Amerikan rüyasının yeni yüzü: Kamala Harris kimdir?

Amerikan siyasi tarihinde birçok “ilk”e imza atan Kamala Harris, şimdi de ülkenin ilk kadın başkanı olma yolunda ilerliyor. Joe Biden’ın 2024 başkanlık yarışından çekilmesiyle Demokrat Parti’nin yeni adayı Harris oldu. Harris, hem siyah hem de Güney Asyalı kökenleriyle Amerika’nın göçmenlerinden aldığı enerjinin yeni yüzünü temsil ediyor. Peki Kamala Harris kimdir?

Kamala Harris’in hayat hikâyesi, Amerika’nın değişen sosyal ve politik manzarasının bir yansıması. Berkeley’nin aktivist ortamında büyüyen bir çocuktan, Montreal’in çokkültürlü atmosferinde olgunlaşan bir gence, Howard’ın tarihi koridorlarında siyasi duruşunu şekillendiren bir öğrenciden, San Francisco’nun adliye koridorlarında deneyim kazanan bir savcıya ve nihayet ulusal politikanın en üst katmanlarına uzanan bir yolculuk. Joe Biden’ın 2024 başkanlık yarışından çekilmesiyle Demokrat Parti’nin yeni adayı olan Harris, hem siyah hem de Güney Asyalı kökenleriyle Amerika’nın değişen yüzünü temsil ediyor. Peki Kamala Harris gerçekten kimdir?

Göçmen bir ailenin kızı

20 Ekim 1964’te Kaliforniya’nın Oakland kentinde dünyaya gelen Kamala Devi Harris, aktivist bir ailenin çocuğu olarak büyüdü. Annesi Shyamala Gopalan, 19 yaşında Hindistan’dan Amerika’ya gelen ve meme kanseri araştırmalarıyla tanınan bir biyologdu. Babası Donald J. Harris ise Jamaika’dan gelerek Berkeley Üniversitesi’nde ekonomi doktorası yaptı. Baba Harris, sonrasında Stanford’da profesör olan marksist bir akademisyen oldu.

Kamala Harris göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi
Kamala Harris göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Harris’in ebeveynleri, Berkeley’deki sivil haklar hareketinde tanışmış ve bu hareketin aktif üyeleri olarak mücadele vermişlerdi. Henüz bebekken kendisini protestolara götüren ailesi, ona küçük yaştan itibaren sosyal adalet duygusunu aşıladı.

Yedi yaşındayken ailesinin dağılmasıyla annesiyle yaşamaya başlayan Harris, Hint ve Afro-Amerikan kültürlerinin harmanlandığı çok kültürlü bir ortamda büyüdü. Annesi o dönemler hem Hindu tapınağına hem de Baptist kilisesine götürdü.

Baba Harris, kızıyla sonraki yıllarda mesafeli bir ilişki sürdürdü. Özellikle Kamala’nın 2019’da Jamaikalılarla ilgili yaptığı bir espri sonrası ilişkileri soğudu.

Kamala annesine düşkünlüğü ile biliniyor. Çocukluğunu anlatırken “Annem, Maya ve benim siyah kızlar olarak görüleceğimizi biliyordu” diyor Kamala Harris ve ekliyor “Özgüvenli, gururlu siyah kadınlar olmamızı sağlamaya kararlıydı”.

Kamala Harris’in eğitim yılları

Harris’in eğitim hayatı, Amerika’nın ırk ilişkilerinin dönüşüm süreciyle kesişti. Kamala, ilk olarak Berkeley’de desegregasyon (ayrıştırmama) programı kapsamında yüzde 95’i beyaz olan bir okula başladı.

On iki yaşında annesiyle Montreal’e yerleşti. Kanada’da Fransızca eğitim aldı.

Kamala Harris Apartheid karşıtı gösteride
Kamala Harris Apartheid karşıtı gösteride.

Montreal’deki Notre-Dame-des-Neiges‘de ilkokula, ardından F.A.C.E. Okulu’na ve son olarak Westmount Lisesi‘ne devam etti. ,Montreal’de bir arkadaşı Harris’e evinde cinsel istismara uğradığını itiraf etti. Bu deneyimin, daha sonra savcı olarak kadınları ve çocukları koruma konusundaki kararlılığını şekillendirdiğini söyledi.

Montreal’deki evlerinin önünde 13 yaşındaki Harris ve kardeşi Maya’nın öncülük ettiği bir protesto, onun aktivist yönünün erken işaretlerindendi. Apartman yönetiminin çocukların çimde oynamasını yasaklamasına karşı düzenledikleri gösteri başarıya ulaştı. Eski komşuları Simone Laurent, “O küçük kızın nasıl organize olduğunu ve yetişkinleri ikna ettiğini hâlâ hatırlıyorum” diyor.

