Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Macaristan’da kader seçimi (1): Adaylar, partiler ve muhtemel senaryolar

Otoriter yönetimiyle sık sık eleştirilerin hedefi haline gelen Macaristan’ın popülist-milliyetçi başbakanı Viktor Orban, pazar günü siyasi kariyerinin en zor sınavını verecek. Macar halkı 3 Nisan’da sandığa gidecek ve ya 12’nci yılında Orban iktidarına “devam” diyecek ya da tercihini altı muhalefet partisinin bir araya geldiği ittifaktan yana kullanacak. Medyascope’un “Macaristan kader seçimine gidiyor” serisinin ilk bölümünde, sekiz milyon seçmenin sandık başına gideceği seçimler ile ilgili bilmeniz gerekenleri derledik.

Macaristan’da 12 yıl önce göreve gelen Başbakan Viktor Orban, iktidarını dört yıl daha uzatmak için çalışırken Peter Marki-Zay’in liderliğini üstlendiği altı muhalefet partisi, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere dünyadaki birçok liderin eleştiri oklarını yönelttiği popülist-sağcı liderini koltuğundan etmek için yarışacak.

Macaristan’da altı muhalefet partisi, “Macaristan İçin Bir Arada” isimli bir ittifak kurdu.

Macaristan’daki seçimlerin önemi

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump’ın, İsrail’de Binyamin Netanyahu’nun iktidarı devretmesiyle dünyada güç kaybeden sağ popülizm, bu kez Avrupa’nın kalbinde yeni bir sınav verecek. 3 Nisan Pazar günü düzenlenecek seçimler, Macaristan’ın kurumsal demokrasisi için bir yol ayrımı niteliğinde. Çünkü Macaristan İçin Bir Arada isimli muhalefet bloku bu seçimleri kaybederse, Orban’ın dünya genelindeki otoritesinin ciddi oranda artması kuvvetle muhtemel.

Macaristan’daki genel seçimler, Avrupa Birliği’nin (AB) bütünlüğü ve geleceği için de oldukça önemli. Orban yönetimi, ülkedeki azınlıklara – özellikle LGBTİ+’lara – yönelik politikaları nedeniyle sıklıkla Avrupa ülkeleri tarafından eleştirilmekteydi. Macar hükümeti ise kararların oybirliğiyle alındığı AB’yi daha önce pek çok kez veto ile tehdit etmişti. 

Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş ile birlikte yekpare bir hale gelen Batı dünyası için Rusya ile yakın ilişkiler kuran yönetimler sorun teşkil ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sıkı bir dostu olan Viktor Orban’ın yönetimi, Ukrayna’ya giden silah yardımlarının ülke sınırlarından geçmesine izin vermemişti.

Orban’ın siyasi serüveni 

Viktor Orban ve liderliğini üstlendiği Macar Yurttaş Birliği (Fidesz) Partisi, 2010’ların başında merkez sağda ve Avrupa yanlısı bir çizgide seyrederken, zaman içinde otoriterleşti ve daha muhafazakâr, milliyetçi, göçmen karşıtı bir çizgiyi benimsedi.

Bir zamanlar Avrupa Parlamentosu’nda (AP), ülkesinde yaptığı reformlar nedeniyle alkışlanan Orban, son yıllarda azınlıkları baskı altına alan popülist yönetimi ile AB ve demokrasi yanlısı grupların eleştirilerinin odağında. 

Muhalif basın organlarını çeşitli baskılar vasıtasıyla kendine yakın iş insanlarına satın aldıran Orban, bugün Macaristan’da medyanın önemli kısmını kontrol ediyor. Bu yüzden muhalefet, Orban’ın medya ambargosunu kırmak için köylerde “sokak gazeteleri” dağıtıyor.

Batı dünyasından Orban’a yöneltilen eleştirilerin bir gerekçesi de Rusya lideri Putin ile dostluğu. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından kısa süre önce Moskova’ya giderek 13’üncü kez Putin ile yüz yüze görüşen Orban, Rusya ile işbirliği konusunda umutlu olduğunu söylemişti. 

Viktor Orban ve Vladimir Putin

2010’da yüzde 53’ün üzerinde oy alarak iktidara gelen Orban, bugüne kadarki seçimlerinin hiçbirinde yüzde 40’ın altına düşmedi ve böylece parlamentoda mutlak bir hâkimiyet kurdu. Ancak ülkedeki altı partinin bir araya gelerek büyük bir ittifak kurmuş olması, Orban’ı bu seçimlerde zorlayacağa benziyor.

Macaristan’da muhalefet ittifakı: Kimler, neden bir araya geldi? 

