Küresel iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık, su sorununu da beraberinde getiriyor. Hava sıcaklığının artması ve yağışların yok denecek kadar az olması nedeniyle İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı da günden güne azalıyor. Kentin barajlarındaki su seviyesi son bir haftada yüzde 1,06 azalarak yüzde 43,62’ye geriledi. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (İSKİ) göre bu veri son 9 yılın en düşüğü. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’a göre, İstanbul’u bir su krizi beklemiyor ancak sorun kronikleşiyor ve suyun kalitesi giderek düşüyor.
İSKİ verilerine göre, 26 Haziran’da barajların doluluk oranı yüzde 44,68 iken, 3 Temmuz itibarıyla yüzde 43,62’ye geriledi. Sadece bir haftada yüzde 1,06 gerileyen doluluk oranı, son bir yılda yüzde 23,07 düştü. En dolu baraj Ömerli, yüzde 75,11, en boş baraj Pabuçdere ise yüzde 3,95 oranında dolu. Diğer barajların doluluk oranı ise şöyle:
Darlık 58,99, Terkos yüzde 34,38, Büyükçekmece 26,57, Sazlıdere yüzde 28,06, Alibey yüzde 24,27.
En önemli sonuç: İçme suyu kalitesi düşer
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’a göre, barajların doluluk oranının gerilemesinin en önemli sonucu, içme suyu temin maliyetinin artması ve bu sebepten dolayı suyun kalitesinin düşmesi.
Peki su krizi kapıda mı?
Bir kriz ile karşı karşıya olmadığımızı söyleyen Yıldız, İstanbul’daki su sorununu iki başlıkta ele aldı. Su sorununun Trakya bölgesinden başladığını belirten Yıldız, Trakya bölgesine Melen ve Yeşilçay sisteminden her gün bir milyon metreküpün üstünde su basıldığını ancak bu miktarın mevcut durumda düşeceğini ve bunu doğurduğu riskleri anlattı:
“İstanbul’da nüfusun yüzde 60’ı Trakya, yüzde 40 ise Anadolu Yakası’nda. Su kaynaklarının da yüzde 60’ı Anadolu Yakası’nda ve yüzde 40’da Trakya’da. Onun için İstanbul su sorununu ikiye ayırmak lazım. İstanbul’un su sorunu daha çok Trakya bölgesinden yani nüfusun fazla, su miktarının, barajların depolama kapasitesinin az olduğu Trakya’da başlar. Melen Barajı bitseydi sorun garanti altına alınmış olacaktı. Ama şimdi yaz ayları boyunca Melen ve Yeşilçay sisteminden basılan su miktarı düşebilir. Bunun yaratacağı bir risk var ancak o da İstanbul’u krize sokmaz.”
İSKİ verilerine göre de Melen ve Yeşilçay’dan 2023’te alınan su miktarı 423,52 milyon metreküp. Ancak Melen Barajı’nın gövdesinde oluşan çatlakları güçlendirmek için 2017’de başlayan inşaat çalışmaları henüz sonuçlanmış değil. Hatta 2022’de çalışmalar durdu.
Yıldız’a göre, Melen Barajı’nın bitmemesi İstanbul’da su sorununun her yaz gündeme gelmesine ve kronikleşmesine yol açıyor. Kronikleşen sorunun çözümünde Melen Barajı’nın payı büyük. Ancak alternatif su kaynaklarının yol açtığı olası kirlilik, suyun kalitesinin düşme ihtimalini de beraberinde getiriyor:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Özellikle Anadolu Yakası’ndaki Cumhuriyet Arıtma Tesisi’nin kapasitesi günde 1 milyon 250 bin metreküp suyu arıtacak kapasiteye çıktı. Bu açıdan baktığımızda da oradan gelen suyun arıtılarak İstanbul’a verilmesi söz konusu.”
“İstanbul’da su sorunu kronikleşiyor”
İstanbul’un mevcut su kaynaklarıyla şu anki nüfusu besleyebilecek durumdan çıktığını söyleyen Yıldız, radikal tedbirler alınması gerektiğini düşünüyor. Su sorununun kronik bir duruma dönüşmemesi için Melen Barajı en önemli çözüm odağı olsa da acilen alınması gereken diğer önlemler şöyle:
- Suyun verimli kullanılması, dikkatli kullanılması ve aşırı su kullanan sektörlerin daha fazla denetim altına alınması,
- Su kullanan orta ve küçük ölçekli sanayide kullanımın daha da azaltılması,
- İstanbul’dan göçün hızla teşvik edilmesi,
- Melen Barajı’nın acil bir şekilde yapımının tamamlanması.