Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Siyasal iletişimciler İmamoğlu’nun Karadeniz gezisini yorumladı – “Eleştiriden hoşlanmayan, kendi seçmenini hizaya sokacak, azarlayabilecek bir siyasetçi profili çizdi”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Karadeniz gezisinde Nagehan Alçı ve Ertuğrul Özkök’ün de aralarında bulunduğu bir grup gazeteciyle çektirdiği fotoğrafla ilgili tartışma hâlâ devam ediyor. İmamoğlu’nun eleştirilere verdiği yanıtlar da sosyal medyada çokça tartışılan konulardan oldu. Siyasal iletişim uzmanları İbrahim Uslu ve Gülfem Saydan Sanver, İmamoğlu’nun Karadeniz gezisindeki söylemlerini ve sonrasında yaşananları Medyascope’tan Sema Kızılarslan’a yorumladı.

Video: Ekrem İmamoğlu Rize’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile “karşılaştı”

Konuyla ilgili Medyascope’a değerlendirmede bulunan siyasal iletişim uzmanları İbrahim Uslu ve Gülfem Saydan Sanver, düzenlenen gezinin niyetinin en başından açıkça kamuoyuyla paylaşılması gerektiği konusunda hemfikir.

İmamoğlu’nun bu gezi ile cumhurbaşkanlığı adaylığını çağrıştırdığını söyleyen uzmanlar, İBB Başkanı’nın bir yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen açıklamalar yapıp, bir yandan mitingler yapmasının seçmenin kafasını karıştırdığını anlattı. Siyasetçinin herhangi bir gezisi, herhangi bir hareketinin nedeninin seçmenlerin niyet okumasına bırakılmaması gerektiğini söyleyen uzmanlar, özür açıklamasının bu süreçte en doğru hareket olduğunu belirtti.  

Video: İmamoğlu’nu Rize halkına sorduk, bakın ne dediler

“O isimlerin niye davet edilmiş olduğunun gerekçesini seçmen de medya da anlayamamış oldu”

İbrahim Uslu

Akademisyen, araştırmacı ve siyasal iletişim uzmanı İbrahim Uslu, İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi ve sonrasında yaşananları üçe ayırarak değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilişkilendirilebilecek aktiviteye çağrılacak kişilerin neden çağırıldığının açıklanması gerektiğini vurgulayan Uslu, çağırılan isimlere özen gösterilmesi gerektiğini söyledi:

“Üç şekilde değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Birincisi gezi kararı. İkincisi oradaki medya etkinliği. Üçüncüsü ise gelen eleştirilere verdiği reaksiyon. Bu üçünü de ayrı ayrı değerlendirmek lazım. En baştan itibaren bu süreci yönetenler ile anlaşılmayan taraflar olduğu için tartışma yaşandı. Birincisi, Karadeniz gezisinin bizzat kendisi siyasette tartışmayı tetikliyor. Yani İBB Başkanı Trabzon, Rize’ye gittiğinde bu şimdiden adaylık turuna başlaması şeklinde bir tartışma başlattı. Sadece Trabzon’a gidip dönseydi bu tartışmalar olmayacaktı. En azından siyaset yorumcuları tarafından yanlış anlaşılan bir etkinlik yaptığınızda bir gerekçe olmalı, gerekçe olmadığı için spekülasyonlara açık hale geldi. Birincisi bu. Orada Ekrem İmamoğlu’na destek veren kanaat önderlerinin ya da medya mensuplarının, seçmenlerinin bilinçaltında bu seyahatin cumhurbaşkanlığı adaylığı seyahatiymiş gibi yer ediyor olması. Böyle olunca da cumhurbaşkanı adayının yanında neden şu isim var’ diye tepkiler geldi. Dolayısıyla o isimlerin niye davet edilmiş olduğunun gerekçesini de seçmen anlayamamış oldu, medya da anlamadı. İkincisi bu isimlerin neden seçildiğini de tam olarak açıklayamadılar. Seçmen orada açıklanan gerekçeleri tatmin edici bulmadığı için hem sosyal medyada hem de gazetecilerin, köşe yazarlarının tepkileri devam etti. Sayın İmamoğlu’nun verdiği reaksiyon da bir başka rahatsızlık yarattı. Şimdiye kadar seçmenleri azarlayan siyasetçilere şahit olduk ama bu karşı tarafın tepkileri olurdu. Özellikle AKP seçmenlerine zaman zaman parmak sallanabiliyor. Buna şahit olduğumuz baki. Daha önceden bu tür şeyler yaşadık. ‘Sizin söyledikleriniz bana vız gelir’ dedi, arkasından ‘Aklınızı başınıza alın, akıllı olun’ şeklinde devam etti. Tehdit cümlesi sayılabilecek bir cümle sarf edildi. Bununla ilgili özür diledi ama bazı şeyler yaşanınca yaşanmış oluyor. Sizin siyasi profilinize dair insanlara ipucu veriyor.”

