Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

YEREL SEÇİM 2024: Mardin’de seçim değil, geçim havası ve kayyum kaygısı var

Dillerin ve dinlerin buluştuğu, taşların konuştuğu Mardin’de, yerel seçime sayılı günler kala seçim havasından çok geçim derdi ve kayyum kaygısı kendini hissettiriyor. Kentin sokaklarında seçimden çok ekonomi ve kentin sorunları konuşulurken, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için iki önemli isim yarışıyor: DEM Parti’den Ahmet Türk ve AKP’den Abdullah Erin.

Mardin’de, 2019 Yerel Seçimleri ve 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nin nabzını tutan Medyascope, seçim sonuçlarının belirleyici yerleri, şehrin merkez, nüfusu ve seçmen sayısı ile Nusaybin ile birlikte etkili olan Kızıltepe ilçesinde seçim nabzını tuttu.

Mikrofon uzattığımız her yurttaş, seçim havası yerine geçim havasından, ekonomideki kötü gidişattan ve kentin sorunlarından söz etti. Mardin’de bir seçim havası olmadığını söyleyen kent sakinlerinin büyük kısmı, şehrin trafik ve altyapı sorunlarından şikayetçi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kürt siyasetinin önemli ismi ve daha önce iki kez seçilmesine rağmen yerine kayyum atanan Ahmet Türk’ü bir kez daha aday gösterdi. Seçimden sonra yeniden kayyum atanacağına dair kaygılı olanların sayısı çok fazla olurken, yurttaşlar bu politikadan vazgeçilmesini istedi. Mardinliler kayyuma rağmen DEM Parti’nin adayı Ahmet Türk’ün seçimi kazanacağını düşünüyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise 81 il içerisinde ilk kez daha önce valilik yapan ve bölgeyi çok iyi bilen bir ismi, Abdullah Erin’i aday gösterdi.

Medyascope, Mardin sokaklarında iki önemli adaya da mikrofon uzattı.

10 yıllığına seçildi, 17 ay başkanlık başkanlık yaptı

DEM Parti’nin -o dönemki adı HDP’den- 2014 seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk, 2016 yılında yerine kayyum atanarak tutuklandı. Mardin’in ilk büyükşehir belediye başkanı olan Türk, 2019 Yerel Seçimleri’nden bir kez daha aday gösterildi, seçilmesine rağmen yerine yine kayyum atandı. Önümüzdeki yerel seçimlerde DEM Parti’den yeniden aday gösterilen Türk, “Yeniden kayyum kaygısı taşıyor musunuz?” sorusuna “Demokrasiyi ayaklar altına aldılar” eleştirisiyle yanıt verdi.

Demokrasiyi ayaklar altına aldılar

Ahmet Türk, halk iradesinin ortaya çıkmasının çok önemli olduğunu ancak bu halk iradesine ipotek koyulduğunu söyledi:

“Demokrasiyi ayaklar altına aldılar. Demokrasiden bugün söz etmek mümkün değil çünkü demokrasilerde yerel yönetimler demokrasinin en önemli ayağıdır. Bu önemli ayağını siz Kürdistan’da, Kürt tarihinde, Kürt topraklarında kestiğiniz zaman bu Kürtleri dışlayan, ötekileştiren bir mantık olarak öne çıkıyor. Bugün sadece halk iradesine ipotek koyulmadı. Kürt halkını ötekileştiren, Kürt halkına düşme hukukunu uygulayan bir yönetimle karşı karşıyayız. Bunun mutlaka değişmesi gerekir. Çünkü, bu gibi anlayışları Türkiye’de bir şey kazandıracağı yok. Yani siz kendi ülkenizde insanlarınızı ötekileştirirseniz, onların iradesine ipotek koyarsanız, bu ülkede demokrasi gerçekleştiremezsiniz.”