Macaristan’da muhalefet partilerinin ilk ciddi ittifak girişimi, 2019’daki yerel seçimlerde başkent Budapeşte için ortak bir belediye başkan adayı belirlemesiydi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “sevgi dili” kampanyasını örnek aldığını söyleyen muhalefet partilerinin ortak adayı Gergely Karacsony, Orban’ın desteklediği adaya karşı seçimleri altı puan farkla kazanmıştı.

Gergely Karacsony

Karacsony, görevdeki birinci yılının sonunda Medyascope’tan Işın Eliçin’in sorularını yanıtlamıştı.

Bu stratejinin işe yaramasını memnuniyetle karşılayan muhalefet aktörleri benzer bir metodu genel seçimlerde de uygulamaya karar verdi. Altı büyük muhalefet partisi ve iki siyasi hareket, 2020’nin sonunda bir araya gelerek “Macaristan İçin Bir Arada” isimli bir ittifak kurdu.

Bu partiler ve hareketler şunlar: 

  • Demokratik Koalisyon (DK): Merkez sol parti. 2018 genel seçimlerinde yüzde 5’in üzerinde oy almıştı.
  • Jobbik: Muhafazakâr ve Macar milliyetçisi, merkez sağ parti. 2018 genel seçimlerinde yüzde 19’un üzerinde oy almıştı.
  • Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP): Sosyal demokrat parti. 2018’deki seçimlerde yüzde 13 oy almıştı.
  • Macaristan için Diyalog (PM): Yeşil, merkez sol parti. 2018 seçimlerinde yüzde 13’ün üzerinde oy almıştı.
  • Macaristan Yeşil Partisi (LMP): Yeşil, merkez sol parti. Son seçimlerde aldığı oy oranı yüzde 7 idi.
  • Momentum: Liberal parti. 2018 seçimlerinde aldığı yüzde 3’lük oy ile parlamento dışında kalmıştı.

Muhalefetinki kadar kalabalık olmasa da Orban’ın da bir ittifakı bulunuyor. İttifakın durumunun Türkiye’deki Cumhur İttifakı ile benzer bir durumu andırdığı Macaristan’da, Orban’ın partisi Fidesz’e Hıristiyan Demokrat Halk Partisi (KDNP) eşlik ediyor. Bu ittifakın ismi de “Macar Dayanışması İttifakı.” 

Bu koalisyon, 2010’dan beri parlamentoda mutlak çoğunluğu elinde bulunduruyor. Macaristan Parlamentosu’ndaki 199 sandalyeden 133’ü bu ittifaka ait.

Macaristan’da nasıl bir seçim sistemi var?

Macaristan’da muhalefetin bir araya gelmesinin en önemli sebeplerinden biri ülkedeki tek turlu çoğunluk seçim sistemi. Bu sistemde 199 seçim bölgesinin 106’sından bir milletvekili çıkıyor ve yüzde 50 çoğunluk şartı aranmıyor. Yani en çok oyu alan kişi, o bölgenin milletvekili seçiliyor. Kalan 93 milletvekili ise ulusal listelerden partilerin oy oranına göre belirleniyor.

Uzmanlar, bu sistemin muhalefet için oldukça dezavantajlı olduğunu belirtiyor. Çünkü Fidesz ve KDNP’nin konsolide ettiği oylar tek bir yerde toplanırken, muhalefetin oyları ise farklı partiler arasında bölünüyor. Fidesz ve KDNP, bu seçim sistemi sonucunda, oyların yarısından azını almasına rağmen parlamentoyu kontrol edebilecek çoğunluğa sahip oluyor.

Muhalefet ittifakının tüm adayları, pusulada “Macaristan İçin Bir Arada” logosuyla yer alacak.

20 Aralık 2020’de resmen kurulan ittifakın ana hatları, 106 seçim bölgesinin tamamında tek bir ortak aday çıkarmayı ve Orban’ın mağlup edilmesi durumunda üzerinde uzlaşılmış bir program ile ülkeyi beraber yönetmeyi içeriyor. 

Muhalefetin ortak adayı: Yedi çocuklu, Katolik ve ekonomist Peter Marki-Zay

Macaristan’daki muhalefet, oy pusulasında Viktor Orban’ın karşısına koyabileceğine ortak bir adaya ihtiyaç duyuyordu. Bu yüzden Eylül 2021’de muhalefetin başbakan adayının belirleneceği bir önseçim düzenlendi. Önseçimlerde eski Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany’nin sol görüşlü eşi Klara Dobrev, Budapeşte Belediye Başkanı Gergely Karacsony ve bağımsız siyasetçi Peter Marki-Zay, ikinci turda yarışmaya hak kazandı. 

