Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Afgan kadınlar Medyascope’a konuştu: “Ölmekten korkuyoruz”

Afgan kadınlar, Taliban’ın ülkeyi tamamen ele geçirdiği 15 Ağustos’tan bu yana oldukça endişeli. Taliban’ın ülkeyi yönettiği 1996-2001 yılları arasında yaşananları tekrar yaşamaktan korkan dört kadın, Medyascope’a konuştu. Kadınlar, Taliban’ın insan haklarını ihlal etmeyeceğine dair verdiği güvencelere inanmadıklarını ve birçok insanın evinin basıldığını söyledi.

Kurgu: Deniz Eker, Pirsu Ergen

Zarmina Kakar, Afganistan’da yaşayan bir insan hakları aktivisti. Medyascope’a konuşan Kakar, Taliban tarafından evi ve işyeri basılan kişilerden biri olduğunu söyledi: “Afganlar, Afganistan’da 20 yıllık demokrasiden sonra ne yazık ki karanlık Taliban dönemine geri dönüyor. Taliban’ın gelişinden sonra kadınlar, çocuklar ve toplumun çeşitli kesimleri korkudan evden dışarı çıkamıyor. Çocuklar evde mahsur, erkekler evden çıkmaya korkuyor. Taliban ülkeye girdiği ilk günlerde Afgan bayrağını indirdi, bu da Afgan halkını kızdırdı. Ayrıca, emirlik sözcüleri çok sayıda insanın evine girdi ve insanların eşyalarını aldı. Bugün ofisime Taliban militanlarına benzeyen birkaç kişi girdi, fotoğraflarımı yırttı ve ofis ekipmanlarımı aldı.”  

Zarmina Kakar

“Taliban, insan haklarına saygı duyacağını söylese de çok sayıda kişiyi öldürdü”

Taliban’ın söylemleri ve eylemlerinin birbiriyle çeliştiğini belirten Kakar, Taliban’ın ülkedeki varlığı ile pek çok kişinin öldürüldüğüne dikkat çekti:  

“Taliban liderleri, kadın haklarına ve Afgan halkının vatandaşlık haklarına saygı duyacaklarını söylüyor ancak kadınları başörtüsü takmaya zorluyor. Kadınlar, evden çıkmak istiyorlarsa başörtüsü takmak zorundalar. Dün ulusal bayrak indirilirken çok sayıda kişi Afgan bayrağını desteklemek için yürüyüş yaptı ve Taliban tarafından vurularak öldürüldü. Taliban’ın insan haklarını ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiği ve halka şiddet uyguladığı ortaya çıktı. Uluslararası toplumu mümkün olan en kısa sürede kapsamlı ve katılımcı bir hükümet kurulması için çalışmaya çağırıyoruz, bu yolla Afganistan’da seçimler yapılana kadar insan hakları ve kadın haklarına saygılı kapsamlı ve geçici bir hükümet kurulabilir. Ayrıca uluslararası toplum Afganistan’da hayatları tehlikede olan kadınları ve insan hakları aktivistlerinin hayatlarını kurtarmak için onları bir an önce tahliye etmelidir.”

“40-50 gencimiz zulüm çektirilerek öldürüldü” 

Medyascope’a konuşan kadınlardan Fawzia Gailani, eski bir Afgan parlamento üyesi ve insan hakları savunucusu. Gailani, Taliban’ın hakimiyetinin ilk günlerinde yaşananların oldukça endişe verici olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Sizin sorunuza ilişkin olarak ne yazık ki demokrasinin ve insan haklarının en büyük destekçisi olarak bilinen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer bazı dünya toplulukları Afganistan’da bulunmasına rağmen geçen hafta 40-50 gencimiz zulüm çektirilerek öldürüldü ve herkes bunu sadece seyretti. Afgan halkının aklında çok kötü hatıralar var. Biz, dünyadan ve insan hakları savunucularından Afgan halkının çektiği acılara duyarsız kalmamalarını istiyoruz. Afgan halkı gerçekten çok yoruldu, çok fazla acı çekti.”

Fawzia Gailani

“Biz sesimizi dünyaya nasıl duyuracağımızı, nasıl bağıracağımızı bilmiyoruz”

Gailani, uluslararası toplumu da Afganistan’da yaşananlara duyarlı olmaya çağırdı: “Afgan halkı Taliban’ın korkusundan, kimsesizlikten ve çaresizlikten uluslararası topluma sığınmıştı. Afgan halkının sadece huzura, barışa ve güvene ihtiyacı var. Ben dünyanın neden Afgan halkının sesini duymadığını anlamıyorum. Neden uluslararası toplum Afgan halkının yaşadıklarına karşı sessiz kalıyor? Neden insan hakları günden güne ayaklar altına alınıyor ve hiçbir gelişme olmuyor? Afgan neden insan yerine konulmuyor? Amerika hâlâ Afganistan’da aktif olmasına rağmen her gün yüzlerce genç hayatını kaybediyor. Binlerce kadın kocasız kalıyor. Binlerce anne yas tutuyor. Biz sesimizi dünyaya nasıl duyuracağımızı, nasıl bağıracağımızı bilmiyoruz. Sesimizi duyurmak için ne yapalım? Sözlerimin sonunda bir kez daha uluslararası toplumdan rica ediyorum: Afgan halkının bir an önce sesini duysunlar. Belki böylece Afgan halkı huzura ve barışa kavuşur.”

