Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

IŞİD’in “Türkiye Vilayeti”ne içeriden ilk bakış: IŞİD militana, silaha ve paraya erişemiyor, Türkiye’deki eski ağına ulaşamıyor

Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Mart 2021’de Suriye’de yakalanan ve ifadeleri geçen günlerde 10 Ekim 2015 Ankara Saldırısı dava dosyasına eklenen Kasım Güler, IŞİD’in “Türkiye Vilayeti” yapılanmasına dair bilinmeyenleri ortaya koyuyor. Güler’e göre Türkiye Vilayeti sanıldığı gibi 2019’da değil, 2017’de kuruldu. IŞİD Türkiye Vilayeti, Türkiye topraklarında şiddet eylemi düzenlemek için birçok girişimde bulunduysa da IŞİD’in gücünü yitirmesiyle birlikte vilayet yönetimi de eğitimli militan, mali kaynak, mühimmat ve patlayıcı bulmakta zorluk yaşadı. Güler’in ifadelerine göre 2019’da İdlib çevresine sıkışan Türkiye Vilayeti yönetimi, görevi Türkiye’de bulunan isimlere devredip merkezini Türkiye’ye taşımayı denedi ama bunu da başaramadı.

5 Haziran 2014’te Musul’daki Ulu Camii’de hutbe veren IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi halifeliğini ilan ederek Müslümanlardan biat istemiş, bu olayın ardından beş yıl boyunca kameralardan uzak kalmıştı. Nisan 2019’da, yani halifelik ilanının beş yıl sonrasında el-Bağdadi’nin ilk defa görüntülendiği video, IŞİD’in Türkiye politikalarında önemli bir dönüşüm meydana geldiğini gösterdi.

IŞİD’in medya kanadı al-Furqan Media tarafından yayınlanan 18 dakikalık videoda, topraklarını yitirmiş olsa da küresel halifelik vizyonunu canlı tutmaya çalışan IŞİD lideri el-Bağdadi, kurmaylarıyla birlikte 10 farklı dosyayı inceliyordu. Dosyaların okunaklı olanlarının üzerinde, Yemen Vilayeti, Somali Vilayeti, Kafkasya Vilayeti ve Türkiye Vilayeti yazılarının bulunduğu görülüyordu.

Ebubekir el-Bağdadi’nin beş yıl sonra ortaya çıkan görüntülerinin yer aldığı, 18 dakikalık videodan bir görüntü. El-Bağdadi videoda birçok dosyayı inceliyor ve komutanlarından bilgi alıyordu. Dosyalardan birinin üzerinde Türkiye Vilayeti yazıyordu.

Bu gelişme, IŞİD’in Türkiye’yi artık bir vilayet olarak gördüğü, Türkiye’deki IŞİD eylem ve faaliyetlerinin artık resmen IŞİD Türkiye Vilayeti yapılanmasının sorumluluğuna girdiği izlenimini yarattı. IŞİD, Suriye ve Irak’ta güçlü olduğu dönemde Türkiye üzerinden silah, mühimmat ve patlayıcı hammaddesi taşımış, birçok militan ve aileleri IŞİD kontrolündeki topraklara Türkiye üzerinden geçiş yapmıştı. Ama buna rağmen bilinen IŞİD hiyerarşisinde Türkiye için bir vilayet yapılandırması oluşturulmamıştı.

Diğer bir deyişle IŞİD Türkiye için bir vali atamamış, Türkiye’deki yerel gruplarla pragmatik ilişkiler kurmayı tercih etmişti. El-Bağdadi’nin bulunduğu 18 dakikalık video bu durumun değişmiş olabileceğinin ilk işaretiydi.

Türkiye Vilayeti yazılı dosyanın göründüğü el-Bağdadi videosunun iki ay sonrasında, IŞİD’in Türkiye’yi artık kendi hiyerarşisindeki bir vilayet olarak görüyor olabileceği çıkarımları, Amaq Haber Ajansı tarafından yayınlanan, Türkiye Vilayeti başlıklı bir Türkçe biat videosuyla doğrulandı.

Temmuz 2019’da yayınlanan videoda şer’i isminin Ebu Katade el-Türki olduğu belirtilen bir kişi el-Bağdadi’ye bağlılık yemini ediyor, yanındaki üç kişiyle birlikte IŞİD’e bağlılığını tekrarlıyordu: “Safların temizlendiği bugünde, Allah’ın dinini yeryüzünün tamamına hâkim kılıncaya kadar sizinle savaşmaya devam edeceğiz. Bu yolda sebat etmek üzere, müminlerin emirine (Ebubekir el-Bağdadi’ye) biatımızı yeniliyoruz.”

