Suriye’nin kamu sektöründe işten çıkarma uygulamaları haftalardır devam ediyor. Lazkiye Limanı’nda deniz mühendisi olarak çalışan Lena Hreyb, dokuz yıldır her sabah olduğu gibi işinin başındayken mesai bitiminde kendisiyle birlikte 500 memura “artık işe gelmeyin” dendi. İki çocuk annesi Lena, bir deniz mühendisinin liman dışında iş bulmasının neredeyse imkansız olduğunu söylüyor. Ailesinin tek gelir kaynağı olan maaşı artık yok. Çalışanlar haklarını aramak için protestolara başladı.
(Kaynak: Demokratik Değişim İşçileri Koordinasyonu)
Mühürsüz ve imzasız kararlar
Suriye’nin kamu sektöründe işten çıkarma uygulamaları haftalardır devam ediyor. İşten çıkarılan toplam memur sayısının üç yüz bini aştığı belirtiliyor. Geçiş dönemi yönetimi, kamu sektöründeki ihtiyaç fazlası memur sayısının 400 bini aştığını açıkladı. Yönetim, bu işten çıkarmaların devlet kaynaklarında büyük tasarruf sağlayacağını savunuyor. Fakat uzmanlar bunun asıl amacının kamu sektörünü özelleştirmek olduğunu düşünüyor. Bu kararların geçici yönetimin yetkisinde olmadığını da ekliyor. Ayrıca bu durumun yoksulluk, hırsızlık ve güvensizlik gibi mevcut sorunları derinleştireceğini vurguluyor.
Lazkiye Limanı’nda son bir hafta içinde 1000’den fazla memur işten çıkarıldı ya da zorunlu izne gönderildi. İzne çıkarılanlar dahil kimse geleceği hakkında bilgi alamıyor. Kararların bir kısmı sözlü olarak bildirildi. Diğer kısmı ise mühürsüz ve imzasız listeler şeklinde duyuruldu. Hukukçular memurlara, kararların geçerli olmadığını söyledi. Memurlar da buna dayanarak işlerine devam etmek için ofislerine girmeye çalıştı. Ancak yetkililer limanın kapılarını kilitlemişti. Suriye’deki kamu çalışanları
Ofisine giremeyen çalışanlardan biri de Medyascope’un görüştüğü Lena. Kendisi şaşkınlık içinde, çünkü işe gitse bile kapılar kilitli. Gitmezse 15 günlük devamsızlık sonucunda yasal olarak işten çıkarılmış sayılacak. Lena, bu uygulamaları “emrivaki” olarak değerlendiriyor. Ona göre Suriye’de öğrenciler, mühendislik bölümünü memur olmak için okuyor. Çünkü yasalara göre devlet, tüm mezun mühendisleri işe almakla yükümlü. “Üniversitede yıllarımı verdim. Limanda dokuz yıl boyunca izin bile kullanmadan çalıştım. Yıllarımın emeği elimden alınıyor. Üstelik yasal olmayan bir şekilde. Önümde hiç seçenek yok” diyor.
Limanda fazlalık yok eksiklik var
Limanda yönetici olarak görev yaparken işten çıkarılan M. Said, son yıllarda Suriye’ye uygulanan ambargodan dolayı limanda durgunluk olduğunu söylüyor. Said: “Ambargodan dolayı gelen gemi ve mal miktarında ciddi düşüşler oldu. Ama bu işçinin suçu değil. İdarenin sorumluluğudur” diyor.
Said “Bazı birimlerde ihtiyaç fazlası personel olduğunu kabul ediyorum. Ancak bazı birimlerde fazlalık değil, eksiklik var. Liman eskisi gibi çalışmaya başlarsa çalışan sayısı kat kat artırılmalı. Aksi takdirde işlerin yetişmesi mümkün değil’ diye ekliyor.
Said ayrıca, kararlarda kimin hangi gerekçeyle işten çıkarıldığına dair hiçbir açıklama olmadığını belirtiyor. İşten çıkarılan memurların yerine yüksek maaşla yeni elemanlar alındığını söylüyor. Üstelik yeni alınanların deneyimsiz ve ‘belki de hayatı boyunca deniz görmemiş’ kişiler olduğunu ekliyor. Bu durum ona göre personel fazlalığı değil, başka şeylerin döndüğünü gösteriyor.