Muhalefet önseçiminin ilk turuna ait televizyon tartışmasından bir kare.

Dobrev’in Macaristan siyasetinin oldukça ayrıştırıcı figürlerinden Gyurcsany ile evliliğinin ve merkezden uzaktaki görüşlerinin kararsız seçmenleri korkutabileceği endişeleriyle Karacsony ve Marki-Zay güçlerini birleştirmeye karar verdi. Karacsony ve Marki-Zay’in anlaşmasına göre aralarından biri, diğeri lehine yarıştan çekilecekti. Ancak önseçimlerin ikinci turuna 10 günden az bir süre kalmışken her iki aday da diğer tarafın çekilmesi gerektiğini söylüyordu.

İkinci tura iki gün kalmışken Karacsony ve Marki-Zay ortak bir basın toplantısı düzenledi ve Karacsony, ilk turda daha çok oy almasına rağmen yarıştan çekildiğini açıkladı. Macaristan’ı ve Macaristan siyasetini yakından takip eden Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tevfik Sönmez Küçük, Karacsony’nin çekilmesinin ardındaki nedenleri Medyascope’a anlattı:

“Peter Marki-Zay’in propaganda sürecinde serg​ilediği tarafsız tutum, sağ ve sol seçmenden oy alabilmesi, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne verdiği önem, belediye başkanı olduğu ilçeyi uzun zaman sonra Fidesz yönetiminden alması, anket sonuçlarına etki etmiş ve daha popüler siyasi bir figür olan Karacsony’nin adaylıktan çekilmesine yol açtı.”

Peter Marki-Zay

Macaristan’ın güneyinde yer alan Hodmezovasarheldy kentinin belediye başkanlığı görevini üstlenen, muhafazakâr olmasına rağmen herhangi bir partiyle bağı bulunmayan Marki-Zay kendisini, Orban’ın göçmenlik ve LGBTİ+ karşıtlığı gibi genellikle bölücü politikalarından bıkmış olanlar da dahil olmak üzere, sol ve sağdan bütün seçmenler için makul bir seçenek olarak sunuyor.

Kampanya süreci ve muhtemel senaryolar

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ardından Macar muhalefeti, Orban ile Putin’in yakın ilişkilerini kullanarak, seçimleri Batı ve Rusya arasında bir referandum haline getirmeye çalıştı. Marki-Zay, bir sosyal medya paylaşımında şunları yazdı: 

“Durum çok açık. Ya Orban ve Putin, ya da Batı ve Avrupa.” 

Peter Marki-Zay destekçilerinin mitingi.

Orban ise bu süreçte Kremlin yanlısı bir tutum sergilemek yerine medyaya uyguladığı ambargoyu kullandı ve muhalefeti “savaş çığırtkanlığı” yapmakla suçladı. Ukrayna’ya gönderilecek silah yardımını Macaristan sınırlarından geçirmeyen Orban, kendisini, “barış ve istikrarın koruyucusu” olarak lanse etti.

Budapeşte’nin hemen hemen her yerinde, Orban’ın partisi Fidesz tarafından Marki-Zay’in Hıristiyan değerlerini aşağılayacağını ve Macaristan’ın egemenliğini baltalayacağını iddia eden afişler görmek mümkün.

Şeffaflık örgütü Transparency International Macaristan’a göre, kampanya süresinde Orban’ın partisi Fidesz, tüm muhalefetten sekiz kat fazla para harcadı. 

Anketlerde durum ne?

Anketler, 58 yaşındaki Orban’ın taktiklerinin, kendisine olumlu yansıdığını gösteriyor. POLITICO’da yer alan ankete göre Orban’ın partisi Fidesz, muhalefet ittifakının beş puan önünde görünüyor. Europe Elects verilerine göre ise bu sayı yüzde 7,1 puan. 

Macaristan’da yalnızca birkaç yerli kamuoyu şirketinin faaliyet gösterdiği dikkate alındığında anketlerin güvenilirliği de tartışmaya açık.

Doç. Dr. Küçük, Macaristan’dan pazar günü çıkabilecek sonuç hakkında şunları söylüyor:

“3 Nisan günü nasıl bir siyasal tablonun ortaya çıkacağını şimdiden kestirmek kolay değil. Bu seçimler sonucunda oluşacak parlamenter çoğunluk, Başbakan Orban tarafından yaratılan seçimsel otoriter rejimin devam edip etmeyeceğini de gösterecek. Ancak yine de sonuç ne olursa olsun hem aday belirleme hem de seçim sürecinde yaşananların, Millet İttifakı ve elbette Türkiye bakımından önemli bir örnek teşkil edeceği tartışmasız bir gerçek.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.