Temmuz 2019’da yayınlanan Türkiye Vilayeti videosundan.

IŞİD’in Türkiye Vilayeti yapılanmasını oluşturduğu Temmuz 2019’da kesinleşti ancak o tarihten bu yana, bu yapılanmayla birlikte anılan herhangi bir olay gerçekleşmedi.

Mart 2021’de Türkiye’ye kaçak yollardan girmeye çalışırken, ÖSO kontrolündeki bölgede MİT tarafından yakalanan IŞİD mensubu Kasım Güler’in ifadeleri, 2019’dan beri faal olduğu sanılan ancak faaliyetleri kamuoyu tarafından bilinmeyen IŞİD’in Türkiye Vilayeti yapılanması hakkında, ilk defa içeriden bir bakış sağlıyor.

Güler’e göre IŞİD’in Türkiye Vilayeti, 2019’daki Türkçe biat videosuyla değil, bu videodan iki yıl önce, 2017’de kurulmuştu. Türkiye’de tanınmış IŞİD mensuplarının liderlik ettiği yapı Güler’in anlatımlarına göre, Türkiye’de düzenlenecek şiddet eylemleri için birçok girişimde bulunduysa da eğitimli militanların olmaması, mali ve lojistik kaynak kısıtlılıkları sebebiyle Türkiye’deki saldırı planlarını uygulamaya koyamadı.

Yaralanan Güler iki yıl sonra Türkiye Vilayeti ile etkin göreve döndü

Pakistan’ın Veziristan Bölgesi’nde konuşlu İslami Cihat Birliği saflarında 2008-2010 yıllarında yer alan, daha sonra Türkiye’ye dönüp örgüt için para toplayan Kasım Güler, Suriye’ye ilk defa 2012’de geçti ve bir süre Ahrar-uş Şam çatısı altında faaliyet yürüttü. Kısa bir süre İslami Cihat Birliği’nin Suriye’de oluşturduğu birimde yer alan Güler, 2014’ün başında IŞİD’e katıldı.

IŞİD içinde etkin Türkiye kökenli isimlerden İlhami Balı ve Mustafa Güneş ile kişisel ilişkileri bulunan Güler, Haseke’nin Şeddadiye Bölgesi’nde kendi askeri birliğini oluşturdu. Şubat 2015’te girdiği bir çatışmada yaralanan Güler, yürümekte zorlandığı için saha görevlerine dönemedi ve IŞİD kontrolündeki Tabka’da bulunan bir hastanede şurta [polis] olarak çalıştı.

2017 yılı başında Nusret Yılmaz’dan gelen teklif, Kasım Güler’in etkin bir göreve dönmesini sağladı.

Kasım Güler’in ifadesine göre, Tabka’da çalıştığı hastanede kendisini ziyarete gelen Nusret Yılmaz, Türkiye Vilayeti yapılanmasının kurulduğunu Güler’e bildirdi ve kendisiyle birlikte çalışmasını önerdi: “Nusret Yılmaz yanıma geldi. Bana kendisinin IŞİD tarafından Türkiye Valisi olarak görevlendirildiğini ve benim de yanlarında bulunmamı istediklerini söyledi.”

IŞİD Türkiye Vilayeti’nin kuruluşu: Nusret Yılmaz dönemi

Görevi kabul eden Kasım Güler, IŞİD’in Türkiye Vilayeti yapılanmasında tanıdık isimler olduğunu aktarıyor.

Yapılanmanın ilk lideri, yani Türkiye Valisi 10 Ekim 2015 Ankara Saldırısı ve 20 Temmuz 2015 Suruç Saldırısı gibi eylemleri düzenleyen Gaziantep Yapılanması’nın mensuplarından Nusret Yılmaz’dı.

Gaziantep Yapılanması’nın lideri Yunus Durmaz gibi,i 1984 doğumlu Nusret Yılmaz da Gaziantep’te Genç Ensar Derneği’nin faaliyetlerine katılmıştı. Gaziantep Yapılanması’nın Türkiye’deki eylemlerini artırmayı planladığı bir dönemde Yunus Durmaz yazdığı bir mektupta, Nusret Yılmaz’a daha çok sorumluluk vereceğinden söz ediyordu: “Nusret’e söyle, inşallah bu amellerden [eylemlerden] sonra kendisini Mersin’e Emni sorumlu olarak gönderelim.ii Gelsin, mecmuasını [Ketibeden, yani askeri birlikten daha az sayıda kişi içeren askeri birim] kursun ve amel etsin [Eylem yapsın]. Şimdiden talep et, hazırlığa başlasın.”iii

Gaziantep Yapılanmasının lideri Yunus Durmaz

Yani Nusret Yılmaz, Gaziantep Yapılanması’nın lideri Yunus Durmaz’ın güvendiği bir isimdi.