“Kayyum siyasetinin uzun süre devam edeceğine inanmıyorum”

Türk, bu şekilde Türkiye’nin demokratik ve çağdaş değerlere sahip bir ülke yapılamayacağını, bunun ortaya çıktığını belirterek, “Bugün yürütülen siyaset bu. Bu siyasetin çok uzun süre devam etmeyeceğine inanıyorum. Yani Kürt düşmanlığı üzerinde kurulmuş bir siyaset. Türkiye’ye ne fayda getir, Türk halkına neyi getirir? Biz başından beri şunu söyledik, bu ülkenin demokratikleşmesi ve Ortadoğu’nun en güçlü devleti olabilmesi için Kürtleri kucaklayacak bir siyasetin ortaya çıkması lazım. Her zaman bu dile getiriyorum” dedi.

“Türkiye, Kobani’ye sahip çıksaydı bugün çatışmalar ve ölümler olmazdı

Kürtlerin, Ortadoğu’da yüzünün her zaman Türkiye’ye dönük olduğunu, bunun Suriye, Irak ve İran’daki Kürtler içinde geçerli olduğunu söyleyen Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Maalesef Kürtleri kucaklayacak bir siyaset oluşmadı. Geçmişte IŞİD’in Kobani’yi işgal etmek istediği ve Kobani’yi paramparça ettiği bir dönemde 25-30 milyonun Kürdün yaşadığı Türkiye kardeşlerine sahip çıksaydı, bugün farklı bir noktada olurdu, bugün bu tartışmalar yaşanmazdı. Çatışmalar olmazdı, ölümler olmazdı. Yani biz bugün hâlen bugün bile ölümlerden büyük acı duyuyoruz. Bunların ortadan kalkması lazım. Yeni bir aklın yeni bir anlayışın ortaya çıkması gerekir. Devlet aklı dediğimiz zaman bu devletin yeniden siyasetini bugüne kadar yürüttüğü anlayışı gözden geçirmesi lazım. Çünkü bu Türkiye bir şey kazandırmadı.”

“Halk kayyum geleceğini bile bile buna rıza göstermiyor, bize oy veriyor

Ahmet Türk, artık kayyum politikasının Türkiye’ye, iktidara hiçbir şey katmayacağını düşündüklerini ve bundan sonra artık üçüncü kez bir kayyumla karşı karşıya kalmayacaklarını inandığını ifade ederek, “Olsa bile bizim için önemli olan halk iradesinin ortaya çıkmasıdır.

Kayyuma rağmen halkımızın ‘biz bu kayyum siyasetini benimsemiyoruz, onaylamıyoruz, rıza göstermiyoruz’ demesi bizim için önemlidir. Bunun ortaya çıkması lazım. Yani Kürtler siz daima atıyorsunuz ama Kürtler bu kayma rağmen kaybının geleceğini bile bile size izin vermiyor. Rıza göstermiyor. Bu mesajı ortaya çıkması bizler için önemlidir. Biz sadece Belediye Başkanı olmak için Milletvekili olmak için siyaset yapmıyoruz” diye konuştu.


“Keşke Türkiye Mardin gibi olsa

Türk, “Her zaman diyorum keşke Türkiye Mardin gibi olsaydı. Yani birçok dilin, kültürün, inancın birlikte yaşadığı bir kent Mardin gibi olsaydı” diyerek, Mardin ile ilgili sorunları ve çözüm önerilerini şöyle anlattı:

“İller Bankasının gönderdiği para ile Mardin’i kalkındıramıyoruz”

