Suriye’de Aleviler adına toplanan forum HTŞ’ye taleplerini iletti

Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) ülkeyi kontrol altına almasıyla önemli gelişmeler yaşanıyor. Ülkenin farklı kesimleri 8 Aralık 2024’ten bu yana herkesi kapsayacak vatandaşlık temelli hukuk devleti kavramını savunan açıklamalar yapıyor. Suriye’de Aleviler nüfusunun yüzde onunu oluşturuyor ve Esad ailesinin de mensup olduğu bu mezheb adına farklı gruplar bildiriler yayımlıyor. Bunlardan biri de Müslüman Alevi Forumu’nun 3 Ocak’ta paylaştığı bildiri oldu.

Suriye'de Alevileri bir araya getirmeye çalışan bir forum toplandı.
Suriye’de Alevileri bir araya getirmeye çalışan bir forum toplandı.

Forum sonunda deklare edilen bildiriyi okuyan Mühendis Basel Ali El-Hatib ile görüştük. El-Hatib, forumun Suriye’deki Alevilerin yüzde doksanını temsil ettiğini belirtiyor.

“Amaç Alevileri aynı safta birleştirmek”

Forumu kurma amacının Alevilerin saflarını ve sözünü birleştirmek olduğunu söyleyen El-Hatib önemli açıklamalarda bulundu. Alevilerin Esad rejimi döneminde elli yıl boyunca bölündüğünü ve kendilerini temsil edecek tek bir otoriteye sahip olmadıklarını vurguladı. Yeni idare ile gerçekleşen toplantılarda tek bir grup değil, Alevileri temsil ettiğini söyleyen farklı grupların ortaya çıktığını aktardı. Bu bölünmüşlüğe son vermek için tüm Alevileri temsil edecek tek bir yapıya gereksinim duyulduğunu belirtti.

El-Hatib ayrıca, kurulan forumun Alevileri temsil eden kalıcı bir otorite olmadığını vurguladı. Hedeflerin ülkedeki geçiş süreciyle sınırlı olduğunu da sözlerine ekledi.

Forumun ilk toplantısı 1 Ocak 2025’te Suriye’nin Tartus kentinde yapıldı. Humus, Hama, Lazkiye ve Tartus gibi Alevilerin yoğun yaşadığı farklı şehirlerden foruma katılım oldu. Katılımcılar arasında hukukçular, profesörler, yazarlar, öğretmenler, iş insanları, çiftçiler, doktorlar, mühendisler ve din görevlileri gibi farklı kesimlerin temsilcileri yer aldı.

El-Hatib, son gelişmelerden sonra Suriye’de Alevileri korku ve kaygı sardığını aktardı. Toplumun kendini savunmasız hissettiğini ve Esad rejiminin cinayetleriyle ilişkilendirilmekten korktuğunu söyledi. Bu nedenle bir forum çağrısı yapma gereği duyduğunu belirtti.

El-Hatib, karayollarının güvensizliği ve ulaşım sıkıntısından dolayı katılamayanlar olduğunu söyledi. Toplantıdan çıkan bildirinin, katılamayan 400 kanaat önderiyle paylaşıldığını ve onaylarının alındığını da ekledi.

Suriye’de Alevilerin temsilcileri Tartus’ta bir bildiri yayımladı.

Forumun talepleri fiili yönetime iletildi

El-Hatib, forum temsilcileri olarak fiili yönetim ile görüştüklerini ve taleplerini ilettiklerini açıkladı. Aldıkları yanıtların çok olumlu olduğunu ve taleplerin gerçekleştirileceğine dair söz verildiğini belirtti. Verilen sözlerin uygulanıp uygulanmayacağını zamanla göreceklerini de sözlerine ekledi.

El-Hatib, forum adına paylaştığı bildiride Suriye’deki yeni yönetimi desteklediklerini açıkladı. Bir vatandaşlık ve hukuk devleti kurmak için işbirliğine hazır olduklarını vurguladı.

Bildiride, Suriye’nin eski rejiminin mezhepsel bir kimliği olmadığı belirtildi. Uygulanan şiddet ve zulüm politikasının halkın tüm kesimlerine yönelik olduğu vurgulandı.

Forum, savaş suçluları başta olmak üzere tüm suçluların yargılanmasını talep etti. Aidiyetlerine bakılmaksızın, milli mutabakat hükümeti kurulduktan sonra mahkeme yoluyla adil bir şekilde yargılanmaları gerektiğini belirtti. Suriye’de Aleviler olarak hiçbir suçluyu korumayacaklarını da ekledi.

Forum, Alevi kanaat önderleri olarak önemli bir hatırlatmada bulundu. Rejimin düşmesinden sonra ülkede kan akmasını önlemek için Alevi askerlerini ve gençlerini silahlarını teslim etmeye yönlendirdiklerini aktardı. Silahın yalnızca devletin elinde olması gerektiğini savundu. Ancak silahların belirli gruplardan değil, herkesten toplanması gerektiğini vurguladı.

