Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Düşenler ve çıkanlar: Formula 1 sezon ortası değerlendirmesi

Formula 1’de yaz arası bu hafta sonu koşulacak Belçika GP ile sona eriyor. Medyascope Spor Servisi’nden Muhammed Kaya, motor sporlarının en büyük organizasyonundaki takımları ve sürücüleri değerlendirdi.

Düşenler ve çıkanlar: Formula 1 sezon ortası değerlendirmesi

Formula 1’de sezon ortası diğer spor branşlarındaki gibi net bir sezon ortası olmuyor. Formula 1’in bu orantısız doğasında yaşıyorsak eğer sezonun ilk yarısını da değerlendirebileceğimiz başka bir dönem bulunmuyor. Yaz arasına gelene kadar hangi takımlar veya pilotlar gelişti, hangileri geriledi, hepsini beraber inceleyeceğiz.

Ağustos ayı boyunca her takım geride kalan yarışlarda ne yaptığını ve nasıl gelişebileceğini değerlendirir.  Bu hafta yapılacak Belçika yarışına kadar da durum aynı şekilde ilerler, ancak bu sezon ek olarak pilot karmaşası da gündemi oldukça meşgul etti. Biz yine de işin magazin tarafına değil de tekniğine odaklanacağız.

Williams (Alex Albon-Nicholas Latifi)

Geçen sezon HAAS ve Alfa Romeo ikilisini yenen Williams, sezonun ilk yarısında bu iki ekibin gerisinde kaldı. Şampiyonada şu an son sırada bulunan Frank Williams’ın veliahtları, ortalama olarak en yavaş araca sahip konumda. 

Alex Albon ile Avusturalya ve Miami yarışlarında puan almayı başaran ekip, diğer yarışlarda pek de umut vermedi. İngiltere’de yoğun yağışta sıralama turlarının son seansına kalmayı başaran Nicholas Latifi de Williams adına bir diğer sürprizdi.

Yine İngiltere’de tanıtılan büyük güncellemede Mercedes’in side-pod tasarımı temel alınarak Red Bull’a öykünme barındırıyordu. Bu tasarım araca yere basma kuvveti sağlasa da, hassasiyetini ve rüzgâra duyarlılığını arttırdı. Tüm bunların ışığında, Albon’un zaman zaman çıkışları olmasa belki de çok daha kötü bir çizgi çizecek. Williams için durumlar pek de iç açıcı değil, bu yüzden Williams düşenler kısmına dahil oluyor.

Aston Martin (Sebastian Vettel-Lance Stroll)

Aston Martin devralındığında hedef beş yılda şampiyonluk mücadelesi veren bir takım inşa etmekti. Bu sezonun teknik regülasyonları da bu hedefin ilk ayağıydı ancak gösterilen performans pek de iyi olmadı.  Güçlü bir geliştirme programı ile hedefleri ve gelişen kaynakları iyi bir şekilde değerlendiren Aston Martin için sıralama ve yarış performanslarında hala dengesizlik mevcut.

AMR22 için getirilen güncellemeler İspanya’dan itibaren araca uygulandı. İngiltere yarışında da zaman zaman umut veren anlar oldu ancak bunun sürekliliği maalesef olmadı. Ekip bir şeylerin düzelmesi için oldukça gayretli bir şekilde çalışıyor ve 10 yarışın 8’inden puan alındı.

Elde edilen sonuçlar hala sadece küçük puan pozisyonları ve nihayetinde bu, içeride ve dışarıda beklentilerin çok gerisinde kalan bir sezonu ortaya koyuyor. Sezonun bu noktasına kadar Aston Martin, düşenler kısmında mücadele eden en zengin takım konumunda.

AlphaTauri (Pierre Gasly-Yuki Tsunoda)

Geçtiğimiz sezon yukarıları da zorlayan ama genellikle orta sıralarda mücadele eden AlphaTauri, bu sezon yeni regülasyonlara adaptasyon sağlama konusunda oldukça yetersiz durumda. 