“Mardin aslında bir turizm kentidir. Onun altyapısını çok iyi hazırlanması lazım. Mardin ayrıca bir tarım kentidir. Tarıma nasıl bir destek verebiliriz, kooperatifleşmeyi nasıl sağlayabiliriz? Bu konuda projeler üretmeye çalışacağız. Benim düşüncem bu kooperatifleşmeye önem vermemiz kanaatinde. Özellikle bugün meyvenin, sebzenin veya farklı şeylerin artık pazarlarda veyahut marketlerde alınmayacak bir noktaya geldi.. Acaba biz burada halkımızla bir üretimi gerçekleştirebilir miyiz? Bunu halka sunabilir miyiz? Bunun üzerinde elbette ki çalışılıyor. Tabii ki imkanlarımızı da biliyoruz. Çok hayalci de olmamak lazım. Yani iller bankasının gönderdiği parayla Mardin gibi bir şehri kalkındırmak mümkün değil. Halen Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin bir binası yok. Birkaç arsası veyahut şeyi vardı, tamamı satılmış. Bugün elinde hiçbir imkanı yok. Yani iller bankasının göndereceği paraya muhtaç olmuş bir kent ve bu çok kısıtlı imkanlarla burada halkımızla birlikte ortaklaşarak öncelikle yapılması gerekenler konusunda kararlarımızı oluşturacak.”

Annesi Arap, babası Kürt: Mardin’in AKP adayı vali Abdullah Erim

AKP ise bürokrasi yaşamının önemli bir kısmı bölgede kaymakam, vali yardımcısı ve vali olarak geçen Abdullah Erim’i aday gösterdi. Son olarak Şanlıurfa’da 5 yıl valilik yapan Erim, 81 il arasında vali olup da Belediye Başkan adayı gösterilen tek isim.

2015 yılında Mardin’den iki defa alt sıralarda milletvekili adayı gösterilen Erim, seçilemeyince yeniden bürokrasiye döndü.

“Memleketimize duyduğumuz vefa borcundan dolayı aday olduk”

Medyascope konuşan AKP adayı Erim, “‘Valik yaptınız, birinci sınıf bürokratsınız, cebinizde kırmızı pasaport var, üst düzey bürokrasinin yararlanabileceği bütün imkanlardan yararlanıyorsunuz neden belediye başkanlığı’ diye soruyorlar. Memleketimize duyduğumuz vefa borcundan dolayı aday olduk. Mardin’den hiç kopmayan buranın problemlerini yakından takip eden, sorunları yakinen bilen biriyim. Her şeyimizi borçlu olduğumuz kentimize dönüp borcumuzu ödeme ve Mardin’i hak ettiği yere getirmek için bu yola girdik” dedi.

“Mardin’de ciddi bir trafik sorunu var, kabul edilemez”

Erim, ekonomide, sanayide, tarımda, turizmde ve ulaşımda kenti hak ettiği yere getirmek istediklerini de belirterek, “Mardin ciddi anlamda trafik sorunu yaşıyor. Şimdi 3-5-10 milyonluk bir kentten söz etmiyoruz, toplam 900 bin nüfusu olan bir kentten bahsediyoruz. Şikayet edilen konuların başında trafiğin gelmesi kabul edilemez. İktidarımızın yaptığı hizmetlerden Mardin de her alanda nasibini aldı. Ancak ben bunların yeterli olmadığını görüyorum. Hem yerelde bir birlikteliği sağlayarak, hem Ankara’daki geçmiş tecrübelerimizi bu yerel dinamiklerle birleştirerek kente hizmetleri getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

“Ahmet Türk, değerli bir rakip

AKP Mardin Büyükşehir adayı Erin, DEM Parti’nin adayı Ahmet Türk için, “Ahmet Bey değerli bir rakip. O açıdan problem görmüyoruz. Gençlerimize, kadınlarımıza ve bu davaya inanmış gece gündüz çalışan bütün kardeşlerimize söylediğimiz şu: ‘Bu bir demokratik yarış, 31 Mart’a kadar o anlayışla yürüteceğiz. Daima sevginin, muhabbetin taşıyıcısı olacağız. Ne düşünürse düşünsün, farklı olaylara farklı bakan, farklı gözle değerlendirmede bulunan ve farklı siyasi tercihlerde bulunan herkes bizim kardeşimizdir. Ancak bizim bir derdimiz, bir hayalimiz, ideallerimiz var. Bunlar uçuk kaçık şeyler değil, yapabileceklerimiz var bu memlekete.

