Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu”nda tam olarak ne diyor?

Mayıs ayında yayınlanan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu” kamuoyunda yeterince ilgi görmese de, özellikle sol ve Marksist çevrelerde derin bir tartışma başlattı. Dünya Alem video serisinde İslam Özkan, Teori ve Politika dergisi yazarı Metin Kayaoğlu ile bu manifestoyu masaya yatırdı. Videoda, Öcalan’ın teorik duruşunun “büyük bir geri çekiliş” olup olmadığı değerlendirildi.

Öcalan’ın manifestosu, daha önceki görüşlerini revize etmesi ve bazı kısımlarını tamamen değiştirmesi nedeniyle önemli bir metin olarak görülüyor. Ancak Kayaoğlu’na göre, bu yeni paradigma, Öcalan’ın 1999’da İmralı’ya getirildikten sonra, devlete karşı fiili bir yenilgiyi kabul etmesinin bir sonucu.

“Marx’ ve Lenin’i Aştım” iddiası

Videoda, Abdullah Öcalan’ın manifestodaki en iddialı söylemlerinden birini değerlendiren Kayaoğlu, Marx, Engels, Lenin ve Mao’nun “bütünlüklü bir sistem analizi” yapamadığı, ancak kendisinin “demokratik modernite” kavramıyla bunu başardığı iddiasını ele aldı.

Metin Kayaoğlu, bu iddiayı “ihtiyatsız” olarak değerlendirirken, Öcalan’ın teoriyi taktiğe tabi kılan bir lider olduğunu savundu. Kayaoğlu, Öcalan’ın bu duruşunun, hapishane koşullarında hayatta kalmak ve hareketini devam ettirmek için başvurduğu bir yöntem olduğunu belirtti. Bu bağlamda, Öcalan’ın teorik söylemlerinin, içinde bulunduğu trajik ve paradoksal duruma bağlı olduğunu ifade etti.

Devletsiz halklar ve Marksizm’den kopuş

Kayaoğlu’na göre, Öcalan’ın “tarih, devletle komün mücadelesidir” tezi, onu Marksizm’den koparan temel noktalardan biri. Yazar, Marksizmin tarihi sınıf mücadeleleri üzerinden açıklarken, Öcalan’ın devletin varlığını bir zorunluluk olarak görmeyip, “devletsiz” bir varlık alanı yaratılabileceğini savunduğunu belirtti.

Kayaoğlu, Marksizmin, devletin kötü insanların niyetiyle değil, toplumsal üretim biçimlerinin zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıktığını ve bu nedenle devrimci iktidarların bir dönem devletle birlikte yürümesi gerektiğini söylediğini hatırlattı. Öcalan’ın devleti yenilemeyeceği inancıyla bu yolu terk ettiğini ve bu tercihin bir yenilgiyi kabul etmek anlamına geldiğini öne sürdü.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Videoda, Öcalan’ın etkilendiğini söylediği, Buda’nın “Sırtında hançer varken, büyük hayaller kurmak boşunadır, yapacağın tek şey hançeri çıkarmaktır” sözü de ele alındı. Kayaoğlu, bu metaforun, Öcalan’ın içinde bulunduğu durumu özetlediğini ve onun sırtındaki “devlet hançerini” görmezden gelerek teorik çalışmalara yöneldiğini söyledi.

Abraham Anlaşmaları vurgusu

Öcalan’ın teorisini Filistin meselesine uygulamasına da değinen Kayaoğlu, Öcalan’ın “Abraham Anlaşmaları”nı (İsrail’in Körfez ülkeleriyle normalleşme anlaşmaları) bir çözüm modeli olarak sunduğunu, hatta bu anlaşmaların kendi teorisinin uygulanması olduğunu söylediğini aktardı.

Kayaoğlu, bu yaklaşımın “dehşet verici” olduğunu belirterek, “Öcalan’ın, Filistinlilerin İsrail ve ABD için ‘insanlık bahçelerine kapatılmış yarı-insan yaratıklar’ haline gelmesini bir ‘demokratik toplum’ örneği olarak görmesi akıl almazdır” dedi. Bu durumun, Kürt hareketinin Filistin sorununa neden ilgisiz kaldığını da açıkladığını öne sürdü.

Videonun sonunda Kayaoğlu, “Marksizm, ezilenlerin binlerce yıllık dünya tarihinde onlara dünyanın üçte birini üstlenme sorumluluğu vermesiyle kıyaslanamaz ölçekte güçlü bir yapıdır” diyerek, Öcalan’ın teorik geri çekilişinin, ezilenlerin iktidar olma mücadelesini değersizleştirdiğini savundu. Kayaoğlu, Çin’in başarılarını sosyalizmin ikinci dönemi olarak değerlendirirken, Öcalan’ın tutarsızlıklarına dikkat çekti. Videoda, Öcalan’ın teoriye atfettiği misyonun, sahada atılan pratik adımlarla birlikte değerlendirilmesi gerektiği ve bu tartışmanın hem ulusal hem de uluslararası ölçekte süreceği vurgulandı.

Öcalan, "Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu"nda tam olarak ne diyor?
Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu”nda tam olarak ne diyor?