Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sedat Pişirici ile Ekonomi Tıkırında (115): Yürütme

Muhalefetin “128 milyar dolar nerede” sorusu, iktidarın kimyasını bozdu. Başta AKP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı olarak da yürütmenin başı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar sözcüleri, bu soruya cevap vermeye çalışıyor. Cevap verenler arasına en son, bağımsız Merkez Bankası Başkanı da katıldı. Ekonomi Tıkırında’nın 115. yayınında Sedat Pişirici, ekonomik veriler ışığında iktidarın cevaplarını değerlendirdi.

Önce şunu açık seçik ortaya koyalım. Anayasanın sekizinci ve 104. maddelerine göre, Türkiye’de “yürütme”nin başı, cumhurbaşkanıdır. Şu andaki cumhurbaşkanı da Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. Yani Erdoğan, halen Türkiye’de yürütmenin başıdır. Aynı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden, eski sisteme göre cumhurbaşkanlığı yaptığı 2014-2018 döneminden önce de 11 yıl boyunca (2003-2014) başbakan olarak yürütmenin başıydı. 

AKP Genel Başkanı ve 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürütmenin başı olduğu memlekette geçen hafta siyasetin ve ekonominin gündeminde, ağırlıkla muhalefetin sorduğu “Merkez Bankası’nın 128 milyar doları nerede” sorusu vardı. Bu soru, iktidarın kimyasını bozdu. Erdoğan, bugüne kadar bir kez cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde miting meydanlarında rakibi Muharrem İnce’ye videolu cevap verme ihtiyacı duymuştu, bir de geçen çarşamba partisinin meclis grup toplantısında “128 milyar dolar nerede” sorusuna videolu cevap verme ihtiyacı duydu. 

Meclis grubundaki konuşmasına bakılacak olursa, anayasanın sekizinci ve 104. maddeleri uyarınca “yürütme”nin başı olan Erdoğan’a göre, 

“128 milyar dolar nerede” diye sormak hem cehalet hem ihanet; 

“128 milyar dolar nerede” diye sormak “Erdoğan düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı, Cumhur İttifakı düşmanlığı”; 

“128 milyar dolar nerede” diye sormak, ülkeye ve millete yönelik aleni bir “ihanet”, aleni bir “saldırı”, aleni bir “hançerleme”; 

“128 milyar dolar nerede” diye sormak, Türkiye’nin itibarını düşürmek, kredibilitesine zarar vermek, yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen bir kampanya;

“128 milyar dolar nerede” diye soranlar “ülkenin ve milletin felaketinden medet umar hale gelmiş” olanlar. 

“128 milyar dolar nerede” diye soranların başında ana muhalefet partisi CHP’nin genel başkanı, aynı zamanda İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu geliyor. O da anayasanın 80. maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olarak “bütün milleti” temsil ediyor. Yani “128 milyar dolar nerede” diye sorduğunda, temsil ettiği milletin “felaketinden medet ummuş olması” pek mantıklı görünmüyor.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında şöyle bir hesap sundu: “Son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece dört kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.” Vatandaşlar, son iki yılda 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın almış.

Devam etti Erdoğan: “Nereye harcandı diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar ne buhar olmuştur ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurtiçinde kalmıştır.” 128 milyar dolar ve daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaş arasında dolaşıma girmiş.

Yani, Erdoğan’a göre muhalefetin millete yönelik aleni bir “ihanet”i olarak nerede olduğunu sorduğu 128 milyar doların 54 milyar doları son iki yılda döviz ve altın satın almak için millet tarafından harcanmış, 128 milyar dolar ve daha fazlası, ekonominin aktörleri ve millet arasında dolaşmış. Ah şu vatandaş, ah şu millet. Onlar olmasa ne güzel yönetilecek memleket.

Yürütmenin başı çarşamba günü partisinin meclis grup toplantısında bunları söyledikten bir gün sonra, 22 Nisan 2021 Perşembe günü, başkanı yürütmenin başı tarafından 55 gün önce değiştirilmiş Türkiye İstatistik Kurumu, başkanı yürütmenin başı tarafından 37 gün önce değiştirilmiş Merkez Bankası ile birlikte hazırladığı “tüketici eğilim anketi” sonuçlarından hesaplanan “tüketici güven endeksi”nin Nisan 2021 verilerini açıkladı. Buna göre tüketici güveni, nisan ayında, mart ayına göre %7,5 oranında azalmış. Martta 86,7 olan endeks değeri, nisanda 80,2 olmuş. 

Bu genel endeks değeri ve TÜİK diyor ki “tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösterir.” Yani tüketici kötümser ve kötümserliği marttan nisana %7,5 oranında derinleşmiş. İşte tam burada “128 milyar dolar nerede” gibi bir soru daha çıkıyor ortaya: Tüketici neden kötümser? 

