Medyascope deprem bölgesinde: Hatay’a ikinci yıkım geldi, çadırı olmayanlar sokakta sabahladı

Hatay’a ikinci yıkım geldi. 20 Şubat Pazartesi günü akşam saatlerinde Defne ve Samandağ merkezli iki deprem daha meydana geldi. Defne’deki depremin büyüklüğü 6.4 olarak açıklandı. 6 Şubat’taki depreminin üstünden 15 gün geçmişti. Hataylılar, depremin ilk haftası, artçıların yarattığı sarsıntıyla birlikte yeni bir yıkım olabileceği ihtimalini yüksek görüyor ve bunun tedirginliğini yaşıyordu. Aradan geçen 15 günle, burada hayatına devam etmeye çalışan insanlar yeni deprem olma ihtimalini yavaş yavaş bir kenara koyup iyileşmeye, enkaz altındaki yakınlarını beklemeye ve hasarlı binalardan eşyalarını çıkarmaya odaklanmıştı.

Hatay’a ikinci yıkım geldi

Depremden bir önceki gün mahallelerde çalışan pek çok asansör gördük. İnsanlar hasarlı binalara girme riskini alıp evlerinden asansöre eşyalarını yükleyip binalardan çıkartıyordu. 6 Şubat depremi gibi bu deprem de gece oldu. Karanlıkta kimse tam olarak ne olduğunu anlayamadı, anlamlandıramadı. Havanın aydınlanmasıyla depremin şehre neler yaptığı gün yüzüne çıktı. 15 gündür ağır hasarlı, yola yatmış binaların acilen yıkılması gerektiğini her fırsatta söyleyen yurttaşlar günışığında o binaların depremde yıkıldığını gördü. Sabah ilk olarak Defne’ye Armutlu Semt Pazarı civarına gittik. Sokaklarda artık çok az gördüğümüz yurttaşlar bile yoktu. Kolluk kuvvetleri cadde başlarında mesailerine devam ediyordu.

Semt pazarının az ilerisine depremin ilk günü kurulan ve hâlâ orada olan TKP Afet Koordinasyon Merkezi’ndeki eşyalar deprem ve gece yağan yağmurla birlikte ciddi hasar almıştı. Yağmur altında çalışan TKP gönüllüleri bir yandan depremle beraber etrafa saçılan yardım malzemelerini toparlıyor bir yandan da yağmurla birlikte kullanılamaz hale gelen eşyaları ve erzakı ayıklıyordu. Gönüllüler, yorgun ama bir o kadar da dirayetli görünüyordu. Hem merkezi toparlamaya çalışıyorlar hem de su ve ilaç istemeye gelen yurttaşların ihtiyaçlarını gideriyorlardı.

Hatay'a ikinci yıkım

Defne ve Antakya sokakları

Depremin 16. gününü Defne ve Antakya’nın mahallelerini Hataylı yurttaşlarla gezerek geçirdim. Bana tek tek ikinci depremden sonra hangi binaların enkaza dönüştüğünü gösterdiler. Hatay’da sekiz tam gün geçirmiş olmama rağmen Defne depremiyle yıkılan binaların hangileri olduğunu tespit etmekte oldukça zorlandım. Gündüz Caddesi üzerinde Hatay’ın genelinde olduğu gibi dün geceki depreme rağmen enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyordu. 

Hatay'a ikinci yıkım

Bu caddede depremin beşinci günü karşılaşıp tanıştığım bir kişiye denk geldim, ailesini şehir dışına yollayan yurttaş, burada hem arama kurtarma çalışmalarına katılmış hem de tam anlamıyla enkaza dönmemiş ağır hasarlı evinin nöbetini tutuyordu. Biraz sohbet ettikten sonra bana birinci katında oturduğu ağır hasarlı evine gireceğini, benim onu beklememi, eğer bir şey olursa polise ya da AFAD’a haber vermemi rica etti. Kelimenin tam anlamıyla ne yapacağımı şaşırdım.

    Her ne kadar eve girmemesi için ikna etmeye çalışsam da bana içeride, kasasında altınları olduğunu, ailesine ve çocuklarına yeni bir hayat kurabilmek için bu birikimine ihtiyacı olduğunu söyleyerek eve girdi. Ben hem oradan hemen ayrılmak istiyordum hem de bu konuştuğum kişinin eve girdiğinden başka kimsenin haberi olmadığı için kendimi sorumlu hissediyordum. Eve, balkon korkuluklarına tırmanarak giren yurttaş yaklaşık yedi dakika içeride kaldı. Hayatımın en uzun yedi dakikasıydı diyebilirim. Çıktıktan sonra altınlarını aldığını ve artık Hatay’ı terk edip ailesinin yanına gideceğini söyleyerek veda etti.

    Hatay'a ikinci yıkım
    Hatay’a ikinci yıkım nasıl geldi?

    AFAD’ı arayanlar

    Şaşkınlığım, korkum ve endişem devam ederken ara sokaklarda iki arkadaşla karşılaştım. Tanışıp konuşunca bana dün geceki depremde neler yaşadıklarını anlattılar. Konuşan ilk kişi kardeşinin tek katlı bir evi olduğunu, 6 Şubat depreminde bu evin ağır hasar almadığını, son birkaç gündür eve hem uyumaya hem de gündüzleri kahve ya da çay içmeye girdiklerini anlattı. Depreme evde çocukları ile birlikte yakalanmış. Neden çadırda değil de evde uyuduklarını sorduğumda ise depremin üzerinden iki haftadan fazla süre geçmesine rağmen hâlâ yaşayacak bir çadırları olmadığını söyledi.

