Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

15 Temmuz gecesi ölümden dönen Ahmet Alkılıç yaşadıklarını anlattı: “Yaşadığımız acılar önemli değil, önemli olan vatanın bölünmemesi”

Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’da darbe girişiminde bulunmasının üzerinden yedi yıl geçti. O gece yaşananlar sonucu 300’den fazla kişi hayatını kaybetti, bin 491 kişi yaralandı. O gece, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde başından ve omzundan vurulup ağır yaralanan Ahmet Alkılıç ile yaşananları konuştuk.

Kamera, kurgu: Edanur Tanış

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük destekçilerinden olan, daha sonra ilişkilerin bozulduğu Fethullah Gülen cemaati, 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminde bulundu. Ordudaki FETÖ’ye bağlı askerler, Boğaziçi Köprüsü’nü (şimdiki ismi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü) işgal etti. Darbe girişiminde bulunanlar önce Boğaziçi Köprüsü’nü kapattı. Darbe girişimi sırasında sekiz binin üzerinde askeri personel, 35 uçak, 3 gemi, 37 helikopter, 74’ü tank 246 zırhlı araç ve dört bine yakın hafif silah kullanıldı.

39 yaşındaki üç çocuk babası Ahmet Alkılıç, darbe girişimi haberini, eşinin kendisini arayıp endişelendiğini söyleyerek eve çağırmasıyla öğrendi. Darbe girişimi gecesi, dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın televizyon programına bağlanmasının kendisini çok rahatlattığını dile getiren Alkılıç, “Bizim kitaplardan okuduğumuz kadarıyla darbede başbakan ve cumhurbaşkanı tutuklanır, hamdolsun hepsi ayakta. Ayakta oldukları için de içime bir rahatlık geldi” dedi.

Çocuklarını uyuttuktan sonra, TRT spikerine darbe bildirisi okutulmasını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk’ten Hande Fırat’a telefonla bağlanmasını gören Alkılıç, sokağa çıkmaya karar verdi. Babası ve bir arkadaşıyla birlikte önce Ümraniye Meydan’a daha sonra Erdoğan’ın evinin önüne giden Alkılıç, en sonunda köprüye geldi.

O gece herkesin “Bu Çanakkale ruhu, bu millî mücadele ruhu” dediğini belirten Alkılıç, yoldayken selâların okunmaya başladığını, bütün şehitlerin daha ölmeden selâlarını işittiklerini dile getirdi.

“O gün Allah bizim üzerimizden korkuyu aldı”

Alkılıç Erdoğan’ın evinin önündeki atmosferi şöyle tarif etti:

“Cumhurbaşkanımızın evinin önüne geldiğimizde muazzam bir kalabalık vardı. Yani bu tarif edilmez bir kalabalıktı. Hatta ben hep şunu söylüyorum: Yukarıdan bomba atsalardı bu insanlar çıplak elleriyle o bombayı tutarlardı. O kadar bir kalabalık vardı”

Köprüde polislerin kendilerini durdurduğunu ve “Gitmeyin, insanları öldürüyorlar. Kıyım yapıyorlar” diyerek uyardıklarını söyleyen Alkılıç, şöyle devam etti:

“O anda ‘Ben mermi alırım, vurulurum’ diye düşünemiyorsunuz. Çünkü o gün Allah bizim üzerimizden korkuyu aldı. Buna bazıları sürü psikolojisi diyorlar ama kesinlikle öyle bir şey değildi.”

Röportaj boyunca kendisinden “asker” kelimesini sadece bir kere duyduğumuz Alkılıç, askerliğin kendileri için çok kutsal bir görev olduğunun; o gün asker olanların aslında sivil halk olduğunun; darbe girişimi yapanların “Sadece asker üniforması çalmış hainler” olduğunu söyledi.

Köprüde ateş altında kaldıklarını ve yere yattıklarını dile getiren Alkılıç, “Yere yattıktan sonra tekrar kalkıp onlara doğru koşmaya başladık. Ama koşarken de elimizde ne bir silah, ne bir taş, ne bir sopa, hiçbir şey yoktu. Köprünün bu tarafında TOMA’lar, itfaiye araçları ve polis araçları vardı. Ve insanlar mermi yememek için o araçların arkasına saklanmışlardı. Daha sonra bu tarafın açık olduğunu gördük. Hainlere daha yakın olabileceğimizi düşündük orada. Ve biz de bu tarafa geldik. Ben vurulmadan önce önümde vurulan yere düşüyor, vurulan yere düşüyor. Onların kanları bizim üzerimize sıçrıyordu” diyerek yaşananları anlattı.

“Bir sene boyunca ne konuşabildim, ne hatırlayabildim”

Yaşananların anlatılamaz olduğunu aktaran Alkılıç, “O gün orada olmayan bunu anlayamaz. Ben başımdan, daha sonra omzumdan vuruldum. Sekiz saat süren bir ameliyat oldum. İyileşme sürecim yaklaşık bir sene sürdü. Doktorlar mucize dediler. Çünkü kafadan yaralandığım ve beyin hasarı aldığım için bir sene boyunca ne konuşabildim, ne hatırlayabildim, çocuklarımın ismini bile hatırlayamadım. Hiçbir şey yapamadan neredeyse bitkisel hayat gibi bir sene boyunca evimde yattım” diye konuştu.

Alkılıç, son olarak şunları ekledi: “O günü kesinlikle unutmamak ve unutturmamak. Bizim yaşadığımız acılar çok önemli değil. Önemli olan vatanımızın bölünmemesi. Vatanımızın ve bayrağımızın dimdik durması.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.