Metin Bulut yazdı: Mersin’de “sağ siyaset” krizi mi var?

2024 Yerel Seçimleri’nin ardından dokuz ayı geride bıraktık. Mersin kazananları ve kaybedenleriyle önemli bir seçimi atlatmış oldu. Şimdilerde hemen her belediye benzer bir telaş içerisinde önceki dönemin mali yükü ve yarım kalan hizmetleriyle, gelecek dönemin vaat ve beklentileri arasında yeni bir denge arayışında… Seçim dönemi hararetini tamamen yitirirken, siyasi partilerde kendilerini yeniden yapılandırma yolunda hızla ilerliyor. İşte böyle bir zamanın; dalgalar yeniden denize doğru çekilirken sahilde bıraktığı izler üzerine, aklıselim bir değerlendirme yapmak için uygun bir an olduğu kanaatindeyim. 

Bu yazıyla, 2024 Yerel Seçimleri’nin Mersin sonuçları üzerine, genel bir takım çıkarımları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sahildeki manzaraya baktığımda gördüğüm ilk şey; 2024 Yerel Seçimleri’nin, Mersin siyasi tarihi için bir “kırılma anı” olduğudur. Esasında bana göre; asıl işaretlerini 2019’da aldığımız ve fakat kendisini tam olarak 2024 sonuçlarıyla ortaya koyan, bir “dip dalganın” eseridir bu manzara… 

Seçim sandıklarından çıkan sonuçlar; halkın yerel idareye ilişkin o günkü notunu vermesi olarak değerlendirilir. Lakin bu sonuç aynı zamanda bir şehrin uzun yıllara dayalı siyasi eğiliminde yaşanan birikimin de bir sonucunu ifade eder. Siyaset Bilimi literatüründe bu durum “siyasal kültür analizi” başlığı altında ele alınırken, siyasal hayatta yaşanan “süreklilik ve değişim” incelenir. Böylece toplum hayatında yaşanan siyasal; değişim ve dönüşümler anlaşılmaya çalışılır.

Mersin’in çok partili siyasal hayata geçişinden bugüne, 74 yıllık uzun siyasal hayatının fotoğrafı çekildiğinde; merkez sağ, merkez sol ve milliyetçi sağ başlıkları altında sınıflandırabileceğimiz, üç siyasal damarın, bir eğilim olarak, kendisini var ettiği görülebilir. Merkez sağ ve merkez solun hâkim partiler olarak konumlanırken, milliyetçi sağ ise her ikisine muhalif siyasetin biriktiği mecra olduğu öne sürülebilir. Necmettin Erbakan ile başlayan Recep Tayyip Erdoğan ile sürdürülen muhafazakâr sağ ise Mersin yerel siyasetinde arzu ettiği büyümeyi bir türlü elde edememiştir.

Mersin yerel siyasetinde; 1950-1980 arasında siyasi rekabet, DP-AP çizgisi ile CHP arasında geçmiştir. 1950-1980 arasındaki siyasal dönem iki partili rekabete ev sahipliği yaparken, 1980-2024 arasındaki siyasal dönem çok partili rekabete sahne olmuştur. Zira 1980 askeri darbesi ve 1987 Referandumuyla siyasete geri dönen yasaklı liderlerin etkili siyaseti, siyasal alanı parçalamıştır. Bu dönemde; merkez sağ ikiye bölünerek ANAP-DYP çizgisiyle, merkez sol ise üçe bölünerek SHP-CHP-DSP çizgisiyle siyasal alana dâhil olmuştur. 

Tablo-1’e bakarak, Mersin yerel seçim sonuçları 1984-2024 yılları arasında incelendiğinde; 1994 ve 2024 Yerel Seçimleri’nin siyasal kırılma anları olduğu iddia edilebilir

Tablo-1: 1984-2024 Mersin Yerel Seçimleri İlçe Belediyeleri Sayısal Dağılım
Tablo-1: 1984-2024 Mersin Yerel Seçimleri İlçe Belediyeleri Sayısal Dağılım

1994 kırılmasına neden olan birkaç faktör vardır. Bunlardan birisi; terör sorunu ve onun Mersin’de yarattığı göç dalgasıdır. Mersin’e göç eden Kürt vatandaşlarımız, Mersin’in demografik yapısında değişime, siyasal davranışlarında da dönüşüme sebep olmuştur. 