    Depremden sonra kendilerini güç bela aileleriyle birlikte dışarı attıklarını anlatan yurttaş, bütün gece AFAD’ı aradıklarını ancak bir türlü çadır alamadıklarını ve bütün geceyi küçük çocuklarıyla birlikte yağmurun altında sokakta geçirdiklerini anlattı. AFAD, kendilerine ertesi gün, yani bugün, Mersin’den çadır yüklü bir TIR’ın yola çıkacağını ancak öğle saatlerinde kendilerine çadır iletebileceklerini söylediklerini belirtti ve “Allah gönüllülerden razı olsun” diye de ekledi.

    Bugün konuştuğum herkes dün gecenin en az 6 Şubat kadar korkunç geçtiğini anlattı. Konuştuğum herkesin yüzünde çaresizlik, bir türlü sesini yetkililere duyuramamanın verdiği acılı bir öfke vardı.

    Daha sonra yürüyerek Eski Antakya taraflarına geçtim. Depremin yedinci gününde ziyaret ettiğim Tarihi Hatay Valiliği Defne depremi ile birlikte yıkılmıştı, yapının üçte ikisi yerle bir olmuştu. Başında nöbet tutan askerler ve polisler gazeteci olduğumu söylememe rağmen valiliğin bahçesine bile beni sokmadılar. Valilik binasının yakınında meşhur, belki de Antakya’nın en bilinen caddesi olan Saray Caddesi adeta enkaz halindeydi. Pek çok tescilli kültür varlığı olarak işaretlenmiş yapı ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasar almıştı. Bu yapılarda bazıları şunlardı: Altı Kapı Restoran, Antik Beyazıt Otel ve Agape Kilisesi.

    Antik Beyazıt Otel’in yıkılmış kapısına ise yetkililer tarafından alınan ıslak imzalı yıkım kararı asılmıştı.

    Jemil Saati ne yapıyor?

    Medyascope okurları belki 82 yaşındaki Jemil Saati’yi hatırlar.

    Kendisiyle depremin yedinci gününde Hatay Valiliği’nin bahçesinde tanışmıştık. Bana evinde tek yaşadığını ve yedi gündür valiliğin bahçesinde olduğunu anlatmıştı. Bugün kendisini sorduğum askerlerden hiçbir bilgi alamasam da valilik binasının hemen üstündeki caddede karşılaştık. Dün gece valilik binası yıkılırken Saati, bahçedeymiş ve yıkımı görmüş, daha sonra depremde hasar alan aracının içine yerleşmiş. Bu arada Saati, aracını adeta küçük bir eve dönüştürmüş, içinde kıyafetleri, karaborsadan 50-60 liraya satın aldığı sigara paketleri ve birkaç kişisel eşyası daha vardı.

    Jemil Saati

    Saati aslında depremden bu yana valiliğin bahçesinde yaşıyor ancak bazı geceler aracına geçip uyuyor. Saati bu gecelerin birinde bir hırsızın gece geç saatlerde birinin aracın kapısını zorladığını ancak kendisinin bağırması üzerine kapıyı zorlayan kişinin kaçtığını söyledi.

    Hatay’a ikinci yıkım: Gazi Mahallesi’nde durum

    Daha sonra Gazi Mahallesi’ne gittim. Burada merkezde gördüğümden çok daha az insanla karşılaştım. Bu mahallede de yıkım oldukça büyüktü. Tamamen yıkılmış enkazlardan sokağa taşan defterleri, kitapları, oyuncakları, kişisel eşyaları, elbiseleri fotoğraflarken bir enkazdan oldukça ağır bir koku aldığımı düşündüm. Sonra kendi kendime bunun muhtemelen psikolojik olduğunu, enkazdan çürük kokusu almadığımı söyledim. Aradan beş dakika geçmemişti ki bilgi almak için konuştuğum bir Özel Harekât polisi şans eseri koku aldığımı düşündüğüm enkazı işaret ederek, orada hâlâ cenaze olduğunu, yakınlarının şehri terk etmeden önce bilgi verdiğini, enkazın bir köşesine “Burada cenazemiz var” yazıp numaralarını bıraktıklarını söyledi.

    Bu mahallede dolaşırken Murat Kılınç’la da tanıştım. Kılınç, işçi olduğunu, 30 senedir çalıştığını ancak başını sokacak bir evi olmadığını söyledi. Beni kiracısı olduğu apartmanın önüne götüren Kılınç, sokaklarda kaldığını, nereye gideceğini şaşırdığını, bütün eşyalarının içeride olduğunu ancak korkudan eve giremediğini ağlayarak anlattı. Kılınç ayrıca Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hatay ziyaretinde kendisiyle görüşmeyi çok istediğini ancak kalabalığı aşıp cumhurbaşkanına bir türlü ulaşamadığını söyledi. Kılınç’la daha sonra mahallenin ara sokaklarını gezmeye devam ettik, bana depremde yaşamını yitiren komşularını ve onların oturdukları evleri tek tek gösterdi, anlattı.

    Okuyun: Medyascope deprem bölgesinde | Edanur Tanış’ın Hatay izlenimleri: Enkazlardan taşan hatıralar 

    Medyascope deprem bölgesinde | Edanur Tanış’ın Hatay izlenimleri: Umut yerini keskin bir öfkeye bıraktı

    Medyascope deprem bölgesinde | Edanur Tanış’ın Kırıkhan izlenimleri: İnsan yok, asker sokakta

    Bize destek olun

    Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

    Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.