Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yine bir skandal yaşanıyor. Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ünsal’ın Mağusa’da kadınlara özel düzenlediği seminerde “makbul kadını” anlatması, evlilik, iffet ve çocuk yapmak üzerine verdiği “eğitim” adanın tek gündemi. Siyasetçiler, Türkiye’den atanan bu ismin ya istifa etmesini ya da görevden alınmasını talep ediyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ünsal, geçen pazartesi günü (9 Ocak) Mağusa’daki Polatpaşa Camii’nde “İslam’da Evliliğin Eşlere Tanıdığı Hak ve Yüklediği Sorumluluklar” konulu bir seminere katıldı. Seminere sadece kadınlar ve kız çocukları davet edildi. Prof. Dr. Ünsal’ın seminerdeki skandal konuşmasından öne çıkanları ilk kez Bugün Kıbrıs gazetesi yazdı.
Bugün Kıbrıs gazetesinin iddiasına göre Ünsal’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: “Bir kızın dengi çıkınca beklemeden hemen evlendirmek gerekir”, “Dinimiz ‘Nikahlanın sayınız artsın, çoğalın’ der. ‘Muhammed’in ümmeti kalabalık olsun’ der”, “Bazı kadınlar evleniyor, yıllar geçiyor ama halen çocuk yapmıyor. Neden? ‘Kedimiz var.’ Olur mu ya? Evlenmenin sebebi çoğalmak, üremek. Keyif yapmak değil”, “Evlenen erkek hanımına bakmak zorunda”, “İnsanlar çoğalmak için evlenir. Dolayısıyla bir kadın kocasının yatak davetine icabet etmek zorundadır”, “Artık evlilikler pahalı, hanımlar çok pahalı. Eskiden dört tane alıyorlardı, bir tanesi olmasa üç tane daha vardı”, “Allah evli kulunu bekar kulundan daha çok sever. Allah’ın en sevmediği şey boşanmaktır” ve daha niceleri…
Sadece “eğitim” değil, bir de “fetva”ymış
Din İşleri Başkanı Ünsal’ın sarf ettiği bu sözlerin fetva da olduğu iddia edildi. Bugün Kıbrıs gazetesine konuşan genç bir imam, Ünsal’ın, kadınlara yönelik sözlerinin tüm imamlar tarafından camilerde ve cemaat toplantılarında anlatılması için talimat verdiğini söyledi. Gazeteye konuşan imam, Ünsal’ın talimatını uygulamayan imamlar hakkında soruşturma başlatılacağını da anlattı.
Üstel’in istediği sadece bununla da sınırlı değil. İmam ayrıca, Ünsal’ın “Toplum içinde cüppe ve sarıkla gezin” diyerek talimat verdiğini ve bu talimatın da imamlar arasında rahatsızlık yarattığını belirtti.
Din İşleri Başkanlığı’ndan yalanlama
Bugün Kıbrıs’ın haberinin ardından Din İşleri Başkanlığı’ndan yalanlama gecikmedi. Başkanlık, Ünsal hakkında medyada yer alan haberlerin asılsız olduğunu savundu.
Bakanlıktan paylaşılan açıklama şöyle:
“Tamamen hukukî bir içeriğe sahip olan sunum medyada çarpıtılmış, bazı cümleler bağlamından koparılmış, cımbızlanmış ve kamuoyunda Başkanı suçlayabilmek için her türlü ifadenin ve iftiranın yer aldığı bir metin haline getirilerek servis edilmiştir. Bu fütursuzca yapılan açıklamaların ve doğruluğu teyit edilmeden sergilenen dezenformasyonun her türlü hukukî takibi de yapılacak ve haklarımız sonuna kadar yasal yollardan aranacaktır.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kamuoyunun bilmesi gereken bir diğer husus da dinî bilginin kişilerin şahsî görüşü değil Müslümanlar’ın Kutsal Kitabı Kur’ân-ı Kerîm ve yine Müslümanlar’ın Peygamberi olan Hz. Muhammed’in sünneti olduğu bilinmelidir. Bu sebeple doğru dini bilgiyi aktarmakla görevli bir kurumun beyanı temsilcilerinin şahsi görüşleri değildir.”
Ünsal’dan ilk açıklama: “Kendi görüşümü değil, İslam’ı anlattım“
Bakanlığın açıklamasının ardından tepkilerin odağındaki Başkan Ahmet Ünsal da Yenidüzen gazetesine açıklama yaptı. Etkinliği Lefkoşa Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği kuruluşu olan HAGEM’in düzenlediğini ve konuşacağı konuyu da onların belirlediğini belirten Ünsal, “Kendi görüşümü değil, İslam’ı anlattım” dedi.
