Nereden çıktı bu Süleymancılar? Süleymancılar bugüne kadar ne yaptı? Neden şimdi gündeme geldi? Ruşen Çakır değerlendirdi. Çakır, “Süleymancılar, Erdoğan’ın kendine bir düşman arayışından ortaya çıktı.” dedi.
Çakır, Süleymancılar için yaptığı yorumlardan sonra ‘Süleymancı’ ilan edildiğini söyledi. Çakır, “Kaderde Süleyman’cı ilan edilmek de varmış, hiç aklıma gelmezdi.
Yıllardır İslami hareketlere çalışırım. Birçoğunu da yakından gözleme imkanım oldu.
Bu hareketler içerisinde bana en uzak gelenlerden birisi Süleymancılar oldu. Zaten onlar asla kendilerinin yanına yaklaşmama da izin vermediler. Önemsediğim ama hiçbir şekilde bir vatandaş olarak çok da tasvip ettiğim bir yapı değildir. Ama tabii ki Türkiye’nin cumhuriyet tarihinin önemli bir yapısıdır. Önemli bir İslami cemaatidir. Neredeyse cumhuriyetle yaşıt bir nevi şahsına münhasır bir yapıdır.” dedi.
Ruşen Çakır, Erdoğan, İmamoğlu faturasını Süleymancılara kesmeye hazırlanıyor başlıklı videosunu da söylediği söz üzerine değerlendirmede bulundu. Çakır “Benim orada söylediğim ‘Erdoğan’ın yapacağı saldırılar Süleymancıları darbe indirebilir fakat Erdoğan kaybeder‘ sözü üzerine baya bir yaygara kopardılar. Eğer videoyu izlemiş olsalardı burada ne dediğimi herhalde anlarlardı. Erdoğan’ın burada kaybetmesinin en önemli nedeni şu, bir dindar olan cumhurbaşkanı dini bir yapıya saldırıyor. Niçin saldırıyor? Bunu anlatabilmesi çok mümkün değil. Buradaki temel mesele bu yapının kendisine itibar etmemesi. AK Parti kurulduğundan beri AK Parti’ye oy vermemiş olması ama AK Parti’ye karşı da çok ciddi bir savaş yürütmemesi, diğer partileri, milliyetçi partileri, merkez sağ partileri desteklemesi ve belki de son dönemde CHP’ye yönelmesi, Ekrem İmamoğlu’na yönelmesi.” dedi.
Ruşen Çakır: “Türkiye’nin gündeminde Süleymancılar diye bir şey yoktu”
Ruşen Çakır videoda, “Süleymancılar niye çıktı? Süleymancılar, Erdoğan’ın kendine bir düşman arayışından ortaya çıktı.” dedi.
Çakır sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin gündeminde Süleymancılar diye bir şey yoktu. Süleymancıların en büyük özelliği kendilerini unutturmaktır. Kendilerini görünmez kılmaktır. Gündeme gelmemektir. Dikkat çekmemektir. En büyük özellikleri budur. Kendi içerisinde bir yapılanmadır.”
Nereden çıktı bu Süleymancılar? Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Merhaba, iyi günler. Kaderde Süleymancı ilan edilmek de varmış, hiç aklıma gelmezdi. Yıllardır İslami hareketleri çalışırım, birçoğunu yakından gözleme imkânım oldu. Kendileriyle konuştum, ettim. Bu hareketler içerisinde bana en uzak gelenlerden birisi Süleymancılar oldu. Zaten onlar asla kendilerinin yanına yaklaşmama da izin vermediler. Önemsediğim ama hiçbir şekilde bir vatandaş olarak çok da tasvip ettiğim bir yapı değildir. Ama tabii ki Türkiye’nin cumhuriyet tarihinin önemli bir yapısıdır, önemli bir İslami cemaatidir. Neredeyse cumhuriyetle yaşıt, nevi şahsına münhasır bir yapıdır. Erdoğan, çarşamba günü adını vermeden Ekrem İmamoğlu’nu suçlarken bir ahtapottan bahsetti.