Diğer faktör sağ siyasetin krize girmesidir. 1990’ların ikinci yarısına gelindiğinde merkez sağın iki önemli temsilcisi ANAP ve DYP’nin artık halkın gözünde güvenirliğini ve ahlaki üstünlüğünü yitirdiği görülmüştür. 

Üçüncü faktör ise sol siyasetin bölünerek krize girmesidir. Merkez solun üç partiye bölünmesi, seçimleri birbirlerine kaybettirmesiyle sonuçlanmıştır. Böylece en temelde bu üç faktör birleşerek, 1994 kırılmasını yaratmıştır.

İlk kez 1969 Genel Seçimleri’nde %6,2 oy alarak Mersin’de taban kazanmaya başlayan milliyetçi sağ (MHP), daha önce hiç belediye kazanamadığı halde, 1994’e gelindiğinde, Mersin yerel siyasi tarihinde ilk kez; 3 ilçe belediyesini (Tarsus, Erdemli, Anamur) ve 3 belde belediyesini (Huzurkent, Esenpınar, Çarıklar) kazanmasıyla sonuçlanmıştır. 1994 Yerel Seçimleri’nde uç sağ olarak kabul edilen MHP ilk kez, aynı an da hem sağ siyaset krizinden hem de sol siyasal bölünmeden beslenerek, Mersin’de bir siyasi seçenek olarak ortaya çıkmıştır.

Tablo-2: 1984-2024 Mersin Yerel Seçimleri İlçe Belediyeleri Yüzdesel Dağılım
Tablo-2: 1984-2024 Mersin Yerel Seçimleri İlçe Belediyeleri Yüzdesel Dağılım

Yukarıdaki iki haritada görüldüğü üzere, 1999’dan itibaren; ANAP ve DYP, Mersin’in şehirli yerleşimlerinden yani ilçe belediyelerinden tasfiye edilmiş, buralarda milliyetçi sağ, sağın mirasını devralarak, sağın rakipsiz temsilini ele almıştır. Fakat bu sonucun fitili 1994’te ateşlenmiştir. Böylece milliyetçi sağ, çok kısa bir dönemde Mersin’in tüm ilçelerini domino etmiştir. Milliyetçi sağ, 1994’te Mersin’in şehirli yerleşimlerinin yani ilçe belediyelerinin %33’ünü yönetirken, 1999’da %77’sini, 2009’dan itibaren 15 yıl boyunca %61’ini yönetmeyi başarmıştır.

 Merkez sol ise 1989’da SHP ile önemli bir zafer kazanarak, Mersin’in şehirli yerleşimlerinin yani ilçe belediyelerinin %50’sinde yönetim başına gelirken, 1994’e gelindiğinde elinde yalnızca bir ilçe belediyesi kalmış ve şehirdeki yönetim gücü %11’e gerilemiştir. Sol içi rekabet, 1994’te sol siyasetin Mersin’de dip yaptığı bir seçim sonucunu doğurmuştur. İşte tüm bu krizler bir araya geldiğinden, 1994 seçimleri Mersin için bir siyasi kırılma anı olmuştur.

Mersin’in şehirli yerleşimlerinde manzara böyleyken, daha kırsal yerleşimleri olan belde belediyelerinde görünüm aşağıdaki gibi gelişmiştir.

