Barbaros Gökdemir yazdı: Memleketten kısa filmler

Bu haftaki yazısında Barbaros Gökdemir, yurt dışındaki önemli film festivallerinde prömiyerlerini yapmış “memleketten kısa filmler”e yer veriyor, filmlerin kendisinde bıraktığı izleri anlatıyor.

Memleketten kısa filmler
Adieu Tortue kısa filminden. Yönetmen Selin Öksüzoğlu
Barbaros Gökdemir yazdı: Memleketten kısa filmler

Kısa film sinemanın çekirdeği, belki de en saf hali. Onlara ayrılmış o kısıtlı süreler, sinemacılara kendilerini en dürüst şekilde ifade edebilecekleri ve formu cesur bir şekilde bükebilecekleri büyük bir oyun alanı sunuyor. İzlediğimiz başarılı birçok kısa yapım, anaakım sinemada görmeye alışık olmadığımız üslupların, hikâye örgülerinin ve karakterlerin bir buluşma noktası oluyor. Popüler sinemanın basmakalıp formüllerinin ve dayatmalarının aksine, bu özgün yapımlar, kısa süreler içerisinde hayata dair büyük anlar barındırabiliyor ve sahiciliği ana meselesi yapabiliyor. Kısa filmin kendine has gücü belki de buradan geliyor.

Geçtiğimiz hafta, prömiyerlerini yurt dışındaki önemli film festivallerinde yapmış, ülkemizden çıkma iki kısa filmi izleme şansı buldum. Bu haftaki yazımda kısaca bu iki filmden, bende bıraktığı izlerden ve mart ayı boyunca kısa filmleri takip edebileceğimiz iki önemli mecradan bahsetmek istiyorum. Eğer kısa filmler ilgi alanınıza giriyorsa, bu yazımı sonuna kadar okuyun çünkü mart ayının sizin için çok iyi geçeceğini şimdiden söyleyebilirim!

FestivalScope kısa film seçkisi

FestivalScope, bu ay Berlinale, Sundance, Rotterdam ve Clermont-Ferrand gibi önemli film festivallerinde gösterilmiş kısa filmlerden oluşan oldukça kaliteli bir seçki sunuyor. Toplamda 67 kısa filmin gösterildiği bu büyük seçkinin Clermont-Ferrand ayağı 9 Mart, Sundance ayağı 10 Mart, Rotterdam ayağı 17 Mart ve Berlinale ayağı 20 Mart tarihine kadar site üzerinden ücretsiz bir şekilde izlenebilir. Eğer sinema ve de özellikle kısa filmle ilgileniyorsanız, ülkemizden de iki yapımın yer aldığı bu programı es geçmeyin. Ben de yukarıda bahsettiğim bu iki yapımı bu etkinlik sayesinde, ev ortamında izleme şansı buldum.

Seçkide yer alan ve 2024 yılında Berlinale’nin kısa film programında prömiyerini yapan Selin Öksüzoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı Adieu Tortue (Görüşürüz Kaplumbağa) bizi Karadeniz’in uçsuz bucaksız yaylalarına ve köylerine götürürken, bu yılın Berlinale Forum Expanded bölümünde yer alan ve yönetmenliğini Deniz Şimşek’in yaptığı Detours While Speaking of Monsters (Canavarlardan Bahsetmişken) filmi ise bizi Anadolu’nun güney doğusuna, Van Gölü çevresine, o heybetli, büyük, kocaman dağların olduğu coğrafyaya götürüyor.

Adieu Tortue’yla Karadeniz’in uçsuz bucaksız yaylalarına, köylerine yolculuk

Adieu Tortue filminden kısaca bahsetmem gerekirse, Karadeniz’in tepe köylerinde yaşayan 5 yaşındaki İnci, annesinin ölümünün ardından köyün etrafında kendi başına dolaşmaya başlar. Belli ki evine dönmek istememektedir. Onu o sisli ve bulutlu yaylada, köy hayvanlarının çevresinde bir başına izleriz. Derken köyün yakınından geçen yola bir taksi yanaşır ve içinden bavulu ile biraz sinirli, kırmızı kazaklı genç bir kadın çıkar. Şoförle tartışmaktadır; belli ki o da tıpkı İnci gibi kendine has ve uyumsuz bir karakterdir. Ancak İnci’nin aksine son derece gürültücü biridir. İnci ise filmin başından beri hiç konuşmamıştır.

