Libya’da yaşamını yitiren MİT mensupları ile yaptıkları haber ve paylaşımlar nedeniyle haklarındaki cezalar istinaf mahkemesince onanan ve adliyelere giderek cezaevlerine gönderilen üç gazeteciden Murat Ağırel ve Barış Pehlivan dün akşam (15 Şubat) saatlerinde, Hülya Kılınç ise bugün öğle saatlerinde serbest bırakıldı. Gazetecilerin avukatlarından Hüseyin Ersöz, gazetecilerin karşılaştığı süreci Medyascope’a anlattı.
Hülya Kılınç, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel, Libya’da yaşamını yitiren MİT görevlileriyle ilgili haberleri ve paylaşımları gerekçesiyle yargılanan sekiz gazeteci arasındaydı. Gazeteciler, Mart 2020’den Eylül 2020’ye dek tutuklu yargılandı. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi, “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçlamasıyla Pehlivan ve Kılınç’a üç yıl dokuz ay, Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Ağırel’e ise dört yıl sekiz ay yedi gün hapis cezası verdi ve cezalar Şubat 2022 başında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nce onandı.
Denetimli serbestlik ile gelen tahliye
Avukat Ersöz, üç yıl dokuz aylık cezanın, infaz rejimine göre üçte ikisinin kapalı cezaevinde geçirildiğini, geri kalanın şartlı salıverme kapsamında olduğunu söyledi. Sürecin bu aşamadan sonra tutuklu kalınan sürenin düşülüp açık ceza infaz kurumuna çıkma şartları gerçekleştiyse oraya sevkin yapılması ve arkasından da denetimli serbestlik döneminin başlaması şeklinde işlediğini anlattı. Avukat Ersöz, denetimli serbestlik yasası çerçevesinde koşullu salıverilme süresine üç yıl kalanlara denetimli serbestlik uygulanmasına dair hükmün de tahliyeyi getirdiğini belirtti.
Ersöz, gazetecilerle ilgili mahkumiyet kararlarının kesinleşmesinden itibaren yaşanan süreci ise şöyle anlattı:
“Kesinleşen karar sebebiyle dosya ağır ceza mahkemesine gönderildi. Ağır ceza mahkemesi de kesinleşme şerhlerini düzenleyerek infaz savcılığına bildirdi. İnfaz savcılığına dosya gönderildiği andan itibaren, infaz savcılığı tarafından gazeteciler hakkında yakalama kararları çıkartılacaktı. Bu yakalama kararlarının çıkartılmaları beklenmeksizin üç gazeteci bulundukları yerlerdeki adliyelere gidip teslim oldular. Bundan sonraki süreç, cezanın infazı sürecinin başlangıcını oluşturdu. Cezanın infazı, kapalı infaz kurumunda, ardından açık ceza infaz kurumunda, üçüncü olarak da denetimli serbestlik hükümleri çerçevesinde gerçekleşiyor. Haklarındaki mahkumiyet kararı gerçekleşen kişiler kapalı ceza infaz kurumuna gidip teslim olmalı. Üç gazeteci kapalı ceza infaz kurumuna giderek teslim oldu. Ardından da 2020’de çıkarılan yasa çerçevesinde denetimli serbestlik süresi üç yıla uzatıldığından, infaz edilecek hapis cezası bulunmadığı için, Bakırköy İnfaz Hakimliği’nce Murat Ağırel ve Barış Pehlivan hakkında denetimli serbestlik uygulanmasına karar verildi. Ağırel ve Pehlivan bu şekilde cezaevinden çıktılar. Bir daha ikisinin bu doğrultuda cezaevine girmeleri söz konusu değil ancak bu cezanın infazı denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmeye devam edecek.”
Avukat Ersöz, denetimli serbestlik bürosunun karar verdiği denetimli serbestlik tedbirlerinin konferanslara dinleyici olarak katılma, kamu yararına çalışma, imza atma gibi yöntemlerden herhangi biri ya da birkaçı şeklinde olabildiğini anlattı. Ersöz, salgın koşulları nedeniyle hükümlülerin denetimli serbestlik bürolarına gitme zorunluluğu olmadığını, bu süre geçtikten sonra haklarındaki denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanması söz konusu olacağını, şu aşamada herhangi bir tedbir uygulanmayacağını söyledi.