Tablo-3: 1984-2009 Mersin Yerel Seçimleri Belde Belediyeleri Sayısal Dağılım
Tablo-3: 1984-2009 Mersin Yerel Seçimleri Belde Belediyeleri Sayısal Dağılım

Belde belediyeleri; Türk yerel yönetimler idaresinin, kabaca köyden büyük ilçeden küçük, kırsal alanlara hizmet üretmek için geliştirdiği, küresel eğilimlerle paralel olarak, 2008’de sayılarını azalttığı, 2012’de ise bütünşehir modeliyle büyükşehirlerde tamamen tasfiye ettiği yönetim birimleridir. Mersin’in 1984’te 22 beldesi varken, bu sayı 1999’da 60’a çıkmış, 2008’den sonra 4 yeni ilçe belediyesi kurulmasıyla son kez seçildiklerinde sayıları 41’e kadar gerilemiştir. Belde belediyeleri, şehir yerleşimlerine nazaran; daha az nüfusları, daha kısıtlı ekonomileri, daha homojen sosyolojileri ve daha kırsal özellikleriyle, uzun yıllar Mersin’de sağ siyasetin kuluçka merkezleri olmuştur.

O halde 1984-2009 yılları arasında Mersin yerel seçim sonuçlarına beldeler üzerinden baktığımızda; 1994’te şehirli yerleşimlerde seçimi kaybeden ANAP ve DYP’nin, kırsal yerleşim olan beldelerde gücünü pekiştirdiği yani merkez sağ siyasetin kırsal alanlara sıkıştığı görülmektedir. Merkez sağın beldelerdeki üstünlüğünü ise 1999’da milliyetçi sağ MHP’ye kaptırdığı ve 2004 itibariyle Mersin kırsalından büyük ölçüde çözüldüğü ileri sürülebilir. 

Tablo-4: 1984-2009 Mersin Yerel Seçimleri Belde Belediyeleri Yüzdesel Dağılım
Tablo-4: 1984-2009 Mersin Yerel Seçimleri Belde Belediyeleri Yüzdesel Dağılım

Belde seçim sonuçlarına yüzdesel dağılım üzerinden bakıldığında; merkez sağın Mersin kırsalından tasfiyesi, muhafazakâr sağ siyasetten ziyade milliyetçi sağ siyaseti güçlendirmiştir. Mersin’de tarihsel olarak muhafazakâr sağın güçlü olmaması, liberal muhafazakâr ANAP seçmeni AK Parti’ye taşınsa da, süreç milliyetçi muhafazakâr DYP tabanının MHP’ye yönelmesiyle sonuçlanmıştır. Dolayısıyla DYP ve MHP’deki taban birleşmesi, MHP belediyeciliğinin Mersin’de kökleşmesini kolaylaştırmıştır. Zira böylece 2014’e gelindiğinde, bütünşehir yasasının da etkisiyle, milliyetçi sağ MHP tarihinde ilk kez Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmıştır.

Siyasi partilerin kazandığı belediye sayıları siyasal temsili göstermesi bakımından tek başına doğru bir önerme sayılmayabilir. Bu noktada daha destekleyici bir analiz için siyasi partilerin kazandıkları ilçelerde yönettikleri toplam nüfusa ve bu nüfusun Mersin nüfusu içerisindeki oranına bakmak gerekir.

Tablo-5: Siyasi Partilerin Yönettiği İlçe Belediye Nüfusları Adet Dağılım
Tablo-5: Siyasi Partilerin Yönettiği İlçe Belediye Nüfusları Adet Dağılım

Tablo-5’te görüldüğü üzere siyasi partilerin kazandıkları ilçelerde yönettikleri nüfus hesaplanmaya çalışılmıştır. Yerel seçimlerle 1 milyondan fazla nüfusu bugüne kadar 1989 ve 2024’te olmak üzere iki kez merkez sol gelenekteki partiler yönetebilmiştir. 

Milliyetçi sağ MHP 2009-2019 arası dönemde 8 ilçe belediyesi ile belediyelerin %61’ini elinde tutmasına rağmen 1 milyon nüfusu hiçbir zaman yönetememiştir. 

