2024’ü bitirmek üzere olduğumuz şu günlerde, nasıl bir sinema yılı geçirdiğimize dair bir yazı kaleme almak istiyorum. Bu sene, sinema endüstrimiz ve salonlarımız açısından nasıl geçti? Toplam kaç film vizyona girdi ve en çok hangi filmler izlendi? Yerli yapımlar nasıl bir performans sergilediler? Ve belki de en önemlisi, tüm bu veriler, sinema salonlarımız ve endüstrimiz ile ilgili bize ne söylüyor?
Amacım 2024 gişe verilerine odaklanarak, genel durum tespiti yapmaya ve seyirci alışkanlarını anlamaya çalışmak. Bu araştırmam için, gişe ve hasılat rakamlarını düzenli olarak paylaşan Box Office Türkiye’nin verilerinden yararlanıyorum. 2024 yılında vizyona giren yerli yapımlar, yazım için önceliğim oldu.
İleride, sinema endüstrimiz ile ilgili daha detaylı bir çalışma yapma gibi bir niyetim var. Bunun için Box Office Türkiye verilerinin yanı sıra, daha geniş bir tarama, arşiv çalışması ve sektör paydaşları ile detaylı söyleşiler de yapmayı hedefliyorum. Şimdilik bu yazımı, bunun bir girizgahı olarak düşünebiliriz.
Gişe rakamları, salgın öncesi yıllarının hâlâ çok gerisinde!
2024 yılı gişe rakamlarını, geçmiş yıllar ile kıyaslayarak analizimize başlayabiliriz. Önemli bir soru, gişe rakamları, pandemi öncesinin rakamlarına yaklaşabildi mi ve seyirci sayısında bir toparlanma oldu mu? Pandemi koşullarını geride bırakmamızın üzerinden 2 sene geçmiş olsa da pandemi öncesi sinema seyircisi sayısının maalesef çok gerisindeyiz.
2019 yılında, toplam seyirci sayısı 57 milyon küsur iken, bu rakam 2024 yılında 31,5 milyon küsur civarında. Yani yarı yarıya bir düşme var ve bu trend 2022 yılından beri aynı. (2020 ve 2021 yılları rakamları, sinema salonları kapalı kaldığı için çok düşük ve onları saymıyorum.) Çok büyük bir değişiklik olmaz ise, seneye de benzer rakamlar göreceğimizi düşünüyorum. Seyirci sayısındaki düşüklük sadece ülkemizde değil, birçok farklı pazarda da gözlemse de aynı karşılaştırmayı Amerika için yaparsak, 2024 ve 2019 yılları arasında sadece yüzde 23’lük bir fark olduğunu görüyoruz.
Pandemi döneminde platformların hızlı yükselişi, tüketici alışkanlıklarının değişmesi, tüketicilerin ücretsiz içeriklere alışmaları ve enflasyonist politika koşulları altında yaşıyor olmamız, insanların sinema salonlarına dönüşlerini maalesef zorlaştırıyor.
Bu konuda, Hollywood, Amerikan film piyasası ve geçtiğimiz sene yaşanan grevler ile ilgili yazdığım Amerikan sineması krizde yazımı da, merak edenlere önermek isterim.
Senenin en çok izlenen filmi Rafadan Tayfa 4: Hayrimatör
2024 yılında, ülkemizde toplam 549 film gösterime giriyor. Bunlardan 225’i, yani neredeyse yarısı yerli yapım. Nicelik bakımından, bu yerli sinemamız için iyi bir durum. Yerli yapımların neredeyse hiç üretilemediği 1980’ler ve 1990’lar ile bugünü karşılaştırırsak, daha dinamik ve üretken bir sinema endüstrisine kavuştuğumuzu söyleyebiliriz. Bu durum, seyircimizin yerli yapımlara olan ilgisini de gözler önüne seriyor. Ancak üretilen bu filmler vizyonda başarılı olabiliyorlar mı, ona yazımın devamında değineceğim.
2024 boyunca en çok izlenen 10 yapıma baktığımızda, yerli ve yabancı yapımların listeyi ikiye böldüğünü görüyoruz. İlk 10’a 5 yerli, 5 de yabancı film giriyor.