Howard Üniversitesi tercihiyle Harris, Amerika’nın köklü siyahi kurumlarından birinde eğitim almayı seçti. Thomas Circle yakınlarındaki Eton Tower’da başlayan üniversite hayatı, ekonomik zorlukları da beraberinde getirdi. McDonald’s’ta çalıştı, Alan Cranston’ın ofisinde posta odasında stajyerlik yaptı.

Ekonomi topluluğunda başkanlık yapan Harris, kampüsteki tartışmalarda öne çıktı. Reagan döneminin politik atmosferinde, apartheid karşıtı protestolarda aktif rol aldı. Federal Ticaret Komisyonu’nda yaz stajı yaptı, Para Basım ve Baskı Bürosu’nda tur rehberliği yaptı.

Kamala Harris üniversite mezuniyetinde anne ve babasıyla beraber
Kamala Harris üniversite mezuniyetinde anne ve babasıyla beraber.

Korkusuz, esprili: Harris’in okul yılları

Howard Üniversitesi’nden sınıf arkadaşı Regina Shelton ise Harris’in zekasını övüyor. Shelton, Harris’in tartışma kulübündeki günlerine dair “Onu tartışma takımına katılmaya ikna eden şey, bir korkusuzluktu. Mizah anlayışı vardı, üniversite tartışmalarında bile o noktaları aktarmak için espri ve zekayı kullanırdı” diyor.

Başka bir Howard mezunu Marcus Williams ise Kamala’nın Cumhuriyetçilerle mücadelesinin o yıllarda başladığını söylüyor. Williams Kamala için “Ekonomi topluluğunda başkanlık yaptığı dönemde, kampüs Cumhuriyetçileriyle yaptığımız tartışmalar efsaneydi. Karşı argümanları parçalara ayırma biçimi etkileyiciydi, ama hiçbir zaman kişisel saldırıya dönüştürmezdi” diyor.

UC Hastings Hukuk Fakültesi’nde Siyah Hukuk Öğrencileri Derneği başkanlığı yaptığı dönem, onun sistem içinden değişim yaratma vizyonunun ilk işaretlerini verdi. Fakültenin Yasal Eğitim Fırsat Programı üzerinden eğitim gördü.

1990’da Kaliforniya Barosu’na kabul edildikten sonra Alameda County’de yardımcı bölge savcısı olarak göreve başladı. İlk duruşmasında “Kaliforniya Eyaleti adına, Kamala Harris” diye kendini tanıttı – bu cümle sonradan 2020 başkanlık kampanyasının sloganı olacaktı.

Kendisini “sert” bir patron olarak tanımlıyor – ancak çoğunlukla kendisine karşı. Eski çalışanları onun detaylara olan takıntısından ve mükemmeliyetçiliğinden bahsediyor. Bir eski asistanı, Harris’in her sabah masasında günün ajandası, önemli konuşmaların tam metni ve her toplantı için hazırlanmış özet notları beklediğini anlatıyor.

Karakteristik kahkahası, Howard Üniversitesi’nden beri değişmedi. Arkadaşı Rosario-Richardson, “O kahkahayı her duyduğumda, üniversite yıllarımıza dönüyorum” diyor.

Harris kimliğiyle ilgili rahat olduğunu söylüyor ve kendisini basitçe “Amerikalı” olarak tanımlıyor. 2019’da Washington Post’a verdiği röportajda, “Benim görüşüm şuydu: Ben kimim, biliyorum. Bununla barışığım. Belki sen bunu anlamak zorundasın, ama ben iyiyim” dedi.

Kamala Harris’in özel hayatı ve kişiliği

1994’te Willie Brown ile yaşadığı ilişki, San Francisco Chronicle’ın dedikodu sütunlarına konu oldu. Brown’un Harris’i İşsizlik Sigortası İtiraz Kurulu ve Tıbbi Yardım Komisyonu’na ataması tartışma yarattı.

2013’te ortak bir arkadaşları aracılığıyla tanıştığı Doug Emhoff ile ilişkisi, her iki tarafın da “ilk görüşte bağ kurduğunu” hissetmesiyle başladı.

2014’te avukat Doug Emhoff ile evlenen Kamala Harris, Emhoff’un iki çocuğunun “Momala”sı oldu.

Kamala Harris kimdir: Harris 2014 yılında Doug Emhoff ile evlendi
Harris 2014 yılında Doug Emhoff ile evlendi.