Birçok insan kayboluyor, insanlar evlerine geri dönmüyor

Pashtana Durrani, Amerikan Üniversitesi’nde okuyor. Aynı zamanda kız çocuklarının eğitimi için çalışan Learn Afganistan Platformu’nun yönetici direktörü. Afganistan’da insanların güvende olmadığını vurgulayan Durrani, ülkesinde yaşananları şöyle anlattı: “Bildiğiniz gibi Afganistan yılın başından beri çeşitli güvenlik problemleri yaşayan bir ülke. Fakat şu an Afganistan çok daha büyük bir tehditle karşı karşıya çünkü Taliban, uluslararası sivil toplum kuruluşlarında ve yabancı firmalarda çalışan herkes için af ilan edeceğini söylese de sözünde durmuyor. Birçok insan kayboluyor, insanların evlerine geri dönmedikleri bildiriliyor. Bu nedenle insanlar, özellikle de kadınlar kendini güvende hissetmiyor. Taliban’ın söylediklerine güvenmiyorum ancak kadın bir kadın bakan atarlarsa, yaşanan ihlalleri gündemlerine alırlarsa, okulları tamamen açarlarsa ikiyüzlü olmadıklarına, sözlerinde duracaklarına ve insan haklarını koruyacaklarına inanabilirim.”

Pashtana Durrani

“İnsanların evlerine girerek onları hedef alıyorlar”

Ülkedeki krize dikkat çeken Durrani, Afganistan’da hayatın bir an önce normalleşmesi gerektiğini vurguladı:

“Uluslararası toplumdan isteğim, Taliban’a kadın ve eğitim haklarını koruması için baskı yapmaları. Okullar açılmalı, bankalar açılmalı, kamu büroları faaliyetlerini sürdürmeli. Afganistan şu an krizde. Hizmetler sağlanamıyor, okullar kapalı. Afganistan’da hayatta kalabilmemiz için şu an bunlara ihtiyacımız var. Bankalar açılmadan, ATM’ler açılmadan, okullar açılmadan, hayatta kalabilmek için ihtiyaç duyduğumuz hizmetler verilmeden ülke ayakta kalamaz. Bu nedenlerle uluslararası toplum Taliban’a baskı yapmalıdır. Yaşadığım yerde insan hakları ihlalleri yok fakat Kandahar’da çeşitli ihlaller yaşandığını duyuyoruz. İnsanların evlerine girerek onları hedef alıyorlar. Dünya, Afganistan’da yaşananları görmezken haklarımızı ihlal ediyor olmaları endişe verici.” 

“Bu durum bir kâbus ve uyanınca geçecekmiş gibi geliyor ama kâbus değil, biz kadınların cehennemi”

Medyascope’a konuşan Shogofa Mubariz, hukukçu ve kadın hakları üzerine çalışıyor. Taliban tarafından hedef alındığını ve bu yüzden saklandığını belirten Mubariz, ailesinin evinin Taliban tarafından basıldığını söyledi. Güvenlik gerekçeleriyle videolu söyleşi vermek istemediğini belirten Mubariz şöyle konuştu:

 “Şu an Afganistan’da yaşayan bir kadın olarak kendimi hiç güvende hissetmiyorum sanki bu durum bir kâbus ve uyanınca geçecekmiş gibi geliyor ama kâbus değil, biz kadınların cehennemi. Taliban’ın söylediklerine inanmıyorum. Kurallarında değişen bir şey yok sadece göz boyamak için ve başka ülkelerin Taliban hükümetini tanıması için böyle söylemlerde bulunuyorlar. Ben devlette çalıştım ve kadın haklarını savunuyordum, bu nedenle evimize gelip beni sormuşlar ve beni öldürmekle tehdit etmişler ama ailem, evde olmadığımı ve nerede kaldığımı bilmediklerini söylemiş. Ertesi günü birkaç kişi, Taliban militanlarına ailemin benim yaptığım işle ilgisi olmadığını söyleyerek bir daha rahatsız edilmemek için  güvence istemişler fakat militanlar, güvence vermemiş ve beni bulmaları gerektiğini  söylemiş.”

“Ben bir gün bu mücadeleyi kadınların kazanacağından eminim”

Afganistan’da yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hâlâ umudunu koruduğunu belirten Mubariz, “Tüm dünyada kadın olmak zor ama Afganistan gibi ülkelerde kadınlar eşyadan farksız. Sizin kaderinize önce aileniz, daha sonra da toplum karar vermeye çalışıyor. Bir kadın olarak siz asla kendi özgür iradenizle kaderinize karar veremiyorsunuz. Sürekli ailenizle ve erkek egemen toplumula mücadele etmeniz gerekiyor. Bütün olumsuzluklara rağmen yine de özgürlük için mücadele eden az da olsa güçlü kadınlarımız da var ve ben bir gün bu mücadeleyi kadınların kazanacağından eminim” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.