Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş: “Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının ilk turda kazanma ihtimali olursa destek veririz, yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşanmamalı”

Türkiye İşçi Partisi (TİP), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazeteciler ile bir araya geldi. İstanbul-Kadıköy’de, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, milletvekilleri Ahmet Şık, Sera Kadıgil ve Barış Atay’ın ev sahipliğindeki buluşmada TİP’in cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimlerdeki hedefleri açıklandı. “Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının ilk turda kazanma ihtimali olursa destek veririz. Yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşanmamalı. Koşulsuz şartsız bir destekten bahsetmiyoruz” diyen Erkan Baş, diğer hedeflerinin üçüncü bir ittifak ile en az yüzde 3 oy alarak parlamentoda grup kurmak ve işçiler, kadınlar, gençler, LGBTİ+lar gibi parlamentoda yer almayan kesimlerin de parlamentoda yer almasını sağlamak olduğunu söyledi.

Baş: “İlkelerde anlaştığımız bir ortak adaya oy vermekten çekinmeyiz”

TİP’in düzenlenlediği buluşmaya, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve İsmail Küçükkaya, Ayşenur Arslan, Şirin Payzın ve Nazım Alpman’ın da aralarında olduğu çok sayıda gazeteci katıldı.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, cumhurbaşkanlığı seçimine dair bir soru üzerine, “Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının ilk turda kazanma ihtimali olursa destek veririz. Yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşanmamalı. Koşulsuz şartsız bir destekten bahsetmiyoruz. İlkelerde anlaştığımız ve memleket çıkarını önceleyen bir sistem etrafında birleşerek bir ortak adaya oy vermekten çekinmeyeceğimizi söylüyoruz” diye konuştu.

Baş, isim tartışmasından ziyade Millet İttifakı’nın adayının cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini referanduma götürecek bir aday olması gerektiğini belirterek, “Biz, o koltuğu ‘yakmak’ istiyoruz” dedi.

Şık: “Ortak aday için şeffaf bir toplum sözleşmesine ihtiyaç var”

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da adaylık meselesinde şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili hem parti olarak hem de kişiler olarak konunun sadece ortak adayın ismi etrafında tartışılmasını doğru bulmuyoruz. Ortak adayın isminin değil, o ortak adayı belirleyecek bir sistemin tartışılmasını doğru buluyoruz. Yetkinin tek bir elde toplanacağının belirleneceği bir seçimde, memleketin temel sorunlarının nasıl ve ne yöntemle ve kimlerle beraber ne kadar süre içinde çözüleceğini anlatan şeffaf bir toplum sözleşmesine ihtiyaç var. İlkelerden kastettiğimiz budur. Bu sözleşme etrafında belirlenecek bir aday ve o adayın yardımcıları ve kimlerle çalışacağını belirlerken, toplumun tüm renklerini yansıtan bir çeşitlikte birbirine karşı da denge, kontrol ve denetleme mekanizması kuran bir sistemde kişinin isminin de bir önemi kalmaz, sistem öne çıkar.”

Hedef üçüncü bir ittifak kurarak en az yüzde 3 oy almak

Erkan Baş, ikinci hedeflerini ise şöyle açıkladı:

“Hedefimiz, üçüncü bir ittifak ile en az yüzde 3 oy alarak parlamentoda grup kurmak. İttifak çalışmaları bağlamında bu ittifakın içinde yer alacak tüm partiler ve ilerici güçlerle görüşmeler yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Bu görüşmelerde hedefimizin ne olduğunu anlatıyor ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunuyoruz. HDP de bu konuda görüştüğümüz partilerden birisi.”

“Açık eşcinsel kimlikli milletvekili adayımız olacak”

TİP’in seçimlere dair üçüncü hedefi ise parlamentoda yer almayan kesimleri parlamentoya taşımak. Erkan Baş, işçilerin, kadınların, gençlerin, LGBTİ+ların parlamentoda yer almaları gerektiğini belirterek, “Partimizin açık eşcinsel kimlikli milletvekili adayı olacak. Bu adayın kim olacağına LGBTİ+ örgütleri, platformları karar verecek” dedi.

“İktidar değiştikten sonra sekülerliğin tanımında muhafazakâr ailelerin çocukları önemli bir yer tutacak”

TİP milletvekilleri, TİP’in örgütlenme sürecine dair soruları yanıtlarken Konya örgütünü örnek verdi. Sosyalist harekette çok öne çıkmayan “Furkan”, “Recep Tayyip” gibi isimlere sahip muhafazakâr ailelerin çocuklarının TİP’te örgütlendiğini anlattı. 

“Bu iktidar değiştikten sonra ortaya çıkacak sekülerliğin tanımında muhafazakâr ailelerin çocukları diye anılan gençlerin önemli bir yer tutacağını düşünüyorum” diyen Şık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü, Fethullahçıların iktidar ortağı olmasıyla beraber başlayan hukuksuzluklar zinciri ve sonrasında AKP’nin din şarlatanlığının da görünmesiyle beraber dindarlıkla ilgili bir aşınma var. Tam da bu aşınma ve bu gençlerin ailelerinin inançlarıyla pratikleri arasındaki uçuruma tanık olmaları nedeniyle hangi inançtan olunursa olunsan laikliğin inançlı olmanın da inançsız olmanın da bir garantisi olduğunu anlamış durumdalar. Bu anlamda farklılıklarla beraber bir ortak yaşam kültürünü önceleyen bir sekülerliğin belirlenmesinde önemli rol oynayacaklar.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.