Emhoff’un ilk eşi Kerstin, Harris’in üvey annelik rolü hakkında şu yorumu yapıyor: “Sevgi dolu, besleyici, korumacı ve her zaman var olan bir ortak ebeveyn.” Cole ve Ella adlı üvey çocukları ona “Momala” demeye başladı.

Harris’in kişiliğinde annesi Shyamala’nın derin izleri var. Karakteristik kahkahası, keskin zekası ve mücadeleci ruhuyla tanınıyor.

Converse spor ayakkabıları giymesi, yemek yapmayı sevmesi ve sabah 6’da kalkıp spor yapması gibi detaylar, onu halkın gözünde daha ulaşılabilir kılıyor.

Kamala Harris (sol üstte) ve ailesi
Kamala Harris ve anne tarafından ailesi.
Harris sol üstte.

Harris’in Hindistan’daki ailesiyle bağları güçlü. Çocukken annesiyle Madras’a (şimdi Chennai) yaptığı ziyaretlerde, büyükbabasının ilerici görüşlerinden etkilendi. Hint teyzeleri ve dayılarıyla hala iletişimde.

Chennai’deki kuzeni Sharada Balasubramanian, Kamala’nın Hindistan gezilerini “Her ziyaretinde tapınağa gider, geleneksel törenlere katılır. Hint klasik müziğini sever, özellikle Karnatik müzik dinlemeyi” şeklinde anlatıyor.

Öte yandan Harris ve kız kardeşi yaz tatillerini babasıyla beraber Palo Alto’da geçiriyor. Hatta babasıyla ara sıra Jamaika’ya seyahat ediyor.

Savcılıktan senatoya uzanan yol: İlk siyah bölge savcısı, ilk siyah başsavcı

Hukuk fakültesini bitirdikten sonra Alameda County’de savcı yardımcısı olarak kariyerine başladı. “Halkın avukatı” sloganıyla yola çıkan Harris, sistemin içinden değişim yaratmayı hedefledi. 2004’te San Francisco’nun ilk siyah kadın bölge savcısı oldu.

Savcılık döneminde çevre suçları birimi kurdu, insan kaçakçılığıyla mücadele etti ve yeniden suç işleme oranlarını düşürmek için yenilikçi programlar geliştirdi. “Back on Track” adlı programı, ilk kez suç işleyen gençlere ikinci şans tanıyarak ulusal bir model haline geldi.

2010’da Kaliforniya Başsavcısı seçilen Harris, eyaletin ilk kadın ve ilk siyah başsavcısı oldu. Bu görevde mortgage krizinin mağdurları için bankalardan 20 milyar dolarlık tazminat kopardı. Polis şiddetiyle mücadele için şeffaflık platformu kurdu.

San Francisco’daki savcılık döneminde polis memuru Isaac Espinoza’nın öldürülmesi davasında idam cezası istememesi, polis sendikalarıyla arasının açılmasına yol açtı. Dianne Feinstein’in cenazede yaptığı eleştiri ve yüzlerce polisin ayakta alkışlaması, Harris’in karşılaştığı direncin göstergesi oldu.

Kaliforniya başsavcısıyken Steven Mnuchin’in OneWest Bank’ı hakkındaki “yaygın usulsüzlük” iddialarını kovuşturmama kararı tartışma yarattı. Ayrıca 2014 ve 2015’te iki siyah erkeğin polis tarafından öldürülmesi olaylarını soruşturmayı reddetmesi eleştiri konusu oldu.

2016’da senatör seçilerek Washington’a giden Harris, Senato İstihbarat ve Yargı komitelerinde görev yaptı. Trump yönetiminin üst düzey yetkilileriyle yaptığı sert mülakatlarla medyada yer buldu.

Jeff Sessions’ı Rusya soruşturması konusunda sıkıştırması ve Brett Kavanaugh’ya kürtaj hakları konusundaki sorgulaması, medyada geniş yer buldu.

GovTrack verilerine göre senatörlüğü döneminde sunduğu 696 tasarının yüzde 14’nü Cumhuriyetçilerle ortak hazırladı. Bu oran, Demokrat senatörler arasında en düşük oranlardan biriydi. Buna rağmen kendi dönemindeki senatörler arasında tasarılarına en çok ortak imza toplayan isim oldu.

Başkan yardımcılığı ve yeni hedefler

2020’de başkanlık yarışına girdi ancak kampanyası kısa sürdü. Biden’ın başkan yardımcısı adayı olarak seçildiğinde tarihe geçti. Seçildiğinde ilk kadın, ilk siyah ve ilk Güney Asyalı kökenli başkan yardımcısı oldu.