Suriye'de Aleviler taleplerini HTŞ'ye iletti.
Suriye’de Aleviler, 8 Aralık’tan bugüne ülkeyi yöneten HTŞ’ye taleplerini iletti.

“Yeni idarenin tavrı ile sahadaki tablo farklı”

Forum ayrıca, yeni idarenin olumlu açıklamalarına karşın sahada farklı bir tablo olduğunu belirtti. Farklı bölgelerde ve tarihlerde insanların mezhepçi saldırılara maruz kaldığını açıkladı. Masum sivillerin öldürüldüğünü, evlerinden kovulduğunu ve evlerine el konulduğunu aktardı. Bu uygulamalara yeni idarenin son vermesini ve ülkenin güvenliğini sağlamasını talep etti.

Forum, Alevilerin kendilerini bir azınlık olarak değil, Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü vurguladı. Diğer tüm kesimleri de azınlık veya çoğunluk olarak değil, ülkenin birer bileşeni olarak değerlendirdiğini belirtti. Özgür ve onurlu bir Suriye için tüm bileşenlerin işbirliği yapması gerektiğini hatırlattı.

Müslüman Alevi Forumu bildirisinin tam metni…

Medyascope’un ulaştığı belgeye göre bildiri metni şöyle;

Müslüman Alevi Forumu Bildirisi

Bismillahirrahmanirrahim

1 Ocak 2025 tarihinde, Suriye’nin Tartus şehrindeki İmam Hüseyin (A.S) Camisi’nde ilk toplantısını gerçekleştiren Müslüman Alevi temsilcilerinin bildirisidir.

Bizler; Müslüman Alevi mezhep temsilcileri olarak bu bildiriyi yayımlıyoruz. Din görevlileri, hukukçular, üniversite öğretim üyeleri, edebiyatçılar, öğretmenler, düşünürler, entelektüeller, iş insanları, çiftçiler, doktorlar ve mühendisler olarak şunları ilan ediyoruz:

