Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, Gezi olayları sırasındaki bir tweeti gerekçesiyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla yargılandığı davada mahkeme 7 bin 80 lira adli para cezasına hükmetti. Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı karara dair “Ortada hakaret olmadığı gibi ceza gerektiren durum yoktu. Bu ülkede adaleti kuracağız, onun için hakikati dile getiriyoruz” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, Gezi olayları sırasındaki bir tweeti nedeniyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın sekizinci duruşması İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma öncesi Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi, Emekli İşçiler, Eşit Haklar Derneği, Barış İçin Akademisyenler, Kocaeli Dayanışma Akademisi’nden temsilciler dayanışma için adliye önünde açıklama yaptı.
Burada konuşan Şebnem Korur Fincancı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemleri sırasında “Emri ben verdim” açıklaması yaptığını, sekiz insanın hayatını kaybettiğini, onun üzerinde insanın gözünü yitirdiğini hatırlattı. Fincancı, 15 Haziran 2013’te Gezi Parkı’ndaki revirdeyken doğrudan revire atılan gazlar sonucu ciddi sağlık sorunu yaşayan insanlar olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“’Emri ben verdim’ dediği için ‘Katliam emrini RTE verdi polis de canla başla yerine getiriyor’ demiştik. Aslında bir hakikati dile getirmiştik. Hakikati dile getirmek epeydir bu ülkede bir sorun ve cezalandırılma nedeni.”
Özgür Gündem davasında dün (15 Şubat) Eren Keskin ve İnan Kızılkaya’ya “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla verilen cezaları hatırlatan Fincancı, “Biliyoruz ama yılmıyoruz, mücadeleye devam diyoruz. Biz mücadeleye devam edip hakikati dile getirmeyi sürdüreceğiz” dedi.
“Ortada hakaret değil hakikat var”
Duruşmayı takip etmek üzere Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi , Emekli İşçiler, Eşit Haklar Derneği, Barış İçin Akademisyenler, Kocaeli Dayanışma Akademisi’nden temsilcilerle Halkların Demokratik Partisi Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nun da olduğu çok sayıda kişi adliyedeydi. Ancak koronavirüs salgını gerekçesiyle zaten küçük olan salona sınırlı sayıda kişi alındı, bir kısım izleyici ve basın mensubu duruşmayı açık kapının dışından izledi.
Şebnem Korur Fincancı, duruşmada savcının önceki duruşmalarda verdiği mütalaasına karşı söz aldı. “Ortada bir hakaret değil, hakikat var” diyen Fincancı şöyle devam etti:
“15 Haziran 2013’te, bu tweeti attığım dönemde, Türkiye’de Gezi sürecinde sekiz insanı kaybetmiştik, onun üzerinde insan görme yeteneğini kaybetmişti, binlerce insan ciddi bir biçimde yaralanmıştı O dönemde Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı’ydım, Gezi sürecinde İstanbul’da sağlık sorunu yaşayan insanların tedavisine katkı sunmak üzere tabip odalarının oluşturduğu gezici revirlerde görevliydim. İstanbul Tabip Odası ile revirlerde görev yaparken kolluk görevlilerince doğrudan revirin içerisine gaz fişekleri hedef gözetilerek atıldı. İnsanların tedavi edildiğini görüyorlardı, o kadar yakın mesafeden atıldı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Hemen birkaç gün önce dönemin başbakanı ‘Emri ben verdim, polisimiz destan yazdı’ dedi. Polisin görevi insanlara zarar vermek değildir. Eğer polis böyle bir eylemde bulunuyorsa insan hakları mücadelesinde bunun adı katliamdır. Dolayısıyla bir hakikati dile getirdim. Hakaret sözkonusu değildir. Bu nedenle beraatımı talep ediyorum.”
Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu da müvekkilinin adli tıp uzmanı olduğunu ve uzmanlık alanının işkence olduğunu belirtterel, tweetin atıldığı döneme dair hak ihlalleri raporlarından örnekler sundu. Eyüboğlu, davanın ifade özgürlüğüne yönelik açıldığını belirterek, dava konusu paylaşımın da ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi ve beraat talep etti.
Son sözü sorulan Fincancı, “Kamu görevlisine hakaret değil, yurttaş sorumluluğunu yerine getiriyoruz. 90’larda kamu görevlisine hakaretten yargılandığımda Milliyet gazetesinde haber çıkıp bu konu tartışılabiliyordu, bugün yargılanmam ana akımda çıkamaz, çıksa da algı operasyonu ile çıkar. İklim böyle değişti, bu çok üzücü. Yaptığım hakaret değil eleştiridir” dedi.
Mahkemeden para cezası kararı
Mahkeme, Fincancı’nın “hakaret suçunu işlediği sabit olduğu” gerekçesiyle 7 bin 80 lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Fincancı, karara dair yorumunda para cezasını beklemediğini belirterek şöyle konuştu:
“Ortada hakaret olmadığı gibi ceza gerektiren bir durum yoktu. Biliyoruz başka şansları yok. Adaletin tümüyle yok sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Biliyoruz, bunu aşacağız. Bu ülkede adaleti illa ki kuracağız. Onun için sözümüzü söylüyor, hakikati dile getiriyoruz.”