EŞİK, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen kadının soyadı düzenlemesinin yer aldığı 9. Yargı Paketi’yle ilgili yaptığı açıklamada iktidara seslendi, “Kadının kendi soyadını kullanması, ortak çocukların anne veya babanın soyadını ya da her ikisini de kullanmaları aileye zarar vermez; tam tersine ailede eşitliği pekiştireceği için güçlendirir” dedi.
Kadının soyadı düzenlemesinin yer aldığı 9. Yargı Paketi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Yasa teklifi Genel Kurul’a sevk edildi. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) da konuya ilişkin açıklama yayımladı.
“Hangi aileyi koruyorsunuz?”
Kadınlara soyadı dayatması konusunda “aileyi ve çocukları bahane olarak sunanlara” seslenen EŞİK açıklamada, “Kadınların evlenmeden önce ve sonra içine doğdukları ve soyadını taşıdıkları bir aileleri vardır. Yeni kurdukları ailedeki erkekleri üstün kılma adına, önceki kendi ailesi ile soybağları kesilmeye, soyadları değiştirilmeye çalışılmaktadır. Kadınlar böylece, annesi, babası, tüm kız ve erkek kardeşlerinden ayrılarak bambaşka bir soya dahil edilmekte, onların soyadını taşımaya zorlanmakta ve ömrünü geçirdiği öz aile ile bağları koparılmak istenmektedir” ifadelerine yer verdi.
EŞİK’in açıklamasında şöyle denildi:
“Türkiye’de kadınlara, kendi öz anne ve babaları, kendi öz kardeşleri ile aynı soyadlarını taşımaları yasaklanmaktadır. Kadınlara, sanki hep yeni evlendikleri eşlerinin anne babasının, kardeşlerinin soyuna dahil imiş gibi, onların soyadı ile yaşamaları dayatılmaktadır. Bugün Türkiye’de aileler, kız çocukları ile erkek çocuklarının, evli olmayan kız çocukları ile evli olan kız çocuklarının, kız ve erkek torunların farklı farklı soyadlarını taşıdığı bir soyadı karmaşası içindedir. Evlilikle soyadını değiştirme dayatması, sadece kadınları kendi ailelerinden kopartmakla kalmamakta, çocuklarını yani torunları da kadının ailesinden kopartmaktadır.”
Meselenin aileyi korumak değil, topluma erkeğin mutlak reis olduğunun, eşitsiz bir aile modelinin dayatıldığının vurgulandığı açıklamada, “Soyadı, basit bir isim tartışması değildir. İnsan soyunun hangi cins üzerinden yürüyeceği tartışmasıdır. Bu soruya, insan soyu erkek cinsi üzerinden yürüyecektir yanıtı verildiğinde tüm hayat erkeklerin egemenliği üzerinden yürüyecektir” denildi.
Açıklamada şöyle devam edildi:
“AKP’li ya da değil, kadın erkek eşitliğine karşı olanların sürekli olarak “kızlık ya da bekarlık soyadı” kavramlarını kullandığını görüyoruz. Burada da bilinçli ya da bilinçsiz bir eşitlik karşıtı tutum olduğunu biliyoruz. Hukukçu olan Adalet Bakanı’nın bile “kızlık soyadı” nitelemesini kasten kullandığını düşünüyoruz. Çünkü bu zihniyet, kadınların ancak bir kere evlenebileceğini ve ölünceye dek evli kalması gerektiğini ima ediyor. Bekarete ve evliliğe yaşamsal bir önem atfediyor. Oysa ki şu anki yasalarımız bile “önceki soyadı” diyerek daha eşitlikçi bir tutuma işaret ediyor. Kadınların soyadı ve kadınlara hayatta biçilecek rol, tanınacak alan konusu aslında şu anda siyasetin ana gündem konularından biri. Siyaset gündeminde, akademi ve sanat çevrelerinde ve medyada yeterince yer bulamaması, Türkiye’nin erkek üstünlükçü yapısının, iktidar ve muhalefetteki ataerkilliğin somut bir göstergesi.
Bunlardan ilki, iktidarın soyadı ile ilgili 15. madde teklifinin 9. yargı paketinden çıkartılması. AYM’nin iptal kararı sonrası artık evlenen herkes eski soyadı ile devam edebilir. Büyük Britanya gibi kimi ülkelerde özel bir soyadı kanunu yok örneğin. Yasal bir sınırlama yoksa, kural özgürlüktür. Çok istenirse basit bir genelge ile nüfus müdürlüklerinin nasıl işlem yapacağı belirlenebilir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İkinci seçenek ise TBMM’de bir düzenleme yapılması. Eğer ille de bir yasa çıkartılacak ise vazgeçilmezlerimizi tekrar hatırlatalım:
• Yasalarda “erkeğin soyadı” diye bir madde olmayacaksa, “kadının soyadı” diye bir madde de olamaz. Hiçbir yasa maddesinde “kadının soyadı” ibaresi geçirilemez. Eğer soyadı ile ilgili bir yasa maddesi yazılacak ise, kesinlikle ve sadece “eşler” kalıbı kullanılarak yazılmalıdır.
• Kadının evliliğe sadece doğum ile aldığı aile soyadı ile devam edebileceği açıkça belirtilmeli ve erkeklere de isterlerse kadının soyadını alabilmeleri hakkı tanınmalıdır.
• Evlilik ile kadının nüfus kütüğünün değiştirilemeyeceği; baba kütüğünden koca kütüğüne nakledilemeyeceği özel olarak belirtilmelidir. Kadınlar, sırf bir erkekle evlendikleri için, kendi doğum yerlerinden kopartılarak ait olmadıkları illerin hemşehrisi ilan edilmemelidirler.
• Evlilik ile erkeğin nüfus cüzdanı ve diğer kimliklerinde hiçbir değişiklik olmamakta ve hayatları aynen devam etmektedir. Kadınlar ise, kimlik belgelerinden araç ehliyetlerine, banka kartlarından pasaportlarına kadar tüm kimliklerini yenilemek zorunda kalmaktadırlar. Evlilik, erkeklerin nüfus cüzdanlarında hiçbir değişiklik yapmadığına göre, kadınların da yapmamalıdır.
• Çocuklar erkeklerin mülkü değildir. Günümüz koşullarında çocuğu doğuran da, büyüten de kadındır ve kadınlar çocuklarına kendi soyadını verebilmelidir.
Kadınların soyadı, iktidar muhalefet demeden herkesin bir eşit yurttaşlık ve insaniyet sınavıdır. Kimsenin bu insanlık sınavından, sınıfta kalmamasını diliyoruz.
İktidarı ve muhalefetiyle birlikte bütün milletvekillerine, siyasi partilere ve kamuoyuna bir kez daha sesleniyoruz: Toplumda ve ailede eşitlikten vazgeçmeyeceğiz.”