Kasım Güler’e göre vali yardımcılığı görevini Şahap Variş üstlenmiş, IŞİD Türkiye Vilayeti’nin dini işleri Ahmet Güneş’e bağlanmıştı. Kasım Güler ile Mustafa Dokumacı ise Türkiye Vilayeti Şura Heyeti’nin diğer üyeleriydi.

Kasım Güler’in anlatımlarına göre, Ocak 2017-Kasım 2017 arasında IŞİD’in Türkiye Vilayeti yapılanmasına liderlik eden, yani diğer bir deyişle IŞİD’in Türkiye Emiri olarak görev yapan Nusret Yılmaz döneminin önemli girişim ve gelişmeleri şöyle:

  • Türkiye’de gömülen silahlar: Nusret Yılmaz’ın IŞİD’in Türkiye Valisi olduğu dönemin en önemli girişimi, gelecekte yapılabilecek eylemler düşünülerek Türkiye’de çeşitli noktalara silah gömülmesiydi. Kasım Güler, silahların gömülmesinde İlhami Balı’dan yardım alındığını anlatıyor. Güler’e göre silahlar hem bölgedeki toplulukları hem de sınır hattını iyi bildiği için, Türkiye’ye sokulmak üzere İlhami Balı’ya teslim edildi. Balı, kaçakçılar aracılığıyla el-Bab bölgesinden silahları Türkiye sınırı içinde kalan noktalara gömdürüyor, daha sonra silahların gömüldüğü koordinatlar Türkiye içinde bulunan IŞİD mensuplarına bildiriliyordu. Gömüldüğü yerden çıkarılan silahlar eylemlerin gerçekleştirilebileceği kentlere götürülüyor ve uygun noktalara tekrar gömülüyordu.

    Güler, silah gömülen bölgelerden bildiklerini şöyle anlatıyor:

    Mersin: Sekiz adet kalaşnikof tüfek, bir adet Bixi makineli tüfek (PKM veya PSM tipi makine tüfek) ve mühimmat, bölgede planlanan eğitim faaliyetleri için Mersin’de ormanlık alana gömüldü.

    Denizli: Üç adet kalaşnikof tüfek ve mühimmat, daha sonra eylemlerde kullanılmak üzere Denizli’de gömüldü.

    Ankara: Altı adet kalaşnikof tüfek, bir adet Bixi makineli tüfek ve mühimmatları, Ankara’daki bir bağlantının yardımıyla bilinmeyen bir alana gömüldü.
  • Plansızca gerçekleştirilmeye çalışılan şiddet eylemi girişimleri: Nusret Yılmaz döneminde IŞİD’in Türkiye Vilayeti ses getirebilecek birçok eylem girişiminde bulundu. Ancak bunların sadece birinde, yani Adana-İncirlik’teki ABD üssüne yapılması planlanan saldırı için eğitimli militanlar ve lojistik destek sağlanabildi. Diğer eylem girişimleri, potansiyel militanlar IŞİD Türkiye Vilayeti ile temas kurdukça gündeme geldi.

Kasım Güler’in anlatımlarına göre, Nusret Yılmaz döneminde kurgulanan ama başarısız olan eylemlerin dikkati çekenleri şunlar:

  • İncirlik ABD üssüne saldırı girişimi: Adana-İncirlik’teki ABD üssü, 2000’li yıllarda Türkiye’deki el-Kaide takipçilerinin, 2010’lardaysa IŞİD mensuplarının sürekli saldırı planı yaptığı bir yerdiiv. Kasım Güler’e göre, 2017’de IŞİD’in dış istihbarat birimi Emni, Türkiye Emiri Nusret Yılmaz’a İncirlik Üssü’ne saldırı talimatı verdi. Güler saldırı için, Arap asıllı 10 istişhatçının [intihar saldırısı için eğitilmiş kişi] Nusret Yılmaz’a teslim edildiğini söylüyor. Kendisi de Gaziantep Yapılanması kökenli olan, yani el yapımı patlayıcılar konusunda uzmanlaşmış bir grubun üyesi olan Nusret Yılmaz, Kasım Güler’e göre, “patlayıcı uzmanı olan Gaziantepli kişileri” de istişhatçılarla birlikte İdlib’e gönderdi. Aynı sıralarda, Ankara’da emlakçılık yapan, Abdülkerim künyesiyle bilinen bir kişi aracılığıyla İncirlik yakınlarında, araçların rahatça girip çıkabileceği bahçeli bir ev kiralandı ve bu evde patlayıcı ve mühimmat yığınağı yapılmaya başlandı. Güler’e göre,
  • 12 adet kalaşnikof tüfek,
  • İki adet Bixi makineli tüfek,
  • Bir adet RPG roketatar,
  • Araç bombası yapımında kullanılmak üzere, bir aracı dolduracak miktarda amonyum nitrat ile alüminyum macunu İncirlik’te kiralanan bu eve istiflendi.

