Formula 1’de 2024 sezonunun 7. yarışını geride bıraktık. Bir önceki yarış olan Miami GP’de Lando Norris’e geçilen Max Verstappen, son yarış olan Imola GP’de McLaren’in Britanyalı pilotununun nefesini bir kez daha ensesinde hissetti. Medyascope Spor’dan Deniz Su Özköylü Red Bull’un yarış temposunu inceledi.
Red Bull halen “yenilmez” mi?
Miami’de 5. sıradan başlayıp zafere koşan Lando Norris geçtiğimiz hafta (19 Mayıs) Imola’da gerçekleşen sezonun 7. yarışında bir kez daha sevenlerini umutlandırmayı başardı. Öyleki İngiliz pilot, lider Max Verstappen’i yakalamak için yalnızca birkaç tura daha ihtiyaç duyduğunu söylüyor. İki otomobilin yarış tempolarını göz önüne aldığımızda da bunun gerçekten mümkün olduğunu görüyoruz.
Imola’nın Miami ardından bize teyit ettiği şey Max Verstappen’nın 40 saniyeyi aşan farklarla açtığı sezon, Red Bull’u kovalama çabasındaki Mclaren ve Ferrari’nin güncellemeleriyle başka bir boyut almaya başlıyor. Bu sezonun sonunda şampiyonun kim olacağını sorgulamak hala anlamsız olsa da sormadan edemiyorum: En azından “Takımlar Şampiyonası” adına bu yıl bir çekişme izlememiz mümkün mü?
Red Bull zorlanıyor mu?
Pazar günü gerçekleşen Grand Prix’den hemen önce takımı Team Redline ile Nurburgring 24 saatlik simülasyon yarışını kazanıp direksiyona geçen Max Verstappen, Imola’dan galip ayrıldı. Fakat Miami’deki yenilginin ardından Hollandalı pilot uzun zaman sonra ilk defa, bu nispeten durağan yarışta zorlu bir birincilik aldı. Verstappen ve Red Bull eşleşmesi geçen yılı aratmayan bir istikrarla pistlere dönmüş olsa da, bu turda damalı bayrağı geçtiklerinde Lando Norris yalnızca 0.7 saniye gerilerindeydi.
Aslında yarışın ilk yarısına baktığımızda Uçan Hollandalı yenilmez formunu yeniden yakalamıştı. Son üç yıldan alıştığımız üzere yarışın ilk stintinde hızla arayı açtı ve bitiş çizgisine kadar bu farkı koruyacak gibi görünüyordu. Ama günün sonunda pistteki en hızlı otomobil Red Bull değildi.
Hatta antrenman seansları boyunca bir türlü tutmayan ayarlarla geri planda kalan Red Bull daha en baştan performans konusunda soru işaretleri uyandırmıştı. Buna rağmen Verstappen cumartesi günü otomobilin potansiyelinin üstünde bir sürüşle pol pozisyonunu almayı başardı. Takım patronu Christian Horner, karşılaşılan sorunların antrenman seanslarında dikkate değer bulmadıkları sert lastiklerden kaynaklandığına ve buradaki bilgi eksikliğinin son turlardaki performansa yansıdığına inanıyor. Diğer birçok takım gibi Red Bull’un da antrenman seanslarındaki asıl odağı Imola’nın pilotları kerblerin üzerine çıkmaya zorlayan tasarımına daha dengeli bir araba uydurmaktı.
Ama bu sezon ilk defa Q2’de elenen Sergio Perez’in yarış esnasında çakıl havuzuna dalması ve Max Verstappen’nin Lando Norris tarafından kovalanırken pist limitlerini aşmadan yol alamaması, hafta sonu boyunca iki sürücünün birden otomobille boğuştuğunu gösteren örneklerden yalnızca ikisi. Aracın gerçek performansını anlamaya çalışırken farklı bir seviyede yarışan Max Verstappen’ı değil de Perez’in kendini bulduğu hali göz önüne bulundurmak sanki daha doğru. Nitekim Imola’dan itibaren Verstappen’nın en yakın rakibiyle arasında 48 puan var ve çıkardığı üstün iş ile bu farkı çoğu koşulda koruyacağından şüphe duyan yoktur.
Kayıp aranıyor: Ferrari nerede?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Biz Lando Norris, Verstappen’e yetişti yetişecek diyerek son turların heyecanına kapılmışken kaşla göz arası sezonun dördüncü podyumuyla, Charles Leclerc şampiyonluk sıralamasında ikinciliğe yükseldi. Bu aynı zamanda Ferrari’nin 2006’dan beri Imola’da elde ettiği ilk podyum. Fakat tüm bu güzel haberlerin Red Bull bir yana Mclaren’nın gerisinde gelişmesi takım adına pek tatmin edici değil. Özellikle garajın diğer tarafındaki Carlos Sainz’ın da yarışı diğer bir Mclaren’ın arkasında beşinci bitirmesiyle…
Oysa sezonun Avrupa ayağındaki ilk turuna Ferrari de, aynı Red Bull ve Mclaren gibi bolca güncellemeyle gelmişti. Christian Horner, tüm bu yeniliklerle iki antrenman seansını da önde tamamlayan Leclerc’i, asıl pusuda bekleyen isim Norris’den daha büyük bir tehdit olarak görüyordu. Ancak sıralama turlarının sonunda Monakolu pilot yalnızca 3. sıraya yerleşebildi. Takım patronu Fred Vasseur eğer bir sorun varsa da bunun yarışta değil sıralama seansında gerçekleştiğini belirtti. Ayrıca Vasseur, yılın 7. yarışının ardından küçük farklar göz önüne alındığında, Ferrari’nin artık düzenli olarak zaferler için mücadele edebilecek konumda olduğuna inanıyor. Ama sezonun ilk çeyreği boyunca Red Bull’un arkasındaki en iyi diye nitelendirdiğimiz İtalyanların bu yarışta yapabildikleri tek şey oldukları yeri korumaktı.
Yine de Miami’de gelen büyük güncelleme paketiyle yepyeni bir arabaya dönüşen Mclaren’ın ve araçlarına daha uygun bir pist üzerinde daha net anlayacağımız üzere Ferrari’nin hızı artık Red Bull’un sınırlarını zorlayabilecek durumda. Bu da Red Bull’un zayıf yanlarını zaman zaman ortaya çıkarak farklı isimlerin podyumun ilk sırasını kapmasına fırsat tanıyor. Teoriyi bir kez daha teste süreceğimiz yer sıradaki durak olan Monaco olmayacaktır ama iş böyleyken 24 yarışın sonunda karşımıza senenin başında hayal etmediğimiz türden tablolar çıkabilir.
Yazan: Deniz Su Özkköylü
Editör: Doğa Üründül