Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Dünyanın binbir türlü haberi (10): Cannes Film Festivali: Baskıcı devletler ve başını ezemedikleri yönetmenleri

 Ev hapsindeki İranlı yönetmen Cafer Panahi “ Üç Surat” isimli filmiyle ana yarışmada

(FILES) -- File picture dated Feberuary 18, 2006 shows Iranian director Jafar Panahi posing with his "Jury Grand Prix" silver bear for his movie "Offside" at the 56th Berlinale Film Festival in Berlin. Panahi, a vocal backer of the opposition movement, was arrested along with his family and guests during a raid on his Tehran home, his son said on March 2, 2010. Panahi, his wife and daughter as well as 15 guests were arrested by security agents and taken to an unknown location, the son said, adding that the agents had searched the house and confiscated personal belongings and computers. Many Iranian artists, facing tough censorship under President Mahmoud Ahmadinejad, backed his rival Mir Hossein Mousavi in the June election, which the opposition charged was rigged to keep the hardliner in power.    AFP PHOTO/DDP/JOHANNES EISELE  --  GERMANY OUT -- FILES-ENTERTAINMENT-IRAN-POLITICS-FILM-PANAHI-ARREST

İran sineması gerçek bir şenlik. Son 50 senede ülkede başyapıt denilebilecek sayısız film çekildi. Asgar Farhadi, Bahman Ghobadi, Abbas Kiyarüstemi ve Cafer Panahi gibi yönetmenler etkileyici dramlarda özgürlük arzusunu kurnazca yansıtıyorlar ve sansürü delmek için metafor katmanları kullanıyorlar.

Ancak yönetmen Cafer Panahi 2010’dan beri hem filmlerinde hem de hayatında sansüre takılıyor. 2010 yılında tutuklanan ve ev hapsine mahkum edilen Panahi’nin film çekmesi de yasak. Henüz uygulanmamış 6 senelik hapis cezası da yönetmene karşı hükümetin cebinde hazır duruyor. Panahi’nin suçu ise “devlete karşı propaganda yapmak”.

Kendisi bütün yasaklara rağmen 2010’dan beri dört film çekti. Bunlardan “Tahran Taksi” Berlin Film Festivali’nde en iyi film ödülünü alırken, Panahi 2013’te “Perde” filmiyle en iyi senaryo ödülünü layık görüldü.

“Bu Bir Film Değil” adındaki belgesel 2011’de, bir usb bellek içinde Cannes’a ulaştırıldı ve özel gösterime girdi.

İran hükümeti onu bir sonraki projesinde de durduramadı, yeni filmi “Üç Surat” festivalin ana yarışmasında yer alıyor. Festival yetkilileri yönetmeni Cannes’a getirmek için İran Devleti’ne bürokratik yollardan başvuru yaptı.

İran Kültür Bakanı Abbas Salehi’ye Panahi’nin Cannes’a gidip gidemeyeceği sorulduğunda bakan şu şekilde cevap verdi: “Sayın Panahi’nin çalışmaları, farklı ülkelerde farklı festivallerde görülebilir. Bu da farklı ödüller kazanmasını mümkün kılar ancak bu konu hakkında henüz kesin bir karar alınmadı.” Bakan Salehi “Hala umut var mı?” sorusuna ise “Ne olacağını görmek için hala vaktimiz var” cevabını verdi.

Panahi bir röportajında film çekme tutkusunu şöyle anlatmıştı: “Ben bir yönetmenim, sinema dışında başka bir iş elimden gelmez. Ancak film çekerek kendimi ifade edebilir ve hayatıma anlam katabilirim. Hiç bir güç film çekmeme engel olamaz”.

Resim 2

Kenya festivale katılmaya hak kazanan ilk yerli filmini yasakladı

İki kadının aşk ilişkisini konu alan film, ülkenin ‘lgbt propagandası’ yasağına çarptı.

Filmin yönetmeni Wanuri Kahiu dost anlamına gelen “Rafiki” adlı filminin ülkede yasaklandığını doğruladı. Kenya’da homoseksüel ilişkiler 14 sene hapis ile cezalandırılabiliyor. LGBT bireyler Afrika’da pek çok ülkede olduğu gibi ciddi saldırı ve tehditlere maruz bırakılıyor.

Yönetmen basın açıklamasında “Bir filmin iyi veya kötü, doğru veya yanlış olduğuna Kenya Sinema ve Film Kurulu değil, dünyanın dört bir yanından seyirciler karar vermeli, bu tip kararlar ülkenin sanatsal ilerleyişini engelliyor” dedi.

Hükümet sözcüleri ise yapımcıların hükümetin onayladığı senaryoda değişiklik yaptığını ve romantik sahneleri filme sonradan eklediklerini, yönetmenin ve yapımcılarının dava edileceğini belirtti ve “Lgbt hayat tarzının meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Bu yöndeki tüm çabaların karşısında Kenya Anayasası var” ifadelerini kullandı.

Film Kurulu daha önce yönetmenden filmin kurgusunda değişikliğe gitmesini istedi ancak Kahiu, bu öneriyi kabul etmeyip gerekli yasal prosedürlerin başlatabileceğini belirtti ve filmdeki özgür ifadesine zincir vurulamayacağını vurguladı.

Rus yönetmen Serebrennikov Cannes biletini aldı ancak evden çıkamıyor

Russian theatre director Kirill Serebrennikov, who was detained and accused of embezzling state funds, gestures inside the defendants' cage as he attends a hearing on his detention at a court in Moscow, Russia August 23, 2017. REUTERS/Tatyana Makeyeva

İran’lı yönetmen Panhani gibi Rus film ve tiyatro yönetmeni Kirill Serebrennikov da ev hapsinde ve filmi de yine onun gibi ana yarışma listesinde.

Rusya’da yeni neslin en başarılı ve saygın tiyatro ve film yönetmenlerinden Kirill Serebrennikov, hakkındaki “devlet fonunu zimmetine geçirmek” suçlamasıyla yargılanıp ev hapsinde tutulurken, sanat hayatında başarılara imza atmaya devam ediyor. Rusya’nın en prestijli sahne sanatları ödüllerinden “Altın Maske” sahneye koyduğu iki oyunla Srebrennikov’a verildi.

Öte yandan Serebrennikov’un “Leto (Yaz)” adlı filmi de Cannes Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkacak. Rus rock müziğinin öncüsü olarak kabul edilen Sovyet sanatçı Viktor Tsoy’un hayatını anlattığı film Cannes’da yarışacak.

Kirill Serebrennikov’un geçen sene yolsuzluk iddiasıyla “Leto” filminin çekimleri sırasında gözaltına alınması Rusya’da büyük yankı yapmıştı. Sanatçı, çıkarıldığı mahkeme tarafından ev hapsi cezasına çarptırılmıştı. Yönetmen tüm suçlamaları reddederken, yönetmenin yargılaması sürüyor.

Gözaltı süresinde Avrupa Film Akademisi yönetmenin salıverilmesini talep etmişti.  Akademinin yönetmenle ilgili basın açıklamasından dikkat çeken alt başlıklar ise şöyleydi: “ Tüm göstergeler Serebrennikov’un tutuklamasının politik nedenleri olduğunu gösteriyor. Yönetmenin acilen bırakılmasını ve sanat hayatında özgürlüğünün sağlanmasını talep ediyoruz”.

Serebrennikov’un bir önceki filmi ‘Öğrenci’ 2016 Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” kategorisine aday gösterilmişti.

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.