Örneğin 2019’da merkez sol CHP sadece 3 ilçe belediyesini elinde tutarak milliyetçi sağ MHP’nin sahip olduğu 8 ilçe belediyesinden daha fazla nüfusu yönetebilmiştir. 

O nedenle tablo-5 siyasi partilerin temsil yeteneği değerlendirilirken sadece kazanılan belediye sayılarına değil yönetilen nüfusa da göz atılmasının önemini ortaya koymaktadır. 

Bu açıdan bakıldığında; milliyetçi sağ MHP’nin, 2024 yılında yönettiği nüfusun siyasi kırılma seçimi olan 1994’te yönettiği nüfusun gerisine düştüğünü ortaya koymaktadır. 

Ve hatta milliyetçi sağ MHP’nin 2024’te yönetme yetkisini kazandığı üç ilçenin toplam nüfusunun DEM Parti’nin kazandığı Akdeniz ilçe belediyesinin nüfusundan daha az olduğu anlaşılmaktadır. 

Dolayısıyla buradan çıkan bir diğer sonuç milliyetçi sağ MHP’nin kırsal Mersin’de taban bulduğu, merkez sol CHP’nin ise daha şehirli ilçeleri elinde tuttuğudur. 

Merkez sağ partilerin 1999 itibariyle Mersin yerel siyasetinden çekildiği, milliyetçi sağ MHP’nin 2024 itibariyle erime sürecine girdiği, muhafazakâr sağ AK Parti’nin temsil yeteneğini yitirdiği, milliyetçi sağın bölünme partisi İYİ Parti’nin ise 72.000 nüfusla 2 milyon nüfuslu Mersin’i temsil etmekten oldukça uzak kaldığı görülmektedir. O halde tüm bu sonuçların; Mersin’de bir sağ siyaset krizi yaşandığının kanıtı olarak ileri sürülebilir.

Tablo-6: Siyasi Partilerin Yönettiği İlçe Belediye Nüfusları Yüzdesel Dağılım
Tablo-6: Siyasi Partilerin Yönettiği İlçe Belediye Nüfusları Yüzdesel Dağılım

Tablo-6’da siyasi partilerin kazandığı ilçelerde yönettiği nüfusun oransal büyüklüğüne baktığımızda; merkez sol CHP’nin 1989’da Mersin nüfusunun %86’sını yönettiği anlaşılmıştır. Vahap Seçer aktörlüğünde CHP, 35 yıl sonra ilk kez bu orana 2024’te bu kadar çok yaklaşılmıştır. 2024 siyasi kırılmasının büyüklüğünü merkez sol CHP’nin ezici bir şekilde Mersin nüfusunun %72’sini yönetecek olmasından pay biçebilirsiniz. 

Milliyetçi sağ MHP, uzun zaman ilçe belediye sayısı üstünlüğünü elinde bulundurmasına rağmen hiçbir dönemde uzun yıllardır rekabet halinde bulunduğu CHP’nin %59 temsil tabanı rekorunu kıramamıştır. Ve hatta 1994’te Mersin nüfusunun %35’ini yöneten milliyetçi sağ MHP’nin, yıl 2024’e gelindiğinde %11 temsile gerilediği anlaşılacaktır. Bu durum milliyetçi sağ MHP’de yaşanan erimeyi göstermesi bakımından çok çarpıcı bir sonuçtur.

2015 Haziran Genel Seçimleri sonrası MHP’nin siyasetini; muhalefet odağından, iktidar ortaklığına yöneltmesiyle birlikte milliyetçi sağ; MHP ve İYİ Parti olarak ikiye bölünmüştür. Bu sonuçla Mersin’de milliyetçi sağ krize girmiş ve 2024 siyasi kırılmasının koşulları oluşmaya başlamıştır.

Milliyetçi sağ MHP, Mersin’de yaşadığı krizi, seçim ittifakı yaparak aşmaya çalışmıştır. 2019 Yerel Seçimleri’nde MHP Mersin’de, AK Parti ile seçim ittifakı yaparken, CHP ve İYİ Parti seçimlere ayrı ayrı girme kararı almıştır. 

