiddetlenmesine neden oldu. Kentte süren gösterilere müdahale etmek üzere görevlendirilen federal kolluk kuvvetleri, kent sakinlerinin “Federaller sokaklarımızda söz sahibi olamaz!” yazılı pankartlarıyla karşılanmışlardı.
Temmuz ayının sonunda federallerin kentten çekilmesiyle birlikte Portland’da şiddetin dozu azalmaya başlamıştı. Ancak geçen hafta sonu, Patriot Prayer adlı aşırı sağcı bir siyasi grubun destekçisi olduğu tespit edilen Aaron Danielson’ın (39) Trump destekçisi bir grup ile eylemciler arasında çıkan arbede sırasında öldürülmesiyle kentte tansiyon yeniden yükseldi.
“Hiçbir yere gitmiyoruz. Siz yoruldunuz. Biz yorulmadık”
Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan, Black Lives Matter (Siyah Hayatlar Güzeldir) hareketinin bölgedeki temsilcilerinden biri olan Reese Monson, “Biz burada sanıldığı gibi etrafı yakıp yıkmaya çalışmıyoruz. Protesto hakkımız. Kendimizi ifade etmek hakkımız. Sırf polis öyle istiyor diye hiçbir yere gitmeyeceğiz. Hakkımızı savunacağız” dedi. Eylemlere ilk günden beri katıldığını belirten Monson, göstericiler arasında Black Lives Matter hareketini kamu malına zarar vermek ve şiddet uygulamak için kalkan olarak kullananların olduğunu kabul etti. Ancak gösterilerin genel anlamda barışçıl bir çerçevede sürdüğünü söyledi.
İsmini vermek istemeyen bir başka eylemci, Trump’ın ABD’deki kutuplaşmayı derinleştirdiğini düşündüğünü belirtti: “Eğer bu sistemi değiştirmek istiyorsak, sistematik ırkçılığı reddediyorsak, en azından başkanlık seçimlerine kadar sokaklarda bunu dile getirmeye devam etmeliyiz. Hiçbir yere gitmiyoruz.”