Bu ahtapotun cemaatler kolu olduğunu söyledi. Dün yaptığım yayında esas olarak Süleymancıları işaret ettiğini söyledim ve bununla ilgili bayağı bir konuştum ve bunun neden böyle olduğunu ve ne gibi sonuçlara ulaşabileceğini söyledim. Ama bizde malum, insanlar başına sonuna, içeriğine bakmadan böyle ezbere konuşmaya çok meraklılar. Örneğin, benim orada söylediğim “Erdoğan’ın yapacağı saldırılar Süleymancılara darbe indirebilir fakat Erdoğan kaybeder” sözü üzerine bayağı bir yaygara kopardılar. Eğer izlemiş olsalardı, burada ne dediğimi herhalde anlarlardı. Evet, Süleymancılar darbe yer, başkaları da darbe yer. Ama Erdoğan’ın buradaki kaybetmesinin en önemli nedeni şu: Dindar olan bir Cumhurbaşkanı, dini bir yapıya saldırıyor. Niçin saldırıyor?
Erdoğan niçin saldırıyor?
Bunu anlatabilmesi çok mümkün değil. Buradaki temel mesele, bu yapının kendisine itibar etmemesi, AK Parti kurulduğundan beri AK Parti’ye oy vermemiş olması ama AK Parti’ye karşı da çok ciddi bir savaş yürütmemesi; diğer partileri, milliyetçi partileri, merkez sağ partileri desteklemesi ve belki de son dönemde CHP’ye yönelmesi, Ekrem İmamoğlu’na yönelmesi. Yani esas suçları bu. Yoksa Süleymancılar dün ne yapıyorlarsa bugün de aynılarını yapıyorlar. İşte Kur’an kursları var, pansiyonları var, vakıfları var, dernekleri var, şirketleri var. Yurt dışında da varlar, yurt içinde güçlüler. Akdeniz’de çok güçlüler, büyükşehirlerde çok güçlüler filan. Yani burada Süleymancıların, Erdoğan’ın çarşamba günü tarif ettiği gibi, bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu söylemek, kimsenin, konuya hâkim olan kimsenin kolay kolay inanacağı bir şey değil. Fakat şöyle bir şey oluyor:
Erdoğan dönem dönem kimilerini yanına alıyor. O yanına aldığı kişiler onun takipçileri tarafından, Reisçiler tarafından göklere çıkartılıyor. Daha sonra o kişileri bırakıyor, o kişiler aynı kişiler tarafından yerin dibine batırılıyor. Erdoğan birisini hedef alıyor ve insanlar onu hedef alıyorlar; ama kimi, niye hedef aldıklarını da çok fazla bilmiyorlar. Yani şimdi, ‘‘Ne yani, Süleymancıları mı savunuyorsun?’’ diye atarlanana ‘‘Süleymancılar kimdir?’’ diye sorsanız iki cümleyi kurabilecek durumda değil çoğu. Dolayısıyla burada Erdoğan’ın krizlerine bağlı olarak ve krize bulduğunu sandığı çözümlere bağlı olarak inen, çıkan bir takipçi grafiği var. Takipçiden kastettiğim, Erdoğan’ın takipçileri ve yorulmuyorlar. Mesela hatırlayın, bir dönem sosyal medyada şey çok yaygındı: Erdoğan, Davutoğlu yan yana fotoğraflar. Hepiniz hatırlayacaksınız çünkü o zaman Erdoğan’ın bir hamlesiyle Abdullah Gül’ün önü kesilmiş, Davutoğlu AKP’nin başına getirilmişti ve başbakan olmuştu.
Düşman arayışı
Ve Davutoğlu oldu büyük kurtarıcı. Ama sonra Davutoğlu, Pelikan operasyonuyla yok edildi ve orada da insanlar tarafından yok edildiler ve Davutoğlu düşman oldu. Bir ara Süleyman Soylu çok muteberdi, sonra Süleyman Soylu gözden düştü. Sürekli birileri değişiyor. Şu anda Bahçeli en çok gözde. Erdoğan ve Bahçeli. Ama bu ilişki bir yerde koparsa… Erdoğan-Bahçeli ilişkisi şu anda kopacak diye bir iddiam yok ama Erdoğan’ın bütün kurduğu ittifakların hiçbirisi kopmayacak gibiydi ama hepsi koptu. Fethullah Gülen’e düzülen övgüler mesela. Şimdi bakıyorsunuz, burada Süleymancılar konuşurken insanlar hemen ‘‘FETÖ FETÖ’’ deyip duruyorlar ama bunu diyenlerin büyük bir kısmı zamanında Fethullah Gülen’in önünde önlerini ilikliyorlardı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yani bu gazeteciler, siyasetçiler, şunlar bunlar, bakanlar vesaireler. Süleymancılar niye çıktı? Süleymancılar, Erdoğan’ın kendine bir düşman arayışından ortaya çıktı. PKK bile artık düşman olmaktan çıkıyor. Abdullah Öcalan, kurucu önder diye şükranla anılıyor. Böyle bir yapı söz konusu. PKK’nın üst düzey kadrolarının, Türkiye’ye gelmeseler bile serbestçe Avrupa’da, Afrika’da dolaşacaklarını biliyoruz. Eyleme katılmamış olanların Türkiye’ye dönüp normal hayata katılmasını bekliyoruz. Böyle bir süreç oluyor ve iyi de oluyor. Siz böyle bir süreçte otoriter bir sistemi nasıl ayakta tutacaksınız? Kendinize düşman lazım ve düşman olarak da Ekrem İmamoğlu’nu belirlemiş durumdalar.