Seçim ittifakı, milliyetçi sağ MHP’nin; Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni ve 25 yıldır elinde tuttuğu, Mersin’in nüfusu en kalabalık, şehirli ilçesi, kendisi için oy deposu olan Tarsus’u kaybetmesini engelleyememiştir. Fakat ilçe belediyelerindeki gücünü korumasıyla sonuçlanmıştır. 

Ayrıca seçim ittifakı, muhafazakâr sağ AK Parti’nin de ilk kez Mersin il merkezinde bir belediye kazanmasına yardımcı olmuştur. Buna rağmen Tablo-6’da görüldüğü üzere 2019’da milliyetçi sağ MHP, merkez sol CHP’nin yönettiği nüfustan daha azını yönetmiştir.

2019’da seçim ittifakı yapmayan CHP ve İYİ Parti, seçmenlerinin taban ittifakı yapmasıyla Tarsus’u milliyetçi sağ MHP’den alsa da, ayrı ayrı seçime girerek Silifke’de CHP’nin, Çamlıyayla, Mut ve Bozyazı’da İYİ Parti’nin seçimi kaybetmesiyle karşı karşıya kalmıştır. Böylece belki de 2019’da yaşanabilecek bir siyasal kırılma 2024’e ertelenmiştir. 

Tablo-7: Haziran 2015-2023 Mersin Genel Seçimleri MHP Kır-Kent Yüzdesel Oy Dağılımı 
Tablo-7: Haziran 2015-2023 Mersin Genel Seçimleri MHP Kır-Kent Yüzdesel Oy Dağılımı 

Yukarıdaki tabloda Kırsal Mersin; Erdemli, Silifke, Mut, Gülnar, Aydıncık, Bozyazı, Anamur ve Çamlıyayla, Kentsel Mersin ise Mezitli, Yenişehir, Toroslar, Akdeniz ve Tarsus olarak tanımlanmıştır. Tablo-7; genel seçimlerde bu bölgelerde MHP’nin aldığı oy, geçerli oylara bölünerek elde edilmiştir. 

Dolayısıyla tablo-7 şu şekilde yorumlanabilir: Haziran 2015 Genel Seçimleri’nde Kırsal Mersin seçmenlerinin %29,53’ünün oyunu alan milliyetçi sağ MHP, bölünmenin ardından aynı bölgedeki oyu 2018’de %13,63’e, 2023’te %14,39’a gerilemiştir. Kentsel Mersin’deki oyu ise Haziran 2015’te %22,11’den, 2018’de %11,71’e, 2023’te ise %10,23’e düşmüştür. 

Özetle Mersin’de milliyetçi sağ MHP’nin, selefi olduğu merkez sağ partiler ANAP ve DYP gibi bir erime sürecine girdiği, oy tabanının şehirli yerleşimlerde daralarak kırsal alanlara doğru sıkıştığı anlaşılmaktadır. 

2024 Yerel Seçimleri’ne Mersin bu siyasal değişimlerin altında girmiştir. Milliyetçi sağ MHP, 2024’te yine bir kez daha muhafazakâr sağ AK Parti ile seçim ittifakı yaparak girdiği Mersin seçimlerinde bu kez umduğunu bulamamış ve gücünü koruyamamıştır. 

Tablo-8: Milliyetçi Sağ MHP’nin 2024’te Kaybettiği İlçe Belediyeleri
Tablo-8: Milliyetçi Sağ MHP’nin 2024’te Kaybettiği İlçe Belediyeleri

Tablo-8’den anlaşıldığı üzere, milliyetçi sağ MHP; 25 yıl sonra Torosları, 15 yıl sonra Çamlıyayla ve Anamur’u, 10 yıl sonra Mut’u, 5 yıl sonra Silifke’yi yani toplamda beş ilçe belediyesinde seçimi kaybetmiştir. 25 yıl sonra 2019’da kaybettiği Tarsus’u 2024’te tekrar kazanamamıştır. 