İlk 10 listesine, ilk önce yabancı filmler üzerinden bakalım. En çok izlenen bu 5 yabancı filmden 4’ü ilginç bir şekilde animasyon filmi. Disney yapımı Ters Yüz 2, ülkemizde en çok izlenen ikinci film olmuş. 5’inci sırada aksiyon ve komedi türündeki Deadpool & Wolverine filmi yer alıyor. Sırasıyla 6’ncı, 8’inci ve 9’uncu sıralarda, Çılgın Hırsız 4, Kung Fu Panda 4 ve Moana 2 animasyon filmlerinin yer aldığını görüyoruz. Bu durum bize, ülkemizde gösterime giren yabancı filmlerin, çoğunlukla çocuklar, aileler ve genç seyirciler tarafından rağbet gördüğünü gösteriyor. Not edilmesi gereken bir başka nokta, bu yaş grubunun sinemaya çoğunlukla ebeveynleri ile gitmeleri. Bu da bu filmlere giden seyirci sayısının artmasına doğal bir şekilde yardımcı oluyor. Bu yapımlardan 3’ü Disney, 2’si de Universal yapımı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İlk 10’a giren yerli yapımlara odaklandığımızda, tür çeşitliliği hemen göze çarpıyor. Bu filmlerden 2’si komedi, 1’i dram, 1’i korku ve 1’i animasyon türünde. Bu da, yerli sinemayı tercih eden seyircinin farklı demografilerden geldiğini ve film çeşitliliğine ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.
Toplam 2.815.200 seyirci rakamına ulaşan Rafadan Tayfa 4: Hayrimatör isimli animasyon filmi, 2024 yılının en çok izlenen yapımı. 43 hafta gösterimde kalan film, TRT Sinema, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından destekleniyor. Serinin önceki filmleri, sırasıyla, 2018, 2019 ve 2023 yıllarında gösterime giriyor ve o yapımlar da yüksek seyirci rakamlarına ulaşıyorlar. Serinin beşinci filmi, 27 Aralık’ta vizyona girecek.
En çok izlenen yapımlar arasında 3’üncü ve 4’üncü sırada, komedi filmleri Lohusa ve Kolpaçino 4 4’lük filmleri var. 7’nci sırada, dram ve gençlik türünde 3391 Kilometre, 10’uncu sırada ise korku filmi Siccin 7 yer alıyor.
Vizyona giren 225 yerli yapım bize ne söylüyor?
Vizyona giren 225 yerli yapımın rakamları üzerinden, bütün okuması yapmaya çalışalım.
İlk önce türler:
2024 yılında yerli sinemamızda en fazla üretilen tür, 72 film ile komedi oluyor. Komediyi, 69 film ile dram, 49 film ile korku ve 17 film ile de animasyon takip ediyor. Film yapımcılarının ve dağıtımcıların, yerli sinemamızda bu 4 türü öncelik yaptıklarını görebiliyoruz.
Ancak türlere göre üretilen film sayısı oranı, elde edilen toplam seyirci sayısı ile doğru orantılı değil. Örneğin, bu sene sadece 17 animasyon filmi üretilmiş olmasına karşın, animasyon filmlerinin toplam seyirci sayısı 6,6 milyon küsur. Bu da animasyon türünü, 9,5 milyon küsur seyirciye ulaşan komedi ve 6,7 milyon küsur seyirciye ulaşan dramdan sonra en çok izlenen tür yapıyor. Yerli animasyon filmleri, çok izlenmelerine karşın daha az üretiliyorlar. Bunu, animasyon yapım maliyetlerinin daha yüksek olmasına ve animasyon stüdyolarının sayıca, film şirketlerine nazaran daha az olmasına bağlayabiliriz.
Üretilen korku filmleri rakamlarına baktığımızda, ilginç bir manzara ile karşılaşıyoruz. 2024 yılında korku türünde toplam 49 film üretilmiş. Bu sayı korku türünü, komedi, dram ve animasyondan sonra en çok üretilen 4’üncü tür yapmasına karşın, toplamda elde ettiği 1,2 milyon küsur seyircisi sayısı, diğer türlere nazaran oldukça düşük. Daha ilginç bir veri, üretilen 58 korku filminden 33’ü, 10 bin seyirci barajına ulaşamıyor. Bu da aslında bize, seyircinin korku türüne çok ilgi göstermediğini ve seyirci sayısı bakımından, yerli filmler içerisinde sadece yaklaşık yüzde 5’lik bir dilimi kapladığını gösteriyor. Yukarıda da değindiğimiz gibi, Siccin 7 filminin en çok izlenen yapımlar arasında ilk 10’a girebilmesi, yapımcıları bu türe teşvik ediyor olabilir. Ancak bu türde rekabetin çok olduğunu ve seyircinin her yapıma ilgi göstermediği bir gerçek.
Dram ve tarihi dram seviyoruz!