“İmamoğlu’nun baştan beri ‘Ben gidiyorum, sokakta siyasi bir aktivite yapıyorum. Mitingler yapıyorum’ demesi lazımdı”

Yaşanan tartışmalar sonrasında İmamoğlu’nun yaptığı açıklamalar ile eleştiriden hoşlanmayan, hoşgörüsüz ve kendi seçmenini hizaya sokacak, azarlayabilecek bir profil çizdiğini anlatan Uslu, bu tarz gezilerin nedeninin açıkça seçmene açıklanması gerektiğini belirtti: 

“Eleştiriden hoşlanmayan, hoşgörüsüz ve kendi seçmenini hizaya sokacak, azarlayabilecek bir profil çiziyorsunuz. Bunu toparlamaya çalıştı ama bunun için biraz zamana ihtiyaç var. Bence o son özrü bu süreçte yapmış olduğu en doğru hareketti. Seçmen ve basının anlamakta zorlanacağı ya da yanlış anlaşılmaya müsait şeyler yapıyorsanız bence başından beri eleştirileri öngörüyor olmanız lazım. Aksi takdirde bu tür sorunlar yaşanabilir. Baştan beri ‘Biz şuraya gidiyoruz, bayramda ziyaret etmem gereken yerler değil. Ben gidiyorum, sokakta siyasi bir aktivite yapıyorum. Mitingler yapıyorum’ demesi lazımdı. Bu yanlış anlaşılabilir ve doğrudan cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilişkilendirilebilir. Bu öngörü olsaydı bunlar olmayabilirdi. Ya da oraya çağrılan gazetecilerin cumhurbaşkanlığı adaylığı ilişkilendirilebilecek aktiviteye çağrılacak kişiler olmasının nedeni açıklanmalıdır. Bu kişiler çağırılırken özen gösterilmesi gerekirdi, isimler belirlenirken kimse davet edilmeyebilirdi. Zaten bu etkinlik medya tarafından mutlaka seyredilir, takip edilirdi. Eleştiriler bu yüzden devam etti. Sonunda belki biraz sinirler de bozuldu. ‘Akıllı olun’ denildi seçmene. Olay daha da büyüdü. Bu arada sayın Ali Koç ile yaşadığı polemik de eklendi. Aslında onun geziyle bir alakası yoktu, başka bir şeydi. Ama iki olay bir araya geldi. Böylece Sayın İmamoğlu eleştirilerin hedefindeki insan haline geldi.” 

Video: Bize Medyascope’u Sorun: İmamoğlu’nun Karadeniz turu | Özdağ’ın Soylu baskını

“Herkes niyet okumasına gitmeye başladı”

Gülfem Saydan Sanver

Siyasal iletişim danışmanı Gülfem Saydan Sanver de bu gezinin en başından itibaren neden yapıldığının açıkça söylenmesi gerektiğini düşünüyor. Bir siyasetçinin herhangi bir gezisinin, herhangi bir hareketinin, konuşmasının seçmenlerin niyet okumasına bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Sanver,  İmamoğlu’nun bir taraftan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyici söylemler kullanması, bir yandan da mitingler yapmasının seçmenlerin kafasını karıştırdığını anlattı: 

“Bu gezinin en başından itibaren bir iletişim problemi olduğu aşikâr. Şöyle ki, önce bu gezinin niye yapıldığını seçmenler anlayamadı. Kendi çaplarında anlamlandırmaya çalıştılar. Her ne kadar bayramlaşma gezisi olduğu söylense de günün sonunda gazeteciler ile gidilince oradaki mesaj karıştı. İmamoğlu’nun bir taraftan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyici söylemler kullanırken bir yandan da mitingler yapması seçmenler açısından kafa karıştırıcı. Dolayısıyla en başından bu gezinin mesajlarının kamuoyu ile açıkça paylaşılmadığını ve bunun da bir karışıklığa neden olduğunu düşünüyorum. Böyle olunca da herkes niyet okumasına gidiyor. Oysaki bir siyasetçinin herhangi bir gezisinin, herhangi bir hareketinin, konuşmasının seçmenlerin niyet okumasına bırakılmaması gerekir. Çok daha kontrollü olması gerekir. Bunun iletişiminin siyasetçi tarafından en başında kurgulanması gerekir. Bu bölümün hatalı olduğunu düşünüyorum.”