29 yıldır İslam hukuku üzerine çalışmalar yaptığını vurgulayan Ünsal, yazılanların çoğunun da yalan olduğunu öne sürdü. Ünsal, “‘Kedimiz var deyip çocuk yapmıyorlar’ dediğiniz söyleniyor. Bu ifadeleri kullandınız mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“İslam hukukunu bilir misiniz? Bilmezsiniz. Haberi yapanların da hukuku bilmediği çok belli. Bu hukuki bir konuydu. Akit, sözleşme teorisini bilmek gerek. İnsanlar ihtiyaçları nedeniyle hukuki sözleşmeler yapar, bu sözleşmelerin tarafları olur (…) İslam’a göre karşı cinsteki biriyle hayat birleştirmek, hukuki bir sözleşmeyle olur. Biz buna nikâh diyoruz. Ben İslam hukuku konusunda açıklamalar yaptım. Benim akademik kariyerim aile hukuku. Bir erkek ve kadın nikâhlanıyorsa, her iki tarafın da yüklendiği sorumluluklar ve kazandığı haklar var. Ben dedim ki bir erkekle kadın evlenmişse, her iki tarafın da sorumlulukları var. Ben kendi görüşümü anlatmıyorum, İslam’ı anlatıyorum.“
Bugün Kıbrıs haberinin arkasında
Din İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamanın ardından Bugün Kıbrıs gazetesi, ellerinde seminere ait bir ses kaydı olduğunu belirterek, “Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal toplum önünde izin verirse ses kaydını yayınlamaya hazırız” dedi.
Diğer yandan salonda Ünsal’ın sunumunu baştan sonra kayıt eden kurum kamerası da olduğunu hatırlatan gazete, “Ünsal arzu ederse video olarak alınan bu kaydı kamuoyu ile paylaşarak, toplumun aydınlanmasını daha kısa yoldan da sağlayabilir” açıklamasını yaptı.
“Kıbrıslı Türkleri Sünni İslamlaştırma Projesi için buraya gönderildi“
Bu sabah görüşlerine başvurduğumuz Bugün Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ayşemden Akın da ellerinde bir ses kaydı olduğunu ve haberlerinin arkasında olduklarını söyledi. Ünsal’ın 18 Temmuz 2021’de Türkiye’den atandığını hatırlatan Akın, “Kıbrıs’ın kuzeyi bir anormallikler ülkesi, burada kimse kalmadı mı da Din İşleri Başkanı Türkiye’den atandı?” diyerek tepki gösterdi:
“Kıbrıslı Türkler kendi kurumlarının başına geçemiyor. Ordunun başına geçemiyor, polisin, Merkez Bankası’nın, itfaiyesinin, sivil savunmasının başına geçemiyor. Bunlar Türkiye’nin yarattığı durumlar. Bu haber de böyle bir örnek işte.“
Akın, Ünsal’ın Kıbrıslı Türkleri Sünni İslamlaştırmak için adaya gönderildiğini öne sürdü:
“Ünsal, bu toplumun laik yapısına asla uymayan akıllar veriyor. Devlet adına çalışıp, gezip gezip, gerici fikirlerini topluma zerk etmesine çok büyük tepki var. Kıbrıslı Türkler kendi kendilerini yönetmek ve Türkiye’den atanan tüm kurumlarını geri almak istiyor.“
Siyasilerden tepki yağıyor: “Sana ne Ahmet”, “Ahmet istifa”
Bugün Kıbrıs’ın duyurduğu bu haberin ardından adanın tek gündemini, Ünsal’ın sözleri oluşturdu. Birçok siyasetçi, Ünsal’a tepki gösterdi ve “görevden alınmasını” istedi. İşte o tepkilerden bazıları:
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü Başkanı ve Milletvekili Doğuş Derya, Facebook hesabından paylaştığı mesajında, “Gerici zihniyetiniz yüzünden Türkiye günde üç kadının öldürüldüğü bir ülke haline geldi. Ne biz kadınlara ne de ülkemize yobaz yaşam tarzınızı dayatmanıza izin vermeyeceğiz” dedi.
Ünsal’ın sözleri Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın da gündemindeydi. Erhürman, Ünsal’ın sözlerine şöyle tepki gösterdi:
“(Bu ifadeler) Kadını eşit kabul etmeyen, ‘ikinci sınıf’ gören, araçsallaştıran, aşağılamaya varan bu ifadeler herhangi birisi tarafından değil, devlet adına görev icra eden Din İşleri Başkanı tarafından kullanılmıştır.“
Daha önce Dışişleri ve Ekonomi Bakanlığı görevlerini üstlenen eski CTP Milletvekili Özden Nami de Ünsal’ın sözlerine sert tepki gösterdi. “Ünsal bu sözleri gerçekten sarf etmişse görevden alınmalı ve yasal işleme tabi tutulmalı” diyen Nami, konuyu Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’na ilettiklerini fakat bir geri dönüş alamadıklarını aktardı.
KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde görev alan -Ulusal Birlik Partisi (UBP) dışındaki- kadın milletvekilleri de Ünsal’ın açıklamalarına tepkisiz kalmadı ve ortak bir açıklama yayımladı. Fazilet Özdenefe (CTP), Doğuş Derya (CTP), Sıla Usar İncirli (CTP), Fide Kürşat (CTP), Filiz Besim (CTP), Şifa Çolakoğlu (CTP), Ayşegül Baybars (Bağımsız), Jale Refik Rogers (Bağımsız) tarafından imzalanan metinde şu ifadeler yer aldı:
“Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarının başında da toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadın haklarına saygılı bir devlet yapısı gelmektedir. Bu bağlamda kendisi bir devlet görevlisi olarak atanan Ahmet Ünsal’ın kadınların özel ve kamusal alanlarda nasıl yaşayacaklarına dair demokrasi ile bağdaşmayan vaazlar vermesi kabul edilebilir değildir.“