Tablo-9’a bakıldığında ise; milliyetçi sağ MHP’nin Kırsal Mersin’de bulunan, yalnızca üç ilçe belediyesinde, muhafazakâr sağ AK Parti’nin ittifak desteğine rağmen, en yakın rakibini yalnızca %5 oy farkıyla geçerek, kazanabilmiştir. Bu sonuçla 3 ilçe belediyesi kazanan milliyetçi sağ MHP; 2024’te, 1994’te başladığı seviyeye geri döndüğü, yönettiği nüfus bakımından 1994’ün de gerisine düştüğü ve böylece erime sürecine girdiği yorumu yapılabilir.

Tablo-9: Milliyetçi Sağ MHP’nin 2024’te Kazandığı İlçe Belediyelerinde Seçim Sonuçları
Tablo-9: Milliyetçi Sağ MHP’nin 2024’te Kazandığı İlçe Belediyelerinde Seçim Sonuçları

Milliyetçi sağ MHP’nin ittifak ortağı muhafazakâr sağ AK Parti ise 2024’te 15 yıldır elinde tuttuğu Aydıncık ilçesini CHP’ye kaptırırken, 5 yıl önce kazandığı Akdeniz ilçesini DEM Parti’ye teslim etmiştir. Bu sonuçla muhafazakâr sağ AK Parti Mersin yerel siyasi tarihinde ilk kez belediyesiz kalmıştır. Dolayısıyla yazının başında belirttiğim 2024 siyasi kırılması işte böyle oluşmuştur. Hem milliyetçi sağ MHP, hem de muhafazakâr sağ AK Parti tıpkı selefleri ANAP ve DYP gibi Mersin’de sağ siyaset kriziyle karşı karşıyadır. 

Bu krizin nedenleri üzerinde pek çok şey söylenebilir ve fakat saha gözlemlerime dayanarak söyleyebileceğim dört kişisel değerlendirmem şunlardır. 

Muhafazakâr sağ AK Parti’nin sorumlu olduğu ülke ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmelerin bu sonuçta payı olduğu kadar, pandemi döneminde ortaya konan milliyetçi sağ MHP belediyeciliğinin de halktan geçer notu alamadığı anlaşılmaktadır. 

2024’te seçim ittifakı kapsamında büyükşehir ve ilçelerin 2019’da olduğu gibi yeniden MHP’ye bırakılması AK Parti tabanını küstürmüş, sandığa gitmekten alıkoymuştur. Özellikle Kürt muhafazakâr seçmen milliyetçi adaylara yönelmekte isteksiz kalmıştır. Sandığa giden bir kısım AK Parti seçmeni ise oy tercihini muhalefet partilerinden yana kullanmıştır. Bunun en bariz üç örneği; milliyetçi sağın bölünme partisi İYİ Parti’nin tarihinde ilk kez kazandığı Mut ve Çamlıyayla ilçeleriyle, CHP’nin tarihinde ilk kez kazandığı Toroslar ilçesi olduğu bir bakışta seçim sonuçlarından anlaşılmaktadır.

Mersin’de seçmen sosyolojisi şehirleşme yönünde değişmektedir. Dolayısıyla 25 yıl önce kır sosyolojisinden beslenen, “öteki” gelmesin diyerek yapılan oy verme davranışının etkisi artık kaybolmakta, günümüzde siyaset şehirlileşmektedir.

Peki, Mersin’deki sağ siyaset krizini hangi siyasi parti fırsata çevirebilmiştir? 

Şüphesiz bu soruya verilecek yanıt; rekor oyla Mersin Büyükşehir Belediye başkanı seçilen Vahap Seçer’in partisi, CHP’dir. 

Tablo-10’da görüldüğü üzere Vahap Seçer, 2019’da önceki dönem CHP adayı Macit Özcan’ın Mersin’in ilçelerinde aldığı oy oranını yukarıya çekmiş, ardından 2024’te kendisine ait başarıyı daha yukarıdaki bir çıtaya çıkarmıştır. Böylece Mersin’in geniş toplum kesimlerinden destek toplamayı başarmıştır.