“Siyasetçi olarak siz mesajlarınızı iletmekle sorumlusunuz. Seçmenler size kızabilir, tepki gösterebilir”

Sanver, çokça tartışılan fotoğraf ile ilgili ise hangi gazetecinin hangi amaçlarla davet edildiğinin de en baştan kurgulanmadığı için tartışmaların büyüdüğünü anlattı. Ayrıca Gezi davasının hemen sonrasında yapılan bu programda dava ile ilgili süreçlerde adı geçen gazetecilerin de yer alıyor olmasının toplumda bir kırgınlık yarattığını vurguladı: 

“İkincisi, verilen fotoğraf özellikle Gezi davasının hemen sonrasında. O dava ile ilgili süreçlerdeki belli gazetecilerin oluyor olması ile beraber toplumda bir kırgınlık yarattığını düşünüyorum. Orada kimin neden davet edildiği, hangi gazetecinin hangi amaçlarla davet edildiği de en baştan kurgulanmadığı için yine seçmenlerin kafası karıştı. Üçüncü aşamada günün sonunda siyasetçi olarak siz mesajlarınızı iletmekle sorumlusunuz. Seçmenler size kızabilir, tepki gösterebilir. Sizin hareketlerinizi açıklıyor olmanız gerekiyor.”

Ne olmuştu?

Ekrem İmamoğlu 3 Mayıs’ta Rize ve Artvin’deki hemşerileri ile bayramlaştıktan sonra 4 Mayıs’ta memleketi Trabzon’a gitti. “İmamoğlu’nun Rize ve Artvin’de ne işi var?” eleştirilerine yanıt veren İmamoğlu, “Bugün ve dün diyorlar ki ‘Ekrem İmamoğlu Trabzon’a, Rize’ye, Artvin’e niye gitti?’ Sebeplerimiz var ama Allah aşkına bunlar bayramı bile unuttular. Bayramda insan nereye gider? Memleketine gider” dedi.

“Vız gelir tırıs gider, umurumda bile değil”

İmamoğlu’nun davet ettiği gazeteciler arasında yer alan bazı isimler sosyal medyada tepkilere neden oldu. Karadeniz turu için davet ettiği gazeteciler üzerinden gelen eleştirilere ise İmamoğlu, “Bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” diyerek tepki gösterdi.

İmamoğlu, İBB otobüsündeki fotoğraf hakkında, “Bir fotoğraf üzerinden kurban etmeye çalışan insanlar olabilir. Benimle aynı düşündüğünü söyleyen, anlık hırslarına yenilmiş insanlar olabilir. Ya da bir takımın renkleri üzerinden ayrıştırma gayreti içinde olanlar olabilir. Başkalarının değirmenine su taşıdığının farkında olmayanlar da olabilir bunların içerisinde. Farkında olup yapanlar da olabilir. Ama bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” ifadelerini kullandı. İmamoğlu’nun bu sözleri sonrasında kendisine yönelik eleştiriler de arttı.

Ekrem İmamoğlu’ndan Karadeniz turu eleştirilerine yanıt: “İnsan bayramda memleketine gider”

“O yanlış kurduğum laflar için özür diliyorum altını çizeyim”

İBB Başkanı İmamoğlu, 6 Mayıs’ta ise Trabzon gezisine davetli gazetecilerle ilgili eleştirilere cevaben sarf ettiği ve büyük tepki tepki çeken “Vız gelir tırıs gider, umurumda bile değil” ifadesinden dolayı özür diledi. İmamoğlu şunları söyledi:

“Uzlaşmacıyım, tolerans sahibiyim, empati gücüme inanırım. Bunun beni nereye götüreceği, nereye götürmeyeceği umurumda değil. Bir fotoğrafla linç edilen, yok sayılan, tabiri caizse kaptanlığını yaptığım gemiden inilen, artık yok sayılan, oy vermem denilen bir kişi durumuna düşürülürse insanın kalbi kırılıyor, canı yanıyor. Birkaç cümle de yanlış laf kurabiliyorum. O yanlış kurduğum laflar için özür diliyorum, altını çizeyim. Akıl hepimize lazım. İnsanın aklını başından alan durumlar olabilir ama bunları da tedavi etmekle yükümlüyüz. Ben bir toplumun temsilcisiyim. Şu saniye itibariyle benim gündemim şuradaki milyonlarca fidedir. Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Benim yol arkadaşlarım kurumumu temsil eden hiç kimse bu konuyla ilgili tek bir cümle etmeyecek, edemez, tek muhatabı benim. O bana eleştiri yapanları davet edeceğim ortamda onları uygarca dinleyeceğim.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.