Dram ama özellikle tarihi dram filmlerini seviyoruz. Ancak dram filmleri kategorisi için ayrı bir parantez açmam gerekiyor. Bu araştırmam için tarihi dram olarak tanımlayabileceğimiz filmleri dram kategorisi altında topladım. Bu kategoride, yüksek seyirci sayısı ile öne çıkan ve belki farklı bir kategoride değerlendirilmesi gereken bir yapım var: Atatürk 1881 – 1919 1’inci ve 2’nci filmler, toplamda 2 milyonun üzerinde seyirci çekmeyi başarıyor. Bu projenin konu itibariyle özel olduğunu ve seyircinin daha çok ilgi gösterdiğini ve bu yüzden bu yapımı, dram kategorisi dışında değerlendirmemiz gerektiğini düşünürsek, dram seyircisinin animasyon seyircisinden geri kalacağını ve animasyonun ön sıraya yerleşeceğini düşünebiliriz. Örneğin seneye Atatürk ile ilgili benzer bir proje olmayabilir ve genel resim bize, komediden sonra en çok izlenen türün animasyon olduğunu söyleyebilir. Bu parantezi burada kapatıyorum.
Seyirci rakamları ve yerli sinemamızın durumu:
2024 yılında 225 yerli filmin üretilmiş olması, endüstrimizin dinamik ve hareketli olduğuna işaret ettiğini belirtmiştik. Ama bir de bu yapımlara, vizyonda elde ettikleri gişe performansları üzerinden bakalım. Rakamlara baktığımızda, maalesef iç açıcı olmayan bir tablo ile karşılaşıyoruz. Üretilen 225 yerli filmden 124’ü, 10 bin seyirci barajının altında kalıyor. Gösterime giren sadece 41 film, 100 bin seyirci barajının üzerine çıkabiliyor. 1 milyon seyirci rakamını geçebilen sadece 5 film var. Bu da ülkemizde, yerli film yapımında bir hareketlilik olduğunu ancak birçok filmin iş yapamadığını ve vizyonda başarısız olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Son olarak, 2024 yılında toplam seyirci rakamlarını, yerli filmlere giden seyirci rakamları ile karşılaştıralım. 2024 yılında toplam seyirci sayısının 31,5 milyon küsur olduğunu söylemiştik. Yerli filmlerin toplam izlenme rakamları ise 24 milyon küsür. Yani ülkemizde, sinema salonlarının hasılat gelirlerinin 5/4’ü yerel filmlerden geliyor. Bu da yerli filmlere bir talep olduğunu gösteriyor.
Sinema salonlarımızın 2024 karnesi: Toplayalım
Bütün bu incelemeler bana, hali hazırda seyirci kitlesi yüksek olan, aktif bir yerli sinemamızın olduğunu, ancak çok az yapımın bu yarışta başarılı olabildiğini ve rekabetin üst safhalarda olduğu söylüyor.
Maalesef pandemi öncesi seyirci rakamlarına henüz ulaşabilmiş değiliz ve yakın bir gelecekte de bir artış gözlemleyebileceğimize dair işaretler almıyoruz.
Dünyada en çok izlenen ilk 10 filme baktığımızda, ülkemizdekine benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz. Listeye giren filmlerden 4’ü animasyon. Animasyonu, 3 film ile bilimkurgu ve macera türündeki yapımlar takip ediyor. 2024 yılında dünyada en çok izlenen film, bizde de 2’nci sırada listede yer alan Ters Yüz 2 animasyon filmi.
Sinema salonlarımızın 2024 karnesi: Son bir not
En az gişe rakamları ve seyirci sayısı kadar önemli olan ve açık kaynaklarda maalesef ulaşamadığımız önemli bir girdi, filmlerin yapım bütçeleri. Yapım bütçeleri bize, filmlerin hasılatlarını ve toplam seyirci sayısı rakamlarını daha iyi analiz etmemizde yardımcı olacak ve sinema sektörüne ışık tutacak önemli bir bilgi. Bu verilerin saydamlığı, sektör paydaşlarının kendilerini daha iyi konumlandırabilmeleri ve film endüstrisinin daha eşit bir rekabet ortamı oluşturabilmesi açısından da önemli. Özellikle film yapımcıları, dağıtımcılar ve sinema salonları, bu veriler üzerinden yatırımlarını ve gelecek planlarını daha iyi kurabilirler.
Umarım bir gün bütçeler konusunda saydamlık, sektör içerisinde daha sık tartışabileceğimiz ve talep edebileceğimiz önemli bir konu olacak.