Tombala kime çıktı?
Ekrem İmamoğlu’nu neden düşman aldığını 19 Mart’ta gösteremedi Erdoğan, onu başkalarının yüzüne bakamayacak duruma getiremedi. İkinci bir operasyon, belki yeni operasyonlar olacak ve şimdi bize bir tarif yapıyor. O tarifte diyor ki, ‘‘Cumhuriyet tarihinin en büyük suç organizasyonu var, ulusal güvenlik tehlikesi var, tehdit ediyor ulusal güvenliği ve bunun içerisinde iş çevreleri var, medya var ve cemaatler var.’’ Cemaatler derken çoğul konuşuyor ama esas olarak Süleymancıları tarif ediyor ve tabii ki Erdoğan devrinin kapandığını düşünüp, diyelim ki CHP’ye ve İmamoğlu’na yönelebileceklere de bir uyarı veriyor. Dün bunları söyledik. Yoksa Türkiye’nin gündeminde Süleymancılar diye bir şey yoktu. Süleymancıların en büyük özelliği kendilerini unutturmaktır, kendilerini görünmez kılmaktır, gündeme gelmemektir, dikkat çekmemektir. En büyük özellikleri budur. Kendi içerisinde bir yapılanmadır. Birtakım ritüelleri vardır.
Görüyorsunuz, kıyafetleri, mavi takkeleri, işte Karacaahmet’teki ziyaretler, Kur’an okumalar, birtakım ailenin, Süleyman Hilmi Tunahan ailesinin ritüelleri… Yani liderler hep aileden gelmiştir, liyakattan ziyade bir saltanat gibi gitmiştir, bunu gözetir ve içlerinde de sık sık, özellikle aile fertleri arasında sık sık kavgalar çıkar. Bir dönem bir kardeşe sormuştum, diğer kardeş cemaatin başındaydı, ‘‘Ne oldu?’’ dedim, ‘‘Ona bıraktım’’ dedi, ama aklı hep cemaatteydi. Böyle bir yapı var, böyle bir yapıyı Türkiye’nin gündemine bu yapı kendisi sokmadı. Bir Fethullahçılık olayıyla karşı karşıya değiliz. Devlet içerisinde çok derin yapıları olan, birtakım paralel yapılanmalar kurmuş olan, birtakım dış güçlerle karışık ilişkileri olan bir yapıdan bahsetmiyoruz. Böyle olaylar olsaydı, bir şekilde önümüze düşerdi. Ama sıkışmış olan, zor durumda kalmış olan bir iktidarın can havliyle kendisine düşman yaratma hamlesinden bahsediyoruz. Şu anda tombala, en akla gelebilecek ilk isim olan, çünkü AK Parti’yi desteklemiyor, Süleymancılara çıktı.
“Şeffaf olmayan yapıların hepsine bir mesafe koymak lazım”
O kesmezse başkaları eklenebilir. Bir ara mesela Alparslan Kuytul hedef alınıyordu. Süleymancılarla kıyaslanmayacak kadar küçük bir yapı söz konusu orada ve yeni bir yapı söz konusu. Onlar niye hedef alındılar? Çünkü Erdoğan çizgisinde gitmeyi kabul etmediler, Erdoğan’a tabi olmayı kabul etmediler ve onun için cezalandırıldılar. Mesela Nurculuğun Yeni Asya kolu aynı şekilde itaat etmediği için bayağı zorlandı, gazete Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz hapse atıldı. Siz eğer iktidara itaat etmiyorsanız, İslamcı da olsanız, İslami cemaat de olsanız, şu da olsanız, bu da olsanız pek bir şansınız olmuyor ve ilk fırsatta, iktidar tarafından, iktidarın düşmana ihtiyacı olduğu bir zamanda hedef alınıyorsunuz. Yani şu haliyle Süleymancılığı bir ulusal güvenlik sorunu olarak tarif etmenin akıllara ziyan bir olay olduğunu söylemek benim boynumun borcu.