Zam ve emeklilik beklerken işsiz kaldılar
İşten çıkarılanlar arasında hizmet süresi 25 yılı aşanlar var. “Emekliliği beklerken işsiz ve maaşsız kaldık. Bize söz verilen maaş zammını beklerken işten çıkarıldık. Tarif edilemez bir hayal kırıklığı” diyor işçilerden biri. Ansızın üç aylık zorunlu izne gönderilen bu memur, başta dava açmayı düşündüklerini ama sonra vazgeçtiklerini anlatıyor. “Tüm davalar son aşamada İdlib’de görülüyor. Dava takibi için Lazkiye’den İdlib’e gitmek zorunda kalacağız. Ülkede düzensizlik var. İdlib’e gidersek kimliğe dayalı saldırılara uğrayabiliriz. Bu yüzden dava açmaktan vazgeçtik” şeklinde konuşuyor.
Geçiş dönemi yönetimi Maliye Bakanı Muhammed Abazed, kamu çalışanlarına Şubat başında yüzde 400 zam yapılacağını açıklamıştı. Reuters haber ajansına konuşan Abazed, “bankamatik memurları” olarak adlandırdıkları çalışanları işten çıkarınca, bunun çalışan memurlara olumlu yansıyacağını vurguladı. Ancak işten çıkarmaların hangi kriterlere göre yapıldığına dair hiçbir açıklama hâlâ yok. Ayrıca işten çıkarmalar ya sözlü ya da mühürsüz ve imzasız listelerle yapılıyor. Suriye’deki kamu çalışanları
Kararların iptali için protestolar
İşten çıkarmalara karşı Şam, Halep ve Lazkiye gibi farklı şehirlerde protestolar düzenleniyor. Demokratik Değişim İşçileri Koordinasyonu bu protestoları eş zamanlı olarak organize ediyor. Protestoların sloganı “Kararlar iptal edilene dek protestolara devam edeceğiz” şeklinde.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kimliğini açıklamayan koordinasyon sorumlusu, ikinci protestonun 23 Şubat Pazar günü gerçekleştiğini söyledi. Protestoların haftada bir devam edeceğini belirtti. Sorumlu kişi, koordinasyonun temel talebinin ilgili kararların iptali olduğunu vurguladı. Ayrıca kamu sektöründeki yolsuzluğun bir uzman heyet tarafından ve hukuk çerçevesinde incelenmesi gerektiğini ekledi. “Tüm bunlar işçi temsilcilerinin huzurunda yapılmalı” diye konuştu.
Koordinasyon sorumlusu, işten çıkarmaların asıl amacının kamu sektörünü özelleştirmek olduğunu söylüyor. Ona göre özelleştirmenin en büyük engeli her zaman işçidir. “Suriye’deki işçiler yaşamlarını zaten çok zor koşullarda sürdürüyor. Bu nedenle bu tür kararlara hiç tahammülleri yok. Zaman geçtikçe protestolar artacak” diye ekliyor.
(Kaynak: Demokratik Değişim İşçileri Koordinasyonu)
Demokratik Değişim İşçileri Koordinasyonu, işten çıkarma uygulamalarından yüz binden fazla memurun etkilendiğini belirtiyor. Sputnik haber ajansı ise işten çıkarılanların sayısının 300 bini aştığını, zorunlu izne gönderilen memur sayısının 250 bine ulaştığını açıklıyor. Ancak bu sayılarla ilgili hiçbir resmi açıklama yapılmadı.
Ekonomi Bakanı Basil Abdel-Hanan, isimlerini açıklamadığı 107 kamu şirketini özelleştireceklerini duyurmuştu. Abdel-Hanan, Reuters haber ajansına verdiği demeçte “ekonomide şok terapisi” yaklaşımından söz etti. Kamu sektöründe küçülmeye giderek “rekabetçi bir serbest piyasa ekonomisine” doğru büyük bir geçiş olacağını belirtti.
Öte yandan Uluslararası Çalışma Örgütü Uzmanı Maha Katta, mevcut Suriye ekonomisinin özel sektörde yeterli istihdam yaratacak durumda olmadığını söylüyor. Katta ayrıca kamu sektörünün yeniden yapılandırılmasının gerekli bir adım olduğunu, ancak bu aşamada öncelikli bir konu olmadığını vurguluyor. Suriye’deki kamu çalışanları
Halep Üniversitesi Öğretim Üyesi İktisatçı Dr. Muhammed Al-Garib, özelleştirmenin avantajları kadar dezavantajları da olduğunu belirtiyor. Ona göre uluslararası deneyimler incelenerek dikkatli ve titiz bir çalışma yapılmalı. Aksi takdirde bu durum yolsuzluğa ve dış müdahaleye yol açabilir. Al-Garib ayrıca bu tür stratejik kararların geçiş hükümetinin yetkisinde olmadığının altını çiziyor.