Muhabbet dilini kullanıp insanlarımıza kendimizi anlatacağız. Karşılıklı saygının ve hoşgörünün hakim olduğu bir seçim sürecinin tamamlanmasını hedefleyeceğiz. Bu süreçte kimsenin incinmesine veya burnu kanamasına gönlümüz rıza göstermez. Karşı taraftan da bu anlayışın hakim olduğunu biliyorum” diye konuştu.

“Barışı, kardeşliği, huzuru getirecek ortamı sağlayacağız

Dertlerinin, dokunmak, kendilerini anlatmak ve gönül teması kurmak olduğunu söyleyen Abdullah Erin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mardin için bu seçimin tarihi bir seçim olacağını şimdiden inanıyoruz. AK Partinin 81 il içerisinde büyükşehre aday gösterdiği tek vali benim. Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın Mardin’e verdiği öneminin de bir göstergesidir. Geçmiş 35 yıllık bürokrasi hayatımızda yanlışının yanında durmadığımıza, haksızın taraftarı olmadığımızı, hukuka, adaleti ve eşit muameleyi esas aldığımıza yaptığımız bütün işlerin temelinde de odak noktasında ayrım yapmadan milletin hizmetinde olduğumuza herkes tanıktır. Bu memlekette barışı, kardeşliği, huzuru ve özgürce yaşamayı, özgürce insanların birbirine güven içerisinde tarihinden aldığı o misyonu devam ettirecek bir ortamı sağlayacağız.”

“Mardin, farklılıkların barış içinde yaşadığı bir kenttir”

Erin, Mardin’in sanayisi ile ilgili hedefleri olduğunu, sanayiyi hızlı bir şekilde geliştirebileceklerini de kaydederek, “Mevcut OSB alanlarını genişletmek suretiyle çok daha sayıda yatırımı memlekete çekebiliriz. Şanlıurfa’da, Adıyaman’da görürsünüz. Mücadele ettiğimiz işsizlik problemine kısa sürede yine çözüm bulabiliriz. Mardin’in dünyanın sayılı şehirlerinden biridir. Bu verimli hilal dediğimiz Mezopotamya topraklarının incisi Mardin’dir. Büyük bir tarihi zenginliği var, kültürel birikimi var. Mardin’de bütün milletler, yedi dil var, yedi renk, farklı inançlar var. Hepsi yüzlerce binlerce yıldır beraber yaşadılar. Farklılıkların barış içerisinde yaşadığı bir modelli dünyanın tamamına yeniden yayma imkanı var.”


“Babam Kürt imam, annem Arap, en yakın arkadaşım Papazın oğlu”

Abdullah Erin, babasının Kürt bir imam olduğunu, annesinin Arap olduğunu da belirterek, “Midyat Lisesi’nden mezun oldum. Lisedeki sınıfımda Türk, Kürt, Arap, Ezidi, Süryani hep birlikte okuduk. Ben imamın oğluydum, yanındaki en yakın arkadaşım papazın oğluydu. Kardeşçe, saygı ve hoşgörü ortamında büyüdük. Böyle bir kültürümüz var. Bu kültür yeni değil” dedi.

“Mardin’den yeniden Rönesans’ı başlatacağız

Erin, konuşmasını şöyle tamamladı: “Her alanda farklı kültürlerin bir arada kardeşçe yaşadığı ve bundan doğan bereket vardı. Mardin’de yeniden Rönesans’ı başlatıp burada Mardin Rönesans’ı tanımlayıp yeniden bugün buhran içerisinde olan dünyaya yayabiliriz. Belediye Başkanı olduktan hemen sonra başlayacağımız çalışmalarla kısa süre içerisinde Mardin’i dünyanın gündemine taşıyabileceği bir şehir yapacak.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.