Adieu Tortue
Adieu Tortue kısa filminden. Yönetmen Selin Öksüzoğlu

Bu kadına karşı bir yakınlık hisseden İnci, onu takip etmeye başlar ve arkasından ağır mı ağır valizini taşır. Kadının da aslında çevre köylerden birinden geldiğini ama köyünü yıllar önce terk ettiğini öğreniriz. Babasıyla arasını düzeltmek ister ama çok da başarılı olamaz. Annesini yeni kaybetmiş ve evine dönmek istemeyen İnci ve köyünü yıllar önce terk etmiş, babasıyla barışmak isteyen bu kırmızı kazaklı kadın, iki köy arasındaki yürüyüşleri esnasında birbirilerini biraz daha yakından tanımaya ve anlamaya başlarlar. Gece karanlık çöktüğünde ise İnci için artık eve dönme vaktidir ve bu yolculuğu bitirmenin zamanı çoktan gelmiştir.

Öksüzoğlu’nun filmi, biri olgun diğeri de çocuk bu iki karakterin bir araya geldiği müthiş bir anlatı sunuyor. Ben bu filmin en çok renklerinden, oyuncu seçimi ve yönetiminden ve de müziklerinden etkilendim. Yönetmenin ilk işi olmasına karşın, film büyük bir ustalıkla yönetilmiş.  

Memleketten kısa filmler arasında Van’a dair dolu dolu bir deneysel film

Deniz Şimşek’in yönetmenliğini yaptığı Detours While Speaking of Monsters (Canavarlardan Bahsetmişken) filmi ise deneysel bir yapıya sahip. Anlatısı, kurmaca yapımlardan alışık olduğumuz hikâye anlatıcılığına hiç benzemiyor.  Film, Van gölü çevresinde çekilmiş olan manzara görüntülerinin ardı ardına gösterilmesi ile devam ediyor. Yoğun bir ses tasarımının altında uzaklardan belli belirsiz birtakım diyalogların hissedildiği ama anlaşılmadığı bir ses bandı dinleriz. Altyazılar ise, bazı hikayeleri, mitleri ve yöreye ait masalları ve kısa sözlü tarih olarak düşünebileceğimiz röportajları takip etmemize yardımcı olur.

Memleketten kısa filmler
Detours While Speaking of Monsters filminden. Yönetmen Deniz Şimşek

Şimşek’in filmi güçlü ses tasarımı, görselleri ve deneysel hikâye anlatıcılığı ile öne çıkıyor. Ancak filmi tamamen anlamak için birden fazla izlemeyi ve üzerine biraz okuma yapmayı gerektirdiğini düşünüyorum. Yine de tarih ve sözlü tarih, mitler ve masallar, politika ve kişisel hatıralar gibi oldukça karmaşık ve felsefi sayılabilecek ve içinde güncel tartışmaları da barındıran bu büyük konuları, kendisine ayrılan kısa süresi içerisinde yoğun bir şekilde verebiliyor.

Her iki film ülkemiz coğrafyasını, anlatısının önemli bir parçası olarak yansıtıyor. Adieu Tortue filminde, abartıya kaçmayan sade ve narin bir anlatım dili izlenirken, Detours While Speaking of Monsters filmi ise deneysel yapısı ile çok farklı bir tecrübe sunuyor.

FestivalScope’u daha önce kaleme aldığım “Festival Filmlerini Ücretsiz Nasıl İzlerim” yazımda da uzun uzun ele almıştım. Özellikle Avrupa festivallerinde gösterilen birçok filmi takip edebileceğimiz ve ücretsiz bir şekilde izleyebileceğimiz önemli bir platform burası. Ve bu ay, önemli bir kısa film seçkisi sunuyor.

21. Akbank Kısa Film Festivali

Akbank film festivali
Barbaros Gökdemir yazdı: Memleketten kısa filmler

Yazımı sonlandırmadan 17 -27 Mart tarihlerinde gerçekleşecek olan ve ülkemizdeki en önemli kısa film etkinliği olan Akbank Kısa Film Festivali’nden de kısaca bahsetmek istiyorum. Özellikle İstanbul’da ikamet eden sinema tutkunlarının kesinlikle kaçırmaması gereken bu heyecan verici festivalin bu seneki programı geçtiğimiz günlerde açıklandı. Hem yerli hem de yabancı birçok iddialı yapımın yer aldığı festival programında, uluslararası festivallerde başarılar kazanmış yerli yapımları da ilk defa izleme şansı bulacağız.

FestivalScope kısa film seçkisi ve bu ay düzenlenecek olan Akbank Kısa Film Festivalini yan yana koyduğumuz zaman, mart ayının kısa film seyircileri açısından oldukça hareketli geçeceğini görebiliyoruz.

Kısa filmler yeni yetenekler keşfetmemize ve anaakım sinemanın aksine ufuk açıcı hikâye anlatımları deneyimleyebileceğimiz işler görmemize yardımcı oluyor. Buradan da çağrımı yapayım: Kısa filmlere sahip çıkalım ve kısa filmcileri yalnız bırakmayalım. Ne de olsa alternatif bağımsız film yapımcılığını ve yeni sinemacıları destekleyebileceğimiz en önemli mecralardan birisi burası.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.