Suriye’de 6 Mart’ta başlatılan askeri operasyon sonucu binlerce sivilin katledildiği iddia edilirken, Uluslararası Af Örgütü saldırıların savaş suçu teşkil ettiğini belirtti ve bağımsız soruşturma talep etti. Bayram günlerinde gerçekleşen yeni katliamlar endişeleri artırırken, sivil toplum kuruluşları hükümet komisyonunun güvenilirliğini sorguluyor.
Suriye’de Ahmet eş-Şara yönetiminin 6 Mart’ta başlattığı askeri operasyon kapsamında binlerce sivilin katledildiğine dair raporlar paylaşıldı. Katliamlar, çoğunlukla Alevilerin yaşadığı ve “sahil bölgesi” olarak bilinen Lazkiye ve Tartus illerinde, ayrıca Hama ve Homs’un kırsalında gerçekleşti.
Şam yönetimi, 10 Mart’ta askeri operasyonun sonlandırıldığını açıkladı. Fakat ihlallerin devam ettiğini gösteren haberler var. Ahmet eş-Şara hükümeti, ihlalleri araştırmak için bir komite oluşturdu. Ancak komitenin güvenilirliğini sorgulayanlar, uluslararası bağımsız bir soruşturma heyeti talep ediyor.
Uluslararası Af Örgütü: “Savaş suçu var”
Konuya dair bugün (3 Nisan) Uluslararası Af Örgütü bir rapor yayımladı. Raporda, “Suriye hükümetine bağlı milislerin Alevi azınlığa mensup sivilleri kasten öldürdüğü” belirtildi. Ayrıca sivilleri hedef alan saldırıların savaş suçu teşkil ettiğine dikkat çekildi.
Örgüt, raporunda Suriye hükümetinin bu saldırıları durdurmak için iki gün boyunca müdahale etmediğini vurgulayarak yetkilileri sorumlu tuttu. Konuyla ilgili bağımsız ve etkili soruşturmaların yürütülmesi ve insan hakları ihlallerini gerçekleştiren faillerin suçlarını tekrarlamalarına olanak sağlayacak pozisyonlarda bulunmamaları çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü’nün açıklamasının ardından, Suriye hükümetine bağlı soruşturma komitesi bir açıklama yaptı. 14 Mart’ta kurulan komitenin sözcüsü, ihlalleri savaş suçu olarak değerlendirmek için henüz erken olduğunu belirtti.
Komite Sözcüsü Yaser Farhan, suçlanan grupların hükümetle ne derece bağlantılı olduğunun belirsiz olduğunu dile getirdi, ayrıca, suçluların cezalandırılması konusunda komitenin gerekli adımları atacağını ekledi.
Soruşturma komitesi, soruşturmaları uluslararası standartlara uygun olarak yürüttüğünü savunuyor. Ancak, komiteye eşlik ederek detayları şeffaf bir şekilde kamuoyuna aktarabilecek medya kuruluşları soruşturma sürecine dahil edilmedi.
Bayramın ilk gününde yeni bir katliam oldu
Öte yandan, Alevi köylerinden ihlallere dair haberler de gelmeye devam ediyor. 31 Mart’ta Ramazan Bayramı’nın ilk gününde Banyas kasabasında tüm ülkeyi sarsan bir olay yaşandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemi’ne göre Harf Binamra köyüne giren silahlı iki kişi, aralarında köy muhtarı ve bir çocuğun da bulunduğu toplam altı sivili katletti.
Öldürülen çocuğun fotoğrafı, zor yaşam koşullarını yansıtan bir detayla sosyal medyada yankı uyandırdı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Köy halkı, silahlı kişilerin asker kıyafeti giydiğini ve cinayetin ardından köyün yakınında bulunan bir askeri noktaya girdiklerini söyledi. Bölgeye gelen güvenlik güçleri, askeri noktada bulunan iki suçlunun tutuklandığını, bu kişilerin devleti temsil etmediğini ve cezalandırılacaklarını açıkladı. Güvenlik güçleri ayrıca, olayın ardından benzer katliamların tekrarlanmasından korkan ve ormanlık alanlara kaçan bölge halkına evlerine dönmeleri çağrısında bulundu.
“Oğlumun kalbini sokup üstüne bıraktılar”
Bayramın ilk günü ülkeyi sarsan bir diğer video ise silahlı gruplar tarafından katledilen ve kalbi sökülen bir gencin babasının anlattıkları oldu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin paylaştığı videoya göre cinayet, Hama’ya bağlı El-Rasafa köyünde gerçekleşti.
Baba olayı şu sözlerle anlattı: “Yaklaşık 10 kişilik silahlı bir grup evimizi bastı. Bir kısmı beni etkisiz hale getirdi, diğerleri iki oğlumu kaçırdı. Küçük oğlumun anemi hastası olduğunu söyleyerek serbest bırakmaları için yalvardım. Küçük oğlumu bıraktılar, diğerini götürdüler. Saatler sonra oğlumun telefonundan arandım. ‘Oğlunu Hafız Esad’ın yanına gönderdik. Kalbini yerinden söktük. Köpekler yemeden önce gel al’ dediler. Tarif ettikleri yere gittiğimde oğlumun cesedini yerde buldum. Kalbi çıkarılmış ve bedeninin üzerine bırakılmıştı. Üstünü örttüm. Yardım almak için kuzenime gittim, ancak onun dört oğlunun da öldürüldüğünü öğrendim.”
Binlerce sivil kurban ve uluslararası soruşturma heyeti çağrısı
6 Mart’ta sahil bölgesinde güvenlik güçlerine karşı kurulan pusularda 20 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Savunma Bakanlığı, pusuları “rejim kalıntıları” olarak adlandırdığı grupların gerçekleştirdiğini açıkladı.
Pusuların ardından Savunma Bakanlığı, “en büyük askeri ve güvenlik operasyonunu” yürüttüğünü ilan etti ve bölgeye on binlerce askerle birlikte askeri araçlar sevk etti. Bununla birlikte, Sünni nüfusun yoğun yaşadığı ve sahil bölgesine yakın Hama, İdlib, Halep ve Homs illerindeki camilerde cihat ve seferberlik çağrıları yapıldı. Bu şehirlerde on binlerce kişi sokaklara döküldü ve Alevilere karşı mezhepçi sloganlar atıldı. Ardından binlerce sivil militan, “askerleri desteklemek için” sahil bölgesine yürüdü.
Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu çeşitli örgütler, bölgede çocuk, kadın ve yaşlılar da dahil olmak üzere sivillerin öldürüldüğünü açıkladı. Farklı insan hakları örgütleri, kendi teyit edebildikleri ölüm sayılarını paylaştı. Suriye İnsan Hakları Ağı, 6-10 Mart tarihleri arasında 803 kişinin öldüğünü belirtti. Aynı dönem için Sivil Barış Grubu (Civil Peace Group Seen) 1743 sivilin öldürüldüğünü açıkladı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise sahil bölgesindeki katliamlarda 1700 Alevi sivilin öldürüldüğünü bildirdi.
SOHR ayrıca, Suriye hükümetine bağlı soruşturma komitesinin yetersiz olduğunu belirterek, soruşturmanın uluslararası bağımsız bir heyet tarafından yürütülmesi gerektiğini vurguladı.