  1. Bu geçiş sürecinde yeni idarenin yanında duruyoruz. İdarenin çalışmalarını destekliyoruz. Tüm Suriyelilerin düşlediği yeni ve özgür bir Suriye’yi inşa etmek üzere vatandaşlık temelli hukuk devleti kurulması çalışmalarında işbirliğine hazırız.
  2. Yeni idarenin genel açıklamalarına olumlu bakıyoruz. İdareye duyulan güveni zedelemeye çalışan tüm kişi veya tarafların, kime mensup olduğuna bakılmaksızın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz.
  3. Suriye’nin eski rejimi asla “Alevi azınlık rejimi” değildi. İçinde Suriye halkının tüm bileşenleri vardı. Eski rejim, zulmünü ve vahşetini herkese uyguladı. Alevi mezhebi, rejimin dışlama, zulüm ve yoksullaştırma uygulamalarından en çok etkilenen kesim oldu. Bizler, bu mezhebi temsil eden forum olarak rejimin tüm Suriye halkı bileşenlerine uyguladığı suçlardan kendimizi ayrı tutuyoruz.
  4. Başta savaş suçluları olmak üzere, tüm suçluların yargılanmasını istiyoruz. Aidiyetleri veya suçlarını hangi amaçla işledikleri önemli değil. Suçlular kategorik üyelikleriyle değil, eylemleriyle yargılanmalıdır. Kim olursa olsun hiçbir suçlu dokunulmazlık zırhına sahip olmamalıdır. Ancak yargılamalar yasal çerçevede yapılmalıdır. Bu süreç, milli mutabakat hükümeti kurulduktan ve her kesimden hakimlerin yer aldığı mahkemeler oluşturulduktan sonra başlamalıdır. Ya da her iki taraftan suçlular ve savaş suçluları yargılanıp diğerleri genel aftan yararlanmalıdır.
  5. Bizler vatandaşlık ve hukuk devletinden yanayız. Uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde yönetilen bir devlet istiyoruz. Bu devlet güçler ayrılığı, hukuk üstünlüğü ve Suriye’nin tüm evlatları arasında sosyal adalet ile fırsat eşitliği ilkelerini anayasal güvence altına almalıdır.
  6. Rejimin düşmesinin ardından toplumu sakinliğe ve sağduyuya davet ettik. Mezhebin evlatları rejimin düşmesinde önemli rol oynadı. Mezhebin önde gelenleri kan akmaması için ordudaki tüm Alevi asker ve subayları silahlarını bırakmaya çağırdı. Birçok bölgede yeni idare ile görüşerek çatışmaları önledik. Ancak sahada gördüğümüz davranışlar, idarenin üst düzey açıklamalarıyla çelişiyor.
  7. Bu davranışlar münferit ya da disiplinsiz olarak nitelendiriliyor. Ancak artık bu açıklamalar kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü olaylar sınırları aştı ve sistemli bir plana dönüştü.
  8. İdarenin güvenliği sağlama ve herkesin can ile mal güvenliğini koruma çalışmalarını takdir ediyoruz. Bu bağlamda, ister idareye bağlı taraflar ister başkaları tarafından yapılsın, tüm hak ihlallerini idareye karşı işlenmiş suç olarak görüyoruz. Bu ihlaller arasında dayatma, öldürme, yağmalama, göç ettirme ve onur kırıcı davranışlar bulunuyor.
  9. Bu olaylara örnek verecek olursak: Hama kırsalında birçok köye yapılan saldırılar, zorla göç ettirmeler, hırsızlık ve cinayetler yaşandı. Humus’un bazı mahalle ve köylerinde korkutma ve taciz olayları oldu. Şam kırsalındaki ordu ve polis konutlarında yaşayanlar baskıyla göç ettirildi. Mezze 86 ve El-Verver gibi mahallelerde halk korkutuldu ve baskı gördü. Dera kırsalındaki Alkin köyü sakinleri göç ettirildi. Lazkiye ve Tartus illerinde cinayetler işlendi, köyler basıldı ve evlerin mahremiyeti ihlal edildi. Ayrıca birçok kontrol noktasında, Yeni idarenin talimatlarına uymayan kişilerce mezhepçi söylemler ve rahatsız edici eylemler gerçekleştirildi.
  10. Bu uygulamaları yapan kişi ve gruplar, Askeri Operasyonlar İdaresine bağlı olabilir ya da olmayabilir. Ancak yeni idare, ülkenin fiili yöneticisi olduğuna göre vatandaşların güvenliğini ve huzurunu sağlamakla yükümlüdür.
  11. Bizler silahın devlet tekelinde kalmasını savunuyoruz. Bu sorumluluğumuzu yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Ancak Suriye’de herkes silahsızlandırılmalıdır. Fakat gerçekler bu yönde ilerlemiyor. Bazı kesimler silahsızlandırılırken diğer kesimlerde denetim yapılmıyor. Silahlar yaygın biçimde bulunuyor ve yetkililerin gözü önünde silahlı kişiler dolaşıyor.
  12. İyi niyet ilkesi çerçevesinde, güven ve huzuru pekiştirmek için şunları talep ediyoruz: Cezaevlerindeki eski rejimin tüm asker ve subayları ile sivilleri serbest bırakılmalıdır. İdlib hapishanelerinde yıllarca yatan mahkumlar da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Askerlerin görev durumları daha sonra düzenlenmelidir.
  13. Şimdiki idare toplumsal barışa zarar verecek kararlar da aldı. Keyfi işten çıkarmalar, görevden uzaklaştırmalar yapıldı. Asker ve askeri emekliler başta olmak üzere maaşlar kesildi, haklar ödenmedi ve çok sayıda yeni atama kararı çıkarıldı. Bu tür kararlar toplumda barışa zarar vermekle kalmıyor, tehlikeli sonuçlar da doğuruyor. Bu durum, güveni, barışı ve hizmetlerin akışını sağlamakla görevli geçici bir hükümetin yetkilerini aşıyor. Bu tür kararlar ancak milli mutabakat hükümeti tarafından alınabilir.
  14. Son günlerde “rejim kalıntıları” kavramı yaygın biçimde kullanılıyor. Bu kavram çok geniş bir kapsama sahip. Sözlü muhalefet yapan ya da uzaklaştırılmak istenen herkese karşı kullanılıyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur.
  15. Biz yapı olarak kendimizi Suriye’de bir azınlık olarak görmüyoruz. Hiçbir bileşeni azınlık olarak değerlendirmiyoruz. Çoğunluk ve azınlık anlayışıyla adil bir devlet kurulamaz. Biz, Suriye halkının tüm bileşenlerini, sayıları ne olursa olsun çoğunluk ve asli unsur kabul ediyoruz. Tek, özgür ve onurlu bir Suriye’nin inşası için hep birlikte mücadele edeceğiz.
Suriye’de Aleviler eski rejimin ordusunda yer almış kişiler için af bekliyor.

Sonuç olarak; yaşananlar belirli bir mezhebi hedef alan sistemli bir intikam girişimi gibi görünüyor. Herkesin ortak olduğu geçmişteki hatalar bu mezhebin mensuplarına yükleniyor. Oysa bu mezhebin mensuplarının tek suçu ulusal devlet kavramına inanmak ve genel düzene karşı çıkmamaktır. Bu anlayış, Ehli Sünnetin hicretin ikinci yüzyılından beri benimsediği ve Müslüman Alevi mezhebi mensuplarının da kabul ettiği bir yaklaşımdır.

Müslüman Alevilerin bu devlet anlayışına inanmaları, tüm diğer Suriye evlatları gibi önceki hükümetlere destek vermelerine neden olmuştur. Aynı Aleviler, umutlarını gerçekleştiren, güveni ve barışı sağlayan, sosyal ve ekonomik istikrar beklentilerini karşılayan sivil devlet modelini sunması halinde yeni yönetimi de destekleyecektir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.