Sivil toplum gönüllüsü Gürhan Ertür Medyascope’a konuştu: “Her şeyin AFAD’da merkezileştirilmesi çok değerli saatleri kaybetmemize yol açtı”

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem 10 ili vurdu. Medyascope yayınına katılan sivil toplum gönüllüsü Gürhan Ertür, depremde sivil toplumun rolü, 1999 Marmara Depremi’nde sivil toplumun katkısı ve Türkiye’deki merkezileşme hakkında konuştu. Ertür, “Her şeyin AFAD’da merkezileştirilmesi çok değerli saatleri kaybetmemize yol açtı” dedi.

Sivil toplum gönüllüsü Gürhan Ertür, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili vuran 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde sivil toplumun rolünü, Türkiye’de sivil toplumun durumunu anlattı.

Ertür, “1999’da Türkiye’de sivil oluşumlar çok daha az olmasına rağmen sivil toplum kuruluşları az olmasına rağmen, inanılmaz bir sivil faaliyet gerçekleşti ve insanlar deprem bölgelerine yığınlar halinde gittiler” dedi.

“Her şeyin AFAD’da merkezileştirilmesi çok değerli saatleri kaybetmemize yol açtı”

Ertür, bugünden bahsederken ise şunları söyledi:

“Bugün çok daha fazla sivil oluşum var. ‘Sivil toplum kuruluşu’ demiyorum. Çünkü çok önemli bir dönemdeyiz ve özellikle bölgedeki birçok sivil toplum kuruluşunun neredeyse kökü kazındı diyebilirim ve onlar bu dönemde son derece etkili olabilecekleri önemli bir imkandan uzak kaldılar.”

AFAD’ın çok önemli bir kuruluş olduğunu belirten Ertür, “Fakat her şeyin AFAD’da merkezileştirilmesi, her şeyin Ankara’dan gelecek talimatlarla yürütülmesi ve yönetilmesi maalesef çok önemli bir zamanı, çok değerli saatleri kaybetmemize yol açtı” diye konuştu.

“Yetkili bulmak çok zor oluyor”

Ertür sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgede çalışan haberci arkadaşlarımızın çalışmaları engelleniyor ve artık akreditasyona tabi olacakları belirtiliyor. Tam da canlı yayın sırasında yayınlar kesiliyor. Bunları anlamak gerçekten mümkün değil. Bunların hepsi Türkiye’ye yapılan ciddi kötülüklerdir diye düşünüyorum. Bakın yurtdışından arama kurtarma ekiplerinin gelişini organize eden arkadaşlarımız geliş izinlerinin alınmasında yarım gün kaybettiler. Sonradan Türkiye’ye gelen bu arama kurtarma gruplarının bölgeye intikal etmesi ve bölgede çalışmaya başlaması oldukça ciddi bir zaman aldı. Çünkü bölgedeki havaalanlarından birine indiklerinde kendilerini gerekli yerlere taşıyacak bir organizasyonla karşılaşmadılar, bu konuda AFAD uyarılmış olmasına rağmen.”

Herkesin AFAD’ı aradığını dile getiren Ertür, “AFAD kendisinin bu o konuda yetkili olmadığını söylüyor. Hatta yetkili bulmak çok zor oluyor. Elde birtakım telefonlar olmasına rağmen bu telefonlara yanıt verilmiyor, sonradan dönülüyor. Diğer kamu kurumlarıyla görüşülüyor. Oradan alınan cevap da bu konuda ‘AFAD yetkilidir’ gibi garip ve ciddi bir çıkmaza sokan bir cevap” diye konuştu. 

“Depremde kaç kişinin hayatını kaybettiğini Cumhurbaşkanından öğrenmek zorunda değiliz”

Cumhurbaşkanının bölgede olmasını anlamlandıramadığını söyleyen Ertür, şöyle devam etti:

“Biz Cumhurbaşkanının Ankara ve İstanbul’da caddelerde nasıl seyrettiğini biliyoruz. Aynı tedbirlerin, aynı güvenlik tedbirlerinin -ki bütün dünya tarafından da hayretle izlenen önlemlerdir bunlar- bölgede de uygulandığını biliyoruz, duyuyoruz, şahit oluyoruz. Böyle durumlarda uluslararası örneklerde daha ikinci günden, üçüncü günden bölgeye cumhurbaşkanlarının, başbakanlarının gittiğini görmemiz mümkün değil. Bu açıdan da ciddi bir problem var. Bir diğer problem de bazı bilgileri biz Cumhurbaşkanından alıyoruz. İletişim Başkanı var, AFAD yetkilileri var. İlk iki gün AFAD yetkilisinin verdiği bilgilerin üstünde bir bilgi vermiyor ki. Depremde kaç kişinin hayatını kaybettiğini, kaç kişinin yaralı olduğunu, kaç binanın yıkıldığını, Cumhurbaşkanından öğrenmek zorunda değiliz ki.”

Merkezileşmenin Türkiye’nin önüne birçok engel çıkardığını vurgulayan Ertür, “Biliyoruz ki, belediyelerin bölgeye destek olması, belediyelerin belirlenmiş olan illere malzeme göndermesi dahi, merkezi yönetimin yereldeki görevlileri tarafından engellenebiliyor. Ben merkezdeki yetkililerin dışında, yereldeki yetkililerin kamu görevlilerinin bu kadar beceriksiz olduklarını katiyen düşünmüyorum. Fakat öyle bir hale gelmiş durumdaki Türkiye, her şeyi merkezden bekliyorlar ve bu konuda maalesef talimatlar da aldıklarını biliyoruz. O nedenle yapabileceklerini dahi yapmayan bir pozisyonda çakılı kalmış vaziyetteler” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.