Aslında sezona iyi başlayan AT03 aracı, dğer araçlar güncelleme aldıkça geriledi. Son beş yarışta ne Pierre Gasly, ne de Yuki Tsunoda puan alamadı. Güncelleme konusunda da pek iyi performans sergilemeyen AlphaTauri, Temmuz ayının sonunda Fransa’ya güncelleme getirdi. Tüm bunlar AlphaTauri’nin en hızlı yedinci araç olmasını engelleyemedi.

Bu araç ile verilen özverili mücadele ancak Aston Martin ve Williams ikilisini geçmeye yetti. Bu sezon en büyük başarıyı Pierre Gasly ile Azerbaycan’da yakalayan Red Bull’un uydu takımı, diğer yarışlarda da ancak küçük puanlar elde etti. Bu performans da üst sıraları zorlaması beklenen AlphaTauri için hiç de iyi bir sonuç değil. Düşenler kısmına şok bir şekilde dahil olmuş durumda.

HAAS (Kevin Magnussen-Mick Schumacher)

HAAS, bu sezon rekabetçi olabilmek için 2021 yılındaki tüm eforunu 2022 yılı için harcamıştı. Bu eforunun karşılığını aldığı da aşikâr en azından kısmen.

Lansmandan itibaren araç oldukça mücadeleci görünüyordu. Pistte de bu durum devam etti ve küçük küçük de olsa gelişmeler görüldü. Temmuz ayının sonuna kadar pek de büyük güncelleme alınmamasına rağmen işler (en azından HAAS ölçeğinde) oldukça yerinde gitti.  

Sınırlı geliştirme hala büyük bir sorun çünkü HAAS, lansman aracını açıkça iyi kullanmış olsa da, üst-orta sahada savaşmaya devam etmek için doğru güncellemelere ihtiyacı var. HAAS için olumsuz kısım ise oldukça fazla puan kaybedilmesi oldu. Kimi zaman stratejiden kimi zaman pilot hatalarından kimi zaman da dayanıklılıktan puan kaybedildi. Tempolara ve tasarıma bakınca hem AlphaTauri, hem de Alfa Romeo’dan açık ara önde olması gerekirken hala yarış halinde. Bu nedenlerle HAAS, çıkmaya çalışan düşenler kategorisinde yer buluyor.

Alfa Romeo (Valtteri Bottas-Guanyu Zhou)

Minimum ağırlık sınırına oldukça yakın olan ve sürekli olarak ilk 10 bandında mücadele etmeye çalışan Alfa Romeo’ya Valtteri Bottas etkisi de dahil edilince bu sezon etkili bir performans sergilendi.

Valtteri Bottas, ilk yedi yarışın altısında puan kazandı. Ardından dayanıklılık sorunları çıkınca toplamda sekiz kez yarış dışı kalma durumu oluştu. Daha hızlı virajlarda arka uç stabilitesi açısından araçta iyileştirmeler yapılırken, debriyaj parçalarındaki bir değişiklik ile starttaki zayıflığının üstesinden geldi.

Alfa Romeo yeteri kadar iyi görünse de ara sıra dayanıklılık sorunları ortaya çıktı. Bu yüzden çıkanların en altında yer buldu.

McLaren (Daniel Ricciardo-Lando Norris)

McLaren, Bahreyn’deki sezon öncesi testlerinde yaşanan kronik fren sorunları nedeniyle ilk yarışlarda oldukça etkilendi. Bu durumun zincirleme etkileri de oldu. Ancak asıl hayal kırıklığı McLaren’in inişli çıkışlı performansıydı.

Aracın özellikle beklenenden daha yoğun sürtünme yaşaması ve yüksek sıcaklıklarda düşük hız çekişinin sorun olması başlıca handikaplarıydı. McLaren ilk yarışlarda büyük sorun yaşasa da sonlara doğru toparlar gibiydi ancak iki pilotundan benzer performanslar alamadı. Üç büyük takımın arkasında kalmak beklenen bir şeydi ancak Alpine tarafından geçilmek pek beklenmiyordu. 

Gelişmekte olan bir McLaren görsek de Alpine’nin gerisinde olmak düşenler kategorisinde olmaya yetiyor.