2024 yerel seçimlerinde Vahap Seçer liderliğindeki CHP, son beş yılda gösterdiği performansın yanı sıra, Cumhur İttifakının 2024 yerel seçim ittifakının 2019’a göre daha başarısız olması ve İYİ Parti’nin 2019’a göre tabanını konsolide edememesinden beslenerek (sağ siyaset krizi); tarihinde ilk kez, Mersin’de kazandığı ilçe belediyesi sayısını 7’ye çıkarmış, Mersin’in ilçe belediyelerinin %53’ünü yönetme hakkını elde etmiştir. Nüfus temsili bağlamında ise Mersin nüfusunun %72’sini temsil etmeyi başarmıştır. Böylece 1989 seçim zaferinin ardından en başarılı 2. sonucu elde etmiştir.

Tablo-10: 2014-2024 Yerel Seçimleri'nde CHP MBB Adayının İlçelerde Aldığı Oy Oranı
Tablo-10: 2014-2024 Yerel Seçimleri’nde CHP MBB Adayının İlçelerde Aldığı Oy Oranı

CHP 2024’te, tarihinde ilk kez Toroslar ilçesini, 15 yıl aradan sonra Anamur ve Aydıncık ilçesini tekrar yönetmeye hak kazanmıştır. CHP sadece Kentsel Mersin’de değil Silifke hariç 15 yıldır seçim kazanamadığı Kırsal Mersin ilçelerinde de yönetim başına gelmiştir. 

Hatta seçim sonuçlarından anlaşılacağı üzere CHP belki de; daha çok çalışmış olsa, seçimler bir hafta sonra gerçekleşse ya da mevcut belediye başkanı Vahap Seçer’i yeniden aday gösterme kararını Cumhur İttifakı adayından önce açıklamış olsa, 1954’te ilçe olan ve 70 yıldır sağ siyaset tarafından yönetilen Erdemli’yi kazanması işten bile değildi.

Hiç tartışmaya yer bırakmadan, bu başarıda en büyük payın Vahap Seçer’e ait olduğunun altını çiziyorum. Özellikle Kırsal Mersin’e yapılan yatırımların meyvesini aldığını söyleyebilirim. Fakat bu başarıya yol açan başka faktörlerinde örneğin; kentleşme oranının artması, seçmenin şehirlileşmesi ya da Mersin’de bir sağ siyaset krizi yaşandığına da dikkat çekmek isterim. 

Tablo-11: CHP; 2024 MBB Oy Oranı-İlçe Bld Meclisi Oy Oranı Karşılaştırma
Tablo-11: CHP; 2024 MBB Oy Oranı-İlçe Bld Meclisi Oy Oranı Karşılaştırma

Tablo-11 incelendiğinde CHP’nin 2024 MBB adayı Vahap Seçer’in ilçelerde aldığı oy oranlarıyla CHP’nin 2024’te ilçe belediye meclislerinde aldığı oy oranları karşılaştırılmıştır. Görüldüğü üzere Vahap Seçer, 13 Mersin ilçesinin Aydıncık hariç 12 ilçesinde belediye meclis oylarında CHP’nin aldığı oydan daha fazlasını almıştır. Bu durum politik bir figür olarak Vahap Seçer’in Mersin’deki etkinliğini ortaya koymaktadır.

