Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İsrail’i “süper güç” yaptım diyen Netanyahu’ya seçmen yarın ne yanıt verecek?

İsrailliler yarın, Başbakan Binyamin Netanyahu için bir referendum niteliği taşıdığı söylenen genel seçimler için sandık başına gidiyor. 5 milyon 880 bin kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede, 120 sandalyeli parlamentoya girmek için yarışan 42 partiden 10 ila 14’ünün yüzde 3,25 olan barajı aşması bekleniyor. 

Son yapılan anketler Likud partisi lideri Netanyahu’nun lideri olduğu sağ kanat bloğun, en yakın rakibi eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz’ın Mavi-Beyaz (Kahol Lavon) partisinin liderlik ettiği merkez sol bloğun önünde gittiğini gösteriyor. Buna göre, Likud da Mavi-Beyaz da 28’er sandalye kazanırken, sağ blok toplamda 66 milletvekili çıkarıyor. Ülkedeki seçim sistemi herhangi bir partinin tek başına iktidar olmasına engel. Dolayısıyla en çok oyu alan partinin lideri meclis çoğunluğunu sağlayacak bir koalisyon kurmaya çalışıyor. Bu açıdan Netanyahu’nun şansı Gantz’a göre daha yüksek, zira Gantz ile koalisyona girmeye yanaşacak parti sayısı sınırlı.

2009’dan beri başbakanlık koltuğunda oturan Netanyahu, bir dönem daha bu görevi alırsa, 1996-99 arasındaki başbakanlığıyla birlikte toplam 5 dönem ile ülke tarihinin en uzun süre hükümet eden lideri unvanını alacak.

Yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları Netanyahu’ya desteği fazla etkilemedi

İsrail vatandaşı yaklaşık 2 milyon Filistinliyi temsil eden partilerse iki ayrı ittifakla seçime katılıyor. Anketlere göre, bu partilerinden Eşitlik ve Barış için Demokrasi Cephesi (Hadaş) ile Değişim için Arap Hareketi’nin (Ta’al) kurduğu ittifakın 7, Ulusal Demokratik Birlik (Beled) ile Ortak Arap Listesi’nin oluşturduğu ittifakın ise 4 milletvekili çıkarması bekleniyor.

İsrail’de seçimler normalde Kasım ayında yapılacaktı. Ancak savcılığın Netanyahu hakkında “yolsuzluk, rüşvet ve görevi kötüye kullanma” suçlarından iddianame hazırlayacağını açıklaması üzerine, dava görülmeye devam ederken seçime girme riskini ortadan kaldırmak isteyen Netanyahu koalisyon ortaklarından biriyle yaşadığı anlaşmazlığı fırsata çevirerek erken seçim kararı aldı. Seçimden sonra hakkındaki suçlamalarla ilgili ifade verecek olan İsrail Başbakanı, eğer yargılanırsa rüşvet suçundan 10, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlarındansa üç yıla kadar hapis cezası alabilir.

Netanyahu: “İsrail’i bir süper güç konumuna getirdim”

Fakat bu olasılık ve suçlamalar 69 yaşındaki siyasetçiye desteği çok da fazla etkilemiş görünmüyor. Üstelik Netanyahu yarışın son düzlüğünde İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki egemenlik iddiasını tanıyan ABD Başkanı Donald Trump’tan çok etkili bir seçim desteği de aldı. Netanyahu da hafta sonu el artırıp Batı Şeria’da işgal altındaki Filistin topraklarını ilhak etmeyi vaat etti. Batı Şeria’nın ilhakı aralarında iki devletli çözüm yanlılarının da olduğu yüzde 42’lik halk desteğine sahip bir konu.

Trump yönetimi, Netanyahu’nun da mimarları arasında yer aldığı anlaşılan ve “yüzyılın anlaşması” olarak pazarlanan Filistin sorununa çözüm planını seçimlerden hemen sonra açıklayacak. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti, Golan’ı da İsrail toprağı olarak tanımasından da anlaşılacağı üzere, söz konusu planın İsrail’in bugüne kadar uluslararası hukuk tarafından tanınmayan Filistinlilere ait hak ve toprak gasplarını kalıcı kılması şaşırtıcı olmaz.

Seçime birkaç gün kala kendine Rusya lideri Vladimir Putin ile birlikte fotoğraf çektirme fırsatı da yaratan Netanyahu, ülkenin uluslararası statüsünü yükseltmiş ve “beka”sını en iyi koruyacak lider olduğu algısını yaratmayı başarmış görünüyor. Pazar günü yaptığı konuşmada da boşuna değil, “Rakiplerim son 10 yılda başardıklarımın yanına bile yaklaşamaz. İsrail’i bir süper güç konuma getirdim” diye övünüyordu. Fakat İsrail’deki insan hakları örgütü B’Tselem’in direktörü Hagai El-Ad’ın da New York Times gazetesinde yazdığı gibi, bu konum İsrail’in Ortadoğu’daki “en demokratik ülke” olma iddiasını haklı çıkarmıyor: “Toprakların sistematik gasbı, dolaşım serbestisine kısıtlama getirmek ve siyasi hakların inkârı Güney Afrika Cumhuriyet’indeki Apartheid rejiminin köşe taşlarıydı. O ülke de kendini demokrasi sayıyordu.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.