Alpine (Fernando Alonso-Esteban Ocon)

Alpine, orta sıra mücadelesinin lideri, en hızlı dördüncü araç ve markalar şampiyonasında da dördüncü sırada. Renault döneminde bunların işaretlerini görsek de, üzerine gün geçtikçe koyan mühendislere rağmen esas problem halen takım yönetiminde.

Alpine’nin sezon başında yarış temposu tek tur temposunun arkasındaydı. Lakin şu an çok iyi şekilde gelişim gösterdiler. Fernando Alonso ve Esteban Ocon, beşinci sıradan daha yüksek bir pozisyonda damalı bayrağı göremeseler de Kanada’da Alonso sıralama turlarında ilk çizgiden kalkış yaptı.

Renault motoru da önemli ölçüde iyileştirildi ve şimdi performans açısından yalnızca küçük bir fark varmış gibi duruyor. Araç, dayanıklılık açısından kötü bir çizgide sayılmaz ve geliştirmeye de oldukça müsait. Tüm bu gelişimlere bakıldığında Alpine, çıkanlar kategorisinde.

Mercedes (Lewis Hamilton-George Russell)

Sezona yunuslamanın verdiği etki ile başlayan geçen sezonun şampiyon takımı, diğer takımların dayanıklılık sorunları yaşadığı tüm süreçlerde pistte kalarak yarışın içinde kalmayı başardı.

Yarış temposu, Ferrari ve Red Bull’a kıyasla genel olarak düşük olsa da, pozitif gelişimleri mevcut. Macaristan’daki sıralama turları performansı yılın ikinci yarısında devam ettirilirse, Mercedes daha büyük bir tehdit olacak.

Şimdiye kadar değerlendirecek olursak, ham hızın önündeki engel olan yunuslama sorunu son yarışlara doğru daha az tehdit eder hale getirildi. Bitik Mercedes’i “acaba?” konumuna getiren mühendislerin emeğinden dolayı çıkanlar listesinin yenisi ama en çok gelişme kaydedeni.

Ferrari (Charles Leclerc-Carlos Sainz)

Ferrari, F1-75 ile griddeki en güçlü iki araçtan bir tanesine sahip. Üstelik motor performansı açısından en yakın rakibinden daha iyi durumda. Dört yarış kazanıldı ve ortalama olarak en hızlı araca sahip durumdaydılar ancak total performansta lider sayılmazlar.

Ferrari’nin iki galibiyetsiz sezonun ardından geldiği düşünülürse, şampiyonluğa doğru yarışmak ve markalar şampiyonasında ikinci olmak çekici görünüyor olabilir fakat pek yeterli değil.

Ferrari’nin 13 yarıştan sekizinde pole pozisyonu aldığı İspanya, Monako, Azerbaycan, İngiltere, Fransa ve hatta belki de Macaristan’daki potansiyel zaferlerini dayanıklılık, stratejik hatalar ve pilot hatalarının bir kombinasyonuna kaptırdığı düşünülürse, sorunun az kısmı mühendislik ekibinde olduğu aşikâr.

“Şampiyonluk geliyor mu?” diye sorulan sezon başlangıcının, sezon arası öncesi giderecek azalması, Ferrari’yi düşenler kısmının yıldızlı ekiplerinden olmasını sağlıyor.

Red Bull (Max Verstappen-Sergio Perez)

Avusturalya yarışından sonra neredeyse hiç kimse Red Bull’a şans vermiyordu. Büyük bir dayanıklılık sorunu olduğu aşikardı ancak ekip oldukça gelişti. Avusturalya’ya gelene kadar Max Verstappen iki kez yarış dışı kalmıştı.

Red Bull’un yükselişinin asıl noktası dayanıklılık sorununun halledilmesi oldu. Ferrari’nin zihinsel olarak dağılmasının aksine, geride iken bile stratejiden vazgeçmeyen Red Bull, bu özelliğinin karşılığını fazlasıyla aldı.

Küçük dayanıklılık endişeleri, aracın hala ağırlık limitinin üzerinde olması ve bu durumun sıralamalarda performansa zarar vermesi gibi güncellemelerin tek başına tedavi edemediği zayıf noktalar da mevcut. Tüm bunlara rağmen çıkanlar listesinin başında Red Bull bulunuyor.

Yazan: Muhammed Kaya

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.