Antakya – Akevler Mahallesi’nde mahkeme kararının durdurulmasına rağmen bakanlık karot almaya devam ediyor

Hatay’ın Antakya ilçesi Akevler Mahallesi’ndeki rezerv alanla ilgili mahkemenin verdiği “telafisi mümkün olmayan zarar”gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararına rağmen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı evlerden karot almaya devam ediyor. Mahalleli hasarsız raporu aldıkları evlerin riskli yapıya dönüştürülmesinden endişe ediyor.

Akevler Mahallesi'nde mahkeme kararına rağmen karot alınıyor
Akevler Mahallesi’nde davayı kazanan mahalleliler (Fotoğraf: Abir Naeseh Bilgin)

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerin en büyük hasar verdiği illerin başında gelen Hatay’da on binlerce bina yıkıldı. Yıkılan binaların yerine yeni binalar inşa etmek gerekçesiyle şehirde onlarca mahalle rezerv alanı ilan edildi. Bu kapsamda hasarsız olmasına rağmen rezerv alanında bulunduğu için sağlam evler ile ilgili yıkım kararı verildi. Mülk sahipleri buna karşı çıktı.

Depremi takip eden ilk süreçte yetkililer kendilerine evlerine dokunmayacaklarına dair açıklama yaptı. Mahalle sakinleri de bu açıklamalara güvenerek evlerinin tadilatını yaptırdıklarını söyledi. Ayrıca mahalleliler rezerv alanı kararının belirsizliklerle dolu olduğunu ve onları mülksüzleştirdiğini anlattı.

Mahkemenin istediği gerekçe raporunu idare sunmadı

Geçen nisan ayında yıkım kararı dolayısıyla evlerini boşaltmaları için Akevler Mahallesi sakinlerinin kapılarına tahliye tebligatı asıldı. İçinde oturdukları sağlam evleri tahliye etmeyi reddeden mahalleli, kararın iptali için dava açtı. 39 kişi açtığı davada, ilgili evlerin tahliye edilmesi ve yıkımına ilişkin işlemin “hukuka aykırı olduğu, dava konusu alanda neyin afet riski olarak tanımlandığının muğlak kaldığı, dayanaktan yoksun olduğu, kişilerin maddi ve manevi açıdan bütünlüğünü korumaya yönelik tedbirlerin alınmadığı’’ gerekçesiyle ilgili kararın durdurulmasını istedi. 

Dava sonucunda mahkeme yürütmeyi durdurma kararı aldı ve davalı idareler olarak,  Hatay Valiliği’nden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’ndan “gerekçe raporu” istedi. Fakat rapor sunulmadı. Davacıların vekili Avukat Ecevit Alkan, mahkeme kararından önce gerekçe raporunu iki defa istediğini, ilgili idareler raporu sunmayınca mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı aldığını söyledi.  

Akevler Mahallesi’nde mahkeme kararına rağmen karot alınıyor

Avukat Alkan, davayı kazanan isimleri mahalle toplantısında açıkladı. 14 Kasım’da yapılan toplantıda mahalleli, dava sonucunu sevinçle karşıladı. Fakat sevinçleri kısa sürdü. Çünkü sadece birkaç gün sonra, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan geldiğini iddia eden ancak sorulduğunda kimliğini göstermeyen bir kişi, evleri gezdi ve yıkılacağını söyleyerek evlerin boşaltılmasını istedi. Mahkeme kararını gösterdiklerinde ev sahiplerine “Sizi oyalıyorlar, biz bu kararı tanımayız” cevabını veren kişiden bakanlıktan geldiğine dair belge isteyen mahalleli, kendilerine herhangi bir belge sunulmadığını da anlattı.  

Diğer yandan geçen günlerde de hasarsız raporu alınmış ve yürütmeyi durdurma kararı verilmiş olmasına rağmen evlerden karot alındığı ifade edildi. Mahallelinin aktardığına göre bakanlıktan gelen ekip ev sahiplerinin itirazına rağmen işlem yaptı. Ev sahibi mahkeme kararını gösterince bakanlık görevlisi, karot alma işleminin 6/A maddesi kapsamında gerçekleştirdiklerini ifade etti. 