Nusret Yılmaz bir yandan da Adana’da irtibatlı olduğu bir kişiye para yollayıp saldırıda kullanılacak minibüsün satın alınmasını sağladı.

Plana göre satın alınan araç kiralanan eve götürülecek, İdlib’den gelecek olan militanlar araca el yapımı patlayıcıları yükleyecek ve eylem düzenlenecekti.

Ancak Kasım Güler’e göre İdlib’den Türkiye’ye geçiş yapan beş kişilik militan ekibi, üstlerinde birçok patlayıcı ve silahla Hatay sınır bölgesinde yakalandı. Böylelikle saldırı ertelendi. Daha sonra IŞİD Türkiye Vilayeti yönetimine, patlayıcı ve silahların depolandığı evin kontrol edildiğini, evin anahtarının değiştirilmiş olduğu, silah ve mühimmatın da yerinde olmadığı bildirildi.

Yani önce militanlar yakalandı, sonrasındaysa eylem için ayarlanan silah ve mühimmatlar kayboldu. Eylem için satın alınan minibüs ise satın alan kişiyle birlikte kayıplara karıştı.

  • Adalet Yürüyüşü sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırı girişimi: Kasım Güler’e göre Kemal Kılıçdaroğlu’na eylem girişimi, Kayseri’de yaşayan üç kişinin IŞİD adına eylem yapabileceklerini Ebu Yusuf künyeli Ömer Yetek’e iletmesiyle başladı.v IŞİD Türkiye Vilayeti’nin başındaki Nusret Yılmaz militan adaylarıyla görüştü ve eylem planı ortaya çıktı. Kasım Güler eylemin, “Adalet Yürüyüşü sırasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun da içinde bulunduğu kalabalığın üzerine araç sürmek suretiyle gerçekleştirilmesini” IŞİD Türkiye Emiri Nusret Yılmaz’ın bizzat planladığını anlatıyor. Militanlar Kayseri’den bir minibüs kiraladılar ve harekete geçtiler ancak saldırıyı gerçekleştirmeden önce yakalandılar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırmak isteyen kişilerin engellendiği anlar.
  • Ankara’daki Zöhre Ana Derneği’ne saldırı girişimi: Kasım Güler’e göre bu eylem planıysa Deyrezor’daki bir başka bağlantının, İstanbul’da eylem yapmak isteyen iki kişiyi IŞİD Türkiye Vilayeti yönetimiyle tanıştırmasıyla şekillendi. Güler bu eylemin planlanışını şöyle anlatıyor: “Alevilerin hükümete karşı kışkırtılması amacıyla Ankara’da bulunan Zöhre Ana adlı derneğe eylem yapılması kararı verildi.” İncirlik Üssü planında devreye giren Ankaralı emlakçı Abdülkerim bu defa Ankara’da bir ev kiralayıp iki adet kalaşnikof tüfek ve dört adet el bombasını eve yerleştirdi. İstanbul’daki militanlar Ankara’da kiralanan eve ulaştı ve derneğe yapılacak eylemi beklemeye koyuldu. Güler, bu iki kişinin saldırıyı gerçekleştiremediğini söylüyor ama saldırı planının başarısız olmasının nedenlerini aktarmıyor.
  • IŞİD Türkiye Vilayeti yapılanmasının finansmanı: Kasım Güler, Nusret Yılmaz döneminde IŞİD Türkiye Vilayeti’nin masraflarının IŞİD komuta kademesi tarafından karşılandığını söylüyor. Güler’e göre, vilayetlerin harcamaları Emni birimine rapor ediliyor, Emni de bu harcamalar karşılığında IŞİD’in Şura Heyeti’nden aldığı mali kaynağı vilayet yönetimlerine aktarıyordu.
  • IŞİD Türkiye Vilayeti’nin medya yapılanması: Kasım Güler’e göre IŞİD Türkiye Vilayeti’ne bağlı İdrak Medya girişimi, Nusret Yılmaz döneminde başlatıldı. İdrak Medya isimli birimin ilk sorumlusu Mustafa Dokumacı’ydı. Arapça ve Rusça yayınları tarayan görevlileri ve haber editörleri olan birimin yaptığı işler Kasım Güler tarafından detaylandırılmıyor.