Ama Süleymancıların çok iyi, çok pozitif, işte ‘‘Ne güzel insanlara Kur’an öğretiyorlar,’’ şudur budur diye tarif edilecek, olumlanacak bir yapı olduğunu düşünmüyorum. Bir kere hep söylüyorum, kapalı bir yapı. Şeffaf olmayan yapıların hepsine bir mesafe koymak lazım. Kendilerince birtakım bahaneleri var, hiçbirisi inandırıcı değil. Yıllardır bunu söylüyorum, yıllardır kendilerince bahaneler dile getiriyorlar. Süleymancılar açılırlarsa, şeffaflaşırlarsa sihirlerini kaybedeceklerini düşünüyorlar ve dolayısıyla bu çağa ayak uydurmakta aslında zorlanan bir yapı. Bıraksanız zaten zaman içerisinde kendi kendine sönecek olan bir yapı var bence. Ama şu haliyle baktığımız zaman, eğer gerçekten operasyonlar başlarsa – ki başladığı yolunda birtakım rivayetler var ve birileri, birtakım tetikçiler bunu hedef gösteriyorlar, biliyoruz – o zaman bir kenetlenme haline girecekler.
Hepsi birden kaybeder ama…
19 Mart nasıl Cumhuriyet Halk Partisi’nin üzerindeki ölü toprağını kaldırdıysa, burada da Süleymancılar silkinebilirler. Her halükarda Süleymancılar, tekrar söylüyorum, Süleymancılar eğer Erdoğan kendilerini hedef alırsa çok ciddi darbeler yiyeceklerdir. İstemedikleri, beklemedikleri, ummadıkları darbeler yiyeceklerdir. Fakat bundan Erdoğan’ın çok da bir çıkarı, faydası olmayacak. Bundan en çok Erdoğan karşıtları istifade eder. Sonuçta kaybeden Erdoğan olur. Yani bana istedikleri kadar… Böyle şeyler oluyor, çok iyi tanıyan insanlar yapıyor bir de bunu; vay efendim şuymuş, buymuş…
Yani bakın, sizin birisini yaralamanız, birisine ağır zayiat vermeniz, sizin o savaşı kazandığınız anlamına gelmiyor. 19 Mart’a bakın; Ekrem İmamoğlu, belediye başkanları, belediye bürokratları içeride. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları mı kaybetti? Hayır. Erdoğan kaybetti. Bu kadar basit. Burada Süleymancılar ne kazanır bilmiyorum, kazanamayacaklardır, istemedikleri bir durum olacaktır bu. Ama Erdoğan buradan Süleymancılara vurarak yitirdiği meşruiyetini, düşman yaratma ihtiyacını giderebileceğini düşünüyorsa bence çok büyük yanlış yapıyor. Bu konularda sırf Erdoğan dedi diye ‘‘Süleymancılar kötüdür’’ diyenlerin, tamam, kötü olarak görebilirsiniz ama şu konularda birazcık araştırma falan yapmalarını istiyorum. Böyle gözü kapalı giderseniz komik oluyorsunuz.
Yani şimdi diyelim ki yanlışlıkla bir şeyi yanlış söylesek, ki sosyal medyada öyle şeyler oluyor, herkes aynı yanlışı pekâlâ dile getirebiliyor. Süleymancılar Türkiye’nin çok eski bir yapısıdır. Hep kapalı olan bir yapısıdır, çok güven telkin etmez ama kapalı olmaları, onların güvenlik, ulusal güvenlik sorunu olduğu anlamına gelmez. Laiklik iddiasındaki hükümetlerin, iktidarların, askerî yönetimlerin bu yapıya indirmediği, indirmeye cesaret etmediği darbeleri eğer Erdoğan iktidarı indirmek istiyorsa, bu da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilginç bir dönemi olarak kayıtlara geçer. Burada hepsi birden kaybeder ama siyaseten Erdoğan karşıtları bu durumdan istifade eder.
Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.