Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medyascope Düzce’de | Depremin bilançosu: Yaralılar, geceyi sokakta geçirenler ve duvarı çatlayan binalar

Düzce’de dün gece saatlerinde meydana gelen 6.0 şiddetindeki deprem İç Anadolu ve Marmara’nın pek çok şehrinde hissedildi. Depremde can kaybı olmadığı açıklanırken özellikle Düzce’de bazı yerleşim yerleri ağır hasar aldı. Medyascope muhabiri Ufuk Çeri, bütün gün Düzce’de depremden etkilenen yurttaşlarla görüştü ve yaşananları yerinde takip etti. 

Düzce merkezli 6.0 şiddetindeki depremi öğrendikten sonra çekim ekipmanlarınızı hazırlayarak Düzce’ye doğru yola çıktık. Depremin merkez üssü olan Gölyaka ilçesine ulaştık. İlçedeki kahveler açıktı. Vatandaşlar kahve önlerinde oturuyordu. İlçede binaların alçak olması olası bir facianın önüne geçmişti.

Bir kısım esnaf dükkânlarını yeni açıyordu. Onlarla beraber dükkânlarına girdik. Girdiğimiz bir tekel bayisinde içki şişeleri kırılmıştı. Karşılıklı bulunan tekel bayilerinde kırılan şişeler nedeniyle alkol kokusu bütün sokağı kaplamıştı.

Girdiğimiz bir markette ise raflardaki ürünler yerlerdeydi. Esnaf bir yandan dükkânlarını toparlamaya çalışırken bir yandan da satış yapmaya devam ediyordu. 

Park, deprem toplanma alanı oldu

İlçe merkezinde bulunan park, deprem toplanma alanı olmuştu. Belediyeye ait çay bahçesinde vatandaşlara çorba ve çay veriliyordu. Getirilen birkaç odun sobası da park içinde yer alıyordu. Üşüyen vatandaşlar soba başında ısınıyordu.

AFAD ve Kızılay da parktaki yerini aldı

AFAD’a ait “hasar tespit” çadırları kurulmuştu. Seyyar kriz merkezi aracı da parkın yanına getirilmişti. Konuştuğumuz vatandaşlar, gece yaşadıkları sarsıntının 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinden daha şiddetli olduğunu belirtti. Uzmanlar bu depremin daha çok hissedilmesini zemine yakın olmasına bağlıyor. Düzce depremi zemine 6.81 kilometre uzaklıkta meydana geldi.

Buradaki yurttaşlar, evlerinin hasar almadığını fakat başta mutfak eşyaları olmak üzere sarsıntı nedeniyle ev eşyalarının yere döküldüğünü söyledi. Biz Gölkaya’dayken Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da ilçeye geldi. Bakan Kasapoğlu, vatandaşları selamladıktan sonra AFAD’a ait kriz merkezine geçti.

Kafeler ve restoranlar hizmet vermeye devam ediyordu. Biz de vatandaşlarla biraz daha konuştuktan sonra Düzce merkeze doğru yola çıktık. Düzce merkezde de dükkânların çoğu açıktı. Kafeler ve restoranlar hizmet vermeye devam ediyordu.

Gece meydana gelen depremde kent merkezinde bulunan Gaziantep Caddesi’nde bir birahane çökmüştü. Birahane o saatte kapalı olduğu için kimse zarar görmemişti.  

Suriyeliler ucuz diye hasarlı evlerde kalıyor

Belediye binasının önündeki alanda kalanların çoğu Suriyelilerdi. Bir belediye çalışanına sorduğumda şu yanıtı aldım: “Bunlar Suriyeli vatandaşlarımız. Ucuz diye 12 Kasım 1999 depreminde hasar alan evlerde kalıyorlar. Şimdi o binalar iyice kullanılmaz hale geldi. Mecburen sokakta kaldılar. Biz de buraya yönlendirdik. Burada belediyemiz ve Kızılay battaniye verdi. Çay ve çorba dağıtımı da burada yapılıyor. AFAD çadır getirecek.”

Vatandaşlar yan tarafta bulunan caminin, dışarıda namaz kılınması için ayırdığı hasırların üstünde oturuyordu. Kızılay da battaniye dağıtmıştı. Ben gittiğimde ateş yanmıyordu ama gece yaktıkları ateş tenekeleri hâlâ ortalarında duruyordu.

“Ne çadır var ne sıcak bir yemek”

Belediye binasının bulunduğu meydandan uzaklaşıp mahalle aralarına doğru gittiğimde, devletten yardım gelmediğini söyleyen vatandaşlarla karşılaştım. Gazeteci olduğumu öğrendiklerinde içlerinden biri “Evim hasar aldı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ne çadır var ne sıcak bir yemek” dedi.

Binalarını göstermek için beni kendi mahallelerine davet ettiler. Binanın önüne gittiğimde, çatlaklaı dışarıdan belli oluyordu.

“Gece kendimizi dışarıya zor attık”

Bina sakini Ersin Usta, kolonlarda meydana gelen çatlakları göstererek “Nasıl kalacağız bu binada?” diyerek devlet yetkililerine sitemde bulunuyordu. O sırada gelen başka bir bina sakini de konuşmaya başladı: “Biz burada kalamayız. Gece kendimizi dışarıya zor attık. Ne gelen var ne giden. Bizi kaderimize mi teslim ediyorlar.”

Bina sakinleriyle beraber dairelere girdim. Sıvaların dökülmesi nedeniyle yoğun toz vardı. Bana evlerinin çatladığı yerleri gösteriyorlardı. Bina içinde dolaşırken acele ediyorduk. Çünkü artçı sarsıntılarla çökme meydana gelme riski vardı.

Bina sakinlerinden Reşat Usta’nın evinde eşyalar yerlere saçılmıştı. Evi giriş kattaydı. Daire kapısı açılmadığı için camdan çıkmak zorunda kalmışlar. Eşi camdan çıkarken ayak bileği çatlamış. Usta, o anları şöyle anlattı: “Sarsıntı ve eşyaların düşmesinden çıkan sesle uyandım. Hemen çocuklarımın yanına gitmeye çalıştım. O anda odamızda bulunan gardırop devrildi. Çocukları nasıl aldım tam hatırlamıyorum. Kapı açılmadığı için cama yöneldik. Camdan atladık. O sırada eşimin ayağı çatladı.”

“Ne bir ekmek ne bir bardak su geldi”

Daire içlerini görüntüledikten sonra binanın önüne çıktık. Burada vatandaşlar öfkeliydi. Geceyi nasıl geçireceklerini düşünüyorlardı. Burada konuşan bir vatandaş, “Ne bir ekmek ne bir bardak su, hiçbir şey getirmediler bize. Oy zamanı geliyor ancak” dedi.

“Televizyonda şov yapmak kolay”

Bir bina sakini de şöyle konuştu: “Geceden beri sokaktayız. Gelen giden yok. Siyasiler kent meydanına gelip gidiyor. Bize ‘Eve girmeyin’ diyorlar. O zaman çadır getirsinler. Televizyonda şov yapmak kolay. Gelsin onlar sokakta uyusun” diye konuştu.

Haber bültenine bağlanmak için yanlarından ayrıldığımda saat 18:00’e gelmişti. Depremin üzerinden 14 saat geçmesine rağmen o mahalleye yardım ekipleri gitmemişti. Kent merkezinde bulunan parkta ise AFAD çadırları kurulmaya başlanmıştı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.