7 soruda Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail kararı

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne saldırılarını ve bölgedeki sivil ölümleri durdurmasını söyledi ancak “derhal ateşkes” çağrısında bulunmaktan kaçındı. Peki mahkemenin verdiği karardan ne anlamamız gerekiyor? Süreç nasıl devam edecek? 7 soruda bazı sorulara yanıt vermeye çalıştık.

  • Mahkeme ne karar verdi?

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Birleşmiş Milletler’in (BM) 1948 yılında hazırladığı “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” kapsamına girebilecek her türlü eylemden kaçınmasını talep etti.

Yargıçlar, “Güney Afrika tarafından İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği iddia edilen eylem ve ihmallerden en azından bazılarının Soykırım Sözleşmesi hükümleri kapsamına girebilecek nitelikte olduğu görülmektedir” diye konuştu.

Mahkeme, Gazzelilerin Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesindeki “Korunan Grup” tanımını karşıladığını belirtti. Şimdi İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri alması gerekmekte.

Gazze’deki felaketin boyutlarından bahseden mahkeme, Güney Afrika’nın istediği gibi “ateşkes emri” yerine İsrail’in Gazze’deki “insani durumu iyileştirmek” için bazı tedbirleri almasına hûkmetti.

Mahkeme ayrıca Gazze’deki İsrailli rehinelerin durumuna da değindi. Rehinelerin durumundan “ciddi endişe” duyduklarını belirten UAD, Hamas ve diğer silahlı gruplara rehineleri “koşulsuz şartsız” serbest bırakmaları çağrısında bulundu.

  • Tedbir kararı bağlayıcı mı?

Hayır değil. Divan Şartı’nın 59. maddesine göre mahkemenin aldığı kararlar taraflar için bağlayıcı, üçüncü ülkeler için değil. Mahkeme, kararlarını BM’nin ilgili kurumlarına tebliğ edecek. İsrail, mahkemenin tedbir kararına uymazsa bu durumda Güney Afrika konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyarak mahkeme kararının uygulanması için harekete geçilmesini talep edebiliyor.

  • Tüm yargıçlar kararı destekledi mi?

Aralarında mahkeme başkanı ABD’li Joan Donoghue’nin de bulunduğu 17 yargıçtan en az 15’i geçici tedbirlerin uygulanması lehine oy kullandı. Ugandalı yargıç Julia Sebutinde mahkeme tarafından kabul edilen altı tedbirin tamamına karşı oy kullanan tek yargıç oldu. İsrail’in geçici yargıcı Aharon Barak ise dört tedbirin aleyhine oy kullandı.

İsrail hükümeti tarafından bu dava için mahkemeye ad-hoc hakim olarak atanan eski İsrail Yüksek Mahkemesi Başkanı Aharon Barak, üçüncü ihtiyati tedbir kararı olan “İsrail devletinin Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere soykırım uygulanmasının doğrudan ve aleni olarak tahrik edilmesinin cezalandırması ve önlemesi için tüm tedbirleri alması” konusunda çoğunlukla birlikte hareket ederek lehte oy kullandı.

  • Şimdi ne olacak?

İsrail, mahkemeye, ihtiyati tedbirler ile ilgili 1 ay içinde rapor verecek. Raporda, İsrail’in ihtiyati tedbir kararına uyup uymadığı, orantılılık ve ölçülük ilkelerine geri çekildiği ve verilmiş olan hasarın tespiti istendi.

Mahkeme, davanın esastan görüleceğine karar verdi. Fakat bu süreç yıllarca devam edebilir. UAD’nin kararları nihai ve temyiz edilemez olsa da mahkeme bu kararı uygulatamaz.

  • Soykırım Sözleşmesi nedir?

Soykırım Sözleşmesi, resmi adıyla “Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” veya kısaca “Soykırım Sözleşmesi”, 1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen bir uluslararası anlaşma. Sözleşme, soykırımın tanımını verir ve soykırım suçunu önlemeyi ve cezalandırmayı amaçlar.

Sözleşme, soykırımı “belirli bir ulusal, etnik, ırksal veya dini grubun tamamen veya kısmen yok edilmesini amaçlayan” bir dizi eylem olarak tanımlar. Bu eylemler arasında grup üyelerinin öldürülmesi, grup üyelerine ciddi fiziksel veya zihinsel zarar verilmesi, grubun yaşam koşullarının kasten kötüleştirilmesi, grup üyelerinin zorla başka bir gruba nakledilmesi veya grup üyelerinin doğurganlığının engellenmesi gibi eylemler yer alır.

Sözleşme, soykırımı önlemeyi ve soykırım suçunu işleyenleri uluslararası cezai yargı önüne çıkarmayı amaçlar. Bu amaçla, taraflar soykırım suçunu ulusal yasalarına dahil etmeyi ve işlenmesi halinde yetkili ulusal mahkemelerde veya uluslararası ceza mahkemelerinde yargılamayı kabul ederler.

  • Kararın ardından kim, ne dedi?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, soykırım davasını “çirkin” olarak nitelendirerek, karar hakkında şunları söyledi: “Ülkemizi ve halkımızı savunmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.”

İsrail’in “uluslararası hukuka” bağlı olduğunu dile getiren Netanyahu, mahkemenin ateşkes çağrısında bulunmamasına da değindi:

“Uluslararası Adalet Divanı, bizi bu haktan mahrum bırakmaya yönelik çirkin talebi haklı olarak reddetti. İsrail’in, Filistinlilere karşı soykırım uyguladığı iddiası sadece yanlış değil, aynı zamanda çirkin ve mahkemenin bunu tartışmaya bile istekli olması nesiller boyunca silinmeyecek bir utançtır.”

Davayı açan Güney Afrika, mahkemenin kararının ardından, “Bugün, uluslararası hukukun üstünlüğü adına kesin bir zafer ve Filistin halkı için adalet arayışında önemli bir dönüm noktasıdır” değerlendirmesinde bulundu. Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, İsrail’in Gazze halkına karşı soykırımı önlemek için tedbirler alması yönündeki karara uymasını beklediğini söyledi.

Filistinliler de kararı genel olarak memnuniyetle karşıladı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:

“UAD yargıçları gerçekleri ve hukuku değerlendirmiş, insanlık ve uluslararası hukuk lehine karar vermişlerdir. Tüm devletleri, işgalci güç İsrail de dahil olmak üzere, mahkeme tarafından emredilen tüm geçici tedbirlerin uygulanmasını sağlamaya çağırıyoruz. Bu bağlayıcı bir yasal yükümlülüktür. UAD kararı, hiçbir devletin hukukun üstünde olmadığına dair önemli bir hatırlatmadır. İsrail ve onun cezasızlığını mümkün kılan aktörler için de bir uyandırma çağrısı işlevi görmelidir.”

Bir açıklama da Hamas’tan geldi. Üst düzey Hamas yetkilisi Sami ebu Zuhri, “Mahkemenin kararı, İsrail’in izole edilmesine ve Gazze’de işlediği suçların ifşa edilmesine katkıda bulunan önemli bir gelişmedir” dedi.

  • Türkiye’den kim, ne tepki verdi?

Dışişleri Bakanlığı’ndan kararın ardından açıklama yapıldı ve “Mahkeme’nin açıkladığı tedbirlerin, Filistin’de akan kanın durdurulması için çok önemli bir fırsat teşkil ettiğini düşünüyoruz” denildi:

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da X hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye olarak ateşkesin tesisi ve kalıcı barışa giden yolun temini adına tüm gücümüzle çalışmaya ve Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diye yazdı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.