TÜİK açıklamasındaki tüketici eğilimine ilişkin diğer endekslerin değerleri de kötümser. Geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi değeri, mart ayında 67,3 iken, nisan ayında %4,9 oranında azalarak 64 olmuş. Hanenin maddi durumu endeksi değeri gerilerken, “maddi durum beklentisi” endeksi değeri de mart ayında 87,9 iken, nisan ayında %7,9 oranında azalarak 81’e gerilemiş. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin genel ekonomik durum beklentisi endeksi değerindeki gerileme ise daha vahim. Bu değer mart ayında 94,1 iken, nisan ayında %11,9 oranında azalarak 82,9 olmuş. Alın size bir soru daha: Tüketici neden gelecek 12 ayda genel ekonomik durumun bugünkünden daha kötü olacağını düşünüyor?

TÜİK bugün de “sektörel güven endeksleri”nin Nisan 2021 değerlerini açıkladı. Gördük ki hizmet ve perakende ticaret sektörleri tedirgin, inşaat sektörü sıkıntılı. Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi nisan ayında mart ayına göre hizmet sektöründe %2, perakende ticaret sektöründe %5,6, inşaat sektöründe %3,1 oranında gerilemiş. Endeks değerleri hizmet sektöründe 103,3, perakende ticaret sektöründe 103,1, inşaat sektöründe 77,3 olmuş. 

TÜİK bu değerler için de endeksin 100’den büyük olmasının sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olmasının ise kötümserliğini gösterdiğini söylüyor. Ancak hizmet sektörü her ne kadar iyimserliğini korusa da gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi alt endeksi %7,2 azalarak 103,6 olmuş. Perakende ticaret sektöründe de alt endekslere bakıldığında mevcut mal stok seviyesi alt endeksinin %6,8 azalarak 87,7 değerini aldığı, gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksinin ise %9,9 azalarak 104,7 olduğu dikkat çekiyor. İnşaat sektöründe de gelecek üç aylık döneme ilişkin toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi %4,3 gerilemiş. Sektör, faaliyetlerini kısıtlayan temel etkenleri, finansman sorunları ve talep yetersizliği olarak sıralıyor.

Öte yandan bugün Merkez Bankası da Nisan 2021’e ilişkin reel kesim güven endeksi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranını açıkladı. Buna göre mevsim etkisinden arındırılmış reel kesim güven endeksi değeri mart ayına göre 2,8 puan azalarak 107,4 seviyesinde gerçekleşmiş.  Mevsim etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise bir önceki aya göre sadece 0,6 puan artarak 76,2 olmuş.

Sizin anlayacağınız, yürütmenin başı Erdoğan partisinin grup toplantısında “ak” derken, iktidarı boyunca başkanını 10 kere değiştirdiği TÜİK ile başkanını yedi kere değiştirdiği Merkez Bankası “kara” diyor! Erdoğan’a göre ekonomi tıkırındayken, sektörlerden gelen ses tıkırtıdan ziyade gıcırtı.

İktidarın elini ayağına dolaştıran “128 milyar dolar nerede” sorusuna sadece Erdoğan cevap vermeye çalışmadı. Bağımsız Merkez Bankası’nın başkanı Şahap Kavcıoğlu da cuma gecesi katıldığı TRT Haber, CNN Türk ve A Haber ortak canlı yayınında cevap vermeye uğraştı. Kavcıoğlu’na göre 128 milyar dolara bir şey olmuş değil, sadece Merkez Bankası’nın rezervleri, varlık ve yükümlülük olarak yer değiştirmiş! Bu ne demek? Vallahi bilmiyorum. “Kim bilir” derseniz, herhalde yürütmenin başı bilir.

Kavcıoğlu, “Döviz işlemlerinin sonucunda vatandaşın, yurtdışı yatırımcısının, reel sektörün burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır” da dedi. Başında bulunduğu Merkez Bankası’nın açıkladığı “gösterge niteliğindeki kurlar”a baktım. 2 Ocak 2020 Çarşamba günü dolar 5 lira 96 kuruş, avro 6 lira 68 kuruşmuş, 31 Aralık 2020 Perşembe günü dolar 7 lira 44 kuruş, avro 9 lira 14 kuruş. Kavcıoğlu’nun MB Başkanlığı’na atandığı 20 Mart 2021’den sonraki ilk işlem günü olan 22 Mart 2021 Pazartesi günü dolar 7 lira 93 kuruş, avro 9 lira 43 kuruşmuş, Kavcıoğlu’nun televizyonda “kimsenin burnun kanamadı” dediği 23 Nisan 2021 Cuma tatil olduğu için, bir önceki, haftanın son işlem günü olan 22 Nisan 2021 Perşembe günü, dolar 8 lira 29 kuruşmuş avro 9 lira 99 kuruşmuş. Ben bu yayını kaydederken, şu anda, saat 11.59 itibarı ile ise serbest piyasada dolar 8 lira 30 kuruş, avro 10 lira 05 kuruş.

İyi ki burnumuz kanamamış, ya bir de kanasaymış, kimbilir ne olurmuş!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.