Joe Biden 2020 seçimlerinde başkan yardımcısı olarak Kamala Harris'i seçti
Joe Biden 2020 seçimlerinde başkan yardımcısı olarak Kamala Harris’i seçti.

Başkan yardımcısı olarak göçmenlik reformu, üreme hakları ve iklim değişikliğiyle mücadele konularında öncü rol üstlendi. Senato’da en çok oybirliği bozma oyu kullanan başkan yardımcısı rekorunu kırdı.

Yüksek Mahkeme’nin Roe v. Wade kararını bozmasının ardından kürtaj haklarının en güçlü savunucularından biri oldu.

Siyasi duruşu ve vizyonu

Harris’in siyasi çizgisi, merkez sol ile ilerici (progressive) politikalar arasında gidip geliyor. Sağlık sigortası, göçmenlik ve silah kontrolü konularındaki pozisyonları zaman içinde değişti. Sağlık politikasında Medicare for All’u desteklerken, sonradan özel sağlık sigortalarını da kapsayan bir plana geçiş yaptı. Bu değişim, pragmatik bir yaklaşımının göstergesi oldu.

Ancak üreme hakları, kürtaj ve ırksal adalet konularındaki duruşu her zaman netti.

Kamala Harris kürtaj hakkının güçlü bir savunucusu.

Dış politikada Ukrayna’ya desteği ve İsrail-Filistin çatışmasında iki devletli çözümü savunuyor. İklim değişikliğiyle mücadele ve altyapı yatırımları gündeminin üst sıralarında yer alıyor.

Biden’ın yarıştan çekilmesiyle Demokrat Parti’nin 2024 adayı olan Harris, Amerika’nın ilk kadın başkanı olma şansını yakaladı. Kampanyasında özgürlük ve demokrasi vurgusu yapıyor, Trump’ın temsil ettiği siyasete karşı durarak ülkeyi birleştirme vaadinde bulunuyor.

Kamala Harris yeni başkan mı olacak?

Harris’in kariyeri, Amerika’nın son yarım yüzyıldaki dönüşümüyle paralellikler gösterdi. Sivil haklar hareketinin çocuğu olarak başlayan hayatı, onu ülkenin en üst makamlarından birine taşıdı. Her adımında bir “ilk”e imza atarak, kendisinden sonra gelecek nesillere şimdiden ilham oldu.

“Halkın avukatı” olarak başladığı kariyerinde, sistemin içinden değişim yaratma çabasını hiç bırakmadığını söylüyor.

Harris’in en büyük vaadi belki de temsil ettiği değişimin potansiyeli. Hint-Jamaika kökenli bir kadının başkan yardımcılığına, oradan da potansiyel olarak başkanlığa uzanan yolculuğu, Amerika’nın kendini yenileme kapasitesinin güçlü bir göstergesi olarak görüyor.

Fakat başkanlık seçimlerine saatler kala Harris’i bekleyen zorluklar da var.

Harris’in önündeki en büyük zorluklardan biri, sanayi bölgelerindeki beyaz işçi sınıfı seçmenle kurduğu sınırlı bağlantı. Saint Anselm College’dan siyaset profesörü Christopher Galdieri’nin analizine göre, Biden’ın kültürel olarak kendileriyle uyumlu gördükleri bu seçmen kitlesiyle Harris aynı bağı kuramayabilir. Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania gibi kritik eyaletlerde bu faktör belirleyici olabilir. Ayrıca göçmen politikalarındaki sertleşen tutumu ve sağlık sigortasındaki pozisyon değişiklikleri, ilerici kanatta güven kaybına yol açıyor.

Harris’in zorlandığı bir diğer konu ise göçmenlik politikaları hakkında. Harris, başkan yardımcılığı döneminde Meksika sınırındaki göç kriziyle başa çıkamamakla eleştirildi. Trump’ın sürekli tekrarladığı bu eleştiri, Latin seçmenlerin desteğini etkileyebilir. Siyah seçmenlerin bir kısmında Biden yönetimine karşı oluşan hayal kırıklığı da risk oluşturuyor. Özellikle Michigan’da Gazze politikası nedeniyle Arap-Amerikan seçmenlerin tepkisi, eyaletteki yüzde 8’lik bu demografinin desteğini tehlikeye atıyor. Ayrıca kadın aday olmasının, muhafazakar eyaletlerdeki geleneksel seçmende oluşturabileceği tepki de göz ardı edilemez.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.