Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Belçika’da müebbet hapis, Türkiye’de tahliye: Dört kadını öldüren Osman Çallı nasıl serbest kaldı?

Belçika’nın Gent şehrinde eşi ve hamile kız kardeşinin de aralarında bulunduğu dört kadını öldürdüğü, iki kişiyi de ağır yaraladığı için ömür boyu hapse mahkûm edilen ve 2013 yılında Türkiye’ye iade edilen Osman Çallı’nın 2020 yılında tahliye edilmesiyla ilgili tartışma sürüyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “infaz işlemlerinin iç hukuka ve uluslararası hukuka uygun olarak yerine getirildiği” açıklamasında bulundu. Ceza hukukçuları, Osman Çallı olayını Medyascope’a değerlendirdi.

Öznur Sevdiren: “Kamuoyu daha tatmin edici biçimde bilgilendirilmeli”

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Öznur Sevdiren, Çallı’nın tahliyesinde asgari sürenin dikkate alındığını belirterek bu konuda kamuoyunun yeterince bilgilendirilmediğini söyledi. Sevdiren, Çallı’nın tahliye sürecini şu sözlerle değerlendirdi:

“Başsavcılığın açıklamasına göre hükümlü Belçika hukukunda alabileceği en yüksek ceza olan müebbet hapis cezası almış. Daha sonra Türkiye’de yapılan uyarlama yargılaması sonucu da dört kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ve diğer suçlarla ilgili de süreli hapis cezalarına çarptırılmış. Ancak Belçika hukuku gözetilerek uyarlama davasında tek bir müebbet hapis cezası verilmiş. Savcılığın da belirttiği üzere suç 2004 yılında işlendiği için suçlunun lehine olan eski İnfaz Kanunu çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekiyor ve bu kanunda şartlı tahliye süresi 20 yıl olarak öngörülüyor. Ancak, Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Sözleşmesi, hükmün süresinin ilk yargılamanın yapıldığı ülkeden daha ağır olamayacağını düzenlediğinden, Belçika’daki düzenlemeler dikkate alınmış. Belçika hukukunda 2013 öncesi işlenen suçlar yönünden şartlı tahliye süresi 10 ve 14 yıl olarak düzenlenmiş. Şu anki düzenlemede ise müebbet hapis cezasında şartlı tahliye için süre, olağan hallerde 15, mükerrer suçlularla ilgili olarak ise daha önceki hapis cezalarının süreleri de dikkate alınarak 19 veya 23 yıl. Dolayısıyla şartlı tahliyeye ilişkin değerlendirmenin nasıl yapıldığını anlamak için uyarlama mahkemesinin ve infaz hakimliğinin kararlarını görmek gerekiyor. Ancak, eğer şartlı tahliye bakımından asgari sınırdan hareket edilmiş ise Belçika hukukundaki hangi kanuni dayanaklar çerçevesinde bu sonuca varıldığı konusunda kamuoyunun daha tatmin edici biçimde bilgilendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.”

“Bu tahliye, Belçika’daki şartlı tahliye düzenlemelerine aykırı”

Türkiye’deki “iyi hal” raporlarının suçlu ilgili yeterli değerlendirme yapılmadan otomatik bir şekilde verildiğini belirten Sevdiren, Çallı’nın tahliyesinin Belçika’daki şartlı tahliye düzenlemelerine uymadığını da vurguladı:

“Diğer taraftan, her ne kadar yürürlükteki İnfaz Kanunu, ‘iyi hal’ değerlendirilmesi için hükümlünün toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı gibi hususların da değerlendirilmesini arasa da uygulamada disiplin cezası almayan hükümlüler yönünden otomatik bir biçimde verilen ‘iyi hal’ raporları son derece yaygın. Bu olay açısından da hükümlünün şartlı tahliye düzenlemesinden faydalanması için kanunda sözü edilen şartları bütünüyle karşılamadığı halde ‘iyi hal’ raporu verilmiş olması imkân dahilinde. Bu şekilde bir uygulamanın da Belçika’daki şartlı tahliye düzenlemeleriyle uyuşmadığı düşüncesindeyim, zira şartlı tahliyeye ilişkin kararlarda suçtan zarar gören kişilerin de görüşlerinin de dikkate alınacağını anlıyoruz.”

