Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İsmail Güzelsoy yazdı: Kutu

Ortaokulda, sıra arkadaşım bana kibrit kutusu boyunda, biraz şişmanca bir hediye paketi verdi, ve “Sakın açma bunu, tamam mı?” dedi.  “Tamam” dedim ve açmadım

İsmail Güzelsoy yazdı: Aynaya saklanan an

Kapının önündeki hasır tabureye oturduğumda camın arkasında onu görürdüm hep. Galiba kasabanın en yaşlı adamıydı Gazcı Murat. Sabah yeğeninin yardımıyla dükkânı açar, köpeğiyle birlikte pencerenin yanına otururdu. Bütün gün kıpırdamadan karşısındaki boşluğa bakardı. Yaşlı siyah köpeğiyle oturdukları yerden kalkmadan bir günün daha geçip gitmesini beklerlerdi. Onun bakışlarında kayıp zamanların izini görmek beni ürpertirdi. Bir şey […]

İsmail Güzelsoy: Feryat

Gün ağarmadan yarım saat önce başladı feryat. Acılı bir kadın sesi, “Asumaaaan” diye yankılanıyordu Samatya sokaklarında. Kalkıp lambayı yaktım, pencereyi açıp dışarı baktım. Göremeyeceğim kadar uzaktan geldiğini bilmeme rağmen bu feryadın yarattığı çağrışımlar beni sarsmıştı. Aynı anda evin diğer odalarında da fısıltılar, giderek mırıltılar duyulmaya başladı. Sonunda karşı odadan Murat seslendi, “Biri mi bağırıyor sokakta?”  […]

İsmail Güzelsoy: Acayip bir intikam meseli

Pantolonu, kasketi, yeleği rugan deriden yapılmış, körüklü ve uzun konçlu çizmeleri ve bir karış genişliğindeki bilekliği, kuzguni renkte vidaladan yapılmıştı. Boynunda kalınca bir ipe, parlak renkleri olan, ince bir kitap asılıydı. Her adım atışı hesaplı ve erkeksiydi. Tabii o zamanlar bu yürüyüşü, giysileri, çevredekilerin varlığını reddeden bakışları tanımlayabilecek kadar dünya geçmişim yoktu benim. Altı yaşındaydım […]

İsmail Güzelsoy yazdı: Yapay zekat

Dört yıl önce, ud hocamla tanışma dersinde yaşadığım bir tuhaflık, dersten çok daha fazlasını öğretmişti bana. Hoca bir şeyler çalmamı istedi, ben de en iyi bildiğim parçalardan birini çaldım. İcrayı bitirince kısa bir suskunluk oldu ve hoca, “Duydum ki Unutmuşsun”u çalmamı istedi. Ben de “O eseri bilmiyorum” dediğimde, “Olsun, çal” diye ısrar etti. Neden böyle […]

İsmail Güzelsoy yazdı: Bizim gariban mucizelerimiz

Rifat’a… Her mucize en az bir kahraman yaratır.  Rifat’ın kendine özgü bir çirkinliği vardı. Gözleri aşırı iri, kaşları başparmağı kadar kalındı, dudakları ince birer çizgiden oluşuyordu. Kepçe kulakları, kemikli ve uzun yüzünün yanlarına yapıştırılmış iki küçük yelken gibiydi. Rifat, resim yapmayı yeni öğrenen bir çocuğun acemi kaleminden çıkmış bir garibeydi anlayacağın. Ona baktığın zaman bir […]

İsmail Güzelsoy yazdı: Serbest Fıkra

Padişah vezire sorar, “Bu ülkede çok fazla tembel insan var, bunlardan kurtulmanın bir yolu yok mudur?” Vezir, “Haşmetlim, müsaade buyurursanız birkaç gün içinde size çözüm bulurum” diye cevaplar ve oturup düşünmeye başlar. Derken aklına şöyle bir çözüm gelir… Son yıllarda tanıdığım ve tanıştığım hemen herkese fıkralarla ilgili hissettiğim hayranlığı anlatmışımdır. Nadiren birileri hislerimi paylaştı, genellikle […]

İsmail Güzelsoy yazdı: Vehbi Koç’a acımak

Biz çocukken Vehbi Koç’a acırdık, biliyor musun? Ama hüzünlü maceralarını dinleyip merhamet ettiğimiz o Vehbi Koç senin bildiğin merhum sanayici değildi. Hatta ismi bile biraz farklıydı, biz onu Fehbikoç yapmıştık. Tam olarak hatırlayamıyorum ama onunla ilgili en az otuz efsane duyduğuma yemin edebilirim. Duyduklarımın hepsi de bu masal kahramanının gelmiş geçmiş en zengin adam olmasına […]

İsmail Güzelsoy yazdı: Kendine sığabilmek

Çocukken düzenli gittiğim yerlerden biri, Topkapı Suriçi’ndeki o kıraathaneydi. Çapa Tıp öğrencileri tek tük uğrasa da müdavimlerinin büyük bölümü o civarlarda ticaretle uğraşan Kürtlerdi. Burada sadece satranç ve dama oynanırdı. Kürt gençleri, iddialı satranççıların masalarının etrafında birikir, sürekli müdahalede bulunur, oyuncuları yönlendirmeye çalışırdı. “Ulan oğlum atını çıksana, manyaklık etme!” diye bağırırdı biri, yanındaki, “Dur be […]

İsmail Güzelsoy yazdı: Turkey raus!

6 Haziran sabahı Fatma Teyze’nin evine gittim. Fatma Teyze 85 yaşında, Trakya’da bir köyde oturuyor. İzmir’de yaşayan, akademisyen bir arkadaşımın annesi… Onun yaşadığı bu köy evi, yoğun çalışmalardan ve bunaltıcı gündemden kaçıp sığındığım bir inziva alanı olageldi son yıllarda. Bütün bir ülkeyle didişmektense yaşlı ve en az benim kadar inatçı Fatma Teyze’yle inatlaşmak bir tür […]

Ruşen Çakır, İsmail Güzelsoy ile son romanı “Avucumda Rüzgar Var”ı konuştu

Ruşen Çakır, yazar İsmail Güzelsoy ile yeni romanı “Avucumda Rüzgar Var“ı konuştu. Yayına hazırlayan: Tania Taşçıoğlu Baykal Ruşen Çakır: Merhaba, iyi günler. Bugün siyâsetin dışına çıkmaya çalışacağım. Konuğum İsmail Güzelsoy. Kendisiyle on beşinci ve son romanı Avucumda Rüzgâr Var’ı konuşacağız. İsmail, hoş geldin. İsmail Güzelsoy: Hoş buldum.  Ruşen Çakır: Siyâsetin dışına çıkarak konuşabilecek miyiz yeni […]