CHP’nin bu başarısı aynı zamanda 2019’da yarım kalan bir parantezin seçmen tarafından kapatılmasının bir sonucudur yorumu yapılabilir. Seçmen 2019 ve 2024’te CHP ile İYİ Parti arasında yapılmayan seçim ittifakını 2024’te kendisi tabanda yapmıştır. Bu noktada İYİ Parti’nin kazandığı iki ilçe başarısını hafife almıyorum ve fakat sağ siyasette yaşanan krizi, sağ siyasette doğan boşluğu, kendi lehine tam olarak fırsata çeviremediğine vurgu yapmak istiyorum. İYİ Parti, Mut ve Çamlıyayla dışında özellikle Kentsel Mersin’de sağ seçmen başta olmak üzere seçmenin tamamına güven veren, istikrar vaat eden, güçlü bir aday ve yönetim kadrosu ortaya koyamamıştır. Muhalif sağ seçmen ise 2019’daki bölünmeyi göz önünde tutarak, kurumsal olarak güçlü olan partiye yani CHP’ye bu kez oylarını emanet etmiştir. 

Özetleyecek olursak; 2024 Yerel Seçimleri Mersin yerel siyasi tarihinde bir kırılma anıdır. 2019’da varlığını hissettiren ve fakat 2024’te sahillere vuran bir “dip dalgadır.” Hâlihazırda Mersin’de bir “sağ siyaset krizi”yaşanmaktadır. 

Milliyetçi sağ MHP, kırsala sıkışmakta, kentsel Mersin’de erimekte, Mersin’deki ahlaki üstünlüğünü yitirmektedir. Henüz siyasal sonuçları test edilmemiş olsa da milliyetçi sağ MHP’nin Öcalan’a yönelik değerlendirmelerinin Mersinli seçmende “güvenlik ve güvenirlilik” bağlamında bir karşılığı olacaktır. 

Muhafazakâr sağ AK Parti, bu seçimde, Mersin’de belediyesiz kalmıştır. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla teşkilatlarıyla tabanı arasında temsil sorunu yaşadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan ekonomi başta olmak üzere pek çok sorun çözüm beklemektedir. 

Milliyetçi sağın bölünme partisi İYİ Parti 2018’de başlattığı çıkışı, 2019’da sürdürememiş, 2024’te beklenen patlamayı yapamamış ve henüz kurumsallaşma sürecini tamamlayamamıştır. 

Önümüzdeki süreçte Mersin sağ siyasetinde bir “tapu kavgası” yaşanması muhtemeldir. Bu alanda rekabetin daha da artacağı görülmektedir. Milliyetçi sağ bölünmeye devam etmektedir. İYİ Parti içerisinden Zafer Partisi ve Anahtar Parti doğmuştur. Ayrıca yukarıdaki verilerin ışığında milliyetçi sağ siyasetin “şehirlileşme sancısı” çektiği de anlaşılmaktadır. Muhafazakâr sağ siyasette ise Yeniden Refah varlığını hissettirmekte, Anahtar Parti’de bu alana gözlerini dikmektedir. 

Şimdilik sağın bu krizini CHP kendi lehine başarılı bir şekilde çevirmiştir. Oysa CHP’nin asıl sınavı şimdi başlamıştır. Bu başarı korunabilecek, kalıcı bir hale getirilebilecek ve hatta üstüne konulabilecek midir? 

2002 sonrası İzmir, Aydın, Tekirdağ ve Muğla örnekleri incelendiğinde; merkez sağın boşalttığı alan CHP’nin başarılı politikalarıyla hâkimiyet altına alınmış, merkez sağ seçmen CHP içerisinde eritilebilmiştir. 

Şayet CHP Mersin’de de benzer bir başarıya ulaşmak istiyorsa; milliyetçi sağ siyasete açılmalı, muhalif sağ seçmenin hem temsil hem de hizmet beklentilerini karşılayabilmelidir. O vakit CHP, sağ siyasetin Mersin’deki mirasına kalıcı bir biçimde konabilir. 

O nedenle 2029 Yerel Seçimleri’nde Erdemli’yi CHP’nin kazanması konuşulabilir bir durumdur. Mersin’de siyasetin sosyolojisi CHP lehine değişim geçirmekte, Mersin’de siyaset ırmağının seyri CHP yatağına doğru akmaktadır. 

Peki, Mersin’de CHP bu ufkun doğuşuna ne kadar hazırdır?

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.