Vilayet yapısında değişiklik ve Mekteb-i Faruk: Mustafa Dokumacı Dönemi

Güler’e göre, Kasım 2017’de Deyrezor’a düzenlenen bir hava saldırısında Nusret Yılmaz ile Ahmet Güneş ölünce Türkiye Valiliği görevine Mustafa Dokumacı getirildi.

Mustafa Dokumacı, Türkiye kamuoyunun tanıdığı bir isim.

5 Haziran 2015 Diyarbakır HDP Mitingi Saldırısı, 20 Temmuz 2015 Suruç Saldırısı ve 10 Ekim 2015 Ankara Saldırısı’nı düzenleyen faillerin hepsi Adıyaman’daki İslam Çay Ocağı çevresinde örgütlenmişti. İslam Çay Ocağı’nı işleten kişi Yunus Emre Alagöz’dü ama örgütlenmenin merkezindeki kişi, 2008’de Vasatvi üyeliği iddiasıyla soruşturma geçiren Mustafa Dokumacı’ydı. Hatta Emniyet, Adıyaman’da örgütlenip IŞİD’e giden gençler için de Dokumacı Grubu tanımını kullanıyordu.

Nusret Yılmaz’ın ölümünden sonra IŞİD’in Türkiye Valisi olan Mustafa Dokumacı’nın kurmayları arasında yine Şahap Variş ve Kasım Güler bulunuyordu.