“6/A Maddesi ‘kritik bir madde'”

Şehir plancısı Ceyhan Çılğın, 6306 sayılı kanunun 6/A maddesini çok kritik bir madde olarak değerlendiriyor. Çılğın’a göre bakanlık, bu maddeye dayanarak riskli alanlar ya da rezerv yapı alanlarında bulunan yapıları, dilerse yapılardan numune dahi almadan ve yapısal hiçbir tespit yapmadan “yıkılacak derecede riskli yapı” ilan edebiliyor. 

Çılğın, binaların kapılarına ansızın asılan tebligatlarla, yapıyı insandan ve eşyadan arındırmak için ev sahiplerinden çok kısa sürede evi tahliye etmesini isteyebiliyor, tebligatları mahalleliye elden teslim etmesi gerekirken, doğrudan kapıya astığını söylüyor. 

Çılğın, “6/A maddesi uygulanırken vatandaşın rızası esas alınmıyor, sürece katılımı önemsenmiyor. Bakanlık bütün işlemleri kendisinin yapacağını beyan etmiş oluyor. Bu durumda haliyle uzlaşmaya gerek kalmıyor” diyor. Ayrıca Çılğın, “Vatandaş sürecin neredeyse hiçbir yerinde dahil edilmiyor. Ne istediği, nasıl bir yaşam beklentisi olduğu umursanmıyor” diye ekliyor. Cılğın, bu maddeye göre kapalı kapıların kolluk kuvvetlerin yardımıyla açtırılabileceğini, eşyaların tahliye edilebileceğimi, yıkımın bu yolla da gerçekleştirilebileceğini vurguluyor. 

“Projenin ne olduğunu kimse bilmiyor”

Uzun yıllardır kentsel dönüşüm ile ilgili çeşitli mahallelerde, mahalleli lehine gönüllü çalışma yürüten şehir plancısı Çılğın, Hatay’daki rezerv alanı uygulamasının kanunda tariflenen yöntem ile yürütülmediğini vurguluyor. Çılğın, “6306 kanununa göre rezerv yapı alanları için imar planlarının hazırlanması ve yapılaşmanın bu planlara göre kurgulanması gerekiyor. Ancak Hatay’da rezerv yapı alanları için hazırlanmış, askıya çıkartılarak ilan edilmiş, kamuoyu denetimine tabi tutulmuş imar planları yok” diyor. 

Çılğın, “6/A kapsamına alınan, hasarsız ya da az hasarlı binaları yıkmak için bu yapıların ‘proje bütünlüğüne uygun olmadıklarını’ söylüyorlar. Ama ortada kamuoyuna ilan edilmiş ya da hak sahiplerine gösterilmiş bir proje yok. Projenin ne olduğunu kimse bilmiyor’’ diye de ekliyor. Çılğın’a göre yapılması gereken ilk şey bölgedeki mahallelinin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel durumlarını analiz etmek, beklentilerini ölçmek, mekânsal çözümler geliştirerek imar planlarını hazırlamak, bu planları halka anlatmak ve mahallelilerin incelemesi için ilan etmek.

Çılğın, “Bu mahallelerde yaşayacak olan halkın beklentisi ölçülmeden yapılan planlar başarısızlığa mahkumdur’’ diyor. Bu aşamadan sonra, hazırlanan proje için hak sahipleriyle görüşülüp projenin anlatılması gerektiğine dikkat çeken Çılğın, hak sahipliği modelinin nasıl olacağının da tanımlanması gerektiğini vurguluyor:

“Finansal destekler açıklanmalı, oluşturulmaya çalışılan mahalle tipolojisi tüm boyutlarıyla gösterilmelidir. Bu mahallelerde yaşayacak insanların yaşadıkları kenti kurgulaması öncelikli yaklaşım olmalıdır. Ancak Bakanlığın bugüne kadar böyle bir yaklaşım sergilemediği açıkça ortada. Binaların kapısına tebligat asarak, sınırlarını kamuoyunun bilmediği rezerv yapı alanı kararları alarak, depremzedeleri muhatapsız bırakarak hiçbir yere varılamaz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.