“Denetimli serbestlik ile bırakılmasını gerektirecek bir koşul yok ise serbest bırakılmamalı”

İstanbul Kültür Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan ise Çallı’nın tahliyesine ilişkin süreci şöyle yorumladı:

 “Söz konusu kişinin yakınları hükümlünün kalan cezalarını Türkiye’de çekmesi için Türk Adalet Bakanlığı’na talepte bulunmuştur. Veya kişi kendi talepte bulunmuştur. Eğer topluma kazandırılması için söz konusu kişi uyruğunda bulunduğu ülkeye gönderilirse, ikili sözleşmelerle cezası gözden geçirilir, kalan cezaların Türkiye’de temyizine karar verilir. Böyle bir durumda kişinin cezasını çekmeden serbest bırakılması bana normal gelmiyor. Ama yattığı ceza Türkiye’de çıkarılan af kanunları ile denetimli serbestlik ile bırakılacak bir hale geldiyse serbest bırakılabilir. Onun dışında normal olarak hükümlü bir kişinin kalan cezasının kanun çerçevesinde değerlendirmesi yapılır. Ben dosyanın detaylarına tam hakim değilim ama denetimli serbestlik ile bırakılmasını gerektirecek bir koşul yok ise serbest bırakılmamalı.” 

“Türk makamları bu konuda Belçika’ya bilgi vermek zorundalar”

Eski Cumhuriyet savcısı Av. Dr. Ruşen Gültekin ise Belçika Adalet Bakanlığı’nın Çallı’nın serbest bırakılması konusunda Türkiye’nin kendilerini resmi olarak bilgilendirmediğini öne sürmesine ilişkin, “Bu kişi oranın kamu düzenini bozduğu için, Belçika hukukuna göre ceza aldı ama cezasını Türkiye’de çekmek istedi. Dolayısıyla Belçika diyor ki: ‘Bu adam benden ceza aldı, ne kadar yatacağını bana bildirin, ben bunu takip etmek istiyorum.’ Dolayısıyla Türk makamları bu konuda bilgi vermek zorundalar” değerlendirmesinde bulundu.

Ne olmuştu?

Belçika’nın Gent şehrinde yaşayan Osman Çallı, 11 Kasım 2004 gecesi, 25 yaşındaki eşi Teslime ve 19 yaşındaki hamile kız kardeşi Hacer Çallı’yı önce silahla vurarak öldürdü, ardından cesetlerini ateşe verdi.

Daha sonra Aalst kentine giden Çallı, burada eski eşi ve kayınvalidesi ile evdeki bir erkeği daha vurdu.

Çallı’nın eski eşi ve kayınvalidesi yaşamını yitirirken, evdeki Belçikalı erkek ise ağır yaralandı.

Tekrar Gent’e dönmek üzere yıla çıkan Çallı, otomobilinin arızalanması üzerine bir kadın sürücüyü silah zoruyla rehin aldı.

Gent’te eşiyle ilişkisi olduğunu ileri sürdüğü B.E’nin evine giden Çallı, onu da silahla ağır yaraladı.

Dört yıl süren yargılama sonunda ömür boyu hapse mahkûm edilen Çallı, beş yıl sonra cezasının geri kalanını Türkiye’de çekmek için başvuru yaptı.

Çallı, 28 Haziran 2013’te Türkiye’ye iade edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan açıklama

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Osman Çallı’nın tahliye edilmesiyle ilgili şu açıklamada bulundu:

“28 Haziran 2013 tarihinde ülkemize iade edilmesi üzerine infaz işlemlerinin Belçika tarafından yerine getirilmesi halinde 28 Haziran 2015 tarihinde tahliye edilecek olan O.Ç’nin suç tarihinde yürürlükte olan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun ilgili hükümleri uyarınca derhal infaz işlemlerine başlanılarak mevcut infaz düzenlemeleri uyarınca 10 Kasım 2019 tarihi itibariyle Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanmak suretiyle, 10 Kasım 2020 tarihi itibariyle ise, şartla tahliyesine karar verilerek infaz işlemleri tamamlanmıştır.”

Belçika Adalet Bakanlığı: “Türk makamlarından açıklama istedik”

BBC Türkçe’nin haberine göre, Belçika Adalet Bakanlığı, Çallı’nın serbest bırakılması konusunda Türkiye’nin kendilerini resmi olarak bilgilendirmediğini söyledi. Açıklama,“Şu anda Çallı’nın durumu hakkında resmi bir bilgimiz yok. Türk makamlarından açıklama istedik, yanıt bekliyoruz” denildi.

Çallı, Belçika basınına konuştu: “Burada güneşin, denizin ve kumsalın tadını çıkarıyorum”

Belçika’daki VTM Haber kanalına konuşan 63 yaşındaki Osman ise Çallı, “Burada güneşin, denizin ve kumsalın tadını çıkarıyorum. 15 yıl boyunca cezamı çektim. Burada yeni bir hayata başladım. Yakında bir oğlum olacak. Artık rahat bırakılmak istiyorum” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.