  • IŞİD Türkiye Valiliği İdlib’de üslendi: Dokumacı döneminin başında, IŞİD Türkiye Vilayeti’nin komuta merkezi Deyrezor’dan İdlib’e taşındı. IŞİD’in bölgedeki kontrolünün azalması üzerine gelen talimatla yönetim kadrosunun bir kısmı İdlib’e taşındı ancak tüm kadronun İdlib’de buluşması, Türkiye’nin o dönemde başlattığı Afrin Operasyonu yüzünden zaman aldı.
  • Vilayetler üstü yeni birim Mekteb-i Faruk: Dokumacı dönemindeki en önemli gelişme, Vilayetler yapılanmasındaki idari dönüşümdü. Emni biriminden gelen emir doğrultusunda, Mustafa Dokumacı 2018’de Mekteb-i Faruk isimli yeni bir büro kurdu. Mekteb-i Faruk doğrudan Emni’ye bağlıydı, Mekteb-i Faruk çatısı altındaysa, Kasım Güler’e göre Türkiye, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan vilayetleri, bir de güvenlik gerekçesiyle isimleri Kasım Güler’den bile gizlenen üç-dört Avrupa ülkesi bulunuyordu. Yani 10’a yakın ülkenin sorumluluğu Mekteb-i Faruk isimli bu yeni yapıya verilmiş, Mustafa Dokumacı tüm bu yapılanmaların sorumlusu haline gelmişti.
  • Dokumacı dönemindeki şiddet eylemi girişimleri: Dokumacı döneminde Nusret Yılmaz’ın Türkiye Emirliği yaptığı dönemdeki örüntü kısmen terk edildi. Nusret Yılmaz döneminde, IŞİD’in Türkiye Vilayeti eğitimli militanlara sahip olmadığı için çoğu zaman kendi kendine gönüllü olan Türkiyeli takipçilere şiddet eylemleri tertipletilmeye çalışılmış ama bu eylemler başarısız olmuştu. Dokumacı’nın IŞİD Türkiye Vilayetinin başında olduğu dönemde militan adayları Dokumacı tarafından görevlendirilen kişilerden seçildi ama bu defa da çoğu eylem kötü planlandığı ya da hiç planlanmadığı veya gerekli silah ve mühimmat bulunamadığı için gerçekleştirilemedi.
  • Kapadokya’daki sıcak hava balonlarına saldırı girişimi: Kasım Güler’e göre 2018’de, Ebu Hatice isimli bir şahıs Mustafa Dokumacı’nın talimatıyla Türkiye’ye gönderildi ve uzun süre herhangi bir eylem yapmadan beklemesi, kendini unutturması salık verildi. Dokumacı’nın Türkiye’ye gönderdiği Ebu Hatice, Türkiye Vilayeti yönetimiyle 2019 yılı ortasında irtibata geçti ve eylem talimatı beklediğini bildirdi. Vilayet yönetimi Kapadokya’da çoğunlukla turistlerin bindiği sıcak hava balonlarına saldırı düzenlenmesine karar verdi. Yaklaşık 6-7 bin dolar karşılığında Ankara’da üç tane kalaşnikof tüfek temin edildi ve Ebu Hatice’ye Nevşehir’e yerleşmesi söylendi. Eylemi üç kişinin düzenlemesi öngörülmüştü ama Ebu Hatice’nin yanına kimse gönderilmedi. Ebu Hatice kendi ayarladığı iki kişiyle beraber Kapadokya’da keşif çalışması yaptı ancak üçlü, eylemi yapamadan silahlarla birlikte yakalandı.
  • İzmir’de LGBTİ+’lara saldırı planı: Mustafa Dokumacı 2018’de bir başka militan adayını, LGBTİ+’lara eylem düzenlemesi için İzmir’e gönderdi. Militan İzmir’e gittikten sonra Türkiye Vilayeti’nden intihar saldırısında kullanmak üzere el yapımı patlayıcı döşeli bir taarruz yeleği talep etti. Altı ay boyunca Türkiye Vilayeti bu isteği yerine getiremeyince militan tekrar Vilayet yönetimiyle temas kurup mühimmatın gelip gelmeyeceğini sordu. Türkiye Vilayeti yönetimi, “Böyle bir imkanımız yok, ailenin yanına dön” cevabını verdi.
  • Artık takipçiler IŞİD’i finanse etmeye başlıyor: Kasım Güler’e göre, IŞİD’in Türkiye Vilayeti komuta merkezi Deyrezor’dan İdlib’e nakledildiğinde, Mustafa Dokumacı beraberinde 300 bin dolarlık bir kaynak da getirmişti. Bu kaynakla bir süre maaşlar ödendi ve silah temin edildi. Bu kaynağın tükenmesinin ardından bir süre IŞİD’in Emni biriminden birkaç ayda bir 25, 30, 40 bin dolar gibi destekler geldi. Ancak Kasım Güler Emni’nin bir noktada, “Para yok, herkes kendi başının çaresine baksın” dediğini aktarıyor. Bunun üzerine IŞİD Türkiye Vilayeti kaynak arayışı için Türkiye’deki çevrelere başvurdu. Kasım Güler’in aktardığına göre Türkiye içinde irtibatlı olunan gruplardan bağış toplamaları ve maddi yardımda bulunmaları istendi. Türkiye’deki grupların topladığı, çoğu zaman birkaç bin dolar tutarındaki bağışlar, hawala sistemiyle IŞİD Türkiye Vilayeti’ne gönderildi. Güler, güvenlik sebebiyle Türkiye’den gelen paraların hawala sistemine, Suriyeli kişiler ve Suriyeli sarraflar aracılığıyla sokulduğunu aktarıyor. Ancak bu yolla sürdürülebilir bir kaynak akışı sağlanamadı.
  • Kısa süren Kasım Güler dönemi: Mustafa Dokumacı’nın bir üst kuruluş haline gelen Mekteb-i Faruk’un sorumluluğuna getirilmesinin ardından 2019’un ilk aylarında Türkiye Vilayeti Valiliği görevi Kasım Güler’e verildi. Ancak Güler görevine yaklaşık dört ay devam edebildi. Türkiye içinde bir şiddet eylemi düzenlenebilmesi için Emni birimi Mekteb-i Faruk’a, Mekteb-i Faruk da Türkiye Vilayeti’ne baskı yapıyordu. Kasım Güler ifadesinde, üst yönetimden gelen LGBTİ+’lara yönelik eylem yapılsın talimatı üzerine Türkiye’de temasının olduğu 15-20 kişiye bu emri ilettiğini ve “Kim eylem yapabiliyorsa yapsın” dediğini ancak herhangi bir karşılık alamadığını anlatıyor. Bu gelişme üzerine Kasım Güler Mekteb-i Faruk’a, Türkiye’de eylem yapacak güçlerinin bulunmadığını bildirdi. Kasım Güler, bu raporu yüzünden görevden alındığını söylüyor.

Kasım Güler’in görevden alınmasının ardından, hızlı değişimler ve IŞİD’in karşılaştığı zorlukların, IŞİD Türkiye Vilayeti’ni etkisizleştirdiği anlaşılıyor.

Kasım Güler’in Türkiye içinde eylem düzenlemeyi başaramaması üzerine görevden alınması sonrasında, sırasıyla Ebu Ahmet el-Şami ve Şahap Variş Türkiye Vilayeti Valisi olarak görevlendirildi ancak onlar da önceki yönetimler gibi girişimlerinde başarısız oldu.

