Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Can Atalay, Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman Medyascope’un sorularını yanıtladı: “Kaçma şüphesiyle tutuklanmayı hiçbirimiz beklemiyorduk”

Gezi Parkı davasının karar duruşmasında 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılan avukat Can Atalay, şehir plancısı Tayfun Kahraman ve STK yöneticisi Ali Hakan Altınay, tutuklu bulundukları Silivri Cezaevi’nden Ramazan Bayramı öncesi Medyascope’un sorularını yanıtladı. 

  • Nasılsınız? Cezaevi şartları nasıl, size nasıl davranıyorlar?

Fişek gibiyiz. Tutuklandığımız an canımız biraz sıkkındı. Ama haklı olduğumuzdan eminiz; bir arada dayanışma içinde olmak bize çok iyi geldi. Cezaevi şartları beklediğimiz kadar kötü değil. Tabii ki haksız yere sürekli kilit altında kalmak insanın zoruna gidiyor. Rutubetli, kötü bir inşaat örneği içinde yaşamak da çok tatsız. Biz şu ana kadar herhangi bir kötü muamele ve olumsuz yaklaşımla muhatap olmadık. Umarız tüm mahpuslar için de bu durum geçerlidir.

  • Bu kararı bekliyor muydunuz? 

Açıkçası, Erdoğan’ın dokuz yıllık ısrarı sonucunda defalarca verilen beraat ve takipsizlik kararlarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin her akıl, izan sahibi yurttaşın yüzünü kızartacak nitelikteki kararlarına; Gezi’nin hukuki niteliğine suç olmayışını ortaya koyan kesinleşmiş içtihadı ve Yargıtay’ın toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarına ilişkin onlarca yıllık yerleşik içtihada karşın; Çarşı davasının önce birleştirilip sonra bir anda ayrılmasına ve apaçık hakkımızda olumsuz bir kararın geliyor olması anlaşılmasına karşın; bunca yıldır kaçmadığımız, yurtdışı yasağı olmayanlarımızın gitmemesine hatta yurtdışında olanımızın yurda dönmesine rağmen “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutuklanmayı hiçbirimiz beklemiyorduk.

  • Şu ana kadarki kamuoyu tepkilerini nasıl karşılıyorsunuz?

Öncelikle seslerini sesimize katan, adaletsizliğe, kör nefrete, kibre, hukuk tanımazlığa “hayır” diyen milyonlarca insanımıza selam ederiz, teşekkür ederiz. Ek olarak bu konuyu sadece bir usulü ya da hukuki bir vesile olarak değil; birlikte, demokratik, çoğulcu, kardeşçe yaşam, müşterek irademizi her meşrepten, ünlü-ünsüz, kıdemli-genç, sağcı-solcu, bütün memleket sevdalılarına en yüksek sesle, güçlü bir şekilde sahiplenmesinden onur duyuyor, cesaret ve güç alıyoruz.

  • Bundan sonra nasıl bir süreç bekliyorsunuz?

Bundan sonra ne olacağına her meşrepten yurttaşlarımız karar verecek. Türkiye olarak karar vereceğiz. Ya kin, kibir ve zulüm egemen olacak ya da güzel memleketimizde “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşama irademiz kazanacak.

Dokuz yıllık yargılama süreci

Gezi davasında ilk beraat kararı 2015 yılında verildi. Açılan ikinci dava sonucunda da mahkeme, 18 Şubat 2020’de Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater ve Mine Özerden hakkında beraat ve tutuklu sanık Osman Kavala hakkında ise tahliye kararı verdi. Yurtdışındaki sanıklar Can Dündar, Memet Ali Alabora, Pınar Öğün, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi‘nin dosyalarını ise ayırdı. Kavala, tahliye kararı verildiği gün yeniden tutuklandı.

İstinaf Mahkemesi, Ocak 2021’de beraat kararlarını bozdu. Şubat 2021’de Kavala’nın “casusluk” suçlamasıyla yargılandığı dava dosyası Gezi davası ile birleştirildi. Nisan 2021’de yurtdışındaki sanıkların dosyası da ana dosya ile birleştirildi.

Yargılanan 16 kişi hakkında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “mala zarar verme”, “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi”, “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme”, “nitelikli yağma”, “nitelikli yaralama”, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Gezi eylemlerine ilişkin Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’ya “hükümeti yıkmaya teşebbüs” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “suç örgütüne üye olma”, “kamu görevlilerinin görevini yapmasını engelleme” suçlamalarıyla açılan 35 sanıklı davada ise İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 29 Aralık 2015’te beraat kararı verdi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise Nisan 2021’de kararı oybirliğiyle bozmuştu. Bozma kararına gerekçe olarak, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve beraat kararlarını bozulmasıyla yeniden başlayan Gezi davası ile birleştirilme hususunun değerlendirilmemesi gösterildi.

30. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Mahmut Başbuğ, dosyaları birleştirme önerisini ilettiği 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 28 Temmuz’da geçici görevlendirmeyle gitti ve bu mahkemede talep onaylandı. Başbuğ’un başkanlık yaptığı duruşmada dosyaların birleşmesine ve yargılamanın 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmesine karar verildi.

Avrupa Konseyi’nin icra organı Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakılmayan iş insanı Osman Kavala davasının AİHM’e havale edilmesine dair kararı 2 Şubat 2022’de oyçokluğuyla kabul etti ve Türkiye’ye yönelik ihlal süreci resmen başladı.

21 Şubat 2022’de 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Çarşı ve Gezi dosyalarını ayırdı.

Savcı, duruşma sonrası sunduğu mütalaasında Kavala ve Yapıcı’ya Türk Ceza Kanunu (TCK) 312. maddede yer alan “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlamasını yöneltti. Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise aynı suça “yardım ettikleri” gerekçesiyle cezalandırılmasını talep etti.

Savcı Edip Şahiner, Pınar Öğün, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki dosyanın ise ayrılmasını istedi.

Son yargılamanın karar duruşması ise 25 Nisan’da yapıldı. Mahkeme heyeti Osman Kavala’nın TCK’nın 312. maddesi uyarınca “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, takdiri indirime yer olmadığına, “casusluk” suçlamasından beraatine ve tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise TCK 312’deki “yardım” suçlamasından 18’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verdi. Çiğdem Mater, Mücella Yapıcı ve Mine Özerden Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay ve Can Atalay ise Silivri Cezaevi’nde. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.