Kanal İstanbul projesi kapsamında konut alanına dönüştürülen Yeniköy ve Sazlıbosna köylerinde yaşayanlar imar planlarına itiraz etmek için dilekçe verdi. İstanbul-Halkalı’daki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü önünde bir araya gelen köy sakinleri, “Yaşadığımız yerleri sonuna kadar savunacağız” dedi.
Kamera: Betül Gökçe
Açıklamada söz alan Yeniköy sakini Burcu Koç, “Yerlerimizden, baba ocaklarımızdan çıkarılacağız. Bir kısmımız ömürlük emeğini verdi o evlere. Ömürlük emeğiyle o evleri kurdu, bir kısmımız da baba ocağı olarak yani yüzyıllardır bu köylerde, mahallelerde yaşıyor” diye konuştu.
“Yerimizin yüzde 45’ine el koydular”
Medyascope’a konuşan bir vatandaş, “Ben buraya dilekçe vermeye, itiraz için geldim. Hakkımızı korumaya geldik. Bizim Yeniköy’de sahilde yerimiz var. Bizim orayı Kanal İstanbul galiba etkilemiyormuş. Yeni şehir kurulacakmış. Yerimizin yüzde 45’ine el koydular, biz buna itiraz etmeye geldik. 20 seneden beri ordayız. Evimiz, ağaçlarımız, kuyumuz, suyumuz, elektriğimiz var. Benim eşim emekli, hasta bir adam. Krediler çekerek burayı aldık, ödedik ve nefes alacağımız bir yer orası” dedi.
“Devlet mafya oldu, insanların yerlerine el koyuyor”
Köy sakinlerinden bir başka vatandaş ise tepkisini şöyle dile getirdi: “Devlet mafya oldu, insanların yerlerine el koyuyor. Biz bunlara oy verdik, ülkemizin refahı için ama bunlar soyguncu çıktı, yerlerimizi soyuyorlar, gaspediyorlar. Mafyadan farkları yok yani. Biz yerlerimizi sonuna kadar savunacağız.”
“Bu bir gasptır”
Emekli olduğunu söyleyen bir köy sakini, “22 senede kendime yer yaptım. Yaşam yerimi resmen elimden alıyorlar, beni atıyorlar oradan. Ben ne diyeyim ki bu resmen gasptır” dedi.
“Devlet neden böyle yapıyor?”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yeniköy’e doğayla iç içe yaşamak için yerleştiğini söyleyen bir vatandaş da şöyle konuştu:
“Biz dört duvar arasında yaşamak istemiyoruz. Biz bahçeyle, toprakla uğraşmak istiyoruz. Bizim bir alanımız var, onu da elimizden alıyorlar. Ne hakla bunları alıyorlar elimizden? Bunu kabul etmiyoruz. Devletimiz, hükümetimiz niye böyle yapıyor bizlere. Bizim başka gidecek yerimiz yok. Biz burada gelip de betonların içinde oturmak istemiyoruz.”