Mekteb-i Faruk bürosunun sorumlusu olan Mustafa Dokumacı, Kasım Güler’e göre 2020’nin Mart ya da Nisan ayında İdlib’deki bir insansız hava aracı bombardımanında ölünce Mustafa Dokumacı’ya bağlı çalışan Adıyamanlı Ömer Deniz Dündar, Mekteb-i Faruk’un sorumlusu oldu.

Ancak Güler, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) baskılarıyla karşılaşan, bir defa suikasttan kurtulan Ömer Deniz Dündar da ilerleyen dönemde etkisizleşti.

Kasım Güler’in 2019 sonu ya da 2020 yılı başlarında geçtiğini tahmin ettiği bir görüşme, IŞİD Türkiye Vilayeti’nin sıkışmışlığını çok iyi özetliyor. Gaziantep’te bulunan bir kişiye, “Allah yolunda çarpışacak eskilerden kim var?” diye sorduklarını söyleyen Kasım Güler, bu soruyu sormalarının sebebini şöyle açıklıyor: “Asıl amaç [O dönemde Türkiye Vilayeti’nin başında olan] Şahap Variş ve yardımcılarının Türkiye’ye geçememeleri halinde, Türkiye Vilayeti Valiliği görevini belirlenecek eskilerden, sağlam birine devrederek Türkiye Vilayet yönetimini Türkiye sınırları içerisine taşımaktı.”

Türkiye Vilayeti yönetimini İdlib ve çevresindeki belirsiz ortamdan kurtarmak için yapılan bu girişim de Kasım Güler’e göre başarısız oldu.

Kişiler ve kavramlar rehberi:

Ebubekir el-Bağdadi: IŞİD halifesi ve IŞİD’in ilk lideri. 2019’da yayınlanan görüntülerinde kurmaylarıyla birlikte üzerinde Türkiye Vilayeti yazan bir dosyayı incelerken görüldü ve bu görüntü, IŞİD’in Türkiye için de bir vilayet yapılanması oluşturmuş olabileceği kuşkusuna yol açtı.

İlhami Balı: 2010’lu yılların başında Adana’daki Sanayi Grubu isimli yapının parçasıydı ve Irak el-Kaide’si için çalışıyordu. Daha sonra 2014’ten itibaren IŞİD’in Hicret Bakanlığı’na bağlı çalışmaya başladı ve yaklaşık iki yıl Türkiye-Suriye sınırında IŞİD’in Türkiye Sınır Emiri olarak çalıştı. 2016’dan itibaren Türkiye’nin operasyonları başlayınca sınırdan ayrıldı ama Hicret Bakanlığı’na ve IŞİD’in dış istihbarat birimi olan Emni’ye bağlı çalışmayı bölgedeki kaçakçılık faaliyetlerini koordine etmeyi sürdürdü.

Kasım Güler: 2008’de Pakistan’ın Veziristan Bölgesi’nde faal olan İslami Cihat Birliği’ne katıldı. 2010’da Türkiye’ye gelip İslami Cihat Birliği için para toplarken yakalanıp iki defa tutuklandı. 2012’den itibaren Suriye’ye geçti. 2014’te IŞİD altında kendi askeri birliğini kurdu. Yaralandıktan sonra 2017’de Nusret Yılmaz’ın teklifiyle, o dönemde kurulan IŞİD Türkiye Vilayeti’nin yönetimine katıldı. Mart 2021’de Türkiye’ye geçmeye çalışırken MİT tarafından yakalandı.

Nusret Yılmaz: Türkiye’deki birçok şiddet eyleminin faili Gaziantep Yapılanması’nın içinde yer aldı. 2017’de kurulan IŞİD Türkiye Vilayeti’nin ilk valisi oldu. Kasım Güler’in iddiasına göre Kasım 2017’de Deyrezor’daki bir bombardımanda öldü.

Mustafa Dokumacı: Adıyaman’daki Vasat isimli örgütün kadroları arasında yer aldıktan sonra IŞİD döneminde birçok gencin örgütlendiği İslam Çay Ocağı çevresinde bulundu ve örgütleyicilik yaptı. Emni, yani IŞİD’in dış istihbarat biriminde görev aldıktan sonra 2017’den itibaren IŞİD Türkiye Vilayeti yönetimine katıldı. Nusret Yılmaz’ın ardından IŞİD Türkiye Vilayeti’nde valilik görevini üstlendi.

Emni: IŞİD’in dış istihbarat birimi. IŞİD’in Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği topraklar dışındaki vilayetler (diğer ülkelerden IŞİD’e biat eden örgütler ve bu örgütlerin kontrolündeki bölgeler) Emni’ye bağlıydı. IŞİD toprakları dışındaki şiddet eylemleri de Emni’nin sorumluluğundaydı.

IŞİD Türkiye Vilayeti: İlk defa Ebubekir el-Bağdadi’nin Nisan 2019’da yayınladığı videoda, bir dosyada yazan Türkiye Vilayeti yazısıyla gün yüzüne çıktı. Temmuz 2019’da Türkçe konuşan dört kişi tarafından çekilen videoda Türkiye Vilayeti adına el-Bağdadi’ye biat edilmesiyle varlığı teyit edildi. Kağıt üzerinde Türkiye’de IŞİD’e bağlı tüm faaliyetlerden sorumlu olan IŞİD Türkiye Vilayeti kurulduğu 2017’den itibaren Türkiye’de militan bulmakta ve şiddet eylemi gerçekleştirmekte başarılı olamadı.

Hawala sistemi: Kayıt altına alınamayan bir para ya da menkul kıymet transfer yöntemi. Örneğin, IŞİD’in Türkiye Vilayeti’ne para göndermek isteyen bir kişi, bulunduğu kentteki bir kuyumcuya nakit ödeme yapıyor. IŞİD Türkiye Vilayeti yetkilileri Suriye’deki anlaşmalı bir kuyumcuya gidip, Türkiye’deki kuyumcuya ödenen miktarı, komisyon ödemesi düştükten sonra teslim alıyor. Transfere aracılık yapan kuyumcular komisyonu kendi aralarında bölüşüyor ve para transferi takip edilememiş oluyor.

i Gaziantep Yapılanması’na karşı yürütülen soruşturmada 10 Kasım 2015’te gözaltına alınan İ.K. isimli bir kişinin Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinden: “Bana sormuş olduğunuz Nusret Yılmaz isimli şahsı daha önce gitmiş olduğum, Çıksorut’ta [Gaziantep] bulunan Genç̧ Ensar Derneği’nden tanırım.”

ii Emni kelimesi hem IŞİD’in dış istihbarat birimi için kullanılıyor hem de Gaziantep Yapılanması, Emni birimine bağlı yabancı militanları aynı isimle çağırıyordu. Yani Yunus Durmaz burada yabancı militanlarla ilgili sorumlulukların üstlenilmesinden ya da Mersin bölgesinde yapılacak tüm eylemlerin sorumluluğunun Nusret Yılmaz’a verilmesinden söz ediyor olabilir.

iii Yunus Durmaz’ın dijital verileri arasında bulunan “el.docx.DOCX” isimli belgeden.

iv 2003’te İstanbul’daki bombalı saldırıların ardından yapılan yargılamalarda, Türkiyeli el-Kaide mensuplarının el-Kaide liderleriyle görüşmeler yaptığı ve bu görüşmelerde İncirlik Hava Üssü’ne saldırı planlamaları için teşvik edildiği ortaya çıkmıştı: http://www.hurriyet.com.tr/ersoz-bin-ladinle-gorustum-257103

v Ebu Yusuf künyeli Ömer Yetek IŞİD’in Medya Bakanlığı’nda çalıştığı dönemde, kendisiyle pek çok kişinin Türkiye’de IŞİD adına eylem yapmak için iletişime geçtiğini, bu kişilerin iletişim bilgilerini dış eylemlerden sorumlu Emni’ye bildirdiğini, 31 Ocak 2018 tarihli emniyet ifadesinde anlatıyordu: “Ben Medya Ofisi’nde Türkiye ile akalı sosyal medyaları takip ettiğim için bana Telegram, Facebook üzerinden yazıp örgüt için eylem yapmak ya da yardımda bulunmak isteyen kişiler benimle hangi hesap adlarıyla konuşmuşlarsa o şekilde dış̧ istihbarat birimine [Emni’ye] iletirdim.

vi Tıpkı İslam Devleti gibi Türkiye’yi dârülharp olarak gören Vasat örgütü, Gaziantep ve Adıyaman’da 90’lı yılların ortasında organize olmuş, iddialara göre güç kazandıktan sonra İstanbul’da da eğitim kampları açmıştı. Örgüt 1997’de Gaziantep Kitap Fuarı’nda İncil satıldığı gerekçesiyle Müjde Yayıncılığa ait standa EYP’li saldırı düzenlemiş ve bir kişinin ölümüne, 22 kişinin ise yaralanmasına yol açmıştı. Mustafa Dokumacı hakkında Vasat terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla 2008’de de Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütülmüştü.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.